tayyip erdoğan'ın davos'da yaptığı sorgulamadır. şudur ki; siyasi bir platformda dini ve etnik kökenler bir yere bırakılmalıdır, kimseyi inancıyla bağdaşık hareketlere zorlayamazsınız. peres'e ; "tevrat ne diyor , öldürmeyeceksin diyor" gibi bir çıkışma yapmak siyasi konuşmaları bilmemek anlamına geliyor. peki peres çıkıp" kur-an ne diyor öldürmeyeceksin diyor, aç kal diyor, sevap işle hurileri altına al diyor" gibi bir cümle kursa konu ne boyuta giderdi ki ülkeler dinleriyle yönetilmeyecekleri gibi eleştirilemezlerde. ahmedinejad bile bu hareketi yapmazdı. peki karşısında hindistan devlet başkanı olsa nasıl kuracaktı hangi dinle hangi kökenle konuşacaktı? üzülüyorum !
fantastik karakter geliştirmece yazı oyunu demeyi doğru buluyorum kendisine. bazen sıkabiliyor ama bazen de sağlam hikayeler çıkarttığı oluyor. günde 5-10 dakika bakarak oyunu oynamanız yeterli öyle çok zaman isteyen bir oyun değil. ulaşmak için; http://www.gallendor.net/...;id=187817&code=22d4e
orta gelirli denilen katman zaten hayattan zevk alamayan katmandır. stüdyo dairemde oturduğum her an deniz manzaramın içine etmeye başlarlar. benim gibi entelektüel biri de onları düşünmese halleri harap.
orta gelirli melankolik adamdır , küçüklüğünden bu yana alamadığı vitaminler onu geri düşürmüştür . düşünme yetisinin olmadığı yerde duygular ön plana çıkar iç güdü hayvanlarda görülür düşünme yetisi az olan insan da hayvana yaklaşır. şimdi bunları kafanızda braz toparlayın sonra okumaya devam edin.
içgüdülerinin peşinden koşup hissi davranan orta gelirli bu melankolik yapısını içki içmeyle teselli etmeye çalışır. evet orta gelirlilerin içki alışkanlığı vardır ama benim ve bana benzer elit kesmin bordeaux şarabı içmesi gibi seçkin bir içki alışkanlığı değil tamamen sarhoş olmaya dayalı amele usul içki alışkanlığı.
tüm bunların yanında ben rakı içen orta gelirliyi taktir ediyorum . elinde ki maddi imkan ve bilinçsizli içinde hızlı yoldan verdiği paranın hakkını alarak sarhoş olmayı biliyor ama ben bira içen orta gelirliye kızıyorum. lan dingil zatne cebinde 3-5 kuruş paran var onu da alkolü az biraya neden yatırıyorsun? tabi ki bunu düşünemez o bir orta gelirli aklı ancak bu kadar alıyor anası babası işçi memur.
gece eğlenmeye çıkan bir orta gelirlinin cebinde ki 150-200 liralık bir sınırlı ve az kaynak onu ne kadar tatmin edebilir ki bir de üszerine bira içiyor.
bunların yanında orta gelirlilerin içki alışkanlıkları içinde kendilerinden üstün sosyo/ekonomi gruba kıskançlıkları ve taklitleri de gözlenir. örneklersek, bir orta gelirli az arası olduğu için bira içer ve yanında çerez ya da kuruyemiş almak ister ama içgüdüleri onu lükslere yönlendirir. biranın yanında kaju fıstığı yiyen orta gelirliler gördüm ben çok üzülüyorum bu hallerine acıyorum onlara.
güney afrika'nın başkenti. siyasi akımların sesinin duyurduğu ırkçılık karşıtı hareketlerin başladığı tek düzenli afrika şehri. nelson mandela'nın şehri.
yok artık demeyin sözlerinizin altında art niyet ararım , kalbnizi kırmamı istemezsiniz. tanrınız benim kalemimden sizi korusun, eğer varsa.
din bağımlısı at gözlüklüdür, bunu beni takip edenler daha önce ki yazılarımda belirttiğimi bilirler. at gözlüklü din bağımlısının bir madde bağımlısından daha beter durumda olduğunu da söylemiştim. bunları yazaken biraz kuru bitki bir de kağıt lazım bana kızıyorum çünkü hallerine , üzülmediğim söylenemez.
