içi boş camiler zincirine katılacak yeni camimiz. bazılarına göre büyük devletler mimari eserleriyle sembolik olarak izler bırakırlar ve bu doğrudur da. bu cami de onlara göre böyle bir anlam kazanacak. Yalnız unutulmaması gereken bir durum var. böyle bir eserin geleceğe bırakılabilmesi için ilk önce cumhuriyet'in kendi mimari tarzını geliştirmesi gerekmektedir. Osmanlı taklitçiliğiyle olmaz o işler.
Yorum yapmadan önce "kemalist" kavramının kim için neyi ifade ettiğini, öğrenmenin yerinde olacağı kanaatindeyim; ancak bana sorarsanız onlar olmasaydı 28 Şubat'lar yaşanmazdı ve islamcı ideoloji bu kadar geniş söylem alanı kazanamazdı.
senede 5 defa ilgiyi hak eden kadındır. 6. yılda senede 6 defa, 7. yılda senede 7 defa diye uzar gider bu liste. en azından böylece onu da birazcık mutlu etmiş olursunuz, insafsız olmayın.
bir insanda toplanabilecek bütün kötü özelliklere sahip olan eric theodore cartman, south park dizisinin eğlenceli karakterlerinden biridir. alman asılı ve sıkı bir hitler hayranıdır. antisemitik duygularla kaplıdır ve yahudi arkadaşı kyle'a düşmandır. bazılarına göre amerikanın; ırkçı, cumhuriyetçi ve cahil kesimini sembolize eder.
üniversite sınavına hazırlandığım yıllarda üniversite görmüş büyüklerim tarafından "bırak trigonometriyi falan gel öğren şu oyunu da rezil olma. oraya gittiğinde ilk bunu soracaklar." diye öğrettiği ve zamanla favorim haline gelen oyun. harbiden yurttaki ilk günümde bi arkadaşım " kardeş sen batak biliyon mu ya? " diye sorduydu.
1826 yılına kadar yeniçeri ağası'nın resmi makamı olan binadır.
süleymaniye'de istanbul müftülüğü ile istanbul üniversitesi'nin botanik enstitüsü olarak kullanılan yerinde idi. ağa kapısı evvelce çarşıkapı'da iken xvii. yüzyıl ortalarında buraya taşındı.
1826 yılında yeniçeri ocağı'nm kaldırılışına kadar yeniçerilerin en büyük subayı olan yeniçeri ağası burada çalışırdı. burası, yeniçeri ağası'nın komutanlık makamı idi. yanında ağanın lojmanı ve haremlik kısmı da vardır. osmanlılarda "kapı" sözcüğü resmi daire anlamına geldiği için buraya ağa kapısı, ağa dairesi de denmiştir.
ii. osman, ayaklanan zorbalardan kaçarak 1622 yılında ağa kapısına sığınmıştır.
birçok defa yanan bu bina her seferinde yeniden selamlık ve haremlik kısımları ile bir saray gibi yapıldı. 1659 yılında istanbul'un dörtte üçünü yakan yangında ağa kapısı harabeye döndü. 1749'da küçükpazar yangınından sonra da yanan ağa sarayı yeniden inşa edilirken kargir kule yerine bir ahşap yangın kulesi yapıldı. fakat 1774 yılındaki cibali yangınında saray ve kule yine yandı. emiri efendi kütüphanesi'nde, ali emiri efendi'nin kitapları arasındaki bir yazma risalede, h. 1196 (m.1774) cibali yangınına dair geniş bilgi vardır. istanbul'u kasıp kavuran bu yangının ağa kapısı bölümüne de değinilmiştir.
ağa kapısı binası yeniçeri ocağı'nın kaldırılmasından sonra yeniden yapılırcasına tamir edildi. tamirden sonra binanın bab-ı meşihat (şeyhülislam kapısı) olarak kullanılmasına karar verildi. şeyhülislamlık buraya taşınacağı zaman hocapaşa yangını çıktı. serasker bahçesinde çadırlarda bulunan sadrazam ve maiyeti, babıali yangını dolayısıyla babıali'ye taşınamadıkları için bu binaya yerleştiler. buranın adı bir süre serasker kapısı oldu.
serasker dairesi, şimdiki istanbul üniversitesi binasının yerinde bulunan eski saraya geçince de buraya meşihat dairesi taşındı. bahçedeki yanmış olan ahşap yangın kulesi 1849 yılında kargir olarak (bayezid kulesi) yeniden yapıldı. saltanatın kaldırılışına kadar bina şeyhülislam dairesi olarak kullanıldı.
