benim rızam da kürt. fakat kürt şivesi diye bir şey yoktur. şive bir dilin bilinen ve metinlerle takip edilebilen bir zamanında ondan ayrılmış kolu demektir. örneğin azeri türkçesi bir şivedir. bahsettiğiniz olsa olsa doğu ağzı olur.
Ben bir Rıza'dır tutturmuşum
oh ne iyi Rıza'lı içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Rıza sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Rıza üstüne
Saatim her zaman Rıza'ya beş var
Ya da Rıza'yı beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Rıza geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Rızadayız
Günlerden Rızaertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka adamı övmeyin yanımda gücenirim
Rıza'yı övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Rızalı iki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok
Rıza'yı size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Rıza'yı düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil
Rızasızlık kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
iki kere iki dört elde var Rıza
Bundan böyle dünyada Aşkın adı Rıza olsun
mordor'da yaşasak o yüzüğü eminim getirir parmağıma takardı.
gökyüzünün kıvılcımları tüm bulutlarla dans ederken ben bindiğim vapurların sadık aşığı martıları simitle beslemekle meşgulken şişirdiğim balonların soğuğun da etkisiyle sönmesinin hüznünü içimden atamamış ve aklımda ertesi sene gireceğim kpss ile hemhal iken yanımda osuran şirin adam.
eleğimsağma görünür görünmez şiir yazan ama bu şiirlerini hiç beğenemediğim şeker çocuk.
mor şileplerin kıyıları okşadığı pembe günlerde kırmızı kalemlerimin o güne kadar çizdiği en alfa erkek rıza tarafından kavuniçi kulaklarıma fısıldanan o mahur beste.
sarı kantaron otu da neymiş al sana ömür uzatan şey işte bu dedirtecek kıvrılmış papatyalar kadar temiz bir türkçe ile sıradan olmayan bir diksiyonun buluştuğu o mahrem an.
40. piyade alayında eğitim gören 10000 askerin her birinin gönlünde sakladığı yavuklularından gelebilecek bir mektupla ümitvar olduğu posta günlerinde mavi eşarplarla kutsanmış bir insan önderi sıfatıyla gönül iklimime düşen.
ah tatlı adam, müsaade senin. tüm siyah yerlerimi sev ve onları beyaz yap.