karanlıktaki aydınlığımıza katkı sağlayamayacak kadar etkisiz, evrenin derinliklerini anlatacak kadar da etkili bir olaydır. geceler yine aynı karanlıkta olacak, gökyüzünde değişen pek birşey yok gibi görünecek bundan gayrısı, bilimin ayrısı ise mecnunun kaygısıdır.
otobüs ortamları kişinin kendini kanıtlama ve ego şovu yapmak için kullanılan en önemli araçlardan biridir. özellikle toplum nezdinde kabul görmeyeceği belli olan ve topu topu 3-5 ego yoksununun inandığı kimi sanrıları otobüste karşılaşılan bu yoksunlardan birine anlatmak her zaman bir mastürbatör işlevi görür. olay bir otobüste bir adanalı gencin bir kayserili genç ile tanışıp sosyolojik katliam yapmasıyla ortaya çıkmıştır.
adanalı genç adana'nın yoğun göç aldığını ve bu göç'ün adana'yı artık sokağa çıkılamaz hale getirdiğinden yakınmaktadır. buraya kadar herşey normal çünkü göç her zaman şehir hayatını tehdit eden bir özellik taşımaktadır. ancak bu tespiti yaparken göçün nedenlerini ve göç ile gelenlerin adaptasyonuna yapılan katkıları da gözden geçirmek gerekmektedir. bu adanalı arkadaş meseleyi aslında tam da konuşmak istediği noktaya çekmek için böyle bir giriş yapmıştır. çünkü dolaysız yolla kürtlerden hoşlanmadığını belirtmesi karşıdaki kişinin tepkisine neden olabilir. tepkisine neden olmasa da çevresindekilerin tepkisine neden olabilir. o da olmadı karşıdaki kişi bu ego patlamasını bloke edecek ve kusulmasına fırsat vermeden olaydan çekilebilir. işte böyle başlayan konuşma kürtlerin bu ülkeden gitmeleri gerektiği noktasına kadar vardı.
adanalı olduğunu ise özellikle belirtmek istedim. çünkü adanalıların istanbul gibi illerdeki ünleri hiç de öyle eleştirdiği yönlerden aşağı değil. diğer kayserili arkadaş ise ortalama yurdum insanı zekasının biraz altında bir zekayla söylenenlere katıldığını "evet ya abi ya" gibi klasik kusturucu ve ego patlamasını tetikleyici cümleler sarfetmektedir.
ancak yaklaşık 30 dakikalık konuşma esnasında ne sorunun temelinden bahsedilmiş ne de çözüm yollarından. sadece şikayet edilmiştir. bu da yurdum orta sınıf sunni beyaz türk erkeği prototipinin karakteristik özelliklerinden biridir. tabii burada anormal bir durum yok. anormallik olayda değil zaten. otobüsler bu iş için biçilmiş kaftandır.
anormallik böyle düşünen insanların üniversite mezunu olabilmesindedir. bu da chokoprince arkadaşın dem vurduğu eğitimin yanlılığıyla alakalı bir durumdur.
yurdum insanının yaşam felsefesi. zira aids'li olduğunu söylediği halde kendisiyle ilişkiye giren erkeklerin tereddüt bile etmediğini söyleyen moldovya'lı kadın bunun ispatıdır.
eşcinsellik yaygın bir kanıyla cinsel bir eğilimdir. canlılığın evrimi sürecinde sürekli varolmuş ve bugünde kendisini tüm ağırlığıyla göstermektedir. gel gör ki sorun burada değil sorun eşcinselliğe olan tepki de ve eşcinsellikle ilgili durumların kişileri aşağılamada kullanılmasındadır. sözgelimi bir kişi veya gruptan hoşlanmıyorsunuz. işte o anda o gruba eşcinselliğin argodaki karşılığı olan cümleleri kullanıyorsanız bu sizin de eşcinsel eğilimlere sahip olduğunuzu ve bunun canlılığın doğasında varolduğu gerçeğini gerek toplumsal gerekse de başka kaygılardan dolayı kabullenemediğiniz için sakladığınızı ortaya koymaktadır.
olayı açmak gerekirse şu örnek cuk oturacaktır. mesela bir ortamda osurdunuz ve toplum içinde osurmanın utanç verici olduğu gibi bir gerçekle büyütüldüğünüz varsayımı altında ilk tepki veren genelde siz olacaksınızdır. ya da sınıfta en fazla kopya çeken sizsiniz ama hocalarla yaptığınız konuşmalarda sürekli kopya çekmenin yanlış olduğunu yine siz söylemektesiniz. hatta öyle ki başarısını kıskandığınız birine bile kopyacı diye yafta yapıştıracak kadar ileriye gidebilirsiz ki gidiyorsunuz da.
