7 yıldır Fiji ve Funafuti resiflerindeki küresel ısınma sebebiyle atolleri inceleyen bir sivil toplum örgütünde greta adındaki yavşak bir karının danışmanlığını yapmaktayım. evet arkadaşlar, vajinanın bu kadar detaylı içini görünce aklıma bu resifler ve araştırma gemimizde greta ile yaşadıklarım aklıma geldi. söylemeden edemedim. nemo'nun yeni filmi çıksa da izlesek be. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2322826/+
21 yıldır dedesinin mezar taşlarını okuyamayanlar tarafından kurulan dedmezok derneğinde sayman olarak görev yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, aslında osmanlıca diye bir şey yoktur. sadece yazı dili olan osmanlı türkçesi vardır ve bu edebi bir dildir. osmanlıca, ordan burdan fofeynklenen bir dil olması sebebiyle okumak için de biraz farsça, biraz arapça, biraz türkçe bilmek lazımdır. yani şimdi bu sipsiler " okuyamıyoh " diye geziniyor ya yahu sen daha normal türkçeyi okuyup yazamıyorsun, üstüne bir de konuşamıyorsun bre cahil. saygı bizden sevgili kufi, talik, sülüs ya da girift hatlı mezar taşlarını okuyabilenlere.
12 yıldır sözlük erkek ve kadınlarının psikolojik ve sosyolojik bağlamda birbirleriyle olan örüntülerini inceleyerek bunları diyalektik ve ilişkisel sebep sonuç içerisinde değerlendirerek bir araştırma şirketine rapor olarak sunan denetim firmasında baş kurabiye olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, ups ya da hoops gibiler sizce neden bu kadar ilgi çekiyor? cevabı çok basit. toplum normlarının dışına çıkıp farklı frekanslarda yayın yapan her şey bu kadar dikkat çeker de ondan. peki bunun nedeni ne? sizsiniz sevgili arkadaşlar. sizler ups boobs gibileri var ediyorsunuz ve onun gibiler de siz bu şekilde üstüne düştükçe, eleştiri kisvesi altında aslında bilinçaltınızdaki ona ulaşamama güdülerinizi kontrol edemeyip saldırganlaştıkça, eleştiri düzeyini ayarlayamayıp hakaret ettikçe o ve benzerlerini güçlendiriyorsunuz.aslında hiç görmezden gelseniz, yokmuş gibi davransanız ups boobs da bir köşede unutulup gidecek. yalnız buradan kendisini de tebrik etmek istiyorum, zira sizlerle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. şuraya bak, sürekli bu kişiyi yerenler her gün nickaltında.
akira kurosawa'nın bu konuda harika bir sözü vardır. "anata ga karera o sanbi suru hodo, karera wa anata ni motto norimasu." yani "sen onları ne kadar yüceltirsen onlar da senin üstüne o kadar çok biner." şaka lan şaka, ben uydurdum şimdi. güzel cümle oldu ama. atasözü gibi. ata olacak adamdım ben.
8 yıldır sözlük içi atışmalar, edepsiz trollükler ve kankacılık müessesesiyle odakta olmaya çalışan bir boka derman olmaz asosyal ruh hastaları ile mücadele eden bir icq grubunun önderliğini yapmakta ve bu bağlamda bu zibidileri rencide ederek yedikleri bokları yüzlerine vurmakta olan bir sosyal adalet savaşçısıyım. evet sevgili arkadaşlar, bu terbiyesizler aslında eskiden efendi efendi entry girip siklenmemelerine istinaden yoldan çıkıp bu tür dehşetengiz yollara başvuran ve sapına kadar haklı kişiler. yahu sen zamanında bu güzel insanları korumamışsın, onlara sırtlanlara yem etmişsin, onlar da bakmış ki bu işin başka yolu yok, hadi biz acayip şeyler yapalım demişler ve sözlük de bu hale gelmiş. hiç kusura bakmayın. bunun sorumlusu bellidir. karpuz olsa da yesek. saygılar sunarım.
