Bu akşam 'öyle bir şey de varmış' dediğim olgu.
Özlemek, kıskanmak gibi fobilerim olduğundan habersiz yaşıyormuşum.
Bir anda öğrenmek pek kolay değil.
Korkuyorum.
Bu şarkının ne derece ölümcül olacağını sözlerini okuyarak bile anlayabilirsiniz.
Anneke'nin inanılmaz huzur veren sesine rağmen sorduğu sorular sayesinde huzursuzluğa sürüklenecek, her cümlesinde göğüs kafesine bir fil oturmuşçasına rahatsız hissedeceksiniz.
Huzursuz hissetmenize rağmen dinleyecek, dinledikçe kötü hissedecek ama müziği kapatmayacaksınız.
Bir çeşit mazoşizm.
Dinlemelisiniz.
''a thousand miles seems pretty far but they've got planes and trains and cars. i'd walk to you if i had no other way.'' cümlesiyle, ''ne adamlar var ya!'' dedirtip saç yoldurtan şarkı.
Çok severim.
4 yıllık üniversitenin ardından 2-3-4-5-6-7 (bölüme göre değişiyor) yıllık kpss okulundan mezun olabilme şerefine nail olan insanların çocuklardan aidat, sbs gibi adlar altında para toplamaları için tutulmuş eğitimci görünümlü muhasebeci.
Yalnızlık değil rahatlıktır.
Çaprazlama bile uyuyabilirsin, oh mis.
Yalnızlığın fokunu çıkarmayalım.
Yolda tek başına yürüyen birini görsek üzüleceğiz artık: 'Ah ne yalnız, yazık' diye.
O insanı önce küp küp doğruyoruz daha sonra 'bana karıştın o halde yemeğe de karışmalısın' mantığıyla yaptığımız her yemeğin üstüne bir tutam sepiştirerek yemeğimize lezzet katıyoruz. Afiyet olsun.