hayretlerime hayret katmış ilgi fakiri. görgüsüz mü desem, aranıyor mu desem, kaşınıyor mu desem, manyak mı desem?
efendim, durunuz ve dinleyiniz. bildiğiniz tokalardan değil. saça yapışmış gibi duran, elim büyüklüğünde bir toka bu. kafanın yarısını kaplamış. evet, kafanın bir yanından başlıyor ve kafa tepesinin yarısını da kaplıyor.
belli ki, kızımız, kuaför işlemi sonrası almış eline fotoğraf makinesini veya cep telefonunu kafasını eğmiş, bir yandan da objektife bakıyor. yüzünde çarpık bir gülümseme. fotoğrafa baktığınızda, direkt olarak tokayı ve başının tepesini görüyorsunuz. kızcağız, böyle bir tokayı ömründe ilk kez görmüş ve herkesle paylaşmak istemiş.
eee? şimdi ne olacak? tokanın tepeden görünüşünü izledik. ertesi gün, yandan nasıl görünüyor diye bakacağız değil mi? çok merak ettik çünkü. sevgili kızımız, bu merakımızı hissetmiş olacak ki, ertesi gün de, tokanın yandan görünüşüne vakıf olduk.
sonrasında şapkalı, gözlüklü, bereli, kıvırcık, düz halleriyle saç gösterisi devam eder. iyi seyirler efendim.
taze bir elma yiyen kızdır. kütürdeyen elma, taze demektir. hemen yanına yaklaşılarak, kibarca hangi manavdan aldığı sorulmalı ve 1 kilo alınmalıdır. bir yeriniz şişer lan.
* 1839 yılında, çöcükçüolu hasan usta yaptırmıştır. caminin yapımında, çorum ulu camii örnek alınarak osmanlı mimarisindeki ulu cami plan tiplerine uygun olarak yaptırılmıştır. kesme taş ve tuğladan yapılan cami dikdörtgen planlıdır ve üzeri ahşap kubbe ile örtülmüştür. caminin içerisindeki mihrabı, çinilerle kaplıdır. yanında kare taş kaide üzerine oturtulmuş yuvarlak gövdeli, tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır.*
yüzde yüz doğru söz. insan gerçekten aşıksa, insan üstü çaba sarf eder. kendinden önce, sevdiğini düşünür. aç kalıp, sevgilisinin sesini duymak için kontör alanları biliriz. "seni seviyorum" sözünü duyanlar, buna çok dikkat etmeli. oturduğu yerden seviyor, lafla peynir gemisi yürütüyorsa, aşk falan değildir o. dost acı söyler.
aynı isimde yeni sevgili adayı varsa, fena halde çuvallamaktır. felakettir. ikisinin sesi de tam olarak tanınmaz çünkü. biri çok eskidir, diğeri çok yeni.
format manyağı olmaktır. sözlük formatları görünürde aynı olsa da, kendilerine has kuralları olduğundan, birbirine karıştırılarak, yazı yazarken hata yapmaya yol açabilir.
o şapşalın ağzı sanki pazardan alınmış bir çanak
sekiz kişilik omlet yapar ondaki iki yumurta yanak
sen ondan daha beter bir şapşal çıktın bre avanak
bula bula onu mu buldun gezdin de izmir'i köşe bucak?
kendini bir bok sandığı için, bok sitelere üye olan insandır. sanat kisvesi altındaki arkadaşlık sitelerine. böyleleri, bizi okumasın zaten. okur kalitemizi düşürmesinler.
söylenen her şeyi sözlüğe bağlayıp, kötüye yoran yazardır. her an "3 vadeye kadar çaylak olacaksın" sözünü bekler. "başlık silindiği için senin entry silinecek" diyerek avutmak gerekir.
-bir dağın tepesinde, bir adam oturuyor.
-hımmm. dağ, uludağ'dır, moderatördür o.
-kuş var burada, haber var sana.
-uçuracaklar beni zaten. biliyorum ben.
"aşkta kaybeden, kumarda kazanır" sözüne sonuna kadar inanmış, sevgilisinden ayrılır ayrılmaz, bir koşu, soluk soluğa kumarhanenin yolunu tutan insanın saflığı. *
küçük şeyler isteyenlerin, daima küçük görülmesi ve önemsenmemesi haksızlığından başka şey değildir. üstelik, istenenler duygusal şeylerdir. böyle olunca, "ne kadar erdemli" demek yerine, "ne kadar basit insan" diyorlar galiba.
günün birinde, kimin erdemli ve kanaatkâr olduğunu anlayacaklar mı? kesinlikle. peki, o günün birinde, siz olacak mısınız yanında? asla.
çağrı bırakmayı alışkanlık haline getirenlerin, çağrı bıraktıkları kişilerin yaptıklarını sandıkları eylem. bahçemiz var, yetiştiriyoruz. insan bir düşünür yahu! bu mevsim ürün alabildik mi, alamadık mı? kaç sepet kontör topladık? bir sor, öyle değil mi?
* bitlis merkezinde, bitlis deresinin doğusunda yer alan mescit, kitabesinden öğrenildiğine göre ibrahim oğlu emir mehmet tarafından 1444'te yaptırılmıştır. ancak zaman zaman yapılan onarımlar nedeniyle, cami ile birlikte medresesi orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
dikdörtgen planda küçük bir yapı olan cami, bitlis taşından yapılmıştır. batı cephesinde, üst sıralarında iri mukarnas yuvaları şeklinde fırız bulunmakta olup, yapıldığı döneme aittir. ibadet mekanında, orijinal bir iz ve bezeme bulunmamaktadır. diğer bitlis camileri gibi bunun da üzeri, toprak düz damla örtülüdür. *
bir şeylerden bıkmış insanın, herkesle ilişiğini kesmesidir. ev telefonu, cep telefonu, ne varsa kapatılır, fişi çekilir. doğruluğu veya yanlışlığı kişinin şartlarına göre değişir. bunalmış bir insan olduğu kesindir. değişmeyen insanlar, gelişmeyen olaylar, kafadaki soru işaretleri sebep olur. rahatlamaktır. deneyiniz.
aralarında, sözde okumuş olanların da olduğu mankenler. nasıl okumaksa bu? ajans kapılarına yığılıp, radyo ya da tv'lere, ekran önü veya arkasına kapağı atmaktan başka bir şey düşünmeyenden ne beklenir ki? yeter ki, o ortamı solusunlar, başka şey istemezler.