Osmanlı tokatçıları, hamamlarda göbek taşını tokatlarlarmış ve böylelikle nasırlanan avuçları kılıcı sıksa dahi o avuçlar kanamazmış ve tokatladıkları adamlarda hem felç etkisi yaparlarmış buna rağmen kendilerinde hiç bir acı olmazmış. işte hüsran dolu aşkların bolca yaşandığı günümüzde aşk adamları birer birer nasırlanıyorlar, bu nasır ile tokatladıkları kimseler birer birer felç olurken, kendileri nasırlarını daha da derinleştirmeye devam ediyorlar, böylelikle aşk'ın kayıp olduğu kör noktaya doğru adım adım ilerliyorlar.
"Osuruktan söz yüzüğü: Erkeğin 'bu kız kahrımı çok çekti, evlenmek gibi bir niyetim yok ama sevinsin garibim en azından'; kızın ise 'off tam da ayrılacakken, seviyor lan beni bu, bari bütün ömrümü adayayım. canım ya baksana söz bile taktı' diyerek taktığı yüzük." PUCCA'nın günlüğü.
"Olgun olduğu kadar dolgun kadınlar. yaşı kırka dayanmış, üçüncü kocayı eskitmiş, küt saçlı, kirpikleri alnından çenesine kadar uzanan, makyajsız asla göremeyeceğiniz, cinselliği sere serpe yaşayan, karşı cinsle konuşurken devamlı temas halinde bulunan, her konuyla ilgili mutlaka bir şeyi olan, kahkahası üç mahalle öteden duyulan, erkeklerle fazla mıç mıç, kadınlarla da iğreti bir şekilde dobra olan hatunlar." PUCCA'nın Günlüğü.
emekliliğinin ardından uluslar arası ilişkiler bölümünde 'diplomatic correspondence'1/2 dersleri vererek, bir anlamda dış işlerine akademik açıdan hizmet vermeyi sürdüren muhterem büyükelçi.
yıldız teknik üniversitesi siyaset bilimi ve uluslar arası ilişkiler eski bölüm başkanlarından öğretim görevlisi. Kendisi bir vakitler bölümün 1.sınıf dersi olan 'türkiye'nin toplumsal yapısı' dersini veriyordu hala devam ediyor mu bilmem.
Çek Cumhuriyet'inin prag'dan sonra, içi sırf insan kemikleriyle oluşturulmuş kemikli kilisesi (Sedlec Ossuary / Kostnice Sedlec) sayesinde, en çok turist çeken kentlerinden biridir.
insanın doğasına dönüş ihtiyacını en rahatlatıcı bir biçimde tatmin etme şeklidir ki bunu doyasıya yaşamak için tek yer de Berlin'in güneybatısında yer alan doğa harikası, Schlatensee gölüdür.
Bir çiftin erkek çocuk sahibi olması ya da olamaması bu çiftin erkeği (xy kromozomlu olan taraf) tarafından gelecek verilecek 'y' değerine bağlıdır. Çünkü kadın tarafı zaten xx kromozom yapısına sahip olduğundan bu noktada tüm iş doğanın getirisine ve erkek tarafına düşmektedir. işte bu kadarcık öz bir bilimsel veriyle aydınlıktan sonra, erkek çocuk verilemediği için türlü şekillerde aşağılanan kadınları durumu toplumda cehaletin boyutunu açıkça ortaya koyuyor.