saykocepkin
343 (çok gezmiş çok okumuş)
yedinci nesil yazar 17 takipçi 305.88 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    dark rift

    1.
  1. 16 ocak 2016 david haye mark de mori maçı

    1.
  2. 3.5 yıl aranın ardından david haye'in ringlere dönüş maçı. dönüş maçı için seçilen rakip epey riskliydi. 30 maçın 24 'ünü nakavt ile kazanan bir rakibini bir dakika içinde nakavt etti. hazır klitschko kemeri kaybetmişken anlaşılan david haye kemerlere talip olacak. fakat bu kemerleri onun kadar isteyen bir insan azmanı var, antony joshua. david haye bu maçta epey güçlü göründü. fakat joshua da az öküz değil. en azından furry denilen gulyabani kemerleri yakında ya joshua ' ya ya da haye'e kaptıracağı için içim rahat. tabi deontay wilder konusunu hiç açmıyorum bile.
    0 ...
  3. vakıfbank reklamında oynayan ebleh

    1.
  4. sinirlerimi zıplatan eblehtir. muhakkak bu uyuz reklama ve barındırdığı elemana denk gelmişsinizdir. hani şu 'cebime göre bir kredi bulsam...vs' diyen herif. hangi ajans bu reklamı bankaya kalaladı bilmiyorum ama tebrik etmek gerekir. Bu reklamı kabul ettirmek ve eşşek yüküyle para almak kesinlikle ticari bir başarıdır.
    0 ...
  5. sabri ugan a instagram da destek kampanyası

    1.
  6. Ekşisözkük'te başlatılan ve desteklediğim kampanya. ortada spiker ve futbol adamı olarak gezen yüzlerce zirzop varken sabri ugan'a gereken değerin verilmediğini düşünüyorum. Lig tv'de lig maçlarını anlatsa fena mı olur?
    0 ...
  7. kim sanders

    1.
  8. kadife sesli müzisyen. delicately yours adında süper egzotik bir şarkısı vardır.
    Ayrıca maserati quattroporte quattroporte reklamlarında kullanılmış olan let me love you adında bir başka muhteşem şarkının vokalistliğini yapmıştır. şarkının düzenlemesi schiller kırosuna aittir.
    0 ...
  9. katliam yapmadan önce kahvaltı yapmak

    1.
  10. ankara katliamını yapan şerefsizlerin onlarca insanı katletmeden önce kahvaltı yapmasıdır. nasıl bir psikoloji, nasıl bir inanmışlık ve nasıl bir soğuk kanlılıktır anlamak mümkün değil.
    1 ...
  11. aşklar melekler

    1.
  12. prof. dr. kemal sayar'a ait harikulade bir deneme yıllar önce ilk okuduğumda nasıl içim sızladıysa bu gün yine aynı şiddette yüreğimi yakmıştır. yanmak isteyenler için yazının tamamı;

    bir odada dokuz on psikiyatri hekimiyiz. hepimiz genç bir adamı dinliyoruz. genç adam ağlıyor. içinden taşan bir isyanla, sözü gözyaşına katık ederek konuşuyor. sadece bu topraklarda tesadüf edilebilecek kadar sahici, sadece bu topraklarda dile getirilebilecek kadar içten bir aşk ıstırabını, sevdiğinin etrafında sema eden bir derviş gibi anlatıyor. ona sorular soruyoruz. o ise başka bir zamandan haberler getiren bir yalvaç gibi, bizi o zamanın içine çekerek, bizi başka bir dünyanın ve başka bir varoluşun mümkün olduğuna ikna ederek anlatıyor. doktorların gözleri usul usul buğulanıyor. az sonra teker teker odanın dışına çıkıyor, ıslanmış gözlerini suyla avutup geri dönüyorlar. kimilerinin takati gözyaşlarını saklamaya yetmiyor. odada herkes ağlıyor. bir gözyaşı ayini yaşanıyor o sırada. modern dünyada eşine az rastlayabileceğiniz bir arınma zamanı, başkasının ıstırabına yüreğin kapılarının sonuna kadar açıldığı bir melek sofrası. genç adam ağlıyor, anlatıyor ve ağlatıyor. arkadaki bakımsız bahçenin ağaçları, otları ve böcekleri ağlıyor. istırap, gözyaşlarının ipek halısıyla akıl hastanesinin uzun koridorlarında dolaşıyor, kalbi olan kim varsa ona değiyor, avlunun 'küskün kral'ları olan kronik şizofrenler ağlıyor.

