içinde "sen " olan isteklerdir.
kirlenmek istiyorum seninle, gülmek gözlerim kapanıncaya kadar, gözlerimden değil tenimden ateş saçmak , kaybolmak ,hapsolmak istiyorum.
birbirine bağlı iki zaman.
geçmiş, mesela dün...
dün, vazgeçişim senden , bir anda ,gözlerine bakmaksızın beliren düşünce balonumla
sanki hiç yaşanmamış gibi , yanmamışız gibi birbirimizin ellerinde.
bugün , bir başkasıyla o olmaktan yorulmak .
sevişirken ağlayan kadınlar kervanında bulmak kendini.
yarın , gelecek, ben görmeden geçecek,
bir tas su dökeceğim ardından gözyaşlarımla tuzlanmış.
içim acıyor...
hem nasıl
yeni aldığım dondurmam yere düşmüş gibi
serçe parmağımı koltuğun kenarına vurmuş gibi
uçan balonum patlamış gibi
elimde cam bardak kırılmış gibi acıyor
öyle umutsuz, öyle bitkin bir ruh hali.
her yerde, herkese yabancı...
gülümsemem mona lisa kıvamında...
içim ,dışım ,önüm ,arkam,
yediğim pamuk şeker, demlediğim çay,
gökyüzüm, bulutlarım , içtiğim su siyah
simsiyah.
yediklerimin hepsi katran tadında.
elim ,kolum, gözüm ,aklım, düşüncem ,zihnim karanlık,
zifir.
ardını sonsuza uzatabileceğim iki kelime.
duvarmışım ben, demirden katıymışım, buzdan soğuk.
ben istersem o demirden gemiler yaparım ,yüzdürürüm bulutların üstünde tüm fizik kurallarına inat
aramızdaki pamuk ipliklerinden kopmaz halatlar yaparım .sonra o gemiyi ikimizin limanına bağlarım sihirli halatlarımla.
ben istersem gözlerimde ateşler yakarım, buzdan kalelerimde içini ısıtırım.
ben istersem kalem kırarım , kırdığım kalemle suya yazı yazarım, yalnız sen okuyasın diye.
ben istersem zamanı durdururum , dünyayı durdururum burnumun ucuna kokun değdiğinde.
siyah ve beyazken yalnızca ben, gözyaşımla gökkuşağı yaratırım, sırf sen gülümseyesin diye.
bilsen, ben sırf seni istiyorum.
sen! içimi acıtıyorsun.
öfkem gözlerimden taşacak az sonra .aynı senin gibi havayı yumruklayacağım.
sen! umutlarımı dipsiz kuyulara atıyorsun.
kalıp kalıp çikolata yedim biraz olsun mutluluk verir belki diye .sonra dünyanın tüm çikolata şelalelerini içtim , kar etmedi
sen!kurduğum tüm hayalleri öyle ustaca yıkıyorsun ki,bazen ben bile şaşıyorum.
özene bezene düşler kuruyorum , yapbozları birleştiriyorum ,masal kuleleri inşa ediyorum.ama yıkmak senin işin. bu bir oyun. ben ve sen . yap ve boz!
eksik bir şey mi var hayatında?
sen ,yalnız sen. bir sen olsan tamamdı her şey. güneş doğardı ,çiçekler açardı yüzümde.
terliklerimle gelsem sana?
bana gel yeter. terliklerin olmasın varsın. çıplak ayaklarınla gel,ısıt üşüyen ayaklarımı.
sözüm bitti ,uykum geldi, yatağım boş, üşüyorum neredesin?
yoksun. her gece daha ağır yokluğun, her gece daha soğuk. yaz sıcağında bile üşütür sensizlik...
balonları uçurmak istiyorum göklere, seninle
bir çikolatayı paylaşmak,
yarısını ısırdıktan sonra sana verebilmek.
siyah ve beyazın kavuştuğu anda kırmızı çıksın istiyorum ortaya,
yeşille ela kavuştuğunda aşk...
acı çekmek.
