yaşadığımız şehirde dışarıda dolaşırken gördüğümüz reklam tabela yada yazılarının hatalı şekillerde kullanılmasıdır.(örneğin "body" kavramının "badi","tuborg" yazısının ise "tubork" şeklinde kullanılması gibi...)
"Bilgisayar oyunu oynayan kız" denilecek dönemi çoktan aşıp, bir çok futbol severin yakından takip ettiği oyunu oynayarak bir ilke daha imza atmış kız modelidir. Bu oyunu oynayan kızlara saygılar demekten başka birşey kalmamıştır.
insan bünyesinin kabullenemediği ve dayanamayıp etrafa saldırması sonucu oluşan ereksiyon sakatlığıdır. Muhtemelen sakatlıkların en tehlikeli ve acılı olanıdır diye düşünüorum. Çünkü olaydan sonra ne çevrendekilere bir açıklama yapabilirsin ne de kendine anlatabilirsin bu durumu...
Muhtemelen, kendi ailesine bakip, farklı iki cinsin gerçekleştirdikleri davranışlardan haz duymayan, hatta ve hatta karşı cinslerden nefret etme derecesine gelmiş olan çocuğun dayanamayıp, çekinerek de olsa annesine sorduğu sorudur.
Fakat ne yaztır ki günümüzde böle bir soruyla annenin karşısına geçmek,düşünce farklılıklarını çok mantıklı bir şekilde aile ile sorgulamak ve doğru kanıya varma isteği,çoğu aileler tarafından; aykırılık, serserilik, kötü yollara sapma, alkol bağımlılığı, hatta ve hatta karaktersizlik olarak yorumlanmaktadır. Ülkemizde çok az çocuk böyle bir soruyu ailesine sorma cesaretini toplayabilmiş ve soru olarak kelimelere dökebilmiştir. Fakat sonuçları hiç de olumlu olmamıştır. Halbuki halkımız tarafından yadırganan bu durum aslında o çocuklarında isteyerek yaptıkları bir davranış değildir. Onlar, belki biraz da metabolizmalarının etkisiyle, kendi içlerinde netleştiremedikleri düşünceleri ailelerine yada çevrelerindekilere danışmak istemektedirler. Çünkü onlar bu durumda kafalarında onlarca soru işaretiyle, çevrelerindekilere el uzatmış bir şekilde sorgulanmayı,yanıtlanmayı beklemektedirler. Kısaca yardıma ihtiyaçları vardır.Ve unutulmamalıdır ki, gerçekten o insanlar düşüncelerinde ,davalarında haklılarsa da bedenleri özgür,ruhları huzurlu bir şekilde yaşama hakkına da sahiptirler.
insanlarımızın böyle kritik bir soru karşısında cevap bulabilmeleri için bilgilendirilmelerini rica ediyorum. Çünkü böyle bir soruyla ne kadar erken karşılaşırsak, soruyu soran çocuğu hayata bağlamak, ona yaşamın güzelliklerini sevdirmekte bir o kadar kolay olacaktır. Ama öncelikle bilmemiz gerek şey şudur ki; "izin verin de aileler, çocuklarınız bu soruyu sizlere rahatça sorabilsinler."
Bir ailenin, oğullarına eş olması için istemeye gittikleri kızın, heyecanla mutfağa koşarak kahve yapması sırasında gerçekleşen o heyecanı muhtemelen hiçbir erkek hissedemez. Çünkü özünde kendini bir beğendirme, ahlaki değerleri sergileme, sevgisini gösterme duygusu yattığı için çok farklı bir duygu olsa gerek diye düşünüyorum.
Bu kızlar sadece otobüste değil, her yerde ölesiye parfüm kokma potansiyeline sahiptirler. Çünkü bu hatunlar parfümü sıkarak kullanmazlar. Muhtemelen önce parfüm şişesini yerler. Sonra bünyeye aldıkları şişedeki parfüm metabolizmanın içinde yayılarak bitmek bilmeyen bir kokuya dönüşür ve insanların üzerine saldırmaya başlar. Bu durum süre dursun, bizlerde kokuyu aldıkça kendi kendimize sorarız, bu kızların hiç mi insanlara acımadıklarını. Cevap çok basit,"hayır". Malesef bu kızlar hem insanlara acımazlar hemde yaptıkları çok matahmış gibi etrafa sempatik gülücükler saçmaya devam ederler. Yazık,gerçekten çok yazık...
gördüğümde, aklımda ilk olarak bir uzakdoğu yemeğini andıran ancak buna rağmen kulağımda çok sesmpatik bir ses kombinasyonu oluşturan, aramıza hoşgelmiş yazarımız.
Çok dikkatli dinlenildiği zaman çok şeyleri anlatan ama insanlar rafından çoğu kez farkedilmemiş,radikal kararların alınmasında yardımcılık görevini üstlenmiş gizli arkadaş olan gecenin kulağımıza gelen fısıltılarıdır.
Ölümlerdir insanları bedenlerden eden, ruhlarla buluşturan hatta ve hatta yüreklerdeki tabuları yıktıran...Bir de bu ölümler sevgilerin, sevgililerin üzerinde gerçekleşirse...Sormayın o kısmı bana, anlatamam size, konuşamam bile. Tek bildiğim şudur ki; Sevginize, sevgilinize sahip çıkın.Eğer bir gün ölüm sonucu kaybederseniz "sevgi" kelimesini, ne ağlayabilecek bir göz ne de acıyı hissedebileceğiniz bir kalp bulabilirsiniz.
Cinsiyet gözetmeksizin öpüşme potansiyeline sahip, genelde ergenlik dönemlerinde çok derin problemlerle karşılaştıktan sonra isyan amaçlı bu kavramı tercih etmiş,genç neslin fazlasıyla benimsediği tarz,kısmen akımdır.