whose line\'a en çok katılan konuk olma unvanına sahiptir. hatta meraklısı biliyordur, whose line'daki performansı kırar geçirir. ingiltere versiyonunda clive anderson ile atışmaları bir yana, amerika versiyonundaki cinsel göndermeleri de pek keyiflidir. evlidir, çocuğu yoktur. jazz, funk ve uyuşturucu sever.
internetteki her tartışmada işe yarayan basit cümle.
"adam müslüman değilmiş abii ooaaaoaooa" --lan size ne
"adam atatürkü sevmiyo ohaa" --lan size ne
"adam atatürkü çok seviyo" --lan size ne
Leyla ile Mecnun hayranları olarak Kireçburnu\'nda toplanıyoruz ve eğlenceli bir gün geçiriyoruz.
Etkinlik erken saatlerde başlayacak. Sahne çekimleri sırasıyla; Erdal Bakkal önü, Mecnun Ev sokak ve Sahil olacak. Etkinlik boyunca (çekim olmadığı anlarda) çevreyi rahatsız etmeyecek şekilde L&M müzikleri çalınacak. Gelen hayranların; ad-soyad ve nereden geldikleri öğrenilecek. Bir liste oluşturulacak.
Tüm hayranlara yetecek şekilde çekirdek dağıtılacak. (Sahildeyken)
Çay olayını \"ekip leyla ile mi mecnun\"daki yardımsever arkadaşlarımız yapacak. Hafif gülen mutlu kutlu
Etkinlik sonunda gelen hayranlara kura ile birkaç hediye dağıtılacak.
(Erdal Bakkal şapkaları, kartpostalları, bardak,magnet ve belki ismail Abi\'nin ceketi...)
Çekimini yapacağımız senaryovari şeyden kısa bir kesit...
Giden döner mi?
\"ki beklemek en korkunç halidir yaşamanın...\"
Geçen seneki konsepti hatırlayalım. Hayranlar dizi mekanların geliyorlardı. Birer ikişer çoğalıyorlardı. Bu yeni tanıtımda şöyle bir şey yapalım. Bu sefer hayranlar dizi karakterleri gibi olmuşlar. Sevdiklerini kaybetmişler veya bekledikleri var...
Ayrıca;
TAMAMEN HAYRANLAR TARAFINDAN DÜZENLENiYOR.
PROFESYONEL BiR EKiP iLE ÇEKiM OLACAKTIR. FotoYOL ekibine teşekkürler!..
Bu etkinlik tamamen Ekip Leyla ile mi Mecnun\'a aittir.
DiKKAT: Etkinlik günü bayramdan sonra kesinleşecek. Şimdilik 18 Ağustos olarak görünüyor.
the following dizisinde james purefoy tarafından canlandırılan antagonist. romantik dönem amerikan edebiyatı, özellikle poe, hayranı bir edebiyat profesörü. kendisine ait/adanmış bir tarikat vardır ve poe-esque yöntemlerle insanları öldürmektedirler. manipülasyon ve hitabet yeteneği yüksektir.
edgar allan poenun nadir komedi unsurlu işlerinden olan çan kulesindeki şeytan* hikayesindeki kent. isminin \"wonder what time it is\" (saat kaç acaba) anlamına geldiğine inanılabiliyormuş.
alman çizer reinhard kleist tarafından çıkarılan bir johnny cash çizgiromanı. johnny'nin hayatını pek çok bilinmedik ayrıntıyla ele alan, şarkılarının hikayesini açıklayan kitabın bir özelliği de bütün bunları bir mahkum olan glen sherleynin gözünden yapması. türkçeye her yer karanlık olarak çevrilmiş ve 15 liraya satılıyor, cash severlerin mutlaka okuması gereken bir hazine.
johnny cashin folsom hapishanesindeki konserinden kısa bir süre önce eline geçen, bir mahkum olan glen sherley tarafından yazılmış şarkı. cash şarkıyı okur, çok beğenir. konser günü bitiş şarkısı olarak seslendirir. sherley'e "bu şarkı çok güzel, bunu yazan biri kötü biri olamaz, buraya ait değilsin" der. türlü yardımlarla sherley'nin çıkmasına yardımcı olur -legal olarak-. albümlerinde sherley'den de yardım alır. şöhret hayatı sherley'e fazla gelir. bir tüfekle kendisini vurur.
aydın doğan ticaret meslek lisesi'nin radyo tv bölümü kurgu öğretmeni murat toprak'ın yazdığı, defalarca izlenilmiş filmleri bile kurgu bilgisiyle daha iyi anlamaya olanak sağlayacak kitap.
arka kapaktan,
Film kurgusu, dışarıdan bakıldığında görüntülerin belli bir sıraya göre dizilmesi gibi görünse de, aslında bunun çok ötesinde bir anlam ve etki yoğunluğuna sahiptir. Kurgu kuralları ve teknikleri, insan beyninin işleyişi ve algılaması düşünülerek oluşturulmuştur; uydurma, rastgele, fantazi kurallar değillerdir. Bu ilkeler, verici (yönetmen) ve alıcı (seyirci) arasındaki ortak bir dilin kullanımıdır.
