Bilim dünyasında, normal şartlarda bir teori geliştirilir. Zaman içinde bu teoriyi destekleyecek somut kanıtlar aranır. Bulunursa teori geliştirilir. Bulunmazsa unutulur ve gider.
Evrim teorisi hariç. Çünkü evrim Teorisi'ne emperyalizmin şiddetle ihtiyacı vardır. Bu nedenle hiç bir somut kanıt olmamasına rağmen 200 yıldır yine de gündemde ve sıcak tutuluyor.
insanların kendilerini sınırsız derecede özgür hissedip, çıkarları için herşeyi yapmanın mübah olması için bir Tanrı'nın olmaması gerekir. Irak'ta, Suriye'de, Afrika'da katledilen masum bebeklerin sahipsiz olması lazım ki onları petrol uğruna paramparça ederken "nasıl olsa maymundan geldiler" deyip işledikleri cinayetleri kendi kara vicdanlarında aklayabilsinler.
Şükürler olsun ki onların da bizlerin de bir sahibi var.
- Hırsızın diyeti elinin kesilmesidir, başının değil
- Bunun uygulanması için de, sosyal devletin uygulanıyor olması şartı vardır. Yani aç olduğu için çaresizlikten hırsızlık yapana ceza verilemez.
Yetti artık şeriat devleti muhabbeti.
Amma korkuyormuşsunuz Şeriat'ten.
Burnumuzun dibi, sınırlarımız, memleketin içi kan gölüne dönmüş. Sözde Özgür dünya hergün gözümüzün içine baka baka çoluk çocuk insanları katlediyor.
Bizdeki akıl küplerinin derdi ise hala eyvah şeriat gelecek.
Kuran'ın korunuyor olduğu sadece inanç meselesi olmayıp, aynı zamanda bilimsel olarak da katıksız bir gerçektir. 1.400 Yıldır hiçbir zaman tek harfi dahi farklı olan bir Kuran bulunmamaktadır.
Fakat "ben şu ayeti şöyle yorumluyorum, din modern çağa göre tekrar yorumlanmalı vs.." söylemlerle tahrif girişimleri olmakta ama sadece girişim olarak kalmaktadır.
Bazı insanların kendi tanrılarını zihninde oluşturduğu ve günümüzde de oluşturmakta olduğu kısmen ve maalesef doğrudur. Aslında Tanrı Bir'dir, insanlardan istediği de ilk insanı yarattığı günden beri hep aynıdır.
Fakat bazı insanlar, çıkarlarını ve arzularını dizginleyen ne varsa zaman içinde istedikleri ile değiştirme yoluna gitmiştir ve hala da bunu yapmakta olanlar vardır. Böylece insanlar kendi tanrı ve dinlerini meydana getirmiş oldular. Bu nedenle insanlık tarihi çok sayıda din ve tanrı anlayışı gördü, görmeye de devam ediyor.
insanlar gerçekten uzaklaştıkça Allah sürekli yeni bir peygamber göndererek, insanları doğruyu tekrar tekrar göstermiştir. Fakat bazı insanlar maalesef tahrif etme sevdasından bir türlü vazgeçmemiş ve bu yolla kendini yaratıcısının yetkilerine ortak görmeye çalışmıştır.
Allah son peygamberi ile son kitabı olan Kuran'ı 1.400 yıl önce göndermiş ve Kuran'ı kıyamete kadar koruyacağını açıkça beyan etmiştir. Yani tahrif çabaları yine olacaktır, kendini Müslüman sayan ama aslında Müslüman olmayan gruplar olabilecektir. Fakat kıyamete kadar mutlaka Kuran değişmeden kalacak ve mutlaka Allah'ın istediği gibi gerçekten Müslüman olan insanlar var olmaya devam edecektir.
insanları uyarıp, bir kez daha farklı bakış açılarıyla düşünmeye davet etmenin neresinin yadırgandığını ve neden alay konusu yapıldığını anlamak güç.
Neticede bu uyarıları yapan insanlar, sizlerin ölümden sonra karşılaşacağınız sonsuz hayatta acı bir sonla karşılaşmamanız için yani sizin iyiliğiniz için tavsiyede bulunuyor.
inanmıyorsanız basitçe uyarılar için teşekkür ederiz der ve geçersiniz.
Neticede hiç kimsenin bir diğerini zorladığı yok, zaten asla olamaz da ve olmamalıdır da.