    aynı fabrikada asgari ücretle çalışan birbirine aşık iki gencin öyküsüdür bu. bu ülkede mülksüzlerin en büyük mülkünün aşk olduğunu, dünyaya otağ kuramayanların aşkın harcıyla karılmış köşklerde yaşayabildiğini anlatan bir öykü. ancak aşkın var ettiği bir imlayla konuşup yazan, dünyanın kirinden pasından arınmış, hal ilmini izleyerek sözün duraklarını geçmiş, hayatın hay huyunda oyalanmamış, birbirini melek kalbiyle seven çocukların öyküsü. aşk, insana bir melek kanadının değip geçişinden başka nedir ki zaten?

    aşkların en temiziyle, 'gökyüzüne sıçrayan' bir sevdayla severler birbirlerini. artık, 'zemin ateş, zaman ateş, bütün nakş ü nigar ateş'tir. kızın ailesi bu aşka razı olmaz, çocuk türkiyenin doğusundandır, o sana layık değil derler, bak üniversite bile okumamış derler. kahramanımız ferhad olup dağları delmeyi dener. öyle bir çalışır ki üniversite sınavına, iyi bir fakülteyi kazanır. ama 'insafın o yerde namı yok'tur, yine gerisin geri edilir. aile, nuh der, peygamber demez. sonra kızlarını bir akrabalarına nişanlamak isterler. o gece kız meleklerin kanatlarına tutunup uçar. o kadar koyu bir yeis içindedir ki kalbinin sızısını boynuna doladığı ilmekle yok eder. ruh göğe yükselirken melekler onunla alemi seyreder.

    'onun ardından dua okumayacağım, namaz kılmayacağım' diye ağlıyor, 'madem o benim için kendisini öldürdü ve madem canına kıyanların yurdu cehennemdir, ben onsuz cenneti istemiyorum, ben onunla birlikte yanmak istiyorum'. ah, galip dede! kim derdi ki bir aşık çıkacak da asırlar sonra senin şiirini bağrı yanarak, feryat ederek, hal bilgisiyle terennüm edecek : 'ey ay, gül bahçeleri, bana, sensiz oldukça her solukta cehennemden dem vurur: ağaç ateş, fidan ateş, gül ateş, yaprak, meyve, ateş'. Şimdi bir psikiyatri kliniğinde, bir intiharın kucağından az önce alınmış, yeryüzünde divane dolaşmaya, ruhunun en ücrasına yürümeye ve hep sevdiğinin adını söylemeye yazgılı bir mecnun olarak tedavi edilecek. aşkı iyileştirebilir miyiz? aşk ıstırabından elektroşoklarla uyandırabilir miyiz onu? peki ya, sevebilecek mi uyandığı bu yeni dünyayı? sevgilinin yüzü olmadığında gün yine ışıyacak mı?

    aşk, kimi insanlar için çiledir. aşkla yanarak kendimizi fark eder, ruhumuzun derinliklerine olta atarız. Çile çekerek, anlarız. genç adamın ruhu, bu çileyle pişecek. onun hikayesi bize başka bir dünyanın mümkün olduğunu anlatıyor. belki bir defa daha o odada hep beraber sessizce ağlamayacağız ama meleklerin bize görünür gibi olduğu o anı, hep hatırlayacağız. karşımıza ilk defa o gün çıkan genç adamın hüzünlü öyküsü, onun bulup bizim kaybettiğimiz bir şeyi bize daima hatırlatacak. onun sevişindeki saflık, çileyi göze alışındaki samimiyet, kalbin evine dönerken yolumuzu aydınlatacak.
    0 ...
  13. 5 ağustos 2015 fenerbahçe açıklaması

    1.
  14. shaktar donetsk maçı vesilesiyle digiturk'ün haksız kazanç sağladığı ve bu tavrından vazgeçmediği taktirde fenerbahçe nin maçlarının yayınlanmaması dahil hukuki olarak önlem almayı ifade eden açıklamadır.