cumhuriyet döneminde bina bir süre istanbul kız lisesine verildi. kız lisesi iken çıkan bir yangın sonunda bina tamamen yandı. sadece, şimdiki müftülük binası olarak kullanılmakta olan fetvahane binası kurtarılabildi. yanan yere de son yıllarda botanik enstitüsü için bir bina yapılmıştır.
tarihi öğretmesinin yanında, tarihçiliği ve tarihçiliğin yöntemlerini de öğreten bölümü. öğrencilerinin neredeyse tamamına farklı bir bakış açısı ve hayat görüşü kazandırmayı başarmıştır. bölüm başkanı prof. dr. mehmet öz'dür ve kadrosunda değerli hocaları barındırır. ülkemizde tarih alanında var olan iki önemli ekolden biri olan ankara ekolünün temsilcisidir. diğeri;istanbul ekolü...
aslına bakarsanız kaybolmanın imkansız olduğu şehirdir. ulus dışında şehir çok düzenlidir ve istisnasız her otobüsün yolu kızılay'a düşer. bir diğer önemli, özelliği ise kendimi bildim bileli her 23 nisan'da bu şehire yağmur yağmasıdır.
ayrıca türkiye'de yere özgürce çöp atabileceğiniz tek şehirdir; zira yenimahalle dışında hiç bir semtinde çöp kutusu bulunmamaktadır ve çok iyi çalışan bir temizlik ordusu mevcuttur.
karşıyaka vapur iskelesinden başlayıp karşıyaka tren istasyonunda son bulan sokak, resmi adı bildiğim kadarıyla 1717. sokak. karşıyakanin belki de izmir'in kalbidir. izmir'in istiklal caddesi sayılabilecek olan mekanda her yer karşıyaka spor kulübü bayraklarıyla donatılmıştır ve gururlu sakinleri asla izmirli olduklarını kabul etmezler, onlar karşıyakalıdırlar. burada yaz kış her daim rüzgar mevcuttur.
ayrıca aynı adı taşıyan bir taraftar grubu vardır. onlar karşıyaka çarşıyı "kutsal topraklar" kabul ederler.
türklerin orta asya'daki efsanevi anayurdu. rus tarihçi gumilevin tarifine göre dik yamaç anlamını taşır.
ergenekon'un gerçekte nerede olduğu hakkında çeşitli savlar öne sürülmekle birlikte, bu konuda kesin bir bulgu yoktur. eski eserlerde yer alan tasvirlere göre ergenekon'un altay dağlarındaki, beluça dağında olduğundan bahsedilmektedir.
ayrıca aynı adı taşıyan bir destanı vardır. destan tarihçiler tarafından türk-moğol ortak destanı kabul edilir.
destana göre oğuz han soyundan il hanla, tatar sevinç hanın savaşında göktürklerin veya moğolların hepsi öldürülür. yalnızca il han'ın oğlu kiyan ve amcasının oğlu nukuz, eşleriyle birlikte kaçarak bir dağa sığınır. bu bölgede 400 yıl boyunca kalıp çoğalırlar.
türk destanları, türk edebiyatında kahramanlıkları anlatan efsanevi türdeki destanlardır. en eski tür olarak türk destanları içinde uygur destanı, göç destanı, şu destanı, oğuz kağan destanı, bozkurt destanı, yaratılış destanı, ediğe destanı, türeyiş destanı ve ergenekon destanıdır. bunlar islam öncesi devir destanlarıdır.
islâmiyetin yayılışı sırasındaki ve daha sonraki türk destanları ise saltuk buğra, manas, battal gazi, danişmendname, dede korkut, genç osman, köroğlu, kuvayı milliye, çanakkale destanlarıdır. destanların bazıları gerçek olayları yansıtır, bazıları ise sadece kurgudur. manas destanı dünyanın en uzun destanıdır.
birbirine bağlı 13 bloktan oluşan ve 4 saklı bahçeye sahip fakülte. Zemin kata inildiğindeyse "Allah'ım ben buradan asla çıkamayacağım." duygusuna kendisinde yaşatan bina kompleksi.ha birde 12 eylül öncesinden kalma bir efsaneye göre iibf ile arasında bir tünel varmış.