Kardak bölgesine çelenk atmak üzere Yunan hücum bot ile gelen Yunanistan Savunma Bakanı Kardak’a yaklaştırılmadı. Yapılan ikaz üzerine Yunanistan heyeti Türk karasularını terk etti.
Alman hükümeti, Türkiye'ye teslim edilen Leopard tanklarının iyileştirme talebi ile ilgili kararı askıya aldı.
Edit:tankların suriye de kulanılmasına tepki olarak alınmış galiba.
ben gamlı hazan, sense bahar, dinle de vazgeç
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç
olmaz meleğim böyle bir aşk, bende vakit geç
sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç
Edit:bu şarkıyı (bkz: kani karaca)dan dinleyiniz.
Motosiklet kültürünün gelişmesinde büyük katkıları olan dergidir.dergi aboneliği biraz tuzlu olabilir fakat web sitesi veya uygulaması gayet güzel.motorsiklet tutkunları ve motor meraklıları için birebir. http://www.motoron.com.tr/
Bugün nette gezinirken rastladığım bir olay;15 yaşında geçirdiği kazada boynunu kıran ve göğsünden aşağısı felç olan Jordan, kollarını ve bacaklarını tam olarak kullanamıyormuş sonra felçli olduğu halde makyaj yapmakla alakalı öğretici videolar çekmeye başlamış ki felçli olduğu halde. röpartajında "Felçli olsam da, insanların Jordan'ı görmesini istedim; sandalyeyi değil "Çünkü çok şey kaybettim ve kişiliğimi de kaybetmek istemiyordum."
edit:bunu görünce ne kadarda küçük şeyler için hayıflanıyormuşuz.
Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol (cresol) maddesi katılmıştı.
Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak
ingiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez ingilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu.
Çünkü gözler yanmıştı
Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.
Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMMde görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek, Mısırda esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan ingiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için TBMMnin teşebbüse geçmesini istediler.
Tabiî ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti. (bkz: )http://m.youtube.com/watch?v=r-_F_YJA4S4
Dünyanın En Şansli insanı
1962 yılında Frane Selak isimli, Hırvat bir müzik
öğretmeni;
Saraybosna'dan Dubrovnik'e giden bir trene
bindi. Bu yolcuğun, onu tüm dünyaya tanıtacak
olaylar zincirinin ilk halkası olduğundan
habersizdi. Selak'ı taşıyan tren raydan çıktı ve
donmuş nehre devrildi. Kazada 17 yolcu
hayatını kaybederken, Selak kıyıya kadar
yüzerek kurtuldu. Selak kazayı sadece kırık bir
kol ve çiziklerle atlatmıştı.
Olaydan bir yıl sonra, Selak uçakla Zagreb'den
Rijeka'ya yolculuk etmek için uçağa bindi.
Gökyüzünde bir anda uçağın kapısı açıldı. Hava
sirkülasyonu bazı yolcuları dışarı çekti. Uçaktan
fırlayanlar arasında Selak da vardı.
Uçak birkaç dakika sonra yere çakıldı ve 19
kişiye mezar oldu. Ancak Selak gözlerini
açtığında hastanedeydi. Şansı yaver gitmiş bir
saman yığınının üzerine düşmüştü. Onu orada
bulup hastaneye kaldırmışlardı. Bu kazayı da
sadece ufak sıyrıklarla atlattı.
1966 yılında Selak'ın bindiği otobüs yoldan çıktı
ve bir nehre uçtu. Kazada dört kişi öldü. Selak
ise hafif yaralı olarak kurtuldu.
1970 yılında Selak otomobiliyle yolculuk ederken
araç birden alev aldı. Selak çabucak aracı
durdurup kendini dışarı attı. Bundan hemen
sonra da araç havaya uçtu.
1973 yılında bozuk bir benzin pompasından,
Selak'ın otomobilinin motoruna benzin akıttı.
Araç aniden alev aldı. Selak bu kazadan da
kurtuldu ancak saçlarının büyük bir kısmı yandı.
1995 yılında, Zagreb'de Frane Selak'a bir
otobüs çarptı. Selak bu kazayı da ufak
sıyrıklarla atlattı.
1996 yılında aracıyla bir dağ yolunda seyreden
Selak; döndüğü virajın ardından, bir kamyonun
üzerine doğru geldiğini gördü. Refleksle aracını
yolun dışına yöneltti. Araç yoldan çıkıp
uçurumdan yuvarlanırken, Selak araçtan atladı
ve bir ağaca tutundu... Aşağı baktığında;
yaklaşık 90 metre aşağıda aracının patladığını
gördü.
Selak artık kimilerine göre şansı, kimilerine göre
ise şanssızlığı konusunda dünya çapında üne
sahip olmuştu.
2003 yılında Selak, hayatında ilk kez piyango
bileti aldı. Büyük ikramiye olan, 1 milyon
dolardan fazla para kazandı.
Selak hayat hikayesini anlatırken; "Buna iki
şekilde bakabilirsiniz" diyor. "Ya dünyanın en
şanssız insanıyım, ya da en şanslısı. Ben
ikincisinin doğru olduğuna inanıyorum."
2004 yılında Doritos, Avustralya'da bir TV
reklamında oynatmak üzere Selak'a teklif
götürdü. Başta teklifi kabul eden Selak, daha
sonra fikrini değiştirdi... Sidney'e uçakla gitmeyi
reddetti. Selak bu kararın sebebini; "Şansımı
test etmek istemiyorum" diyerek açıkladı!...