son 2 gecedir basima gelmektedir. camı açık unutulan çatı katından içeri nerdeyse 20ye yakın yarasa girmiştir. sağolsun babam hepsini çıkardı ama ya odalara geldiyse mantığıyla iki gecedir diken üstünde uyuyorum bitmiş olması tek temennim. yakaladiklarınızı alıp dışarda yere bırakmayın yerden havalanamazmış yarasa yükseğe bırakın.
5 sene öncesine kadar gelişmemis bu tatil beldesi kısa süreli ( 3-4 gün ) tatiller için kafa dinlemelik harika yerdi. Şuan nasıl bilmem ama çok fazla geliştiğini sanmıyorum. Şirin bir köy gibiydi. Yanılmıyorsam dalyan turları vardı.
para, istanbulkart, birkac sinema konser ve tiyatro bileti, kendimin ve arkadasimin bir fotografi, bir yerden hatira olsun diye aldigim yuzuk ve tas, yeniyıl hediyesi notu, kimlik, birkac kart, yara bandı ve sipsevdi sakiz copleri. cuzdanimin icinde her sey varmis.
Marmarisin bence en güzel koyudur. Denizi çoğunlukla temiz ama arada dalgalı olur. akşamları yapılacak çok şey yoktur çarşısı küçüktür ama kafa dinlemek için tercih edilebilecek yerdir. restaurantların çoğu deniz kıyısıdır. mutlaka bir sabah güneşin doğuşu orda izlenmelidir öyle bir görüntüdür ki sanırsınız deniz ortadan ikiye ayrılıyor. oraya giderseniz mutlaka bir koy turuna katılmanızı tavsiye ederim. fazla özlemişim demek ki.
yazları tatil için denize gitmeyi seçiyorsanız güneşle birleşen kokuyu tam kalbinizde hissedersiniz. Birkaç günden sonra o deniz kokusu teninize siner, kıyafetlerinize siner, saçınızın her teli deniz kokar. bu durum öyle alıştırır ki şampuan kokusuna üzülür duruma gelirsiniz.
kitap var müzik var bir kere kalabalık ortamlarda insanlar ne der diye söyleyemediklerini sesli düşünebilme her şeyi ama her şeyi sınırsız kurcalayabilecek zamanın var. Ne sıkılması arkadaşlar?
dostoyevski - yeraltından notlar.
sabahattin ali - içimizdeki şeytan.
erdal öz - gülünün solduğu akşam.
buket uzuner - kumral ada mavi tuna.
nazım hikmet - memleketimden insan manzaraları.
jane austen - gurur ve önyargı ( aşk ve gurur)