kendisine troll diyenleri anlayamadığım yazar. olabildiğince objektif yazmasına rağmen karşıt görüşü savunanların entrylerini doğru düzgün okumadıklarını, okuyorlarsa da anlamadıklarını düşündüğüm kişi. iyi yazsın, güzel yazsın her zaman.
o kadar çok kelime oyunu yapıyor ki okurken siniriniz bozuluyor. ancak dantes adlı şiirinin içine soktuğu düzyazı tavsiye edilir:
"cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan,
sonra büyür, yayılır, saçmasapan bir şiirken kocaman bir düzyazıya bırakır kendini. saçma şiirin içaçıları toplamından yola çıkan o düzyazı büyük bir kangrenin açık seçik izdüşümlerini düşürür kağıda. saçmasapan bir şiir nasıl olur? mesela saçmasapan bir şiirin dizeleri arasında oynaşıyor olabiliriz ikimiz. belki de zamanı gelmiştir zırvalarımızın, zıvanalarımızın ve tütünlerimizin.
cinnet bağıl bir uzaydır kendi içinde. çoklu düşünmek gerek!
bir sonucu sebepten kopartmak nasıl saçmaysa hiçbirşey nasıl kendiliğinden olmuyorsa cinnet de kendiliğinden olmaz!
uzun zamandır küllerin arasındayım. bir ayağa kalksam her yanım gri. bir adım atsam her yanımdan dökülür parçalarım. zerrelerim. çok beslendim kronolojilerden, olan biteni görmelerden, yorumlardan, tarihten. kılıçların kında durduğu gibi durmadığından çokça söz ettim. çokça renge büründüm tarih atlaslarında. yoruldum, sıkıldım, tutunamadım şimdi. şimdi en olması gereken olmalı. şimdi bir yere varmalı tüm o şiirler, tüm düzyazıların atası olmalı karaladıklarım. herşey dantesle başlamış olmalı. tüm kaybeden öykülerine tanımsız ve delice aşkım, tüm filmlerin üçüncü rollerine tutkum, tüm geriçekilenlere geçtiğim ihtimas. bundan olmalı! siyah ve beyazın dışında griler olmalı çokça! ben grileri seviyorum, çeliğin rengini kılıcı yatratan!
satranç tahtasının grileri olmalı. yalnızca siyah ve beyazla nereye kadar?
ortası olmayan bir oyunun içindeyiz. yalnızca kazananlar ve kaybedenler mi var hayatta? bir tiyatro sahnesinin üzerinde yaşanır hayat! sinema filmi gibi değil. sinema sahnelerinin tekrarları çekilir, değişik açılardan, farklı objektifler, kompleks diyaframlardan. ama tiyatro öyle değildir. bir hatayı kerelerce tekrar edip düzeltme şansınız yoktur tiyatroda. ya da bir sınav değildir hayat öyle çoklarının dediği gibi. üç yanlış bir doğruyu götürmez. bir yanlış bütün doğrulara mal olabilir aksine!
şimdiye kadar çok çağlar eskittim, romeoyu gördüm belki, belki çok eski çağlarda durdum, belki tüm çağlarda, ama bu son olmalı, artık bitmeli, bu son dövüşümüz olmalı seninle tarih!
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan.
cinnet küçük bir kusurdan doğar, atıl bir saçmalıktan."
sözlüğü vatan haini said nursi'lerin savunulduğu bir platforma dönüştürmek isteyenlerin kendi zihniyetlerinin savunulacak bir tarafının kalmadığını göstermekte olan konudur.
not: chp'li falan değilim. ama artık sol frame'de "laik", "kemalist", "chp" yazan başlıklardan gına geldi.
gidin de propagandanızı başka yerde yapın.
çekilesi filmdir. orhan çeker'in içinde yaşayan sapıkla hesaplaşmasını anlatan ve gündüzleri profesör geceleri sapık olan adamın dramını beyaz perdeye aktarır. beyaz perde olmasa beyaz cam da olur. o da olmazsa internet ortamı olur ama olur. yeter ki böyle sapık akıllı insanlar daha fazla konuşamasın. utancından sokağa çıkamasın.