türk futbolunu kaosa sürükledikleri, bu yüzden lig başladığında yaşanacak vahim olayları öngördükleri için, sorumluluğu birilerine yükleme çabasındaki kurumcuk.
''bu sorumsuz davranışın sonucunda türk futbolunun ve değerli tüm kulüplerimizin göreceği zararın ve nahoş olayların, bu açıklamaları yapanların sorumluluğunda olduğunun bilinmesini tarihe not düşeriz. ''
açıklamanın küçük bir bölümü olan bu pasaj dahi, federasyonun acizliğini görmeye yetecektir. yaşanacak olayların önüne geçemeyeceğini beyan edecek ve bunun sorumluluğunu tek bir kulübe yüklemeye çalışacak kadar zavallı olduğunun beyanıdır.
hemen bir önceki açıklamaya yani meşhur basın toplantısına dönelim ve etik kurul raporundan okuduğu pasajı hatırlayalım.
''kurulumuz dosya içeriği ile sınırlı olarak yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonucunda kanaat oluşturmaya yetecek düzeyde kanıt bulunan bazı müsabakalardaki eylemlerin; ilgili kişiler ve kişilerin eylem ve davranışlarının kulüpleri izafesi mümkün olduğu durumlarda spor kulüpleri bakımından şike, şikeye teşebbüs, teşvik primi veya teşvik primine teşebbüs oluştuğu kanaatine ulaşmış, bazı müsabakalar bakımından ya da olaylarda adı geçen kişiler açısından ise kanaat oluşturmaya yetecek kanıt bulunmadığı şeklinde görüş bildirmiştir.''
şimdi etik kurul raporundan okuduğu bu pasaja göre bazı maçlarda şike yapıldığı kanaatine varıldığı net biçimde belirtilmiş. bu rapora rağmen sen delil yok diyerek işin içinden çıkacak kadar tarafsın demektir. aynı zamanda karar alamayacak kadar aciz.
hal böyleyken, pişkinlik edip yaşanacak olayların sorumluluğunu galatasaray kulübüne yüklemeye çalışmak en hafif tabiriyle aymazlıktır.
http://webtv.sabah.com.tr...sikede-soke-edecek-sozler
37. saniyedeki delil kelimesini sadece ben mi duyuyorum. sonuç kelimesinden bir önceki kelime delil.
birde dalga geçer gibi yabancı sayısının yükseltilmesi kararına bağlanmaya çalışılıyor.
Konya da olabilecek en büyük deprem.
Marmara fayıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığı için, olası istanbul depreminin tetikçisi de olamayacaktır.
yani, öncü deprem çığırtkanlığı yapamayacaksınız. üzgünüm.
google ın sosyal paylaşım sitesidir.
sadece davetiyeli üyelik sistemiyle merak uyandırması pazarlama başarısıdır. herkese açık olsaydı merak uyandırmaz ve bu denli ilgi görmezdi.
neymiş bu google plus? ben neden giremiyorum? diyen yazarlarımız olursa, mesaj yoluyla mail adreslerini ulaştırdıkları takdirde davetiye yollayabilirim.
üretime değil tüketime bel bağlamak. Alışveriş merkezi, gökdelen, restoran gibi tüketime yönelik merkezlerinin açılışlarında gövde gösterisi yaparak, halkı tüketime teşvik etmek. ülkede ilkel tarım sürerken binlerce ziraat mühendisinin işsiz kalması. ziraat mühendislerinin yeterlilikleri ayrı bir konu elbette. üreticiye destek olunmadığı gibi onlarca zorluk çıkarılması. avm açmanın fabrika açmaktan kolay olması. Ekonomiyi sıcak paraya bağlamak.
üretimi kısıp ekonomiyi sıcak paraya bağlamak sizi bir adım bile ileriye taşımaz. kısaca sağlam ekonominin temeli üretime dayanır. (bkz: çin)
Kardeşim dediğiniz insanlarla çıkarlarınız çatıştığında, nasıl hayvana dönüştüklerini görürsünüz.
insanların bencilliklerinin esiri olduğunu görürsünüz.
Baskı altında büyümüş insanların aile baskısından kurtulduğunda nasıl dönüştüğünü görürsünüz.
Kimseye güvenmemeyi öğrenirsiniz.
insanlar öyle güzel rol yaparlar ki, gerçeklerle yüzleştiğinde hassiktir lan dersin.
Elbette insanlarda vardır. Ama karşınıza ya hiç çıkmamıştır ya da bir tane çıkmıştır. iki olma ihtimali sıfıra yakındır.
insanların aşk dediği şeyin aslında arzularını ve egolarını tatmin etmekten başka bir şey olmadığını anlarsınız. Ama ben Ahmet i çok sevmiştim ya diye zırlar bir de bunlar. Oysa ki memleketlerinde Ahmet in bir yedeğini bulundururlar her zaman.