    ---spoiler---

    bugün oynanacak uefa Şampiyonlar ligi 3.ön eleme turu rövanş maçının digitürk tarafından başta fenerbahçeli taraftarlarımız olmak üzere tüm futbolseverlere 30 tl ücret karşılığı satılmasını şiddetle kınıyoruz.

    digitürk’e üye olan ve spor paketi aboneliği satın alan tüm taraftarlarımızın ve de bütün futbolseverlerin bu mağduriyeti ile ilgili olarak söz konusu kurumun bu yanlıştan döneceği umuduyla maç saatine kadar bekledik.

    ancak ilgili kurumun bu kararından taviz vermemesi üzerine işbu açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur.

    digitürk kurumu bilmelidir ki, profesyonel futbol takımımız’ın bundan sonra oynayacağı avrupa kupası maçlarında haksız kazanç içeren bu tarz uygulamaları sürdürdüğü taktirde her türlü tedbir ve yaptırım kulübümüz tarafından uygulanacaktır.

    bu yaptırım ve tedbirlerimiz; bundan sonraki tüm karşılaşmalarımızın digitürk tarafından yayınlanmasını önlemeye yönelik yasal girişimlerimizi de kapsayacaktır.

    ilgili kuruma öneri ve tavsiyemiz en kısa süre içinde bu tarz uygulamalardan vazgeçmeleri yönündedir.

    kamuoyuna duyurulur.

    fenerbahçe spor kulübü

    ---spoiler---
    5 ...
  15. pişmanlıktan ne yapacağını şaşırmak

    1.
  16. Genel olarak yaşadığım durum. bir anlık değil. olmayanlar, özellikle olma ihtimali olup gerçekleşmeyenler yüzünden bazen aklımı oynatacak gibi oluyorum. en basit ifadeyle içim acıyor. ne anlatabilirim, ne dinletebilirim.

    Yasını tutuyorum kararttığım düşlerin,
    Yıpranmış divâneler gibiyim sokaklarda,
    Amansız bir ütopya üfleyen pencereler
    Lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi.
    Önümde, haksızlığın hesaba çekildiği,
    Hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer.
    Arkamda, kare kare ömrümü belirleyen,
    Hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler...
    0 ...
  17. bok yoluna gitti niyazi lafını bilmiyorlar

    1.
  18. şerefsizin birinin zırvası. yüzüne tükürmeye bile değmez.
    2 ...
  19. 2004 model ve üzeri alfa romeo 156

    1.
  20. beni heyecanlandıran otomobillerdir. açıkçası peşine düşmüş durumdayım. alfa kullanıcısı olan, özellikle bu modelleri kullanan yazarlardan akıl, fikir ve tavsiyeler bekliyorum.
    0 ...
  21. dünya liseler arası futbol şampiyonası

    1.
  22. az evvel biten maçta trabzon erdoğdu anadolu lisesinde okuyan gençlerimiz finalde brezilya yı 2-1 yenerek şampiyon olmuştur.
    0 ...
  23. dmitry kudryashov

    1.
  24. lakabı russian Hammer olan psikopat rus boksör. 17 maç, 17 galibiyet ve 17 nakavt'lık bir karnesi var. geçen gün bu abinin bir maçını izledim. rakibe ilk rauntta attığı etkili tek yumrukla herifi hastanelik etti. izleyenler bilirler; mike tyson'ın attığı en kıytırık yumruk bile rakiplerini çoğu zaman indirirdi. ha işte, bu adam tam olarak aynen öyle bir güce sahip.
    1 ...
  25. 17 ocak 2015 stiverne deontay wilder maçı

    1.
  26. wbc ağır şikayet unvan maçı. 32 maçta 32 nakavtı bulunan wilder kemeri alabilecek mi diye sabahın köründe bekliyoruz. maç başlamak üzere boks severler ekran başına!

    edit: tahminler doğru çıktı ve wilder hayvanı Güle oynaya kemeri aldı.
    0 ...
  27. türgev yurtlarında 1050 tl ücret talep edilmesi