sorun eşcinsel olmakta değil sorun eşcinselliği saklayıp onu bir suç ya da utanç kaynağı olarak görüp bir küfür olarak kullanmanızdadır.
küfür daha çok erkekliğin özellikleri ile alakalı sözler dizimidir. genel anlamda sikmek temalı olan bu söz dizimleri bir bakıma beyin ile libidonun çatışmasını ifade eder. toplumsal olaylarda da en olmadık yerde libidonun itici gücü insanı küfür etmeye zorlayabilir. ancak bu durumlarda küfür etmek bilinçsizce gerçekleşebilmektedir(her durumda değil). bunun dışında konuşma temelini küfür üstüne oturtmak vardır ki o da toplumsal ahlak yapısının baskı altına aldığı libidonun kişinin tüm zihnini esir almasından kaynaklanan bir durumdur. özellikle bu durumda olan bireyler zihinsel bir mekanizma geliştiremedikleri, düşünce üretemedikleri anlarda erkekliklerini hatırlamakta ve ona gönderme yapan çeşitli sözler sarf etmektedirler. tabii bu hatırlama olayı tamamiyle kişinin kontrolü dışında ve rutin bir işleyiş halinde olan hatırlamadır. bir nevi refleks. işte zamanla bunu içselleştiren bireylerin etkin olduğu hizip, grup ve topluluklar bu etki altına girmekte, çevrelerine hep aynı jargonla yani küfür jargonuyla tepkivermektedirler. burada küfür eden için hiçbir problem yoktur. çünkü mesele içselleşmiş taa ki bilincin köklerine kadar zerk olmuştur. bu sebeple küfür edince kendisine tepki gösterenlere şaşırmakta hatta ona toplumsal olarak büyük anlamları olan çeşitli yaftalar yapıştırabilmektedirler.
bu durumda yapılması gereken küfür edilen ya da edilen küfürlerden rahatsız olan üçüncü şahıs veya topluluklar tarafından icra edilmelidir. küfür eden kişi toplum yani kamu vicdanında hapsedilmeli ya da eritilmelidir. küfür erkeksidir yani erk ile ilgilidir. erk istenci iktidar savaşının kaynağıdır. iktidar savaşı köle efendi ilişkisinin de temelini oluşturmaktadır.
bildiğiniz gibi küfür kavga anında aklın gidip yerine kasların hükmettiği bünye tarafından serbestçe söylenebilmektedir ve çoğu zaman da hafifletici sebeptir. ancak gel gör ki iki kelimesinden biri küfür olan bir insan buna tepki gösterildiğinde sinirlenmekte ve küfürün doğru bir davranış biçimi olduğunu iddia etmektedir. yeri geldiğinde küfür etmeyi bile bir hak zannetmektedir. velhasıl az okumuş, cahil ve kulaktan duyma insanların içine girdiği tiptir.
kuşadasında yaşanmış yeni bir türkiye polisi icraatı. yakaladığı araması olan şahsı kafasından vurmuştur bu polis. görgü tanıklarını da görgü tanıklarının anlattığına göre tanık olmamalrı konusunda tehdit etmiş polistir.
şimdi dünya örneklerine bir göz atarak polislik görevi ile görev polisliği arasındaki ayrımı irdeleyelim.
olay yeri: ingiltere.
öldürülen kişi: ira militanı.
öldüren: ingiliz polisi.
ölüm yeri: bir polis barikatı.
ölüm şekli: arkadan vurulma.
ingiiz adaleti olayı gerçekleştiren polisi cezaevine tıkmış ilgili müdürü de açığa almıştır. nedeni ise karşıdan gelen bir kişiyi ardan vurmak için barikatı geçmesine izin verildiği kastı aşan adam öldürme suçunun işlendiğini bildirmiştir. aynı yargı ölen kişinin sağ olarak da yakalanabileceğine hüküm vermiştir.
olay yeri: almanya.
öldürülen kişi: vatandaş.
öldüren: alman polisi.
ölüm şekli: yakın mesafeden silahlı ölüm.
alman adaleti konuyu araştırmış ve vurulduğu mesafeden bir kişinin öldürülmeden de etkisiz hale getirilebileceğine hüküm vermiş ve ilgili emniyet müdürünü kodese tıkmıştır.
türkiye'de ise polis gerek tekme atarak gerek arkadan vurarak gerekse de yakın mesafeden vurarak birçok kişiyi öldürmüş ve bu polisler hakkında kimse işlem yapmamıştır.