1. saçı boyamak (kalıcı bir çözümdür ve belli aralıklarla dip boyası yapmak gerekir.)
2. saç rengine uygun yıkandığında akıp giden saç spreyleri kullanılabilir.
3. bandana, saç bandı, veya başörtüsü takılabilir.
benim ödediğim vergilerle karnı doyan sefa süren suriyeliler kısırlaştırılsın.
çalışmıyorlar, açlar, sokaktalar ama çocuk yapmak için tüm şartları zorluyorlar. vergilerimle şuğursuzca çoğalan suriyelileri beslemek palazlandırmak istemiyorum.
ben çalışmazsam sağlık hizmeti alamam ama suriyeliler en lüks özel hastanelerde beş kuruş ödemeden tedavi olup ilaca para vermezken benim ülkemin insanı hiç bir hakka sahip değil.
bu savaş mağduruna yardım etmek değil bambaşka bir şey.
ülkemizdeki suriyeli erkekler burada boş boş gezip hırsızlık, gasp, taciz vs. yapacağına eğitilip ülkelerine savaşmaya gönderilsinler.
ne bahaneyle olursa olsun ülkemin evlatları suriyede can vermemeli. savaş mağduru olmak başka ülkeye kapaklanıp ense yapmak başka. vatanını bırakıp kaçan bi milletten ne beklenebilir. kendi vatanını bırakan bizim vatanımıza insanımıza neler yapmaz. sokaklarda sürtüp ülkemin kadınına kızına sarkacaklarına adamlıklarını ülkeleri için savaşarak göstersinler.
hayatlarından endişe edilen yazarlardır. lakin sözlükte 7. ve 8. nesil yazarlar cirit atarken bırakın 1. nesil yazarı 3.-4. nesil yazara rastlamak bile neredeyse imkansız hale gelmiştir.
kelime hazneleri argo ve küfürlerle dolup taşmış. küfredince kendini çok matah ve artık aşmış, öğrenilecek her şeyi öğrenmiş zanneden kişilik ve karakter bakımından hiçlik derecesinde zayıf ve yoksun kişilerdir.
kelime hazneleri argo ve küfürlerle dolup taşmış. küfredince kendini çok matah ve artık aşmış, öğrenilecek her şeyi öğrenmiş zanneden kişilik ve karakter bakımından hiçlik derecesinde zayıf ve yoksun kişilerdir.
ciğeri beş para etmez çobansız kalmış koyun sürüsü gibidirlerki ne yapıcaklarını şaşırmışlardır.
bu konuda alacağımız eksi oylar da bize ne kadar doğru bir konuya değindiğimizi gösterecektir.
eminönünde tarihi mısır çarşısının arkasındaki dar sokağa verilen addır. ününü insanın sinirini bozan sabahın köründe insanın içinde şiddet duyguları uyandıran çeşitli tekstil ürünleri satan sinir bozucu kişilerden almıştır.
reklamında pepsi max içen genci aysu kayacının öptüğünü görünce bunun gerçek olduğunu sanıp bi umuttur diyerekten mepsi maxda davranan aptal lezbiyenlerin eylemidir.
türkiyenin önde gelen gazetelerinden milliyet' in bir trafik kazası sonucu ölen bir kadının haberini yayınlarken arabaların markalarını sıkça zikretmeleri ve hatta cümlelerin araba markalarını belirtmek için kurulduğu haberdir.
kendilerince koydukları kuralları eşitlik kuralları haricinde uygulayan. sözlük içinde ayrımcılık yapan sözlük idareciler tpluluğuna verilen isimdir. kimlikleri meçhuldür.
bir saturn repliği.
cehenneme gitmek istimiyin kişinin ağzından dökülen kelimeler topluluğu.
örnek ile aşağıda belirtilmiştir.
ve saturn yolun sonuna gelmiştir yanındaki zebella gibi zebanilerle ağır çekimde süzülerekten cehenneme doğru giderken
burnuna bi yanık et kokusu gelir. cehenneme iyice yaklaşmıştır ve göz ucuyla içeriye bir göz atar ve ellerinde kızgın demirlerle insanları (günahkarları) kovalayan zebaniler görür. derken ufaktan ufaktan tüyme planları yapar ve süzülmeyi yavaşlatarak
zebanilerden geride kalır. tam arkasını dönüp kaçacakken zebella gibi zebani ensesinden yakalar ve sorar "sen nereye gittiğini sanıyosun?" saturn mahçup ve ranatsız bi ifadeyle cevap verir "abi ben vejeteryanım şu et kokusu yeminle midemi bulandırdı müsadenle bi kusup gelcem" der. lakin zebani abimiz bu yalanı yemez ve saturn ü ensesinden sürüklemeye başlar. derken saturn zebaninin göğüs kıllarını yolmak suretiylen dikkat dağıtır ve enseyi kurtarır. koşaraktan uzaklaşmaya başlar. zebaniler arkasından kovalarken saturn topuklar enseye değerekten koşmakta ve bir yandanda " abi sıcak karşılama için saol" der. zebani seslenir (bir yandan koşaraktan) "gel burayaaaaaa". saturn cevap verir "karar verdim cehenneme gtmiycem ben abi" der ve karanlıkta gözden uzaklaşır.
sevgili saygıdeğer moderatörlerimizin doymayan "ben" i dir.
doyurmak için saçma sapan nedenlerden başlıklar silinir. cezalar verilir.
kendini olimpos dağının zirvesindeymişçesine büyük görür.