din bağımlıları zorunlu kamu hizmeti yapan suçlulardan farksızdır. düşünme yetilerini zamanla kaybederler zaten anne karnında bir bağımlılıkları vardır. doğduklarında kulaklarına isim söyleme faslında sağır oldukları varsayılır. neden iyi müzisyenler atesittir sanıyordunuz.
dinin bağlı kişi erkekse "gay"'dir. evet gay olmasa bile gizli eşcinsel kavramı onun için geçerlilik gösterir. o ibadethanelere günde 5 kez uğrayıp yüzlerce erkekle yanyana ve önlerinde eğilerek geçirmek... siz birini taşımasınız arkadakinin nakliyatçı olmadığı ne malum siz pozisyon adığınızda.
bu kadar çok erkekli gruplarda hormonlar boşa mı salgılanır sanıyorsunuz. ben gitmem öyle yerlere gidenlerler de ilişkim olmaz. zaten homofobi var bende medeni düşünceyle bir ilgisi yok bunun ... ama din bağımlısı günde 5 kez o kadar erkeğin önünde eğiliyorsa ben bunda gaylik görürüm. evet gaydir onlar.
asla şamayacaklar , gay olduklarını beli etmeselerde önde eğilene bakmadan kendilerini alamayacaklar. di bağımlısı bir kere o düşünmekten yoksun bir beyne sahip. hormonlarını ibadette aktif etmek zorunda. sabah ereksiyonuu ibadethanede olan yüzbinlerden bahsediyorum.
bunlardır ki saçları örtmenin namusları koruyacağını düşünüp farklı isimlerde kızlarını okutanlar. bunlardır ki karılarının saçlarını örterek başarız cinsel hayatlarının üstelerini örtmek isteye. bunlardır ki bakirelik takıntısı altında kadının başka birinde daha çok tatmin olduğunu düşünüp bakire kadın istiyorum diyenler.
izmir kordon da asla beni açık göğüsler, çıpak bacaklar tahrik etmez ama bir tutam saç gördüm mü dayanamıyorum , ahh boxer kontrlün çok az. onlar da benim gibi saçtan tahrik olan büyük kısım için rtünmeyi yada örttürmeyi tercih ederler. ya da kendi inanışları içinde olanlardan sakınırlar.
kesinlikle uyuştrucu bağımlsından farksızdır bunlar din bağımlılarıdır. bırakamazlar tedavisi yoktur. saç fetilerinden korunma yoludur.
darwin'in ruhu şad olsun dersiniz bazılarını başlamadan önce ben yapar mıyım ?
kıl ve tüy bir post kavramını içine abilir kavramlar ki bunun haricinde bir ilkellik belirtisidir. abartısı bir hayvansal davranışın sembolüdür 3. sınıf diplerinden 5 cm siyahları çıkmış sahte sarışınların erkeklik belirtisi olarak görüp beğendikleri erkek tipdir. bu kızlardan uzak durmakta fayda var.
kıl tüy ilkellik belirtisidir. dikkatle bakıldığında ekvator civarı kıllı insanlara rastlamak daha olasıdır. daha çok ihtiyaç duyulan kuzey doğrultusunda gelişimin hızlı olması kılı azatmıştır. hem günümüzde neden kızlar kıl istesinler ki bir maymunla uyumanın zevki belki de başkadır. kıl gelişimini tamamlayamamış iken insanlarda ya da ilkel kavimlerin torunların da görülür.
demek istediğin ağda yapan erkek modelini yaratmak değil - eşcinselleri oldum olası sevmemişimdir , küçük iskender'in yeri hep ayrı- ama kıllı vücudun evrimi yarısında kaldığı bir gerçektir. bunu inkar edende art niyet ararım .
böylelerini gördüğünüzde kaçın , yanlarında ki 3. sınıf kızlarla muhattap olmamanızı bir akıl hocanız olarak size tavsiye ediyorum.
kimseye söylemeyin azrail'in uygun olmayan iş şartları dolayısıyla yakında zebanileri kışkırtamsı sonucu oluşacak devrimdir. çok zor değil cennet kapıları açılacak lümler duracak. tanrı bir kavanozun içinde büyü ile sabitlenecek.
