tartışmanın en kritik noktasında, üzerine varılan insanın savunmasıdır. olay şu şekilde gerçekleşir;
genelde örnekler ana muhalefet ve iktidar partileri üzerinden verildiği için rahatça bu iki partiyi örnek verebiliriz. seçimlerden bahsedilir. chp adayına neden oy vermemeliyizdir mevzu. biri çıkar der ki, chp'Li iyidir. bak işte şöyle böyle artıları var. daha önce hizmetleri var. diğer taraf da ' ama eksileri de şunlar bunlar' der. sıradan bir tartışma şeklinde geçen bu diyaloglar zinciri, daha sonra chp'Li adayı eleştiren insanın daha sonra akp'Li adayı savunmasıyla devam eder. önce ufaktan ufaktan eleştiri dozu artar, sonra 'ama öyle diyorsun da, ama akp'nin bir adayı var ki, tadından yenmez' biçiminde cümleler sarfedilir. artık bellidir tartışmanın gidişatı; akp vs chp olacaktır.
ama burada ufak bir fark vardır, adayına inanmıyorsa eğer, tıpkı az önce chp'Liyi eleştirdiği gibi, kendisi de aynı duruma düşer. 'tamam çaldı ama hizmet de yaptı' gibi ucubik savunma cümleleri kullanılmaya başlar. daha sonra sıkıştığı noktada, 'bak ben chp'yi yerden yere vurdum, akp'yi göklere çıkardım aam akp'Li değilim bilesin' denir. karşı taraf zınk diye kalır bu noktada. yani burada kişi 'ben bak iyiyi doğruyu göstermeye çalışıyorum yoksa partizan olduğum yok' demek ister. zaten bu kadar net savunmak partili olmaktan daha takdire şayandır.
bu saatten sonra tartışma boka sarar. kimse kimseye bir şey empoze edilemez. ama özellikle son 4-5 yılda olduğu gibi ben akp'Li değilim diyen adamlar her yerde akp'yi savunur.
seçmen bu durumda ben oluyorum. zira 4 kişililk kadrosuyla yeni güne uyanan ev ahalisi içerisinden bir tek bana yollamış mektubunu güzide insan. gerçi mektupta seslendiği kişiye yeni diye hitap etmiş. aklıma şanzelize seçmenlikte yeni gibi çakma bir söz geldi. ama sonra toparlandığımda kendisinden habersiz 2007de de oy kullandığım geldi aklıma. abuk oldu. en azından bugüne kadar neler yaptığımı önüme sunabilirdi. benimle ilgili bir başkan olduğunu anlardım bu sayede.
ancak zarfı açış hikayem bambaşka. henüz 15 dakika önce uyanmış bir bünye olarak aklımı başımdan aldı. kendisine seslenmek istiyorum.
sevgili taha bey;
o adliye var ya o adliye, ben gitmekten bıktım. devamlı davet almaktan bıktım. sen şimdi şanzelize canavarı insan evladına bunun adliye denen yerden yollamışsın. ben korkudan kendimi kaybettim. ev ahalisi tokatla beni kendime getirdi. haberin var mı? hayır zaten bu kadar abuk zamanlarda bi karakol benimle görüşmek istiyordu, bir de adliyeyi bekliyordum. ben senin bildiğin seçmenlerden değilim tamam mı? düşünüp etmişsin eyvallah ama az önce yaşadığım travmayı sen de yaşamalısın bence pazar günü. izmir'in murat karayalçın'ı.
daha önce yamulmuyorsam dyp'den konak belediye başkanlığı yapmış insan. güzelyalı'da oturmaktadır. göztepe iskelesi önündeki köprü de evine yakın olduğundan dolayı kendisi zamanında yapılmıştır. alabildiğine esmerdir. kızları itk'da okumuştur, ama ordan mezun olmuşmudur bilinmemekte. eskiden solcu olarak tanınırmış. şu anda akp konak belediye başkan adayı. o gürültülü otobüsleri henüz yollarda görünmekle beraber, rakiplerinin hızına aşırı sesle ulaşmaya çalışmaktadır. bunca yıllık hayatımda bunca seçim gördüm, hiç bu kadar gürültülü bir seçim çalışmasına tanık olmadım. herhangi bir şey okumak imkansız olmuştur sayesinde. kalacağım dersi veren kişiyle konuşmasını talep ediyorum dönem sonunda.