yalnızca uzaktan bakabilmek sana
parmak uçlarına dokunabilmek sadece,
çöp kadar değersiz hissetmek kendimi...
pembe ambalajlı bir şekerde sen olmak gizlice,
mentollü yalnızlığını paylaşmak...
yarının habercisi bugün...
siyahlar içinde seninle olmak,
bir topuk sesiyle seni çağırmak,
masanın iki yanında ,yüzlerimiz değmeden birbirine,bir olmak,
damla sakızı kokmak ,içimi ferahlatırcasına.
bir şarap şişesinde seni buldum bu gece ben,
kelimelerini ezber ettim,
yüreğimdeki kabuğa kazıdım baş harflerimizi,
biliyorum ben,
o sigaranın dumanında düşünde olduğumu.
içim acıyor ama ,
olsun varsın!
kaybetmekten korkarım ,ölesiye. elimden gelse her şeyimi hapsederim yüreğime. en sevdiklerimi ,en sevdiğim silgim gibi boynuma asarım, sol yanıma yakın olur hep. elimden gelse avcumun içinde taşırım , aralarım ellerimi arada ,yanağıma koyar yüzüme basarım sıcacık...
gitmelerden korkarım. güvensiz tek bir an yaralar beni. kimsesiz oluveririm birden, sahipsiz ,evsiz ,çaresiz...
en çok ölümden korkarım, her ölümle ölürüm binlerce kez ve dirilmez bir daha kaybettiklerim.
kimseye ait değilim ben. ama senin olayım istiyorum. kaçıyorum. koşup boynuna atlamak varken, gözlerimi kaçırıyorum görmeyesin diye içimden geçenleri. su olup yüreğine akmak istiyorum aslında, bir kere olsun korkmadan ellerine dokunmak.
bana benze istiyorum başka kimseye değil. sigaranın dumanıyla akıp giden düşüncelerini yalnız ben okuyayım istiyorum bulutlardan. ki sen bir kibrit çaksan hissederim ben .
çık gel gizli kapılardan, çıkmaz sokaklardan, dipsiz kuyulardan. bul beni hadi, elinle koymuş gibi.sonra güneş doğmuş gibi , tenime dokunmuş gibi...
yaşayamadığımız her ana "ah" ettim bu gece.
gözlerini delip geçemediğim her bakışıma
her gittiğinde çocuk gibi boynum bükük kalışıma...
en son sarılışımın üstünden geçen neredeyse yedi aya,
gözyaşlarıma dokunduğunda,dudaklarıma götürmediğim baş parmağına,
güneşin batışında yazdığın küçük hikayeyi bana fısıldayamamışlığına ,
yasak ,günah olana!
başkalarında gömüldüğümüz karanlıklara,
sahte kahkahalarımıza...
hepsine bir ah!
içim eriyor senin eline değen başka bir saç telinde
göğsüne dokunan bir kadının elinde...
sanki bize yazılmış tüm acıklı aşk şarkıları.
ah! tüm o şarkılara
oysa ne sen benimsin ,ne ben senin...
ve "sen benim hiçbir şeyimsin"
ah! seviştiğin tüm gecelere
ah! başkasının olduğum her sevişmeye.
olsun varsın biliyorum.
biliyorum ,gelecek günler.
kucaklayacağım seni içime çekerek kokunu,
boynumda senden bir iz taşıyacağım güzel bir öpüşten kalma.
ellerimiz kavuşacak siyah ve beyaz.
kalbimin delice atışını saklamaya çabalamayacağım hiç,elini götüreceğim sol yanıma,
elin iki avcumun arasında.
sarhoş olacağım, gözlerine bakabileceğim rakımı yudumlarken
tüm sorularımı kulağına fısıldayabileceğim bir gün,
nefesim değecek tenine.
biz olacağız bir gün biliyorum.
eksik yanım tamamlanacak seninle.
yaşanmamış her şeye birlikte ah! diyeceğiz ,
aşk olacak biliyorum.
köşe kapmaca bizimkisi,
aldatmaca,
taş çalmaca,
kör ebe,
saklambaç...
ama elim sende
aklım sende
yüreğim sende...