Yazılış ve okunuş bakımından farklı fakat anlamca aynı olan kelimelerdir. Bu tür kelimeler birbirlerinin yerini tutabilir. Anlamdaş kelimelerin birisi genelde yabancı kökenlidir.
Fakat bazı durumlarda anlamdaş kelimeler birbirinin yerini tutamaz: ''kara bahtlı'' kelime grubunda ''kara'' kelimesinin yerine ''siyah'' kelimesini kullanamazsınız. Çünkü iki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş veya yakın anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir.
kelebek ile aynı ortamda, hele ki üzerinize doğru uçma durumunda kişinin çığlıklar atarak korku içinde kendini ortamdan uzaklaştırmak istemesidir.
dünya üzerinde şu sevimli yaratıktan korkan tek ben varım sanıyordum iki kişi ile tanıştım duygu ve hislerimiz aynı, azımsanmayacak kadar çokuz, korkumuz büyük.
eğer çocuk;
Söylediklerinize işitme problemi olmadığı halde işitme problemi varmış gibi tepki vermiyorsa, ismini söylediğinizde size tepki vermiyorsa, Başkalarının söylediklerini anlamıyorsa, Göz kontağı kurmuyorsa, Taklit becerilerinde problem varsa, Babıldamaya geç başlamış ya da hiç ses çıkarmıyorsa, Sesleri taklit etmiyorsa, Oyun oynamıyorsa, Oyuncaklarla amacına uygun oynamıyorsa, Sembolik oyun oynamıyorsa, iletişim kurmak için sadece jest ve mimikleri kullanıyorsa, Sadece istek ve protesto için sizinle iletişime geçiyorsa, Fiziksel temastan hoşlanmıyorsa, Başka çocuklarla oynamaktan hoşlanmıyorsa, Hayal gücünü kullanmıyorsa, Takıntılı bir biçimde sallanma,parmaklarına bakma vb. hareketleri yapıyorsa bir an önce bir uzmana başvurmanızda fayda vardır.
otizm de tanıyı koyan kişiler çocuk nörologları ya da çocuk psikiyatristleridir.
eğer çocukta bu davranışlar var ise mutlaka uzmana başvurulmalıdır.
otizmde erken ve yoğun eğitim çocuğun gelişimi için çok önemlidir.
Konuda çok az çalışma yayınlanmıştır. Önce ki araştırmacılar hiperleksi tanımını, eğitim almadan 5 yaşından önce okumayı öğrenen ayrıca dilde ve sosyal ilişkilerinde güçlük olan bir grup olarak tanımlamışlardır. Cohen ve arkadaşları 1987 yılında, hiperleksiyi, disleksinin (sadece yazma dili anlamayla ilişkili) aksine, hem konuşma hem de yazmayla ilişkili ağır bir dil bozukluğu olduğunu öne sürmüşlerdir. Richman ve Kitchell 1982 de bu tip çocuklarda üstün bir işitsel ve görsel hafızaya sahip olduklarını ayrıca yalın kelimeleri bir makale içinde olmasına göre daha iyi tanıdıklarını söyledi. Bu çocuklarda kategorize etme güçlüğü vardır ve cümle içindeki yapısal ve anlama ilişkin ip uçlarını yakalamakta güçlük yaşarlar. Bu gözlemlerden bu çocuklarda bilginin izole küçük parçalar halinde depolandığı hipotezi ortaya atılmıştır.
Chicago' da Center for Speech and Language Disorder' da yapılan çalışmalarda bu grupla ilgili dört parametre incelenmiştir.
1. Okumaya erken başlama
2. ilginç dil öğrenme bozuklukları:
- ilk heceleme ve konuşma denemeleri ekolaliktir.
- Harflere, sayılara ve şarkı sözlerine karşı iyi bir işitsel hafızaları olduğu gibi iyi bir görsel hafızaları da vardır.
- Tek kelimeleri anlamaları cümleyi anlamalarına göre daha iyidir.
- Gestalt işlemleme
- Tekrarlayıcı ve basma kalıp konuşmaları vardır ve konuşmanın içeriğinde sık sık kendilerine has kelime ve cümlecikler kullanır.
- Konuşması normal bile olsa konuşmayı başlatma ve sürdürmede sorunları vardır.
3. Sosyalleşmede problemler
4. Gelişim öyküsü:
- Çoğunlukla erkektir.
- 18 ay ve 2 yaşına kadar normal gelişmişken, bundan sonra bir gerileme gösterirler.
- Normal bir heceleme anormal bir prozodi ile beraberdir.