7 yıldır Etçiller takımına ait bir familya olan kedigillerle ilgili çeşitli araştırmalar yapmak üzere guatemala'nın başkenti guatemala'daki st garfield hayvanat bahçesinde pars, çita, çikita, jaguar,aslan, kaplanları birbirleriyle çiftleştirerek katır kılıklı kediler elde etmeye çalışan bilimsel bir etik kurulunda kedi mühendisi olarak çalışmaktayım. evet arkadaşlar, görüldüğü üzere bu benim uzmanlık dalım ve mesleğim gereği her türlü kediyle huhatam olmak zorundayım. kedilerin kafalarının kokmasının sebebi aşırı insülin ihtiyacına bağlı nacl2o2 bileşiklerinin molar kütlesinin 33g/mol'den düşük glikol ve metil alkolle tepkimeye girmesiyle oluşan su buharı sebebiyle olduğu kanıtlanmıştır. yani bu kedi hayvanlarının kafası öyle "hadi biz kokalım" deyip bilerek kokmuyor sevgili lassie severler. yaradılışları bu yönde. ne yapsın yani hayvan, bilime karşı gelip kafasını mı kessin, her dakika duşa mı girsin. adamı deli etmeyin.
3 yıldır kadınları yaftalama üzerine kurulmuş alfa bir komünle savaş halinde bulunan meriçleri ve centilmenleri koruma derneğinde güvenlik elemanı olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, kadınlar; sütyeni gözükse yollu, kapalı giyinse kezban, mayo giyse orospu, pantolon giyse erkek gibi, mini etek giyse kaltak, sevişse şıllık, sevişmese yatakta tahta gibi yatıyordur. sizin ben zihniyetinize sokayım sevgili likyalılar. tesla arabalar 2 saniyede 100 km'ye çıkıyor, bunlar hala askı derdinde. yahu bırakın göstersinler. size ne olm size ne. bakma anuna goim.
10 yıldır, sözlüğe ilim irfan dolu entryler girip de diğer yazarlar tarafından sallanılmaması sebebiyle bir şekilde küstürülmüş ve bunun akabinde troll hesaplar alarak uludağ sözlük'ün imajını yerle yeksan etmek için çeteleşmiş bir takım kımıl zararlılarıyla mücadele eden bir devlet kuruluşunda bilimsel entry danışmanı olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, sene 2010'ların başı, hiç unutmam bu sözlükte ne yazarlar vardı. allah sizi inandırsın Astrofizikçi Feryal Özel, Moleküler Biyolog Aziz Sancar, matematikçi Cahit Arf, tarihçi Afet inan, Dermatolog Hulusi Behçet Uz, Sümerolog Tarihçi Muazzez ilmiye Çığ burada yazardı. fakat gördüler ki sözlük kızlarının götünün kenarı, sözlük erkeklerinin adem elması, anın memesi gibi bir takım cinsel seksli başlıklar burada onlardan çok ilgi çekti ve onlar da bırakıp gittiler bu mecrayı. hatta bu üsttekilerden biri, "bir gün dünün en beğenilen entryleri " listesine girersem kafamı kesicem dedi. sırf ibneliğine kessin diye adamı listeye soktular. kesti o da. anın kafasına attı. değişik günlerdi. bilim vardı biliiiim.
14 yıldır yazarın kendi tercihi doğrultusunda nickaltının sol frame'e gelmesini bdv'ye yazarak engelletmesine rağmen " x nickli yazar" tadında başlıklar açıp ilgi orospuluğu yapan bir sözlük çetesiyle dalaşan gizli bir telegram grubunun yöneticiliğini yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, benim gözümde x nickli yazar ne yaparsa yapsın, x nickli yazar başlığı açan bir geri zekalıdan her daim evladır. salaksınız amına koyim.