Herkes dilediği gibi yaşayıp inanmakta serbesttir, ta ki son nefesini verinceye kadar.
Alevi, şii vs. hiçbir grup için genelleme yapılamaz. Çok büyük hata ve vebaldir kimse bu vebali almasın üzerine.
Kimin Müslüman olup olmadığı da bizim vereceğimiz karar değildir. Allah bunu Kuran'da açıkça beyan etmiştir;
1-Allah'tan başka ilah olmadığına,
2-Meleklere
3-Kitaplara (Kuran'da belirtildiği şekliyle)
4-Tüm peygamberlere
5-Ahirete (ölümden sonra hayat olduğuna)
6-Kadere, hayır ve şerrin yalnız Allah'tan olduğuna inanmak.
Dolayısıyla kimin imanlı kimin imansız olduğuna, mezhebi veya ait olduğu grubun kimliği ile karar veremeyiz. Yukarıdaki iman esaslarına inanan herkes, alevi olsun, şii olsun veya ne olursa olsun elimizdeki yazılı kaynak Kuran'a göre imanlıdır. Bu konunun bana göre, sana göresi yoktur.
Türkçe'leştirmeden kasıt, orijinal Arapça yanında Türkçe meal ve tefsirin de yapılması ise doğru olan budur. Bu şekilde herkes anlayabilir.
Fakat amaç alfabe değişikliği ve Türkçe ezan gibi, zaman içinde orjinalin kaldırılıp sadece Türkçe mealin kalması ise; bunun anlamı bir milletin dini ile bağını kesmek olur.
Hiç cemevinde ibadet etmemiştir çünkü;
Kendisi çocuk yaştan son nefesine kadar, camilerin var olması ve kıyamete kadar da insanların akın akın camilere gitmesi için mücadele etmiştir. Bu uğurda akıl almaz sıkıntılara göğüs germiş, gerektiğinde savaş meydanlarında canını hiç çekinmeden ortaya koymuştur. Nitekim sonunda şehit edilmiştir.
Cemevleri ise, O'nun vefatından yüzyıllar sonra, O'nu çok sevdiğini ve O'nun taraftarı olduğunu iddia eden bazı Alevi (sözlük anlamı Ali taraftarı) gruplar tarafından (ironik olarak) camilere alternatif olarak kurulmuştur.
Kainatın ve dolayısıyla da insanın tesadüfen oluştuğu varsayımıyla yola çıkarak aslında hayatın bir anlamı ve sonunda hesap olmadığını yaymaya çalışan kitle.
Böylece bu felsefenin beyin takımı, yaptıkları ve yapmak istedikleri tüm zulümleri ve iğrençlikleri mazur göstererek istedikleri gibi yaşayabilme özgürlüğünü elde eder ve takipçilerini özgürlük oltası ile avlarlar.
Yoksa aslında büyük dedelerinin maymun olmadığını kendileri de gayet iyi biliyor.
200 Yıldır yapılan tüm çılgınca ve ihtiraslı araştırmalara rağmen hala 1 tek canlıya ait ara form fosili bile bulunamamıştır. Oysa yer gök bunlarla dolu olmalıydı.
Büyük patlamadan sonra, normalde evrenin genişlemesinin zaman içinde yavaşlaması gerekirdi. Fakat genişlemenin hız kaybetmek yerine daha da hızlandığı keşfedilmiştir. Bunun sebebi bulunamadığından, evrenin hızlanarak genişlemesine neden olan güç "karanlık enerji" olarak adlandırılmıştır.
Ancak daha birkaç yıl önce keşfedilebilen bu gerçeği, Kuran 1.400 yıl önce aşağıdaki ayetle insanlığa bildirmiştir;
Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz. (Zariyat, 47,Diyanet meali)
Dolayısıyla modern bilim evrenin büyük patlama ile sonsuz küçüklükte bir noktadan (yani yoktan) varlığına başladığını (yaratıldığını) ve nedeni açıklanamayan bir şekilde hızlanarak genişlediğini ispat etmesine rağmen, bazı ünlü bilim adamları saygınlıklarına zarar geleceği düşüncesi ile evreni Allah yarattı diye açıkça beyan edememektedir. Bununla birlikte evrenin tesadüf eseri var olamayacağı, mutlaka bir yaratıcısı olduğu fikri özellikle ABD'li teorik fizikçi ve astronom bilim adamları arasında hızla yaygınlaşmaktadır. (Kaynak: Discovery Channel)