    1.
  28. dün başımıza gelen hadisedir. kız kardeşimin izmir de üniversite kazanmasıyla birlikte yurt kaydı için izmir yollarına düştük. kyk başvurumuzun olumsuz sonuçlanması ve yedek sıralamamızın iki bin küsür sırada bulunması sebebiyle özel yurtlara yöneldik. bir kaç özel yurda baktıktan sonra yeni açılan türgev yurduna da bir bakmamız tavsiye edildi. yurda gittiğimizde zebellah gibi bir bina ile karşılaştık. bırakın izmir'i, istanbul da bile böyle lüks bir bina sayısı bir elin parmaklarını geçmez. içeri girdiğimizde gayet güler yüzlü bir kaç hanım bizi karşıladı. kısa bir sohbetin ardından yurt müdürü ile görüşmeye geçtik. Samsundan izmir'e geldiğimiz için biraz tedirgindik. yurt müdürü sağ olsun gayet güzel yurdun reklamını yaptı. iş kuru fasulyenin faydalarına geldiğinde gerçek ortaya çıktı. iki kişilik odaların 1050 tl, üç ve dört kişilik odaların ise 750 ve 550 tl olduğunu öğrendik. açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradık. mevcut meblağları karşılayacak olsak okulun yakınlarında bir yurt arardık. ayrıca söz konusu kuruluş bir vakıf! olduğundan fiyatların daha makul olacağını düşünmüştük. benim bildiğim vakıf dediğin yardım eder, bunlar bildiğin sadece yardım topluyor. yardım etme kısmını görmüyorlar galiba. sonuç olarak elimiz mahkum okulun yakınında bulunan bir yurda kaydımızı yaptırdık. teşekkürler türgev, yardımı bir tarafınızdan anladığınız için.
    3 ...
  29. sesler ve adımlar

    1.
  30. Nurullah Genç'e ait çok güzel bir şiir;

    Her uzakta güneş yüzlü bir yakın
    Her yakında bir uzak görüyorum
    Kalbimin rengarenk kalelerinden
    Bir yangının kalbinde yürüyorum
    Onu arıyorum yollar içinde
    Mahremini rüzgardan sakınan kullar içinde
    Ruhumuza yazılanın adıyla
    Bir tespihe dizilenin adıyla
    Gözlerinin karasında bahtımı
    Hıra'sında tahtımı arıyorum
    Yeryüzünün saçlarında büyüyen
    Bir yangının kalbinde yürüyorum
    Bir mağara dört yanında gölgeler
    Diyor ki:
    Kapımda atlılar vardır
    Bir ben değilim yüzyıllardır yokluğunda gül dalını koklayan
    Gece gündüz kıyameti bekleyen
    Bir örümcek; avuçlarında sukut diyor ki:
    Bakıp da görmeyen gözler elbet bir zindanın kahrını özler
    Bu ateş nasılda kavurdu beni
    Ona yakın kılanın adıyla örüyorum ağlarımı
    Bu aşk tenhalara savurdu beni
    Taşları gözyaşı döken bir şehir diyor ki:
    Kötürüm oldum ağrımdan hala kan akıyor duvarlarımdan
    Bugün ona pervane olsa da düşlerim ve çocuklarım
    Hep bir titreyiştir tenimi saran
    Mutluluğum yarım, sevincim yarım
    Bir dağ bir yiğidin şahadetiyle vurmuş kendisini dağlar üstüne
    Diyor ki:
    infilak etseydim o an başına düşseydim dokunanların
    Bir yanımda okçuların sızısı, bir yanımda hüznün alınyazısı
    Yıkılıp kalsaydım çağlar üstüne
    Ve ölüm diyor ki:
    Öylesine saf, berrak ve güzeldi;Gülümsüyordu
    Giderdim en derin susuzluğumu
    Bende ölümlüyüm bilsem de bunu
    Kollarında buldum sonsuzluğumu
    Birde şair ses çölünde bezirgan; Diyor:
    Ne yok gibiyim nede ufkun ötesinde var gibi
    Harfler ona doğru uçuyor kuşlar gibi, heceler ona doğru
    Hangi hayalin sessizliğine saklasam ömrümün çığlıklarını
    Ona doğru tükeniyor karanlık, geceler ona doğru
    Tarih haykırıyor kim okur benden hayat kitabının sır yazısını
    insan hangi yurdu arayıp durur
    Yalnız onun izi kalır evrende, ev yıkılır su kurur
    Çöküyor kibrinde çürüyen sanat
    Gönlüme doluyor şimdi kainat
    Durup durup ışıldayan sesleri boynu bükük duyuyorum
    Aynalar beni bana gösteriyor yeniden
    Ruhumuza yazılanın adıyla
    Bir tespihe dizilenin adıyla
    Diriliyor hücrelerimde bahar
    Kalkıyor o kabus perdesi birden
    Bembeyaz bir kapıdan giriyorum
    Kalbimin rengarenk çiçeklerinden
    Bir bahçenin kalbinde yürüyorum
    Ruhumuza yazılanın adıyla
    Bir tespihe dizilenin adıyla
    Diriliyor hücrelerimde bahar
    Kalkıyor o kabus perdesi birden
    Bembeyaz bir kapıdan giriyorum
    Kalbimin rengarenk çiçeklerinden
    Bir bahçenin kalbinde yürüyorum.
    0 ...
  31. elmas beşik içinde kundağını öptüğüm