Sinema kurgusunun 100 yılı aşan birikimini yansıtan bu çalışma, kurgunun kurallarını koymak ya da mevcut kuralları göstermenin ötesinde, sinemaya yeni boyutlar kazandırma, anlatının sınırlarını genişletme, sinemanın içsel zekasını anlama ve filmleri bu yolla anlamlandırma yolunda bir çabadır.
konumunuz ne olursa olsun, çok zor iştir. mobbing fazladır. çalışma saatleri de bir o kadar tutarsızdır.
asistan olarak hangi bölümde ne yapacağınızın kısa bir özeti: kamera: kameraları, tripodları, masa ve monitörleri taşır, kurar, çekime hazırlarsınız. ışık: ışık ayaklarını; reflektör, difüzyon ve filtreleri taşır, tutarsınız veya ışığı kurar başında beklersiniz. ses: oyunculara mikrofon takarsınız, boom tutarsınız, biraz zaman geçince mikserin başında oturabilirsiniz. reji: oyuncuların söyledikleri, senaryo ile doğru orantılı mı gidiyor kontrol edersiniz, yönetmenin istediği yiyecek içeceğin de sorumlusu sizsinizdir. sanat: sahnede kullanılacak dekor ve aksesuarın tümünü sahneden önce hazırlarsınız. kostüm: oyuncuların kostümünü tasarlar ve/veya temin eder, üzerinde yamuk duruyorsa düzeltirsiniz. set ekibi: her ekibin yardımına koşarsınız, daha çok onların yapamadığı ağır işleri yaparsınız. ekibin en önemli kişisi, moral kaynağı çaycı da bu kategoriye girer.
arkamda oturan, eskiden tikky şimdi kezban dediğimiz (çok farklı durabilirler ama tamamen aynı şey) kız gossip girl'den bahsetmeye başladı. biri öbürüne gossip girl'ü kötülerken diğeri cevap verdi, aman sanki lost çok mu farklı, diye. neyseki ikisi de lost'u aşağılamadı. fakat ilk izlediğinde bitirmemiş, ikinci izleyişinin de daha 4. sezonunda olan biri için fena spoiler verdiler, sonunu söylediler. ağızlarına ağızlarına vurmak istedim. son durağa geldik, indim.
35a hattında şoförün iki arkasında oturan kilolu kız ve yanındaki bej ceketli kız, allahınızdan bulun.
şehremininde bir düğün salonu olsa gerek.
yarın sohbetli, tasavvuf konserli, semazenli, tam anlamadım ama böyle bir şeyler varmış. ilgilenenlere duyurulur **
arsız çocuk mottosu. ilgi çekmek ister, iyi bir şey yaptığında "hıı tamam kızım/oğlum bi dakka bi şey konuşuyorum" diye geçiştirilir. bu sefer kötü bi şey yapar, yaramazlık yapar. o tip bi anne bu yaramazlığa ne yazık ki şiddetle cevap verir. ama çocuk dayaktan rahatsız olmaz, belki ağlar ama içten içe sevinir, çünkü dikkat çekmiştir. annesi onunla ilgilenmiş, çağrısına cevap vermiştir. negatif bile olsa.
şevket: Benim ismim Şevket.
(dilek güler)
şevket: Niye güldün?
dilek: Şevket komik bir isim.
şevket: Ama ismim Şevket.
(dilek yine güler)
şevket: Şimdi niye güldün?
dilek: Ne bileyim, herkes adım der, sen ismim diyorsun.
şevket: Ama ismim Şevket.
leyla ile mecnun dizisinin en akılda kalan cümlelerden biri. ismail abi tarafından, erdal bakkala söylenmektedir. genelde erdal bi cimrilik, bi bencillik yaptığında söyler. günlük yaşantımızda kullandığımız leyla ile mecnun cümlelerinden biridir.
yyyyuh ama artık erdal (bazen irdal) abi diye okuyabilirsiniz.