normal şartlarda 3 kişi kalıyoruz öğrenci evinde ama bizim durumlar hep anormal olduğu için 3 kişi kaldığımız gün sayısı sayılıdır(evde kaldığım 3 yıl içinde), daimi üyelerimiz var...
bugünde anormal günlerimizden bir tanesi; saat 3.00 civarı uyumak için geldim odama, gürültüyü geçtim normal seste uyuyamayan bir insanım...
daha önceden de uyarmışlığım olmasına rağmen yan odada gürültü yapan ev arkadaşlarımı ve daimi üyelerimizi şimdide 2 defa uyardım yaklaşık 20 dakikadır ses çıkmıyor ama uykum kaçtı artık yine uyuyamıyorum...
saat 10.00 da dersim var, o derse gitmekten zaten vazgeçtim ama yaklaşık olarak o saatlerde üst komşuların gürültüsü başlıyor...
şimdi hiç uyumadan içeridekilerin uyumasını bekleyip intikam alasım var ama 4 yıldır tanıyorum adamları okulun bitmesi de yakın kırgınlık olmasın diye de kararsızım...
not: saat 6.21 yerel saat farkı yoktur türkiye'de yaşıyoruz...
başka entry açıp bakmak zor geldi benim ihtiyacım var mı yok mu karar da veremedim... burada denesem öyle karar versem olur mu acaba? ona göre tanım yaparım artık.
kapının açık olduğu odada uyuyamam, saçım yağlı olmasa bile takıntı yapıp yıkamadan dışarı çıkamam, tanıdık gelen bir kişiyi nerden tanıyorum diye çoğu zaman takip ederim.
marioyu tek başıma oynamayı sevmezdim ben zaten tatil bittikten sonra kuzenler giderlerdi evlerine ben tek başıma geçerdim atarinin karşısına oynarken ağlamışlığım vardır. mario bana hep güzel günlerden sonra boktan günlerin başlangıcını hatırlatır hep yalnız kalmışlığımı hatırlatır bu sebeplerledir ki mario oynamayı sonradan denemedim...
insanın kendi kendine farazi problemler üretip onları çözemediği durumlarda ortaya çıkan yaratılış üstünlüğüdür. zira başka canlıların böyle şeyler yaptığını zannetmiyorum. bu durum iktisatın ortaya çıkışının bile başlangıcı sayılabilir. sınırlı imkanlarla sınırsız istek karşılamak diye de ifade edilebilir.
aklıma oralet osman reklamını getiren daha içmeden itici gelen içecek türüdür. üretici firmaların reklam yapmak gibi gayeleri varsa adam akıllı bir reklam yapmaları temennimle saygılar...
(bkz: oralet osman)
ne yapacağını bilememek ne söyleyeceğini bilememek kanımca heyecan tedirginlik alayı vardır. en kötüsü de kızın seni deplasmana çağırması olur yapsana tertemiz tarafsız sahada bir maç. hayır nasıl bir maymunluk peşindesin ne diye gidersin kızın arkadaş ortamına herkes sana yüklenir. sözde japon kale oynarsın ama topu kapan senin kalede alır soluğu seni mi deniyorlar yoksa kızı sana karşı soğutmaya mı çalışıyorlar anlamazsın sen tam topu kaptım bir iki hareket yapayım dersin sonra sen daha atağa kalkmadan bacak arasını yemiş olursun. arkasından gelsin kontra ataklar..
biraz defansa çekileyim diye düşünürsün bu defa bir bakmışın seni oyundan diskalifiye etmişler kendi aralarında konuşmalar gülüşmeler sen de yapılan esprilere konuşmalara koltuk altının zor duyacağı şekilde gülmeler, evetler, aynenler...karşı taraftan neden konuşmuyorsun? sıkıldın mı? soruları başlamıştır.
baktın böyle de olmuyor silkelenip kendine gelmeye çalışırsın oyuna taze kan sokarsın taze kan işe yaramıştır oyun hakimiyetinin altındadır her şey iyi gitmeye başladı derken oyun değişmiştir bu defa ortada sıçana dönmüştür ne hikmetse topun peşinde koşmaya başlamışsındır top bir orada bir burada koştur koştur o sırada kendine bir bakarsın az önceki oyundaki defansa çekildiğin zamandan tek farkı kalmıştır bu defa sesin biraz daha fazla çıkıyordur ama ne faydası var sonra sorgulamaya başlarsın benim burada ne işim var? ne için geldim? ne diye maymunluk yaptım? hoşlandığın kızdan senin soğumaya başlaman da cabası konuşulanların hareketlerin hepsi sana batmaya başlamıştır neyi yanlış yaptın temele in hoşlandığın kızda ara sorunu en nihayetinde oyunun bitmesini beklersin bitse de gitsek.