tanrıya devrim yapmak tüm dünya düzeni için gereklidir. gökten tanklar yürür göğün üçüncü katmanından yedinci katmanına kadar göğe çıkma yasağı koyulur. zarail devrimin başıdır. yoldaş hareketidir.
dünya üzerinde adaletinden bahsedilen tanrının kendi içinde çeliştiği durumdur;
cerail; tanrının peygamberleriyle ileşimini sağlayan melek olarak bilinir. eğer islam inancını kabul ederek düşünmemi isterseniz bunun işi 1400 yıl önce bitmiştir yani o günden beri ense yapmaktadır. daha ne kadar yatacak belli değil maaşını halen alıyor.
mikail; doğa olaylarını yapıyor çalışkan bir melektir ama işi masa başı çok zor değil.
azrail; o da melektir ama şeytani bir görünümle hayal edilir. en çok çalışan ayak işlerine bakan melektir. insanlık tarihi boyunca bir dakika bile durmamıştır.
israfil; tanrının amca oğludur. milyonlarca yıl yatar son gün bir sur'a üfler ve maaşını alır.
tanrı kendi katında bile adaleti sağlayamamışken bize adalet vermesi bizi eşit yarattığını söylemesini hala doğru bulan var mı bilmiyorum. tanrı hiç bir zaman adaleti sağlayamamıştır. yarın bir gün azrail iki üç zebani ile anlaşıp tanrıya devrim yaparsa şaşırmayın. onların grev zamanı da geldi zaten. ölümler dursun.
tanrı işlerinde ki bürokrasidir. tanrı müdür gibidir ya da girişimci mi demek lazım en iyisi biz bunu orta büyüklükte ki bir şirket gibi düşünelim tanrı hem girişimci hem de işletmeci olsun. melekleri var dünyada bazı görevleri olan , küçük melekler var cennetinde , cehenneminde sigortasız çalışan zebaniler zorla kötü yola düşürülmüş geyşa modunda ki huriler. ama israfil'e laf yok o tanrının amca oğlu. tanrı katında ki bürokraside torpil geçerlidir. tanrı katında bürokratik haksızlık vardır.
studyo dairemin deniz manzaralı camında oturmuş bordeaux şarabımdan içer halde kansas plağımın tadını çıkarırken düşünceler beni alıp başka yerlere götürdü. aklıma gelen ilk sorulardan biri bir orta gelirli eden üniversitede okur?
evet bunun cevabı hazırdı . bir orta gelirli gelişim sürecini tamamlayamaz , küçük yaşlardan bu yana aldığı vitaminler azdır . gelecek korkusuyla zamanının çoğunu yatırımlar üzerine kurmaya çalışır istediği yönde gelişim göstermesi imkansıza yakındır. bir orta gelirli sürekli gelecek kaygısı taşır. üniversite okumasında ki amaç kendisine bir gelecek hazırlama yönünde olabilir çoğu zaman ama bunda ki başarı yine bir orta gelirli düzeyini geçemez bugünün gelirine gre üniversiteden mezun olunca alacağı 20-25 bin lira maaş onun o kadar yıl uğraşmasına değmez bu şekilde yine bir orta gelirli olarak kalacaktır. yani bir orta gelirlinin üniversite okuması onu bir üst sınıfa geçirmez. üniversitede okyan orta gelirli her zaman korkaktır sanatla içiçe olması zordur , üzülüyorum onlara.