    1.
  32. nurullah genç'in diken diken adlı şiirinde geçen tanımlama. sevmenin de böylesi dedirtir adama.
    0 ...
  33. başka zaman gelirim deyip gidişine

    1.
  34. Nurullah Genç'in boğaza düğüm attıran bir şiiri.

    ne zaman?!.. Çeşmelerden zehir aktığında mı
    bir damla kıvılcımın çölü yaktığında mı
    bir kartalın, burkulan bir yürekle uçarken
    yıkılan yuvasına dönüp baktığında mı
    uzak iklimlerde mi, havada mı, yerde mi
    beni senden ayıran bu incecik perde mi
    tünel kazmayı bile kolay kıldı yaratan
    nedir beni acılar dergâhında çürüten
    ölümün yolumuzdan çekildiği ânda mı
    bu ırmağın denize döküldüğü ânda mı

    ne zaman?!.. Fırtınalar koptuğunda mı, gülüm
    her insanın doğruya taptığında mı, gülüm
    göklerin alev alev kızarıp döküldüğü
    dağların iplik iplik yerinden söküldüğü
    kâinatın yeniden kurulduğu günde mi
    dönüşü bulunmayan esrarlı düğünde mi
    arıyı çiçeklerle buluşturan adına
    görmeyeni gözüne kavuşturan adına
    sende mi bir mum gibi eriyip söneceksin
    söyle gülüm, ülkeme ne zaman döneceksin?
    1 ...
  35. ronaldinho gelirse sol beke yardım etmez

    16777211.
  36. gündeme gelecek olan söylemdir.
    1 ...
  37. 9 kasım 2013 kasımpaşa gaziantepspor maçı

    1.
  38. Kasımpaşa'nın ilk 22 dakikada üç gol atarak fatality yaptığı maç. gaziantepsspor da dikkat çeken tek şey teknik direktör Bülent uygun un saati.
    0 ...
  39. hymn for the missing

    1.
  40. red in iç acıtan hançerlerinden biri. özlem duyarken dinlenilmemesi tavsiye edilir. sözleri basit de olsa, müzik ile birleşince öldürücü olabiliyor. sözlerini de yazayım tam ola.

    I tried to walk together
    But the night was growing dark
    Thought you were beside me
    But I reached and you were gone
    Sometimes I hear you calling
    From some lost and distant shore
    I hear you crying softly for the way it was before

    Where are you now?
    Are you lost?
    Will I find you again?
    Are you alone?
    Are you afraid?
    Are you searching for me?
    Why did you go? I had to stay
    Now I\'m reaching for you
    Will you wait? will you wait?
    Will I see you again?

    You took it with you when you left
    These scars are just a trace
    Now it wanders lost and wounded
    This heart that I misplaced

    Where are you now?
    Are you lost?
    Will I find you again?
    Are you alone?
    Are you afraid?
    Are you searching for me?
    Why did you go? I had to stay
    Now I\'m reaching for you
    Will you wait? will you wait?
    Will I see you again?
    1 ...
  41. bayan harikadır

    1.
  42. kadınlar için 'iyi ki varlar' demeye çalışan sinan engin beyanı.
    0 ...
  43. mezar taşımdaki dört mısraya bakarken ağlayışına

    1.
  44. Nurullah Genç\'e ait çok güzel bir şiir.