4 yıldır sözlükte yazıp da sırf polemiğe girmeme adına bir takım troller ve normal insanlarla mesajlaşarak hem kendini hem de başkalarını üzmeme adına özel mesaj alımını kapatarak sanki bir bokmuş gibi hisseden yazarlarla mücadele eden bir icq grubunun mihmandarlığını yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, ben de az önce özel mesaj alımımı açtım ve saat 15:23. bir dakika süreyle mesajlarınızı cevaplamaya karar verdim ve süreniz başladıhıhıhıhı.
edit: saat 15:24 ve maalesef süre doldu. sorularınızı okudum ve cevaplamaya sürem kalmadı.
3 yıldır bisiklete binen kızların gidon ile bekaretlerinin bozulabileceğini ima eden geri zekalı bir çeteyle mücadele eden bir sivil toplum örgütünde pinokyo olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, elon musk dünyanın ve teknolojinin amına koyuyor, starlink dünya yörüngesinde gezinen uydularla internet sağlıyor, tesla araçlar 100km/h hıza 3 saniyede çıkıyor ama bizim beyinsizler hala bisiklete binen kızları tartışıyor. ben böyle coğrafyanın da kaderin de götüne koyarım sevgili lidyalılar.
2 yıldır kendi nickaltına yazmaya korkan ve bu sebepten ötürü avusturya'nın başkenti viyana'da hitler'in çocukluğunu araştırıp resim yeteneğinin farkına varan ve bu zavallı sabinin döneminde güzel sanatlar fakültesine alınmaması sebebiyle hırs yaparak bir döneme damgasını vurarak soykırım yapmasına sebep olan öğretim görevlilerini ifşa etme komisyonunda grafik sanatlar ve heykel anabilim dalı başkanlığının sekreterliğini yapmaktayım. evet arkadaşlar, beni özlediğinizin farkındayım. iş bu sebepten ötürü sözlüğe bir süreliğine geri döndüğümü belirtir, gereğini emir ve müsaadelerinize arz ederim. saygılarımla.
4 yıldır kezbanlarla mücadele eden anadolu alfa erkekleri av ve muhabbet kuşu sevenler derneğinde erkek erkeğe yapılan geyimsi değdirmeli anadolu eğlenceleri ve ihtiyar heyeti komisyonunda sert erkek olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, bizler köylerimizde böyle söylemlerde bulunan cinsel kadınları dışlamakta ve şalvar davasındaki şener şen ağamız gibi köyümüzden sektir etmekteyiz. sonra bunlar tabii ki şehre gidip orospu gibi şeyler olmaktalar ve günlük 2-3 bin gaymeye para demiyler. lan biz burada tarlada 2 buyday uğruna götümüzü veriyih, bunlar paranın damına koyuyorlar. böyle adalet olmamalı sevgili bilo severler.
12 yıldır dubai'ye alkol ithalatı yapan ve bir takım zengin arapların otellerde çatır çatır içki içmesine vesile olan bir meksika şirketinde tekila kurtlarını çöllerde yetiştirme üzerine çalışan bir kamu kuruluşunda kurtcuk sorumlusu olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, aslında birleşik arap emirliklerinde alkol fiilen serbestti. sadece yabancı müslüman işçiler yasak kapsamında içemiyordu. bu içemiyor dediklerim de gizli gizli götürüyorlardı haa. zengin araplar da lık lık köküne kadar içip avrupa'dan getirilmiş ucuz orospularla dubai burj el arap'ta, ibis otelde, palm otelde, grand dubai'de fikifiki yapabiliyordu. zaten instakram kaplan besleyip deve yiyen aynı anda koca memeli sarışın avrupalı şırfıntı düdükleyip viski içerken safari yapan görgüsüz arap dolu. demek şeyh şuyh tayfası baktılar zaten herkes her boku yiyor, serbest bırakalım demişler.