ve maç biter fark yedin bir defa bu averaj farkını kapatmanın yolu kalmamıştır arkana baka baka pişmanlıklar içinde dönersin eve en başta ki heyecandan, korkudan eser kalmamıştır. içinde tek kalan maymun olmanın verdiği acıdır. tebrikler kardeşim evrimini sondan başa doğru tamamladın.
yıllar önce gerçekleşen hadise; lise yılları tabi o zamanlar msn var aylar süren muhabbetlerden sonra (dershane arkadaşımdı kendileri) ertesi gün için buluşma teklifimi ailecek şehir dışına çıkacakları için(!) reddetmişti. söyleyeceklerimi yazmam konusunda beni de ikna etmişti... en sonunda yazdım ''senden hoşlanıyorum benimle çıkar mısın?'' gelen cevap:''teşekkür ederim''
o ''teşekkür ederim'' sanırım ben almayım anlamındaydı o cümleden sonra başka bir konuşmamız olmadı.
babanın yanında insanın kendi çocuğunu sevmemesi gereken bir gelenektir.
içanadolu, doğuanadolu bölgelerinde görülen geleneklerden sayılabilir ancak günümüzde doğru ve haklı olarak uygulanmamaktadır eski bir gelenek olduğunu söylemek daha doğru olur. ayrıca çerkezlerde de görülen eski bir gelenektir.
hukukun temelden öğrenilmesi gerekliliğinden geç kalınmış bir uygulamadır ancak hukuk konularının ağırlığından ilköğretim öğrencilerine ağır geleceği de genel bir gerçektir. aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık atasözünü hatırlatacak cinsten bir uygulamadır.
sümüklü böcek olarak bilinen, çoğu zaman sırtında evini taşıyan, bazı milletlerce yemeği yapılan, ticaretini yaptığım (müslüman mahallesinde de satmışlığım vardır.) hayvan cinsinin adıdır.
tecavüze uğramış kızın toplumca dışlanmaması adına ve olası bir çocuğun doğduğunda babasız büyümemesi için bazı savcılar tarafından ve ailelerin mecburen rıza göstermesiyle tecavüzcüsüyle evlendirilmesidir. tecavüzü destekler nitelikte onlara onay gösterircesine hukukta kimi zaman verilen kararlar da vardır, tecavüzcüsüyle evlendirildiği zaman olası dava açılmadan sineye çekiliyor.
birden fazla özne tarafından aynı zamanda, karşılıklı veya birlikte yapılan fiillere işteş fiil denir. kök veya gövde durumundaki fiillere -iş eki getirilerek işteş fiiller türetilir.
dizinin sevilmesi bir yana dizi müziğinin ev arkadaşlarımın telefonlarının zil sesi yaptığı ve bir telefonun çalmasıyla acaba kimin telefonu çalıyor diye evin içinde koşuşturmalarına neden olan dizidir.
her son bölümünü izlediğimde en iyi bölümleri bu olmuş derim o kadar yani...
kulaklıklarla müzik dinlerken yürüyebilen, farklı meşgalelerle uğraşabilen ilk sayılabilecek nesildir. hatta kulaklıklar kulağındayken bağırarak konuşan bu konuşmaları çoğu zaman başına dert açabilen bir nesildir. walkmanın ileri ya da geri sarma tuşlarını kullanmayıp bu gereksinimlerini çoğunlukla kalemle halletmeye çalışan tasarrufun ne demek olduğu hakkında sayfa sayfa yazılar yazabilecek kapasiteye sahip bir nesildir.
samimiyeti belli edilmeye çalışılan çoğunlukla küfürlü veya argo kelimelerin kullanıldığı hitap şeklidir... kişinin cinsiyetine göre değişen hatta samimi arkadaşın cinsiyetine göre de değişen buna uygun olarak seçilen kelimelerle oluşturulmuş, ilk söyleyeninin genellikle belli olmadığı güldüren en azından güldürmeye çalışan hitap sanatının kendisidir... örneklendirilmesi zor olmayacak türden sayılır.