dinine yapılan eleştiriler karşısında dinini inancı içinde savunmaya çalışan bağımlıdır. o da ister her gün farklı kızla yatmayı ya da cinsiyetine göre gün aşırı farklı penisle zaman geçirmeyi , ya da bayramlar da erken kalkıp ibadete gitmemeyi ama yapamaz bağımlıdır bir korku vardır içinde. bu korku tamamen gelecek kaygısızıdır. bu dünyadan kesilen ümit ve olup olmadığı bile bilinmeyen animelerde ve fantastik edebiyatta duyulan frp de yaşanmaya çalışılan bir dünya için uydurma olması çok muhtemel bir inancın peşinden koşmak bir denemedir bir umuttur. gün içerisinde geleceğine yön verebilcek kadar kontrolü elinde bulunduran biri başka bir inanışa ya da başka bir dünyaya ihtiyaccı olamdığının pekala farkındadır. ama bizim at gözlüklü din bağımlımız kendisinin güvenliğini sağlamak amaçlı bir inanışa sarılır bu öyle birşeydir ki bırakmaz madde bağımlılığından kötüdür , kurtulmak imkanszıdır o gözlük çıkmadan ama at gözlüklü bağımlı bu gözlüğün çıkmaması için elinden geleni yapar. işte inançlarına körü körüne bağlı olan kişileri verilen addır at gzlüklü din bağımlısı"
bazılarında vardır "biz onları yarattık, biz onları yaşattık , biz onları ağlattık" yazar ben gülerim ama bu sizi ilgilendirmez cümle kötüye gitmek üzereyken ise ben kurtarırım ve nokta koymadan konuya dönerim ama burda ki grup cümlenin bitiminde yine karşıma çıkar ki bu da kutsal kitapta ki gruptur , o biz şeklinde anlatandır , grup ilişkilerde bulunandır. hani tek tanrı vardı sizin dininizde olayı derinlemesine açıklamak isteyenler olacak komik duruma düştülerinin farkına bile varamadan kendilerinden geçerek bilgi emsali modunda klavyelerine sarılacaklar. mutlaka yalancı ilahi alimlerin bir açıklaması vardır bu konuya açıklamanın gerçekçiliği konumun dışında ben olayın basit alaşılması konusunda düşünce yeteneği zayıf insanları düşünüyorum bir orta gelirli geliyor aklıma . ah bu grup sizin de kafanızı karıştırıyor biliyorum amabiz şüphesiz ki onları entry yazsınlar diye yazar yaptık.
kutsal kitaplarda geçen çoğul anlatımda ki gruptur.
hayvanların kutsal kitabında yer alan bir ayettir. burda aslında kutsal kitabın şifresini çözenler aygırlardan bahsedildiğini söylerler. ama öyle herkes bu kitabın şifresini çözemez o kadar ileri bir zeka yazmıştır ki fantastik edebiyata konu olmuştur. bana bakın hayvanların kutsal kitabı dedim sakın üstünüze alınmayın kalbinizi kırarım bu kitapta insanlara ait ayetlerde vardır ama o konulara girmiyorum.
bir kutsal kitabın giriş ayetidir. inancını yaymak için yaratmış olduğu müminlerden bahseder burda. o müminler zorbalıkla inançlarını nderleri eşliğinde devenin üstünde onu koruyarak savaşarak yayarlar sırf bu ayete uyabilmek için.
eline kılıç alıp savaşa giden peygamberdir. bir kişiye kastım yok binlerce peygamber yok mu? über, süper güçlere sahip bu adam insanlığı daha barış içinde yaşatmayı kendine görev sayacağına onları öldürerek susturmaya çalışır. müritlerine öldürün emri verir bu şekilde inancını zorla yayar. hatta ülke kurar başına geçer rahat içinde 5 karısıyla yaşar.
bir kitabı kutsal sanan ve onu öyle hisseden ona bağlılığını tüm hayatına yansıtarak tüm hayatına onun üzerinde yön veren mümindir. bir kitap okur hayatı değişir hatta bazen okumaz bile bir kitabın içieriğini duyar , dinler ve hayatı doğduğu andan itibaren değişir. acıyorum ben bu müminlere. biz yüzükleri birleştirmeye çalışıyor muyuz?
11 ay yemek yerken hiç bir şey düşünmeyen, bir aç kalarak ise afrikada ki açları anladığını hatta onlara yardım ettiğini sanan mümindir. ay sonunda bir bayram havası yaşar ne bulursa yer bedenine verdiği hasarı tamir etmek için.
taşın suyunu sıkan mümindir. afrikada açlar varken parasını sonuna kadar kazanır adaletten bahseder sonra binlerce dolara vererek hacca gider. malının 40'da birinden fazlasını başkasına kokamaz ticareti bir sünnet olarak görür.
kapitalist düzen içinde yara alan zaman kaybeden para kaybeden mümindir. kapitalist müminden farklı özellikleri vardı. daha az para kazanır bir de esnafsa eğer dükkan camına "cumaya gittim geleceğim" yazar.
en garip gelir katmanıdır. genelde kendileri üstün görürler bazen de çok aşağıda. şükrederler çoğu zaman inançlarına körü körüne bağlıdırlar. gelişim şansı az sosyo/ekonomik katmanın üyesidir.