ayrıca zamanında ki, birkaç ay evvel karşılıklı çay içip, maç izlemişliğimiz vardır. şu anda ben onun için ne kadar yabancıysam, bahsettiğim sırada kendisi de bana o kadar yabancıydı. en nadide esprilere konu olmuştur bu açıdan. bununla beraber sarışın falan değildir, baya bildiğin esmerdir kendileri.
konak belediyesini tahliye ettikten sonra hakkında zilyon tane dava açılmıştır.
her ne kadar iki partinin yöneticileri tarafından kabul edilmese de, seçmenlerine göre bu partiler birbirinin aynısıdır. bundan dolayı sorun olmayacaktır. kırk yıllık chp'Linin, düzgün bir aday bulamazsa dsp'ye oyunu atacağı gibi sorunsuz bir durumdur.
yaratıcılıktan çok uzak medyamız tarafından her uçak kazasından sonra saçmalanan manşetin ta kendisi. bu manşetle ortaya çıkardıkları kişi bir nedenden ötürü biletini iptal etmiş veyahutta uçağa yetişememiştir. facianın büyüklüğüne doğru orantılı olarak bahsedilen şahsın 'rüyamda uçağın düştüğünü gördüm' söylemleri eklenir.
olayın büyüklüğünü gizlemek için medya tarafından uydurulan veya kullanılan insanlardır bahsedilenler. medya işine bakar, yakınlarını kaybedenler yarım kalmışlıklarıyla yaşarlar.
bilhassa çocukluk yaşlarında yerli yersiz savrulan küfürlere karşı, gocunan insanın kendini ve dolayısıyla annesini garantiye alma cümlesidir. küfredenin daha güçsüz olması halinde emir komuta aynen uygulanırken, aksi taktirde iyi bir sokak kavgası olayın kahramanlarını beklemektedir.
anonim türküdür. sözleri pek belirli olmasa da doğal bir ilişkiyi anlattığı anlaşılabilir sözlerinden yola çıkılarak. kuvvetle muhtemel, şiddetli geçimsizlik kaderidir bu çiftin.
türkü hakkında bir diğer söylence ise şu şekilde açıklanmaktadır; seviştiği * kızın penceresinin önünden geçen delikanlının, sevgilisi tarafından uyarı maksatlı kurulmuştur bu cümle. daha sonra dilden dile, ağızdan ağıza yayılmıştır. işte bugün 21, yüzyılda şehir toplumu olarak bile kullanırız zaman zaman bu türküyü.
ahlak dütdütü: sevişmek, ağızdan öpmek anlamında kullanılmamıştır. türkçe'de işteş eylem nanesinden mütevellit, karşılıklı sevme anlamı taşır.
henüz taptaze olmasından mütevellit bazı sorunlar yaşayan lakin aşabilecek sözlük. pek az müzükle ilgili yazan biri olarak şahsımı çaylaklık döneminde kastırsa da, araştırarak az buçuk bi konservatuar bilgisine sahip olmamı sağlayacak gibi.
sigara paketiyle olsun, jelatiniyle olsun oynamayı bıraktığında farkedilen fantastik davranışlar bütünüdür. aklıma ilk gelen, şeffaf jelatini delip, gayet masum olan bu varlığın bir adet şelaleye dönüştürülmesi yöntemi ile gözlenebilir.
conor oberst'in icad ettiği-gerçekten var olabilme ihtimali de var- kadın. bu kadın terkeder gider, ama kızılamaz. belki hiç gelmemiştir, belki gelip gitmiştir ama bir şekilde üzmüştür arkasında kalanı. uğruna şarkılar yazılır, ağlanır, yemeğe gidilir ama eskisi gibi yüzüne bakılamaz, öpülemezdir. ne kadar kırgın olunulsa da kızılamaz. ayrıca bright eyes şarkısıdır.