4 yıldır iskandinavya'da bir eli yağda bir eli balda olup ayda 30-40 bin tl muadli para kazanıp da sosyal adalet savaşçısı gibi davranan sosyalist kılıklı ama aslında faşizan zihniyetteki çevreci ve duyarcı minik burjuvaları apolitize edip bunları döve döve topluma kazandırma örgütünde nihilist olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşiar, bu ve bunun gibilerinin tuzu kuru. demokrasiyle yoğrulmuş isveç'ten, norveç'ten, danimarka'dan ota boka müdahil olmayı dedem de yapar. hadi götün yiyorsa türkiye vatandaşı olup aynı tiviti buradaki siyasilere de atsana. yoo dostum yoo.
3 yıldır hermafrodit kadınları inceleyen bir kamu kuruluşunda xhamster sorumlusu olarak çalışmaktayım.
evet sevgili arkadaşlar, bazı cinsel kadınlarda klitorisin ucu büyük olabiliyor ve biz bunu pipinto sanabiliyoruz.
halbuki değil.
uyarıldığı için kabaran şey o.
şey işte.
lütfen sapla samanı karıştırmayalım.
2 yıldır bir takım siktiri boktan bakkallara, nalburlara, pet marketlere 15 dolara çin malı güvenlik kamerası takan bir güvenlik şirketinin yazılım ve çizilim departmanında linux operatörü olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, türkiye'den seri katil çıkmamasının sebebi; her sikindirik işletmeye kurulan kameralar yüzündendir. yahu arkadaş, burnunu karıştırsan, çükünü düzeltsen bile iki gün sonra internettesin. sırf bu teknolojik gelişim sebebiyle seri katil çıkmıyor ülkemizde. adam salak mı? biliyor mutlaka bir kameraya takılacağını. sonra diğer ülkelere bakıp " olala işte seri katil dediğin böyle iz bırakmaz, vay dexter'a bak amına koyim, walter white'ın götüne kurban " diyebiliyoruz. neden ? kameradan ötürü.
arkadaşlar.
belki merak edeniniz vardır.
döndüm ben.
hahaha.
kim merak edecek ki lan beni?
disorder var bende. bir de çoklu kişilik bölünmesi.
amip gibiyim.
hop, bölündüm.
9 yıldır sözlük kızlarını düşürme adına telegram ve whatsapp'da çeteleşmiş ve bu bağlamda önlerine çıkan yakışıklı gençleri çaylak yaptırma adına tahrik edici özel mesajlar atıp akabinde küfür yedikten sonra bunları moderasyona şikayet eden ve rakiplerinin çaylak olmasını sağlayan derin sözlük çetesiyle mücadele eden gizli bir yapılanmanın gammazlığını yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, aslında uludağ sözlük inanmasak da bir takım dişi bayanların da yazdığı yer. ben mesela bir keresinde 17 kızı ağıma düşürmüştüm ama tamamına " memeni emmek istiyorum sevgili yazar" dediğim için hepsi ağdan kaçmıştı. demek ki kız bayanlara dikkatli yanaşmamız ve biraz da romantik olmamız gerekiyor. bu olaylardan çıkardığım dersler neticesinde artık hiçbir cinsel kadına böyle hitap etmiyorum. ama istesem düşürürüm bak. istemiyorum. doydum ben. fazla 0,7 memesi olan var mı?
4 yıldır marmaris ve çevresindeki koylarda turistleri düdükleyen kürt çeteleriyle mücadele eden bir sivil toplum örgütünün duayenliğini yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, bu ekonomik durum artık hem bu kürdoların hem de yerel halkın götüne iyice girmiş durumda. günlüğü 100 euro'dan mavi tur teknesi kiralıyoruz artık bu dış güçlere. düşün bak, sen fransa'dasın, günlüğü 100 tl'ye yat kiralayıp fransız koylarında, efendime söyliim cap d'adge denilen çıplaklar plajında geziyorsun, binlerce meme görüyorsun.
ben böyle kaderin amına koyarım sevgili arkadaşlar. yeter lan. sinirden sikicem kendimi, o olacak.