- Bazılarında silik nörolojik bulgular olsa da genelde nörolojik bulgu vermezler.
- Hepsinde davranışsal ve sosyal anormallikler varken bazılarında self-stimulasyonlar gözlenir.
- Dili anlamada sorun yaşarlar.
- 5 yaşından önce okurlar ve kelimeler karşısında büyülenmiş gibi bir davranış gösterirler.
hocanın 'ders bitti imzalarını atanlar çıkabilir' diye buyurduğunda ufak çaplı bir gerilim yaşanmasına neden olan çoğu zaman birbirine benzeyen imzaların atıldığı üniversitelerin olmazsa olmaz en değerli kağıt parçasıdır.
Kalbini kim kırdı?
Artık mavi degil mi?
Denizler gökyüzü eskisi gibi
Kanatlarını kim caldi?
Artık sende değil mi?
Umutlarım bu sessizliğin eskisi gibi
Al sar kendini bu tülden duvak ile
Sarıl üşüme gelir gecer de kendine
Çarp savur kendini bu yalnız sarkı ile
itiraf et kendine o gitti…
Bir adam severken
Bir adam giderse
Bir adam gülümserken
Biri ölürse
Göz yaşım düşerken
Sözlerin biterse
Ardından uzanırken
Ellerin titrerse
Öyle kal öyle kal aşk hep sende
Öyle kal öyle kal aşk hep sende
Prader-Willi sendromu başta zeka geriliği, duygusal dengesizlik, kaslarda güç kaybı ve hipotonus, kısa boylu cücelikle beraber iştah bozukluğuna bağlı obezitenin gözlendiği kalıtsal hastalıktır. Nadir görülen bir hastalık olarak görünse de değildir.
Asperger sendromlu çocuklar bebeklik yıllarında sağlıklı gelişirler, otistik çocuklar ise çok daha erken belirti verirler, çevreleriyle iletişimleri yoktur, konuşma gecikmesi vardır. Asperger çocuklarda konuşma gecikmesi yoktur. Etyolojisi bilinmemekte, genetik geçişli bir sorun olduğuna ilişkin veriler olup, otistik bozuklukta olan sebepler sorgulanmaktadır. Hastalık, 3-4 yaşlarından sonra anlaşılmaya başlar, genellikle erkek çocuklarında daha sık görülür ve her dokuz erkek çocuğuna karşılık bir kız çocuğunda ortaya çıkmaktadır. Her beş yüz doğumda bir görülmektedir.
Asperger sendromu belirsiz bir durumdur, görünmeyen bir sendrom olduğu için, bu sendromlu olan kişiler, birçok kişi tarafından yanlış anlaşılmıştır. Belirsizdir, aynı zamanda tanımlanması da zordur, genellikle, ”üçlü bir eksiklik” olarak tanımlanmıştır, üçlü bir zorluklar seti;
toplumsal ilişkilerde zorluklar
iletişimde zorluklar
hayal gücünde zorlanmalar olarak bu eksiklikler ortaya çıkmaktadır.
Asperger Sendromlu çocukların tuhaf ilgileri veya acayip, yoğun tutkuları (alışılmadık şeyleri saplantı halinde biriktirme gibi) vardır. Belli bir konuya abartılı ilgi duyarlar. Örneğin otomobil, uzay, ağaç çeşitleri gibi eksantrik konularda her ayrıntıyı bilirler, arabaları motor sesinden bile tanıyabilirler. ilgi alanları konusunda insafsızca konferans verme eğilimindedirler; bu konularda tekrarlayan sorular sorarlar; fikir üretmekte problemleri vardır; diğerlerinin isteklerine aldırmaksızın kendi eğilimlerini takip ederler ve bazen de kendi kısıtlı ilgi alanları dışında kalan herhangi bir şeyi öğrenmeyi reddedebilirler.
Eğitilebilir düzeyde zeka geriliği olan Down sendromlu hastalar geç de olsa konuşabilir, kendilerine bakabilecek düzeyde sosyal gelişme gösterir ve çevreye uyum sağlar. Genelde taklit, resim ve müzik yeteneği olan, mutlu, arkadaş canlısı çocuklardır. Az bir bölümünde emosyonel sorunlar vardır. Büyük çoğunluğu basit meslekler öğrenebilir, müzik aletleri çalabilirler.
Bir plak gibi dönüyor gökte mavilik
Sesi asağıda, çok aşağıda
Üstünde bir duvarın. Duvarsa
Dondurma yiyen bir çocugun eli sanki
Taşmış akıyor
Öpüyor toprağı kanatan, nar çiçeklerini.