    ağlama, sonsuzluğun kapısıdır bu taşlar
    ağlama ki, onlarda feryât etmeye başlar
    neden toprak olduktan sonra geldin yanıma
    bir ömür nerde idin od düşerken canıma
    mâdem acı çekmemi istemiyordun gülüm
    neden yandığım halde, acı çekiyor külüm
    mahrumun olsam bile, ağlama, kabrimde ben
    dayanamam kederlenmene, kahrına rağmen
    eyvah, sende solmuşsun istilâ kıskacında
    sonbahar rüzgarları sevişiyor saçında
    gözlerinde, kırılgan tebessümü akşamın
    nerde, esirgediğin o mağrur ihtişamın
    dünya mı sarsılıyor, yoksa titriyor musun
    ben sana tiryakiyim hâlâ, biliyor musun
    toprağımda tütüyor hayalin, buhur gibi
    her gece bekliyorum gelmeni, sahur gibi
    komşularım soruyor: Kimdir bu nazlı sultan?
    adını anacağım ânda ağarıyor tan
    sen güneşe bakarken, uykuya dalıyorum
    haberini her yani gelenden alıyorum
    bu hayal hakikatin özüdür, rüya değil
    sûretimi görürsün, mezarıma bir eğil
    okursun kitâbemde vardığım son durağı
    bulursun başucumda gülümseyen burağı
    \'Hû\' sesini fısıldar kulağına taşlarım
    ruhuna kâfur gibi yayılır gözyaşlarım.
    0 ...
  45. uzaktan uzaktan

    1.
  46. Nurullah Genç'e ait bir şiir.

    Has bahçesinde ömrün yakın olmaz bana gül
    Bîzârım ümidime kurulan her tuzaktan
    Tutuştu o lâcivert hayâle düşen kâkûl
    Bakanlar baktı sana; ben uzaktan uzaktan

    Yandı birden korkuyla gözlerine uçan kuş
    Bulutlar aynalara seni sordu ıraktan
    Deniz sanki isyankâr bir rüyada boğulmuş
    Nehirler aktı sana; ben uzaktan uzaktan

    Peşimde her âşığın gölgesini taşırım
    Alırım esrârını her devin bir dudaktan
    Dağda haramilerle, kurtlarla ağlaşırım
    Gökler sıcaktı sana; ben uzaktan uzaktan

    Nerede bu çileyi çekenlerin tarihi
    Kalbimin enkazına kan akıyor duvaktan
    Çölde kalan ruhların bile döndü talihi
    türküler yaktı sana; ben uzaktan uzaktan

    En kâvi diken dahi murâd alır bağında
    Bırakıp derde beni, kurtulursun firâktan
    Gece- gündüz esridin bir kaktüs yaprağında
    Gelmem yasaktı sana; ben uzaktan uzaktan

    Simsiyah bir kıyamet tohumu filizlenir
    Mezarıma isminle atacağın topraktan
    Acılar sanki neden bu sevdada gizlenir
    içim tutsaktı sana; ben uzaktan uzaktan.
    1 ...
  47. çağdaş zengin

    1.
  48. tgb başkanı imiş. gezi parkı eylemlerinde amaçlarının hükümeti devirmek olduğunu ifade etmiş. dokuz taşı üst üste koyup deviremeyecek dangalakların hayaline bak hele. demokrasi mi? boşver. seçim mi? hiç önemli değil. önemli olan kendi arzuları. yazık.
    1 ...
  49. kara sevda belirtileri

    1.
  50. aşkın, sınırını aştığını gösteren belirtilerdir. en bilineni yemeden içmeden kesilmektir.
    0 ...
  51. acil değil ama çabuk çabuk

    1.
  52. necati şaşmaz aforizmasıdır. sıcak sıcak çıktı. beynim sulandı.
    1 ...
  53. taksim gezi parkı için referandum yapılması

    4.
  54. hüseyin çelik açıklamıştır. muhtemelen yapılacaktır.
    3 ...
  55. provakatör olarak aylin nazlıaka

    1.
  56. sevgili milletvekilimiz provakenin tillahını kameralar önünde yapmıştır. ankara da parkta eylemciler çadır kurmuş eylem yaparken, polis yetkilisi gelip eylemcilerle konuşmaya başlıyor. polis, gençlerin kurduğu kütüphane ve gıda standına müdahale etmeyeceğini fakat parka kurulan çadırların sökülmesi gerektiğini anlatıyor. gençler tamam diyor. iş tatlıya bağlanmışken sevgili milletvekilimiz aylin hanım gelip gençlerle konuşmaya başlıyor. gençlerden biri aylin hanıma ne yapalım çadırları sökmeyelim mi? diyor. aylin hanım 'bence sökmeyin' diyor! yazıklar olsun. orada polis müdahale etse, eminim aylin hanım kenara çekilir. nasıl olsa gaz ve cop'un muhatabı gençlerdir değil mi sayın vekilim?
    1 ...
  57. gezi olaylarını tahmin eden astrolog

    1.
  58. ilgili videoyu izledikçe içimi şişiren astrolog.
    0 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük