saryop
-23 (nihilist)
on birinci nesil yazar 5 takipçi 65.38 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    üstteki yazar hakkındaki fikrini söyle

    26.
  1. ülkemiz de zombi saldirisi nerede baslar sorunsali

    10.
  2. gümüşhanespor a duyulan anlamsız nefret

    1.
  3. Karadeniz'in bu güzide takımına duyulan anlamsız nefrettir. Ya şimdi kardeşim bu takım Süper Lig'e çıksa ne olur ya. Niye nefret ediyorsunuz lan bu takımdan? Neden?
    0 ...
  4. sahibinden çok temiz aşk

    1.
  5. sevdiğim bir gökhan akar şarkısı. Sözleri;

    Bunca yıl sabırla
    Bekledim durdum
    Ömrümce ne umduysam
    Tersini buldum

    Sabıkam yok aşktan
    Yürek değıl taştan
    Gelen giden çok oldu
    Ben hiç çıkmadım baştan

    Şimdi istiyorum
    Aşka şans veriyorum
    Zaman gelip geciyor
    Tutamıyorum

    Sahibinden çok temiz aşk arıyorum
    Yıllardır döne döne
    Az kullanılmış olsun istiyorum
    Sonu yine husran bile bile

    Dedim ki; Aşk icimizde patlamasın
    Üstüne basarak kaç kere
    Sonra insan içine çıkamayız da
    Rezil de oluruz bak ele güne
    1 ...
  6. reisin mckinseyi siktir etmesi

    8.
  7. nazım hikmet run

    31.
  8. ülkedeki en aptal takım

    1.
  9. Fenerbahçedir. Fenerbahçeliyim ama öyledir. Her sezon şampiyon olacak potansiyeldedir ama şerefsizce hakkı yenir, bilfiil kavgaların içine sokulur, iftiralar atılır ve şampiyonluğu elinden alınır. Her sezon da bu tuzağa düşer. Yeter artık, yeter. Daha önce Fenerbahçe ile Galatasaray arasında kavga çıkardılar, Beşiktaş öne çıktı. Şimdi Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında olay yaratıyorlar, bu sefer de malı Galatasaray götürüyor. Galatasaray'ın 2006'daki ve 2015'teki şampiyonluğu, Bursaspor'un 2010 şampiyonluğu, Beşiktaş'ın 2016 ve 2017'deki şampiyonluğu hep Fenerbahçe düşmanlığıyla şike yaparak olmuştur. Ali Koç'un gelmesi şu anda beklenen etkiyi göstermedi ama uzun vadede hak eden kazanacak. Yani biz!!!
    2 ...
  10. kanzuk akıllı ol

    1.
  11. alternatif çağatay akman şarkı sözleri

    1.
  12. dikenli yolları koşarak geçtik
    Şeytanın bacağına aduket çektik
    Söyle bu hayatı biz mi seçtik?
    Akşam vakti aslan sütü içtik
    1 ...
  13. inci sözlük

    6111.
  14. Gün gelir bu velet mekanına girmek için ölersin.
    2 ...
  15. sevgiliniz için öler misiniz

    1.
  16. soruyorum. Sevgiliniz, biriciğiniz için öler misiniz?
    1 ...
  17. diriyi ölürten insan tipi

    1.
  18. Her fikrinize şiddetle karşı çıkan, enerjinizi sizden çalan insan tipidir. Uzak durun.
    1 ...
  19. kollarını jiletleyen kız

    12.
  20. Ulan kız fakir olduğu için dayanamayıp kendini jiletledi sandım yeminle. Tövbeler olsun
    1 ...
  21. oldukça merak ediyorum

    1.
  22. Bu sözlükte niye büyük harfle yazamıyoruz?
    1 ...
  23. şiir

    778.
  24. Saat dört

    Bir bakıyorum saat dört, bir bakıyorum enkaz
    O günleri hatırladım yine yaşlı bir çift göz
    Teselli vermez artık bana hiçbir tatlı söz

    Yenildim, yenilendim, üstüm başım çamur
    Etrafımdaki bütün topraklar çorak
    Mutlu zamanlara sokulmuş çomak

    Donuk hatıralar korkutuyor asi ruhumu
    Zaten korkmayan bir tek Güneş var
    O da kim bilir ne zaman açar...
    2 ...
  25. en hak ettiği değeri görmeyen 3 şehir

    1.
  26. Bence Kırklareli, Sinop ve Elâzığ. Sizce?
    1 ...
  27. sözlükte mod olması istenen yazarlar

    17.
  28. ankette neden sekiz yazar var kardeşim!!!!!!
    1 ...
  29. sözlükte mod olması istenen yazarlar

    14.
  30. Ankette neden sekiz yazar var, biz bostan korkuluğu muyuz ulan?
    4 ...
  31. bir burcu bir kelimeyle anlat

    29.
  32. sözlükte mod olması istenen yazarlar

    8.
  33. Ankette neden 8 tane yazar var, biz yazar değil miyiz?
    5 ...
  34. öldürmeyip süründüren şeyler

    592.
  35. tercih sonuçlarını beklemek.
    2 ...
  36. ingilizce şiir yazmak

    6.
  37. ABSOLUTELY

    Oh! It’s so rainy day.
    When it rains I feel depressive
    You don’t understand, I miss your smell
    That’s way I’m always agressive

    There are stars in the sky and sadness
    I say " Don’t cry. She won’t come." myself
    If you get sad, I will cry instead of you
    As for me, you shouldn’t trouble yourself

    There are rain, memories and tears today
    You see, I miss your smell and voice suddenly
    See you later, I will write lots of poem about you
    Rain or shine, I will remember you absolutely
    2 ...
  38. kafa dağıtmak için rus ruleti oynamak

    12.
  39. Fazıl say!

    Fazıl: 1, 2, 3...
    1 ...
  40. gecenin şiiri

    10833.
  41. iZLE VE GÖR

    Dünya halinden kaçıp yalnızlığına tutuldun
    Yeri geldi can düşmanın acılara tutundun
    Eriyene kadar yakıp aydınlatan bir mumdun
    Şimdi söyle, ne buldun da ne umdun?

    Yalan söylemiş gökteki yıldızlar bize
    Yer bırakmamışlar yeşillikte filize
    Sonumuzu bile bile yaşadık ömrümüzü
    Acıları çeke çeke körelttik gönlümüzü

    Hasetinden çatlayıp ağlayan bir buluttun
    Belki de yalnız gezenlere bir umuttun
    Kapılma rüzgarlara; ne etin, ne budun?
    Şimdi düşün, ne ettin de ne buldun

    Saçın güneş, gözlerin gök, yüreğin yaşlı bir amca
    Yaşlanmış gönlün dört acı arasında kalınca
    izle ve gör, boşuna yaşandı her şey bu dünyada
    Hepimizden daha namuslu çıktı küçük bir karınca
    2 ...
  42. tv8

    12.
  43. Eskiden çok güzel bir kanaldı, şimdi de çok başarılı. Ama aradaki uyumu tutturamadı:(
    1 ...
  44. tek başarısı galatasaray ı 6 0 yenmek olan takım

    10.
  45. Nasıl da düşmanlığınızı belli etmişsiniz.
    1 ...
  46. yks 2018 tercih sonuçları

    1.
  47. Herkesin merakla beklediği sonuçlardır. Herkes inşallah istediği yere yerleşir. Diş hekimliği yazan varsa bana ulaşabilir mi özelden?

    Edit: Açıklanmadı. Ne zaman açıklanacak belli değil. Korkuttuysam özür dilerim.

    Edit akbayram: niye eksilediniz acaba?