3 yıldır ingilizce'deki "nut"ları türk öğrencilere karıştırmadan ezberletmeye çalışan gönüllü bir edebiyat kuruluşunda memesever olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, şimdi bildiğimiz üzere ingilizce'de fındık hazelnut. biz de manchester yöresinde güzel kızlara " oo hazelnut tity girl " diyoruz. tabii meme boyutu büyüyünce nut çeşidi de değişiyor. mesela fıstık memeli kızlar için " what a peanut girl " diyoruz. kestane memelilere " hey chestnut boobs " diyoruz. büyük ve taş gibi memeliler için de " yeaah walnuts " diyoruz. yani hem duvar gibin sert, hemi de ceviz gibi büyük. bir de ben mesela chelsea'da çok güzel memeli karı görünce " nat nat nat, çokonat " diyorum. anlamıyorlar. bunlar hep ingilizce'nin cilveleri.
6 yıldır yemen'in başkenti sana'nın büyükşehir belediyesi çevre koruma ve imar müdürlüğü'nde kumulları yeşile boyayarak sik gibi bir görüntü elde etmeye çalışan bedevi beylerin yanında plastik boya ve at kılı fırça sorumlusu olarak görev yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, bu yemen dediğimiz yer de aynı necla nazır ile ferdi tayfur'un birbirine kavuşamadığı şile kumsallarında çekilen filmdeki bir yer gibi. kumlarda doğal olarak ağaç yetişmiyor, yetişen 3-5 tırt palmiyemsi, hurmamsı gibi şeyler var ama onların da gölgesi bir şeye yaramıyor. vvelhasıl kelam, yemen devlet başkanı al sadr ümmet i el helak beyefendi de bu duruma çare olarak kumların yeşile boyanması ve akabinde de bu yeşil kumullarda millet bahçesi yapılması kararını aldı. yemenli çocuklar şimdi buralarda yuvarlanıp hurmalı kek yiyor ama tabii ki bütün üstleri yeşil boya oluyor. salak bunlar biraz. kilosu 390 yemen dinarından boya iteliyoruz bunlara.
7 yıldır zeytinburnu açıklarında deniz kumunu vinçli gemilerle çıkararak bunları hazır beton firmalarına satan bir çeteyle mücadele eden sivil toplum örgütünde baş müzakereci olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, inşaat piyasasında öyle dolandırıcılar var ki aklınız hayaliniz durur. mesela ben çimento diye blenderdan geçirilmiş bayat kurabiyeleri satmaya çalışan çeteler mi gördüm desem, ya da alçı yerine un kullanan mı gördüm desem, veyahut çelik yapılarda alüminyon mu kullananlar gördüm desem. yani aklınız hayaliniz almaz. biz bu yaşımıza iyi gelmişiz böyle şerefsizler arasında. hep derim, bu ülkenin en büyük problemi ahlaki problemdir. yoksa inandıkları dinin gerekliliklerini sallayan falan yok bu topraklarda.
12 yıldır beyoğlu st. antuan kilisesinin önünde, üniversiteyi kazanıp da anadolu'dan ilk defa istanbul'a gelen ve lan madem üniversiteliyim, gideyim de şu kilise nedir bir göreyim diyerek merakla gelen gençlere ince uzun 1 tl'lik mumları 5 tl'ye satan ve onlar dileklerini diledikten sonra tekrar üfleyerek söndürerek bu mumları tekrar satmaya çalışan bir özel girişimin yaşam koçluğunu yapmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, şaka bir yana, mum dikerek dilek dilemenin anlamı "ışığınız hiç sönmeyecek" manasındadır. bırakınız insanlar ölülerini istedikleri gibi yad etsinler. ben mesela çölemerik'te insanların kamyon lastiklerini yaktıklarını gördüm. çok şaşırdım ve yerel adetlerin ne güzel olduğunu düşündüm. bir arkadaşa sordum. "ula ne adeti gurban olduhum, onlar hırkızlar, lastiğin içindeki telleri hurdacıya satacaklar" dedi.