Size katacak bir şeyi olmayan insanlardan uzak durmayı öğrenirsiniz. Bir şeyler öğrenebileceğiniz insanlarla birlikte olmaya çalışırsınız. Öyle birileri çıkmazsa karşınıza dert etmemeyi öğrenirsiniz. Çünkü okunacak, görülecek, öğrenilecek çok şey vardır.
Kitapların verdiği müthiş hazzı öğrenirsiniz.
inandığı değerleri olan, onlarla var olan, karakteri oturmuş kimse yok mu diye çığlık atasınız gelir.
At gözlüğüyle bakan akademisyen mi olur la? diye düşünürken onlarcasını bir arada gördüğünüzde mal olursunuz. Geleceğe dair karalar bağlamışken bir kaç sağlam akademisyen görür rahatlarsın.
Her şeyi bilen insanlardan uzak durman gerektiğini öğrenirsin.
-sertlikten yakınırlardı.
-sezon sonunda messi mersin idman yurdu na kiralanırdı.
-xavi ve iniesta bucaspor a bedava kiralanırdı.
-pique kelepçeli partilere katılır, telegol gündemini oluştururdu.
-puyol un kaptanlığı tartışılırdı.
-guardiola nın futbolu bilmediği söylenirdi.
-ibb ye yenilirlerdi.
-messi yerden kalkamazdı.
-hakemlerden yakınırlardı.
-90000 kişilik stada 30000 kişi giderdi.
-bilet fiyatları el yakardı.
-başbakan: 'ben yaptım' derdi.
-toki başkanı: 'sandro rosell bize geldiğinde acz içindeydi' derdi.
-yine yandaş bir yetkili de çıkıp: 'o stattakilerin babaları belli değil' derdi.
bugüne kadar, dizinin en aklı başında adamı sandığımız 'balıkçı' da psikopat çıktı. adam rus ruleti oynuyor lan.
bu arada ali kaptan viski şişesinin dibini görüp evin yolunu bulabiliyor. hassittir lan diyorum sana o bir şişe viski varya; benim diyen alkoliği olduğu yere yığar. döt olursun döt. sabaha kadar şirinleri görürsün.
20. yüzyıl başında Osmanlı topraklarındaki toplam şarap üretimi 340 milyon litreymiş. yani bugünkü üretimin on katı.
edit: içinde yorum olmayan sadece bilgiden ibaret bu yazıyı eksileyen örümcek beyinliler olduğuna inanamıyorum. binlerce yıllık bir şarap kültürümüz olmasından mı rahatsız oldun? merak etme sayenizde şarap kültürümüz yok olmanın eşiğinde.
söz konusu darren aronofsky olunca, çıtayı requiem for a dream olarak koymamdan olsa gerek; öyle çok acayip bir filmdi diyemedim. yalnız natalie portman ın performansı için olağanüstü denilebilir.
ankara ayağı kuğulu parkta yapılmıştır. katılım fazla olmasa da, kuğulu parkta sarmaş dolaş, bağıra çığıra içmenin keyfini yaşadık. polis ordusu yürümemize izin vermese de çok keyifli olmuştur. böyle bir fırsatı kaçıran ankaralılara üzüldüm açıkçası.
yasadışı yollarla bugün yayınlanmaya başlayan kitaptır. sanırım kağıt olarak basılmayacak, internet dökümanı halinde dağıtılacak. kendileri hakkında hibir bilgi olmayan kara güneş basım tarafından yayınlanıyor. bu yayınevi kendini ''türkiye yayıncılığının yaramaz kızı'' olarak tanımlamaktadır. kitabı edinmek isteyenlerin mail atmalarını istemektedir. mail attım merakla bekliyorum.
http://karagunesbasim.blogspot.com/ isimli blog sayfası dışında kendileri hakkında herhangi bir bilgi yoktur. kitaba da bu blog sayfasından ulaşılacakmış.
şeytan ayetleri kitabı yasadışı yollarla yayınlanan kitabın yazarı. kara güneş basım isimli yeni kurulan yayınevinin katkılarıyla basılmıştır. yasa dışı bir yayınevi olduğu söyleniyor. ne adresi ne de kurucularının kimlikleri bilinmemekte. kitaba ulaşmak isteyenlerde mail atarak ulaşabiliyorlarmış. mail attım merakla bekliyorum. kağıt olarak basılacak mı bilmem ama söylentiye göre wikileaks usülü dağılacakmış kitap. yani internet dökümanı halinde.
salman rusdie geçen yıl artık saklanmayacağını duyurmuştu. zira yıllar önce hümeyni öldürülmesi yönünde fetva vermişti. salman ın bu açıklamasının ardından fetvasının hala geçerli olduğunu duyurmuş. merakla bekliyoruz neler olacağını.