    Özür editi: (bkz: 2018 yks tercih sonuçları) olarak bir başlık zaten varmış, ben görmemişim. Özür dilerim.
    1 ...
  48. tanrı istemezse yaprak düşmez bomba nasıl düşüyor

    5.
  49. tanrı istemezse yaprak düşmez bomba nasıl düşüyor

    4.
  50. nöbetçi eczane arayan emre belözoğlundan kaçmak

    1.
  51. arkadaşlar bir itirafta bulunmak istiyorum. hem belki bir şekilde konunun muhattabına da ulaşır, bir işe yarar. üzerinden de seneler geçti, artık daha fazla içimde tutamayacağım.

    bir gün nöbetçi eczane arıyodum..kapalı olan bi eczanenin camına yaklaştım herkes gibi, adresi aldım, tam gideceğim sırada “biliyo musun sen orayı?” dedi biri. bi baktım emre belözoğlu. “biliyorum tabii ya takip edin beni” dedim. anlamsız bi artistlik geldi bana. inanılmaz havaya girdim. bi kaşım havada falan. sanki eczaneye değil, dünyayı kurtarmaya gidiyorum.

    ben önde, emre belözoğlu ve ünsüz arkadaşları arkada..gidiyoruz gitmesine fakat büyük bir problem var. ben o adresi o kadar da bilmiyorum. o an emre’yi falan bi anda öyle karşımda görünce işte biliyorum deyiverdim. bunlar da çok hızlı bindiler arabalarına, bişey diyemedim. kendilerini yaklaşık bi 10 dakika dolaştırdım. nereye gitsem arkamdalar. emre gerçekten adam adama markajın hakkını veriyordu. öyle ki bazen dikizden baktığım zaman kendisini ve arkadaşlarını arka koltukta görüyordum.

    zaman geçtikçe adresten de, nöbetçi eczaneden de umudumu kestim. artık tek derdim 10-15 dakikadır arkamda dolaştırdığım emre belözoğlu’na bu durumu nasıl açıklayabileceğimdi. camım bozuk olduğu için mecburen durmak zorundaydık, ama duracak pek de bir yer bulamadım. bi ara yanyana geldik..emre camı açtı, ben ağzımla ve elimle “abi ben bulamadım eczaneyi siz gidin isterseniz” dedim. yağmur da çok bastırdığı için ellerim, hareketlerim falan çok anlaşılmıyor. o da bana ‘camı aç camı’ işareti yapıyor. ulan ben bilmiyo muyum camı açmayı, bozuk işte napıyım olum diyorum içimden, “abim cam bozuk be güzel abim” diyorum dışımdan. demiyorum aslında, baya yapıyorum. baya elimle kolumla her şeyi yapıyorum.

    her neyse emre bana “tamam” falan yaptı, okey yaptı böyle anladı beni. sonra ben de hemen e-5’e bağlandım. ilginçtir emre de bağlandı. gidiyorum..o da geliyor. geçmiyor beni. yavaşladım, orta şeride geçtim, o da geçti. sağa geçtim, o da geçti. gidiyoruz..muhtemelen bana gidiyoruz ve işin kötüsü emre bunu eve vardığımız zaman anlayacaktı. aslında bi ara, evin orada arabadan inip “emre bey kusura bakmayın siz beni yanlış anladınız o an galiba. ben bulamadım abi eczaneyi. çok da anlatmaya çalıştım ama..bence şöyle yapalım, dilerseniz ben sizi bu gece misafir edeyim arkadaşlarla beraber, sabah olunca da önce kahvaltımızı yaparız, sonra evden çıkar beraber en güzel eczaneye gideriz abi. ne dersiniz??” demeyi düşündüm. hatta şöyle sonunda da göz kırpma işaretiyle gülerim dedim, sempatik olur “;)”. hatta iki parantezli “;))”. ama hayalimde bile bi dövdüler beni..öyle böyle değil, nası vuruyorlar anlatamam… o yüzden bu anlamsız tekliften hemen vazgeçtim.

    tekrar yanyana gelmeye çok çalıştım ama başaramadık. dikizden emre'ye bakıp elimi kolumu kaldırıyordum fakat malesef emre sürekli "tamam koçum arkandayız" gibi hareketler ve mimikler şeklinde karşılık vermeye devam ediyordu. e-5'te kenara çekme gibi bir ihtimal olmadığı için de, geriye tek çare kalıyordu: emre belözoğlu'ndan kurtulmak. çünkü gerçekten çok vakit geçti, çok dolaştık. artık bu saatten sonra bunun hiçbir açıklaması yoktu. sonunda büyük dayak vardı.

