vodafone'un medya satın almasını yapan insanların, irrite edeceğini nasıl düşünemediklerini aklım almıyor. tam anlamıyla negatif bir prestij kurum için. ha dersen ki mesaj ulaştı, o yeter bize. diyecek bir sözüm yok.
valla beşiktaş bugüne kadar tek maça çıkmadı bildiğim kadarıyla. muhtemelen fenerbahçe'den daha önemli takımlarla da oynamıştır. lakin kötü giden bir beşiktaş ve iyi giden bir fener'in maçında, hem de deplasman da ve dahi kalecisiz oynaması açısından beşiktaş'lıların haklı övünç kaynağıdır.
aslında böyle bir zorunluluk vardır. lakin taraflardan birisi uç noktalarda duygusal takılıyorsa, iki kişilik bir zorunluluk taşınır. 21. yüzyılda ve modern bir toplumda yaşanıyorsa eğer olması gereken budur.
edit: burada hayatını hayvani ! sorumluluklara adamış insanlara da denecek söz yoktur tabi.
trabzonspor'un 90ların ortasında başlayan duraklaması ve 2000lerin başında görülen düşüşünde her daim bir şekilde kaleye geçmiş top tutucu. takım kötü giderken, ara sıra 'futbolu bırakıyorum ben' cinnetleriyle gündeme gelmiştir.
sapkın fikirdir. zira atatürk sevilmiyorsa, toplu linçle ya sevilmeyen dışlanmaktadır; yada fikirlerini değiştirmesi beklenmektedir. en nihayetinde dayatmalarla karşı karşıya gelir. oysa yine atatürk'ün kurduğu meclis de kabul ettiği üzere avrupa insan hakları beyannamesinde fikir ve ifade özgürlüğünden bahsedilmektedir. ha işine gelince çok süper demokrat olan şahsiyetlerin pek güzel ikili oynadıkları görülür bu noktada.
1. Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır.
2. Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak, her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın, sözlü, yazılı, basılmış, sanat veyahutta herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme, alma ve verme hakkıdır.
3. 2'inci bölümdeki haklar özel haklar ve sorumluluklar getirir. Bu doğrultuda bazı limitler kanunlar tarafıyla uygulanabilir:
a) Başkalarının haklarına ve şöhretine saygı;
b) Ulusal güvenlik, halk düzeni, veyahutta halk sağlığı ve huzuru.
bilindiği üzere, bir insanı sevmemek ile saygısızlık yapılmamaktadır.
şu anda ilk kez oluyormuş gibi, cemaatçiler tarafından saldırıldığı için eleştirilmekte. inanmak istemiyorum, cemaatlerden geliyorlar hem de öyle mi? vay canına.
gece gece eğlenmek isteyen yazar olabilitesi yüksek. yeni uyanılmıştır, can sıkkındır tatil akşamı dışarılarda olamamaktan ve eğlenmek istenmektedir. nasıl olsa her şart ve koşulda olan trolle olacakken, yapılması yerindedir. tavsiye edilir.
çılgınlar gibi arşiv kurcalanmış bugünü bulabilmek için. halbuse erzurumspor önceki sezon 1. ligde oynamaktaydı. pendikspor ise pek o mertebeye erişememiş takım. ayrıca erzurum'da oynanmış ve yoğun bir buz tabakası üzerinde uzatmalara kadar götürülmüştür kendisi.
kaleci koraç yıldızlaşırken, bir takım yazarların arşiv sevdası ortaya çıkmıştır. gel gör ki, iki ikinci lig takımını kıyaslama konusunda yeteneksizlikleri ortadadır. yazık lan!
pendikspor zayıf değildi, yerle yeksandı neredeyse. ama sen git, bu takıma yenil.
o kadar zayıfmış ki, baltalı ilah'ın hatırlatması üzerine geldi aklıma. evet pendikspor o sezon 3. lige düşmüş. gel beraber koyalım çayı.
sarı-lacivertli takıma gönül verdiği belli. zira pendikspor'u unutamıyor asla. kolay değil, hazırlık maçlarında bile bariz bir pendik üstünlüğü var iki takım arasında oynanan maçlarda.
bir takım örnekler vermekte, galatasaray ve beşiktaş'ın elendiği ikinci lig takımlarından bahsediyor. sandığının aksine, pendikspor ortalama altında bir ikinci lig takımıyken, erzurumspor ve çanakkale dardanelspor önceki sezonlarda zaten 1.ligde oynamış, ve kendisinin bahsettiği sezonlarda şampiyonluk adayı olan takımlar. kendisi için üzücü. tabi işin bu kısmına hiç bakar mıydı bilinmez.
galatasaray ve fenerbahçe'ye indirgenmiş deyim. çok saçma. kuyruk acısı ne yazık ki sanılanın aksine her yenilgi sonrası olmuyor, eğer futbol üzerinden bakarsak. şöyle yapalım mesela; bursaspor örneğini verebiliriz. bursalı taraftarlar beşiktaş'a dair her şeyden tiksinmekteler. peki nedeni nedir? efendim 2003/2004 sezonunda beşiktaş, abuk puan kayıpları yaşadığı esnada, bursaspor da ligde kalmaya çalışmaktaydı. yamulmuyorsam, bursa'nın tüm rakiplerine puan kaptırdılar ve yine sanırım ki bursa'yı yendiler. bursaspor 40 puan gibi rekor bir puanla küme düştü.
burada bursaspor'luların yaşadığı şey kuyruk acısıdır. beşiktaş'la her sene oynarlar, en nihayetinde kazanırlar da kaybederler de. zaten derbi tadında değil bu takımların aralarındaki maçlar. ama gel gelelim, beşiktaş'ın yaptığı görece kötülük, bursaspor'a ve dolayısıyla taraftarına verilmiştir. aradaki fark budur; yoksa bir sikko mağlubiyetle acı falan olmuyor ne yazık ki.