izmir kızı güzeldir deniyor. yedi yıldır izmir'de kalan biri olarak bu genelleme ye katılmıyorum. Evet çok güzel kızlar yok mu var.Ama her ilde çok güzel kız var. izmir'in ayrıcalığı ne? Efendim ben size tarif edeyim. hepsi aynı fabrikadan çıkmış gibi. bakımlılar mı evet. o da bunları güzel gösteriyor o kadar..
Felsefe Felsefeye Osmanlı'nın değil halkın tahammülü yoktur. II. Abdülhamit bu dersi medreselerde okutmaya başladığında, halk 'bizi gavurlaştırıyor' diyerek tepki vermiştir. II Abdülhamit daha sonra bu dersin adını değiştirerek medresenin eğitim programında kalmasını sağlamıştır. Ayrıca batılılar tarafından Türklere yakıştırılan 'barbar' kavramını kabul etmek ne kadar doğrudur. ilk başta bunu sorgulasaydın dedirten durumdur.
Bu soruya açıkça 'tabi ki ben' diye cevap verilmese de insanlar karşı tarafla konuşurken her şeyin en doğrusunu kendileri biliyormuş gibi tavır takınarak, cevabı yani'beni' vurgularlar.
Gençlik yıllarında sarışın renkli gözlülere özenir ve soluğu kuaförde alır. Ardından bir tane de gözlükçü buldu mu iş tamamdır. Merak etmeyin geçici bir durumdur. ilerleyen zamanlarda bu tip bayanlar, doğallığın güzelliğini fark edip bu görünüşlerinden vazgeçeceklerdir. Fakat bazılarının ise gençlik evresi oldukça uzun sürer ve bu görünümü yaşam felsefesi haline getirebilirler. Not: Erkekler bu kız tipine bayılırlar.
sözlükteki (erkek) bir yazar yarım saatte ortalama 3 kız düşürüyorsa o da neymiş bayan bir yazar bütün erkek yazarları düşürür dedirtecek durumdur.
-Ne düşüyorsun
-Armut mu?
Adamı maymun eder. Her uyanıldığında ertesi gün olduğu zannedilerek yataktan telaşla kalkılır. ayrıca uykudan sonraki günün devamına bir türlü adapte olunamaz.
Bu aşkın hakkı değildi böyle gitmek, bu aşkın hakkı değildin sen Belki de böyle aşık olmak benim hakkım değildi, kim bilir? Veya tam da hak ettiğimiz yerdeydik
Ne zaman adını ansam, ne zaman seninle ilgili birini görsem, boğazımın orta yerinde bir şeyler düğümleniyor. Seni anlatıyorlar ya bana, ağrıma gidiyor. Seni birinden dinlemek ağır iş, insanın çocuğunu başkasının büyütmesi gibi .
Sık sık küfür ediyorum ardından, muhtemelen hissediyorsundur. Bir gece yarısı mesela, kalbini bir şey sıkıyordur, daralıyorsundur da, adını koyamıyorsundur .
Bir de teşekkür ediyorum sessizce. Seninle yüz yüze geldiğimizde söyler miyim? Asla! Zaten yüksekte duran ve önünü görmeni engelleyen egonu daha da şişirmemek için söylemem ama teşekkür ediyorum.
Bütün yaşanmışlıklarım arasında, şimdi ben olmama sebep olan ve hayatımın altında büyük harflerle imzası duran sen olduğun için
Yaptıklarımızı düşünüyorum, anılarımızı, yüzümde tuhaf bir tebessüm oluşuyor. Gözlerim doluyor, burnumun direği sızım sızım sızlıyor. Neden bir türlü başaramadığımızı düşünüyorum, aklım almıyor. Bir insanın böyle sevilmeyi neden eliyle ittiğini aklım almıyor.
Sonra kendimi düşünüyorum. Defalarca benzer hataları yapan birini neden defalarca affettiğimi de aklım almıyor. Kendime kızıyorum. Biraz sana bağırıyorum aklımda, biraz kendime bağırıyorum.
Sen duymasan da helalleşiyorum içten içe, seninle olan hesabımı kapatıyorum. Ne alacağımız kalsın birbirimize, ne vereceğimiz diye; hem bu dünya için, hem ahret için bütün yaptıklarımızı eşitliyorum. Seni affediyorum Kendimi ise henüz affetmedim .
bu tür isimlendirmeler lise dönemlerinde herkesin başından geçmiştir. Benimde lise dönemimde vücut şeklim, neredeyse şekilsiz denecek kadar düzdü. Bu yüzden arkadaşlarım bana tabut derlerdi.
son zamanlarda duyduğum en sık ve aynı zamanda en illet olduğum söz. özellikle genç kızlar söyler bu sözü (bir de gaylar). yapmacık ve özenti kızdır. tepkileri de kendisi de yapaydır.
Evet kızları anlamak güçtür sizlere katılıyorum. Ama kızlar genelde romantik, sürprizleri seven, kendine güvenen, kibar ve anlayışlı erkeklerden hoşlanırlar ve dahası onlara deli divane aşık olurlar. Toplum üzerinde kızların paraya ve pula gittiğine dair yanlış bir kanı vardır. Bayanlar doğuştan gelen yapıları gereği yukarıda saydığım özelliklerin en az bir kaç tanesini taşımayan erkeklerle yapamazlar. Evet bugünden itibaren kızları anlamıyorum demek yok. bayanlar yedisinde ne isterlerse yetmişinde de onu isterler.
bence bunun için 80 sonrası cezalara bakmalısın. ilkokul öğretmeni, öğrencilerini götürdüğü anıtkabire 'içinizden fatiha okuyabilirsiniz' dediği için günlerce nezarethanede tutulmuştur.
çok az müslümanın aklına gelen ve özellikle 1980 sonraları suç sayılan bir eylemdir. Burada vurgulanan gazi mustafa kemal'in eylemi değildir. o öldükten sonra onun adının arkasına sığınılıp müslüman bir ülkeyi, müslümanlanlıktan uzaklaştırılmasıdır..
biten bir ilişkinin ardından insanın kendi kendine sorduğu fakat karşılığını bir türlü bulamadığı ve sorunun muhatabına gidip sormaya cesaret edemediği soru.