13 yıldır Almanya'nın batısında, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Gelsenkirchen şehrinde tuvalet temizleyicileri ve klozet kenarına takılan mavi su vericisi acayip şeylerin üretimini yapan bir kimya firmasında rakip ürünlerle bizim ürünleri topluma denetip " hangisi daha güzel temizlemiş , hadi bil bakalım " deyicisi olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, bu dediğiniz olay koronadan önce vardı. fakat korona bulaşımında etken olan hijyeniklik sebebiyle artık almanlar da tuvaletlerine bunu eklemeye başladılar. şimdi mesela eskiden hans kakasını yapardı. tam yaparken de kakası klozetteki suya düşüp sıçrayan su kendi popişkosuna gelirdi. iletim raporu gibi yani. işte bu esnada hans'tan önce tuvaleti kullanan koronalı boris'in kakasının değdiği su da hans'ın götüne korona bulaştırırdı. taharet musluğunun yaygınlaşması ile hans tuvaletten çıkınca götünü yıkadı ve boris yüzünden korona olmadı. bunları hep bienallerimde anlatıyorum. maksat toplumu bilinçlendirmek.
7 yıldır uludağ sözlük'te seviye, moderasyon ve bir takım trolleybüs yazarlara tepki koymak amacıyla kampanyalar düzenleyen ve bu kampanyaların çoğunda eli boş dönen yazarlara psikolojik deste sağlama amacıyla kurulan bir danışmanlık firmasının psikopatlığını yapmaktayım.
evet sevgili arkadaşlar, bu gözler bu sözlükte neler gördü neler. çükünü anın görüntüsüne koyan mı dersin, birbirlerinin saçını başını yolup meme memeye kavga eden mi dersin, dedikoduluğu arşa çekip özel mesajla birbirlerini yalayıp daha sonra kuyularını kazan mı dersin, trollük adı altında her türlü toplumsal norma karşı çıktığını zannedip sırf iki eksi uğruna orospu çocukluğu mu yapan dersin, artık bunlar say say bitmez sevgili hattuşaş sevdalıları. tüm bunlar olurken moderasyon ne yaptı peki? hiç. zira günlük müdahalelerle bir çözüm gelmeyeceği zaten başından belliydi. çünkü problem moderasyonda değil toplumun genel yapısıydı.
Platon, bilginin insanı erdeme ulaştıran en önemli araç olduğuna inanıyordu. O yüzden Platon’a göre, hayatın anlamının “Daha çok öğrenmek.” olduğunu söyleyersek buradaki bilgisizliğin de bizi erdemden ne kadar uzaklaştırdığını, ne kadar sığ bir suda debelendiğimizi ve öğreti anlamında kendini geliştiremeyen bireylerin var olduğu sürece bu suyun derinleşmeyeceğini kestirebiliriz. yine Aristo’ya göre ise, insanı diğer varlıklardan ayıran bir etik yaklaşımı olmalıydı, çünkü Aristo’nun öğretisinde insan, “mantıklı (rasyonel)” bir varlıktı. Aristo, bu etik değerlerin de insanı iyi olmaya yönlendireceğine inanıyordu. Yani, Aristo’ya göre de burayı değerlendirdiğimizde rasyonel ve mantık çerçevesinde bu sözlüğü kullanmayan insanların iyi birer insan olmadıklarını çözümleyebiliyoruz. tüm bu felsefi yaklaşımların ve çıkarımların gölgesinde demek istediğim şudur ki "götünüze koyim arkadaşlar, buradan bir sik olmaz." göt dedim de bakın aklıma ne geldi. "Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir." Johann Wolfgang Von Goethe.
