insan bazen yaşarken adaletsiz buluyor bazı durumları. Bazıları hiç zekasını kullanmadan ya da soyundan birisi kullanmamışken büyük şanslar elde ediyor ve bunlar mantıksız şekilde oluyor. Sırf doğduğu yerden dolayı, cinsiyetinden, akraba çokluğundan, vücut şeklinden gibi absürt yollarla bir yerlerde kazanç sağlıyor sen emek ya da yoğun kafa kullanırken.
Veyahut senle aynı seviyelerde birisi sırf şansından daha iyilerde olabiliyor bir işte.
Şansa inanmam normalde insan kendi yaratır şansını diye düşünürüm lakin bazı noktalar var ki sadece şansla açıklanabilir.
Ama çözümü şöyle buldum ne insana bir şey vadedildi ne ilahi adalet diye bir şey var zaten. Yaşamak sadece fırsattan ibaretti.
En basitinden doğumda ya da doğmadan ölen çoçukların yaşamayı hangi yaşayandan daha az hak ettiğini kim söyleyebilir.
Biz de ölüp gideceğiz ve kaybedecek mutlak bir şeyi yoktur.
Yaşamak bu yüzden yaşamaya değer.
Şarjı 3 gün giden fena bluetooth kulaklığı olan teknoloji markası. Uygun da fiyatlı idi. Simex SBK-01 Phantom imiş modeli.
Türk markası imiş konyada ve kendileri üretip kargoluyorlarmış da anladığım bir de. Takdir ettim.
Bir ucundan tutmak, gönülsüz de olsa bir işte yer almak anlamındayken bu söz ise buna bile tenezzül etmeyen kişileri yermek için kullanılır.
Örneğin. X de bir işin ucundan tutmaz, müzümsüz.
Dünyanın ilk zamanlarında havada oksijen yoktu. 2,4 milyar yıl önce çıkmaya başladığı tahmin ediliyor.(dünya 4.5 milyar yaşında olduğuna göre o zaman 2 milyar yaşındaydı.) Canlılık için büyük bir adım oldu bu olay. ilk başlarda oksijen kullanan canlılar az olduğu için bir katliamdı da. Sonraları oksijen kullanan ve daha büyük olabilen canlıların uygun ortamları oluştu yalnızca tek hücreliler yerine.
Bir başarısızlığı, noksanlığı kendisini başkasanını yerine koyma, oymuş gibi hissetmekle giderme anlamındaki psikoloji terimi. Kendini daha değerli hisseder bu sayede.
Sarma içmek daha az zararlıdır diye düşünüyorum çünkü içine sadece doğal otunu koyuyorsun bir kere ve başka bir madde yok hazır sigaralardaki gibi.
fiyat olarak da sarma uygun.
Hazır sigaranın tek bir avantajı car gibi pratikliği işte.
Üzülmenin hiçbir pozitif etkisinin olmadığını fark ettikten sonra kazandığı nitelik insanın.
Oysa neşeli olmak, gülümsemek bir şeyler kazandırabilir insana.
Yalnızlık artar çünkü bilginizden insanlarla ne kadar anlaşabilme ihtimaliniz artsa da yine aynı sebepten onları mantıklı bulmazsınız. Yani bunu seversiniz de.
Genelde mutluluk azalır derler ama tersini düşünüyorum. Yaşamın ne kadar değerli bir olgu olduğunu anladıkça mutlu oldum ben.
güney afrika'da Okavango Deltası'nda yaşayan akıllı canlılar. Akıllı kanısına şöyle vardım. bu elemanlar grup halinde ceylanı suya doğru kovalıyorlar ve ceylan suya dalıyor korkuyla. planın son kısmı ise sabır. ceylanın nefesi tükenince kıyıya dönmesini bekliyorlar ve kolay bir av kazanmış oluyorlar. Planet Earth 1.Sezon 1.Bölüm ile iyice emin oldum ki akıl tek bize özel değil bu gezegende.
isterse erkek milletine cehennem yaşatır dünya gözüyle. Allah onu erkekleri ölmeden cezalandırsın diye göndermiştir.
Tehlikelidir sağlık için, canlılar için.
eğer ki gerçekten sevmediği taraftaysanız kaçın, arkananıza bile bakmadın kaçın.
derslerinin büyük bölümünü ders anlatmak yerine dua, ahlak dersi, toplum eleştirisi şeklinde anlatan değişik bir erü hocası. bazen hızını alamaz ders cuma vaazına dönebilir.
şiir de yazar aşık cevati mahlasıyla.
Nevşehir 'de 40 yıl öncesinde birkaç köyde yapıldığını bildiğim orta anadolu adeti.
Gezip bulgur, yağ, et toplanırken kılıklar değiştirilip oynanılırmış eldeki imkanlarla müzik de yapılıp geceleri. Dana deliğinde(hayvanların yatırıldığı bir nevi ağılda) yapılırmış pilav sonrasında.
Genellikle ocak ayında olurmuş bu eski gelenek.
(bkz: Kutup sözlük)
Durduk yere hesaplarım silinip geri gelirdi. Bir gün girerdim yeni bir kural 100 karakter sınırı girdilere. 10 kişi vardı dokuzu memnun olmasa da 1 kişi yönetici bir yenilik isteyip getirdi diye katlanırdı yazanlar. Tahminim bitti bu senede artık iyice.
Varlığı devam ediyor mu onu bile bilmiyorum ama her zaman da düşünmüşümdür vaziyetini.
Büyük pişmanlığımdır da ağlayarak evlenelim diyen bir kızı öyleyce bırakmak.
Tek vicdanımı rahatlatan daha 16 yaşımda olmamdı.
Diyeceksiniz ki sormadın mı hiç? Bazen akla geç dank ediyor bazı şeyler ve bazen çok geç oluyor.