the fragile keep secrets
gathered in pockets
and they will sell them for nothing
a cheap watch or locket
that kind of gold washes off
and the sad act like lepers
they stick to the shadows
they long to ring bells of warning
to tell of their coming
so that the pure can shut their doors
the angry are animals senseless and savage
they act without order
in logical lapses
they stain their mouths with blood
so take my hand
this barren land is alive tonight
oh, the corn has grown stalks
that form a wall to hide
but the wind carries sounds
that i can't see from beyond that line
then the stalks begin to sway
oh, stay with me, arienette
until the wolves are away
the wicked are vultures
and they bake in the canyons
they circle in sunlight
and wait for their victims
to collapse and call to them
the desperate are water
they'll run down forever
and soak into silence
and end up together
in a dark and distant, dark and distant place
so don't leave me here with only mirrors watching me
this house, it holds nothing but the memories
and the moon, it leaves silver but never sleep
and then the silver turns to gray
oh stay with me, arienette
until the wolves are away
if you walk away, i'll walk away
first tell me which road you will take
i don't want to risk our paths crossing someday
so you walk that way, i'll walk this way
and the future hangs over heads
and it moves with each current event
until it falls all around like a cold, steady rain
just stay in when it's looking this way
and the moon's laying low in the sky
forcing everything metal to shine
and the sidewalk holds diamonds like a jewelry store case
they argue, walk this way, no, walk this way
and laura's asleep in my bed
as i'm leaving, she wakes up and says
i dreamed you were carried away on the crest of a wave
baby, don't go away, come here
and there's kids playing guns in the street
and one's pointing his tree branch at me
and so i put my hands up, i say enough is enough
if you walk away, i'll walk away
and he shot me dead
i found a liquid cure from my landlocked blues
it would pass the way like a slow parade
it's leaving, but i don't know how soon
and the world's got me dizzy again
you think after twenty-two years i'd be used to the spin
and it only feels worse when i stay in one place
so i'm always pacing around or walking away
i keep drinking the ink from my pen
and i'm balancing history books up on my head
but it all boils down to one quotable phrase
if you love something, give it away
a good woman will pick you apart
a box full of suggestions for your possible heart
but you may be offended, and you may be afraid
but don't walk away, don't walk away
we made love on the living room floor
with the noise in the background from a televised war
and in that deafening pleasure, i thought i heard someone say
if we walk away, they walk away
but greed is a bottomless pit
and our freedom's a joke, we're just taking a piss
and the whole world must watch the sad, comic display
if you're still free, start running away
cause we're coming for you
i've grown tired of holding this pose
i feel more like a stranger each time i come home
so i'm making a deal with the devils of faith
saying, let me walk away, please
you'll be free child once you have died
from the shackles of language and measurable time
and then we can trade places, play musical grace
'til then walk away, walk away, walk away
so i'm up at dawn
putting on my shoes
i just want to make a clean escape
i'm leaving, but i dont know where to
i know i'm leaving, but i dont know where to
aldous huxley'in 1928 yılında yazdığı kitap. 1961 yılında mina urgan tarafından türkçe'ye çevrilmiştir. 700 sayfa olması göz korkutsa bile gerek yazarın, gerekse çevirenin dillerini -bana kalırsa- harikulade kullanmaları neticesinde okunabilecek bir eser çıkartılmıştır.
sözleri şu şekilde olan teoman'ın seslendirdiği şarkı.
Aslında her şey bir günde olmadı
Sen bir günde terk etmedin beni
Bardak son damlayla taşmadı
Ben bir günde kirletmedim seni
Uyan artık bu rüyadan
Çok çok geç olmadan
Bir günde yalnızlık olmaz
Aslında duvarlar kalınlaşmadı
Sen zamanla duymaz oldun beni
Gözler karanlığa alışmadı
Ben zamanla görmez oldum seni
Uyan artık bu rüyadan
Çok çok geç olmadan
Bir günde yalnızlık olmaz
cinayetten içeri girme nedenidir. bir kere bu gerçeği kabul etmek şarttır. ayrıca olasılıklardan biri de hasmınızın yakınlarının işi kan davasına çevirme ihtimalidir. en korkunç kısmı ise şayet eski sevgili her şeyi üzerine alınan türdense 'ihi ihi bak gördün mü, beni unutamadı kızaaağm' cümlesini arkadaşlarına savurmasıdır.
örnek falan değildir davranış. belli bir kesime yaranma çalışmasıdır sadece. zira ortadoğu'da on yıllardır aynı çatışmalar yaşanmaktadır. ne var ki katliamlardan biri yılbaşına yakın olduğu için malum kanal bunu değerlendirmiştir sadece.
bu gece ilk kez birileri kan ağlamıyor, bu gece ilk kez birilerinin başına yağmur gibi, kar gibi bomba inmiyor. ve birileri bundan medet umarak program değiştiriyor, bir başkaları da şakşaklıyor. velhasıl kelam, gazze'de ki kimsenin s.kinde olmayacak davranıştır. zira ihtiyaç duyulanlar şakşaktan daha fazladır.