5 yıl boyunca Miletos’lu (Milet) isidoros ile Tralles’li (Aydın) Anthemios adlı mimarların yanında Ayasofya'nın üçüncü yapılışı esnasında proje geliştirme ve hesap işleri daire başkanlığında çalıştım. hepimizin bildiği üzere ayasofya ilk olarak imparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılmış, imparator Arkadios’un karısı imparatoriçe Eudoksia ile istanbul Patriği ioannes Chrysostomos arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle, patriğin sürgüne gönderilmesi üzerine 404 yılında çıkan halk ayaklanması sonucunda yakılıp yıkılmıştı. ikinci Kilise ile imparator II. Theodosios tarafından 415 yılında yeniden inşa ettirilmiş, imparator Justinianos’un 5. saltanat yılında, aristokrat kesimi temsil eden maviler ile esnaf ve tüccar kesimi temsil eden yeşillerin imparatorluğa karşı birleşmesi sonucunda çıkan ve tarihte “Nika isyanı” olarak geçen, büyük halk ayaklanması sırasında 13 Ocak 532 yılında yıkılmıştı. Bunlar tabii ki hepimizin aklında olan şeyler. ben o günleri yerinde yaşadığım için unutmam mümkün değil tabi. evet sevgili arkadaşlar, hiç unutmuyorum Ayasofya’nın 3. yapılışına müteakip açılış günü imparator Justinianos’un, mabedin içine girip, “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun” dedikten sonra, Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim” diye bağırmıştı. Ben o dönemler bizans torunuydum, açılışına çok sevinmiştim. daha sonraları osmanlı torunu oldum ve şu aralar da türk torunuyum. yani her halükarda ben sevinebiliyorum. hayat böyle çok güzel, ipimle kuşağım skimle taşağım sevgili romalılar.
6 yıldır madagaskar'ın başkenti Antananarivo yıldız teknik üniversitesinde siyaset bilimi ve aile fertlerinin siyasilerin yaşamına etkileri ve sosyolajik tesirleri üzerine dersler vermekteyim. evet sevgili arkadaşlar, bu duruma madagaskar'da "Na inona na inona sarotra manandrana, indray andro dia handoro anao ny fianakaviana." yani " sen ne kadar çaba gösterirsen göster, gün gelir aileden biri seni yakar." derler. bu zevzek de babasının siyasi geleceğini ve bu yediği nanenin seçmenlere etkisini düşünmeden hareket ederek babasını zorda bırakmıştır. böyle de kısmet olmaz ki, seni gidi zalim kııız. banane banane banane.
13 yıldır mozambik'in başkenti maputo'da; afrika'da cinsel ilişki esnasında korunma yöntemlerini araştırarak bunu fakir ve kalabalık ülkeler nezdinde ülkelerin yönetimlerine tavsiye niteliğinde sunan bir sivil toplum kuruluşunda baş müzakereci olarak çalışmaktayım. evet sevgili arkadaşlar, bildiğiniz üzere afrika'da erkeklerin pipintoları, diğer ülkelere nazaran daha büyük. bizler de yaptığımız araştırmalar neticesinde afrikalı erkeklerin de bu yöntemi kullandıklarını fakat pipintolarını ne kadar çekerlerse çeksinler dışarı çıkaramadıklarını yerinde gözlemledik. buna müteakip yaptığımız toplantılarda bu yöntemin buralarda kullanılmaması gerektiğini ve yerine spiral gibi yöntemlerin daha etkili olabileceğini bildirdik. yalnız maalesef spiralde de istediğimiz sonucu alamadık ve yaptığımız diğer araştırmalar neticesinde yine bu dev çüklülerin, kadınların içindeki spirali bir şekilde kaydırdığını tespit ettik. bıktım arkadaş ben bu çüklü işten. kurtarın beni buralardan. sabah akşam afrikalı çükünden gına geldi. ayda 3000 mozambik lirasına çektiğimiz çileye bak.