Ölmeyi öğrendiğinde yaşamayı da öğrenmişsin demektir!
Bir dönem dünyayı sallamış bir efsane grup için ne hazin final!..
Kurucularını çoktan toprağa vermişlerdi.
Artık birbirlerini görmüyorlardı bile...
"En küçükleri"nin ölüm döşeğinde buluştular son kez...
Kim bilir nelerden konuştular.
Çıkan ikili, gözyaşlarını sildi gizlice...
Kalan, ölüm için saat saymaya devam etti.
* * *
Beatles'ın en genç üyesi (58) George Harrisson'ın beklenen ölümü bana Mori'yi hatırlattı.
Mori Schwartz, hayat dolu bir üniversite profesörü...
1994'te vücudunda bir gariplik hissetmiş. 60'lık vücudu artık dans derslerini kaldıramayacak kadar bitkinleşmiş. Doktora gittiğinde yakında öleceği haberini almış:
Hastalık Mori'yi tekerlekli sandalyeye bağlamış. Dersleri bırakmış, evdeki bakıcının kollarında bebekliğe yeniden dönmüş: Kucaklanıp kaldırılır, başkası tarafından yıkanır, poposu pudralanır olmuş.
Düşünmüş o zaman:
"Kendimi bırakıp yok olmayı mı bekleyeyim, yoksa kalan zamanımı en iyi şekilde değerlendireyim mi?"
Sonunda ölümünden utanmamaya ve yaşamla ölüm arasındaki son köprünün bütün ayrıntılarını anlatmaya karar vermiş.
Hayattaki son dersi, "kendi ölümü" olacakmış.
* * *
Önce sevdiklerini toplayıp, onlara bir "canlı cenaze töreni" düzenlemiş.
Bizim ancak ölenlerin ardından yaptığımız sevgi konuşmalarını hayattayken dinleme ve gönlünce cevap verme şansını yaratmış.
ABC televizyonunun ünlü haber sunucusu Ted Koppel'ın programına konuk olunca üne kavuşmuş.
Dünyanın dört bir yanından mektup yazan, röportaja gelen insanlar ona "son yolculuk"u sormaya başlamışlar.
Mori'nin bu sorulara verdiği yanıtlar Türkçede de yayımlandı.
(Mitch Albom, "Öğretmenim Mori'yle Salı Buluşmaları", Boyner Y. 1997) Birbirinden ilginç o yanıtlardan benim aklımda kalan ders şu oldu:
"Herkes öleceğini bilir, ama kimse buna inanmak istemez. Oysa öleceğimize inansak, bazı şeyleri farklı yapardık. insan ölmeyi öğrenince yaşamayı da öğrenmiş oluyor. Budistlerin yaptığını yap ve her sabah omuzundaki küçük kuşa sor:
'- O gün, bugün mü? Hazır mıyım? Olmak istediğim insan mıyım? Kariyer, iyi maaş, araba ve ev taksitleri... hayattan istediğim şey bu mu?'"
* * *
"Şuraya uzanmış yavaş yavaş ölürken rahatlıkla söyleyebilirim ki, istediğin kadar güce ya da paraya sahip ol, yaşamı satın alamazsın" diyor Mori...
"- Son bir 24 saatin olsa ne yapmak isterdin?" sorusuna ise herkesi şaşırtacak kadar sade bir cevap veriyor:
"- Sabah kalkar, jimnastiğimi yapar, ardından çörek ve çayla kahvaltı eder, yüzmeye giderdim. Sonra arkadaşlarımı evde güzel bir öğle yemeğine davet eder, onlara ne kadar değer verdiğimi anlatırdım. Ardından ağaçlıklı bir bahçede yürüyüp renkleri, kuşları seyreder, doğayı içime çekerdim. Akşam sevdiklerimle bir restorana gidip yemek yer ve en güzel kızlarla tükeninceye dek dans ederdim. Ardından eve gelir mükemmel bir uyku çekerdim".
* * *
Sizin bunları yapacak vaktiniz var.
Bütün yapmanız gereken arada bir omuzunuza bir bakış atıp sormak:
"Bugün mü küçük kuş, bugün mü?.."
rock müziğinin hakkını veren rockcu gibi rockcu olan uzun kirli saçlı siyahlar içinde dolaşan arkadaşlardı.
lakin zamanın azizliği yaş ilerledikçe kelliklerini örtmek için hemen hemen hepsi kafayı kazımış yeni bir akım başlatmışlardır. lakin azimle üç telde olsa saç uzatanları mevcuttur.
saygıyla anıyoruz yeni varisler beklerdik.
not:nereye kayboldu bunlar demeden geçilmeyen başlık.
bursalı eşcinsellerin gerçeklerştirmek istediği fakat diğer bursa halkının ve özellikle bursaspor taraftarının tepkisi sonucu 3 metre bile ilerleyemeden bitirmek zorunda kaldıkları yürüyüştür.
not:kaşınanı kaşırlardır.
ruh hastası bir komşunun pazar günü sabahın köründe teybe orhan baba kaseti koyup mahalleyi inletmesiyle maruz kaldığımız durumdur.
uyku sersemliği geçtikten sonra kolonların balkona taşınıp son ses metallica açılmasıyla intikamı alınmıştır. caydırıcı bir tedbirdir tavsiye edilir.
