uyumaya çalışırken, kendini deniz dalgalarının ortasında hissetmek yüzünden .-olabilir
sanki yatakta degil, sırtüstü denizde uzanıyor gibisinizdir.
uyku tutmaz ya da beşikte gibi sallanıyormuşçasına uykuya dalınır.
böylesi güzeldir ama..
özellikle kırsal yerlerde rastlanan, yere kurulu bir sistemdir. döşek de denebilir yerine göre..
beli agrımayanlar için uykuların en keyiflisini yaşatabilir, böceklerle deniz seviyesinden aynı yükseklikte olma hissi her ne kadar hoş görünmese de tavsiye edilir..
boyutları vahim laubalilik göze sadece çarpmayıp batmakta.. bir zıvanadan çıkmış kanı deli ögrenci ögretmeninin peşine takılıp laf atan edepsiz hallerine düşüyor, öbür yanda akıllara ziyan bir müdür ve ögrenci it dalaşı içersine giriyor...
yok yok, gözlerime inanıyorum. dedikleri dogruymuş, kudurmuş bu yeni nesil(!)
(bkz: psikolojik dayatma)
portakalı soydum
baş ucuma koydum
ben bir yalan uydurdum duma duma dum
kırmızı mum
terazi lastik jimnastik
biz size geldik kirlendik
halama gittik temizlendik
tik tik tik..
son dersimiz matematik
1, 2, 3...
aysecik cik cik cikfatmacık cık cık cık kısmını nereye katacagımı şaşırdıgım ancak mazide bir de cıklı cikli bir kısmının oldugu gerçeginin de hatrıma takıldıgı şarkı mani bişeydir.
oyuna kimin başlayacagı hususunda kullanılır.
söyledik.
zamana karşı duramama hallerinden biridir, haliyledir..
olabilirliklere geçecek olursak,
-kapak köşeleri dagılmış olabilir..
-yandan görünümde kullanılan alan siyahlaşmış, kire bulanmış olabilir..
-cilt kopumu telli defter kullanımı sıklaştı beri pek rastlanmaz olsa da az çekmediydik..
-telli defterlerde kapaklar yarısı içte yarısı dışta hale gelmiş olabilir..
-kitaplarda tüm sayfalar olması gerektigi yerden fışkırmış olabilir..
-agresif ögrenci elinin degdigi türlerde kapaklar delik deşik edilmiş, evet bu da mümkün..
uzar..
en çok apartman havalandırma boşlukları sayesinde vuku bulandır. zira bu boşluk diger boşluklara benzemez, hava vardır -çöp, koku gibi ses de yayılır. ses yayılır, diyaloglar yayılır, kim kime dum duma belli olur..
genellikle cocuksuzların bir küçügün karsısında yapmadan edemedigi davranıs bicimi.
refleks gibidir, cocuk bir soru sordu mu ses degişiverir.
cocuk aksine şaşırır, <<niye çocuk gibi konuşuyorsuun?>> diye soranları olur..
gövdesi artık kaydırak uzunlugunun yarısını geçmiştir ve hani atlasa kuma erişecek boyutlardadır ki -kay kay, bitmeyen- o yolculuklar etrafındaki ve geçmişindeki o çocuga aittir artık.
iki saniyelik kayma yolculugundan tat almayınca anlar ki o, oraya ait degil.
bu gence dikilen ve adeta "cık cık" diyen park ahalisi bakışlarını da unutmamalı.
kah polemiklerin en ciddi yerinde vuku bulan, kah playback şarkı söyleyen sanatcının başına gelen talihsizlik bu fıskırma. o zat bu zat..
seyircinin de dikkati dagılır üstüne..
(bkz: insanlık hali)*
her sene yenileri eklendigi iddia edilen, reklamlarında güzel güzel dönen cisimciklerini gördügümüz ama tarafımca her sene yenileri eklenen kamyon, kamyonet, araba gibi cisimciklerinden pek farklısına rastlanmayan oyuncaklar.
ay savascısı cizgi filminden, 14 yasında, sulugöz, tembel, sevgi dolu, savascı bir kız. kücük yasta büyük acılar yasadı.* mamoru diye bir gelecekten esi de vardır bu kızın.*