    her şeyi göze almıştım. emre belözoğlu’ndan kaçacaktım. halbuki durdur arabayı bi şekilde in iki saniye anlat durumu sonra devam et dimi? yok. ben atlatırım bunları dedim. seçtiğim şıkkı skeyim. hayvan gibi gitmeye başladım. muhtemelen hani onları hızlıca eczaneye yetiştirmek için bastığımı düşünüyor ve g.tümden ayrılmıyorlardı. yediğimiz kornaların, küfürlerin ve küfre benzer selektörlerin haddi hesabı yoktu.

    henüz 15-20 dakika önce sakin sakin ilaç almaya çıkmışken, bu noktaya nasıl gelmiştim inanılır gibi değildi. hayır allah korusun kaza yapsalar, emre’ye bişey olsa, hatta fenerbahçe şampiyonluktan olsa ne olacaktı? nasıl bir belanın içindeydim? nasıl bir sorumluluk vardı üzerimde?? hepsi nöbetçi eczaneler yüzünden. 24 saat pasta bulabildiğimiz bir şehirde, geceleri hasta olmak yasaktı adeta. gözüm dönmüştü. bunun gerçekten geri dönüşü yoktu. hele şu anlamsız kovalamacadan sonra mümkün değildi anlatmam artık bu durumu.

    emre bazen kayboluyor, fakat yaklaşık 3-5 saniye sonra yine arkama yapışıyordu. evi falan da geçtim, beylikdüzü’ne kadar basmışım en son. bilmediğim sokaklara girdim, oradan başka sokaklara, oradan çıkmaz sokaklara. çıkmaz sokakta indim. arabadan inip koşmaya başladım. bi apartmanın bahçesine saklandım. hoşlandığım kızın, markette beni elimde 32’lik tuvalet kağıdıyla görmemesi için saklandığım gibi saklanıyor, uzaktan arabayı kesiyordum.

    nefes nefeseyim. allah kahretsin böyle geceyi. bi kadın “kime bakmıştın evladım” dedi. “fenerli emre gelecek de ona bakıyom teyze” demedim tabii..”babamları bekliyorum teyze” dedim. kadın hiç inanmadı. ama anladım ki emre alıştığı kırmızı kartlarına yenilerini eklemiş..görünmüyor ortalarda. maç resmen bitmiş, benim sahada işim ne..çıktım sahadan, el salladım tribündeki teyzeye. o camı kapattı perdeleri çekti, çok büyük renk geldi hayatına.

    emre’den kurtulmasına kurtulmuştum ama aramın kötü olduğu ünlüler arasına uğur ışılak’tan sonra onu da katmıştım. uğur ışılak’ı da bi gün bi yerde görünce yanına gidip “uğur ışıldak??” demiştim, sonra uzaklaştırdılar beni oradan. o gece biraz daha vakit geçirip, önümden çok arkama bakarak eve gittim.

    evden bi 4-5 gün çıkmadım, fenerin maçlarına bakamadım. sanki emre attığı her golden sonra kameralara koşup “seni bulacağam oğlumm seni bulacağamm lan şerefsizzzzzzz!!!” şeklinde parmak sallayacak gibi geliyordu. sevinme emre, lütfen öyle sevinme. hem bu kadar gol sevincinin olduğu yerde, birileri boşa seviniyor bence.

    hakkımda neler düşündü bugüne kadar bilmiyorum. inanılmaz küfür etmişlerdir, biliyorum. küfürden ziyade bi kenara falan çekip "neydi bu şimdi amk?" demişlerdir kesin. işte o günden sonra kendisine hep gerçekleri açıklamak istedim. olur da bu yazıyı okursa, o denyo benim işte. kusura bakma.
    9 ...
  52. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük