"Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü,ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz." islam Çupi...
Bu büyüklüğü içine sindirmiş, Fenerbahçe'ye gönülden yürek vermiş kişidir Fenerli... *
Hürriyet gazetesinin Bodrum kalesi Sualtı arkeoloji müzesi’ndeki zindanın girişinde bulunan latince yazılmış "inde deus abest" yani "tanrının bulunmadığı yer" anlamına gelen yazının kazınması için kültür bakanlığı'nın talimat vermesini konu alan haberi.
Söz konusu müze müdürü; " bakanlıktan gelen müfettişler ve arkeologlar yazıların tarihi ve arkeolojik değerleri olmadığını bu nedenle de tarihi mekanda bulunmasının bir anlamı bulunmadığı belirterek, yazıları kaldırmamızı istedi. biz de talimatları uyguluyoruz. sac levhayı kaldırdık, kayaya oyulu yazıyı ise ya kazıyacağız ya da üstünü bir şekilde örteceğiz, çünkü tarihi değeri olmadığı belirtildi^" açıklamasında bulunmuştur.
Birtakim sığ beyinlerin değiştik demelerine rağmen değişmediğinin açıkça belirtisi olan tümce.
katılanların gerçekten insan sıfatına haiz olduklarında eğlenceli olabilecek bi girişim. Vakti zamanında benimde bir kez Taksim de geçirmiş olduğum bir yılbaşında arkadaşın montuna gelen maytabın alev almasıyla gecenin içine edilmiş, bi daha asla dememe sebep olmuştur. itik kopuk kim varsa hepsinin doluştuğu bi organizasyondur aslında.
Sabahtan akşama kadar işi olmayıp televizyon başında 'sizin sesiniz, sizin soluğunuz, hede hode ile bizbize' gibi insanları paranoya eden programları izleyen annenin söylediği kalıplaşmış söz.
Birbiri ardına 5 fahişeyi öldürüp karınlarını deşmiş seri katil. Aynı zamanda Jonny Depp'in başrolde oynayıp hayatının en berbat filmine imza atmasını sağlamıştır.
Yurdum otobüslerinde fazla yapılmaması gereken bir eylemdir. Malûm 34 kişilik otobüslere 100 kişinin bindiği düşünülürse değil kitap okumak durmak dahi mümkün olmadığından kitap okuyan kişinin fren esnasında savrulacağını düşünmesi gerekmektedir.
Kendine islâm dininin farklı bir kombinasyonunu yaratmış kişidir. inanç ve istekleri arasında karar veremeyen, hatta orta karar deyip her ikisini de yapan kişidir.
Her yıl yaklaşık 1.5 milyon insanın hayatını etkileyen, gençlerin aylarca senelerce dershanelerde hazırlanarak, gecelerini gündüzlere katıp genç olma , sosyal olma, en önemlisi insan olma bilincini hafızalardan silen, ailelerin olmazsa olmaz hayatın geleceğin buna bağlı dediği, psikolojiyi altüst edip, bunalımlı bir gençlik yaratan yurdum sınavı.
3 yıl sonraki muhtemel halimdir. En büyük korkularımdan biridir. Şimdi mezun olduğumda herkes benim güzel bi yerde yönetici olarak, güzel paralarla çalışcağımı düşünüyolar. Okulumu uzatabildiğim kadar uzatmam gerektiğini hatırlatıyo bu başlık bana..
Ayrıca 'Her çalışan bi gün işsizliği tadacaktır!' sloganını aklıma getiren başlıktır.
idealleri uğruna üniversitelere giden gençliğin geleceğin ideallere bağlı değil, ülkenin içinde bulunduğu koşullara bağlı olduğunu bilmesi gereken bir durumdur.
Ankara Gazi Üniversitesi'nde Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Mali Hukuk Araştırma Görevlisi Remzi Altunpolat'ın uzun saçı ve küpesi nedeniyle, birkaç kendini bilmez densizin saldırısına uğraması hadisesidir.
Kampüsleri oraya buraya dağılmış, sadece adı olup varlığını hissettiremeyen eğitim bozması bir yuvadır.
Efenim bu okulda geçirdiğim 4 seneye bi göz atarsam hatırlayabildiğim ve hatırlamayı istediğim yegane şey sadece lise bilgilerimin tekrar eden öğretim görevlileri ve de göztepe deki altıgen piyasasıdır.
2 yılımı vermiş olduğum Beyazıt ta ki (Laleli içlerindedir aslında ancak beyazıt olarak kabul görmüştür) sosyal bilimler fakültesinin yaklaşık 3000 kişinin okuduğu ancak 10 kişilik bir bahçesinin olduğu, kantininde yemek dahi yiyemediğiniz (çünkü döt kadar), her türlü üniversite etkinliğinden ve de olanaklarından uzak, Üniversitenin öğrencilerini p.ç bıraktığı bir okul hatta kuru bir binadan ibaret olduğu bir gerçektir. Burdan kurtulup geldiğim Göztepe ye cennet misali bakıp içinin boş olduğunu görmekte ayrı bir olgudur. Yapılabilecek tek şeyin Altıgen de oturmak olduğunu da okula başlayanlar bir süre sonra mutlak bir şekilde öğrenir. Şantiye bozması Anadolu Hisarı kampüsünü yazmaya değer dahi bulmuyorum.
Kısacası ben bu okulun bana birşey kattığını düşünmüyorum ki bu okuldan ayrılma düşüncesi, okulu bırakma düşüncesi üzerimde yoğun bi baskı yapmakta. Ben ki okumayı çok seven, bıraksalar yüzyıl okurum diyebildiğim ben böyle düşünüyosam bu okulda yanlış giden bişeyler var demektir.
Eğitim kalitesini günden güne eksiye indirgeyen bu okulda bişeylerin yanlış gittiğini söyleme yetisine sahip buna müdahale edecek bir topluluğa, eğitim gönüllülerine ya da bu işi öğretecek birilerinin varlığına ihtiyaç duyulduğu kuvvetle muhtemeldir. Temennimiz bu şekildedir.
Orada burada yazan, içeriğine inat tam tersinin olduğunu gördüğüm slogan. Büyükşehir öyle çalışıyor ki bir saatlik yolu tam 2 saat çekerek günde 4 saat trafikte heder olmama yol açmaktadır. Bu da yetmiyomuş gibi 1 yılda tamamlanamayan taşları takılıp tekrar sökülen Taksim rezaleti de belediyenin çalıştığının en büyük göstergesidir..
Daha önceleri yiyecek konusunda benim de uyguladığım, tam son ve de en güzel parçayı yerken biçok kez başka birinin gelip onu yemesiyle sinir katsayılarımı tavana çıkaran hadise.
30 unu geçmiş birine bi teyze sorar:
-Evlenmeyi düşünmüyo musun evladım
- Düşünmüyorum teyze daha erken.
-Daha çok kartlaşacan yani
- Evet teyze aynen öle yapcam (Ah bi bulsam evlencek birini)
30 bin kişinin katili, işkence yapılası yaratık.. Devletin imralı da 7 yıldızlı otelde ağırladığı, ekmek elden su gölden hayat idame ettiren katil..
1948 yılında doğan bu katil Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayıp, üniversitelerinde okumuş ve daha sonra onu yaşatıp okutan ülkeyi bölmek için elinden geleni ardına komamıştır..
Kendisi 1978 de PKK adlı terör örgütünü kurmuştur. Onun acımasız kişiliğini görmek için yakın arkadaşları için dahi kolaylıkla hiç acımadan verdiği ölüm emirlerine ve kundaktadi bebekleri öldürdüğüne bakılabilir.