sevgililer gününün aslında çiçek böcek günü değil ölüm günü olduğunu bilmeyip kutlayan insanlardır. 14 şubat 270 tarihinde aziz valentine idam edilmiş roma rahiplerinden biridir. öldürüldüğü bu gün sevgililer günü olarak kutlanır.
cafede ya da açık alanlarda çayını yudumlarken, birden burnuna iğrenç, mide bulandırıcı bir koku gelir, etrafına bakarsın 4 masa ötedeki g*t yakmıştır çekiyordur puroyu, sanki yanındaymış hissi verir. puronun bitmesi 17 saat * sürdüğü için oradan uzaklaşmak en iyisidir. yasaklanması gereklidir.
an itibari ile kanal 7 de yayınlanan mustafa karataş hocanın programına bağlanıp soru soran şahsiyettir yarmıştır.
- hocam merhaba, benim kardeşimi öldürdüler, bende onlardan birini öldürmek istiyorum %80 akli dengem bozuk raporum var, kardeşimi öldürenlerden birini öldürsem cennet yüzü görürmüyüm? *
- (hoca bir ara kaldı) onların cezasını devlet verir, sen veremezsin devlet vermedi mi cezasını?
hani boykot ediyorduk, ulan saman alevi gibiyiz, yandık söndük bittik, cuma, cumartesi günü içerenköy carrefourun girişindeki trafiği görünce ilk önce türklüğümden utandım ve ulan ne totoroşuz dedim.
boykot kelimesi dilimize fransadan girmiştir, hayatımız fransız siz daha neyi boykot ediyorsunuz? diye sorarlar insana, önce boykotu boykot edelim. (fransızca boycott- charles boycott).
ilginç bir test, soruların sonunda bende aynı cevabı vermiş olmakla beraber herkes gibi bir beyne sahip olduğum için üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim.. % 98 lik grubun içindeyim.
adana anadolu lisesi ve istanbul fen lisesinden sonra boğaziçi ve new york üniversitesi ile almanyadaki max planck enstitüsünde burslu okuyan yazılım mühendisidir.. twitter da çalışan tek türk dür kendileri...
2003 te boğaziçi üniversitesinde yüksek lisans yaparken tom cruiseun başrolde olduğu azınlık raporundaki filmde elle kullanılan bilgisayarın arayüzünü yapabileceğini düşünmüş ve küçük bir ekiple kısa sürede aynısını üretmiştir...
kendisini kutlamaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.. ülkesine faydalı bir birey olur inşallah...
dersim katliamında dedelerinin üzerine bomba yağdıran, sabiha gökçenin isminin verildiği havaalanından uçağına binen tuncelilidir, biraz mahcup olarak biner uçağa...
yetişme tarzı, eğitim her şey bizde başa itaatle başlıyor. hakka, hakikate itaat insanın kendini tanımasıyla başlayan bir bilinç, sonra da insan kavradıklarının kavgasını vermeye başlar. daha ilkokulda askeri bir nizam kazandırılıyor, düzen sağlanıyor ama düzgün insan yetiştirilmesi derdi taşınmıyor. iş alanları da öyle, insan çalıştığının karşılığını alan değil, kendisine iş lütfunda bulunulan ve işverene itaat etmesi gereken insan oluyor...
bizim aydınlarımız, entelektüellerimiz, akademisyenlerimiz, yazarlarımız, hikayecilerimiz, şairlerimiz, hiç biri ama hiç biri bu meselelerde kafa yormuyor. olaylara ideolojik ve siyasi bakılıyor. terminoloji, literatür, kavram, kamus üzerinden demagojiler yapıyorlar...
insana dair en küçük dert taşınmıyor. hayallerimizde o kadar çok masum bir dünya kuruyoruz, hayatın içinde hepimiz ya bir hakikat katiliyiz ya da katilleri alkışlayan, onlardan nemalanan insanlarız...
görüşmeler sırasında çok dikkat çekici diyaloglar da yaşanıyor. terör örgütü pkk taleplerini 15 sayfa ile mi̇t'e bildirince istihbarat teşkilatı tepki gösteriyor ve '15 sayfa talep yazmayın kısa yazmayı bir türlü öğretemedik size' sözleriyle tepki gösteriyor.
işte o şoke eden konuşmalar....
pkk üyesi sabri ok: devlet de arayıp hangi ilde hangi dağda birileri var ben de imha ederim demesin çünkü biz çözüm sürecindeyiz
mit müsteşar yardımcısı afet güneş: peki ne kadar süre bekletmeyi düşünüyorsunuz dağlarda
sabri ok: biz istiyoruz ki en kısa sürede bu sorun çözülsün böyle altı yılda yedi yılda değil
afet güneş: yani bu neresinden bakarsak bakalım çünkü çözümün parametreleri içinde işte basit bir takım taleplerden anayasa değişikliğinden öcalanın serbest bırakılmasına kadar çok geniiş bir skala var. talepleri şöyle bir göz önüne getirdiğimiz zaman çok geniş bir skala var. bunların üç ayda beş ayda sekiz ayda bir senede tamamlanabilmesi söz konusu değil.
sabri ok: bugün için size kısa bir şey hazırlasak nasıl olabilir.
afet güneş: yani götürmeye çalışırız ama dediğim gibi altı buçuğa kadar yetiştirebilirseniz. ama ne olur on beş sayfa yazmayın gözünüzü seveyim niçin söylüyorum.
sabri ok: yok biz kısa yazacağız.
afet güneş: hakikaten kısa yazmayı hiç bilmiyorsun.
lan kime güveneceğimizi şaşırdık dedirten konuşmalardır, hayat yalan her şey yalan, doğru olan nedir??, yalanmı doğru, bizmi yalanız?? insanın kafasına sıkıp hayatına son veresi geliyor böyle haberleri gördükçe, şırnak ta 16 ay kabus dolu günlerimin hesabını öbür tarafta alacağım, biz şırnakta ne yapıyormuşuz, adamlar burada ne yapıyor, bizi şırnağa neden gönderdiniz şerefsizler, bizim günahımız neydi şerefsiz köpekler, 16 ayım, 16 yıl oldu orada, siz burada pkk ile gülüp eylenin biz orada askercilik oynayalım... *
giyim tekstil firmasıdır, genelde fabrika network aynıdır, ama network un malları daha pahalıdır, biraz daha kalitelidir...
3 sene önce aldığım kotun diz kısmında hafif aşınma olmuştu, adamlar 3 sene önce aldığım fiyattan ürünü geri alıp paramı iade ettiler, işte malının arkasında duran firma diyerek, insanın hep oradan alış veriş yapmasına neden oluyor...
bir ucu bostancıdan, diğer ucu fenerbahçeden çıkılan eylemdir, yol boyunca fazlaca tikkycan görürsünüz, arada gördüğünüz normal giyinimli insanlar büyük ihtimalle, ümraniye, dudullu, içerenköyden gelen tiplerdir...