eski özel kuvvetler askeri. askerde öğrendiği hayatta kalma becerilerini belgesel programında sergileyen insan görünümlü vahşi bir varlık kendisi. çölde yakaladığı zehirli yılanın kafasını kopartıp çiğ yemişliği, yine çölde bulduğu deve leşini oyup işkembesindeki boku sıkarak suyunu içmişliği vardır.
açılıp pişman olmak ve açılmayıp pişman olmak. bu iki pişmanlığı yaşamış bir insan olarak söylüyorum ki birincinin pişmanlığı daha ağırdı. aşk insana hata yaptırıyor. aklınla kalbinin savaşında galip taraf kalpse mantıklı düşünemiyorsun. sonra uykusuz geceler.
ahlak bekçiliği yapan bukelemunların sevmediği futbolcu. yok küfür ediyor yok sağa sola sataşıyor vs vs. fenerbahçelilerden başka kimi ilgilendiriyor diye sormak lazım. küfür ettiyse etti ahlak bekçisi misin birader? bu ahlak bekçileri emreye ne küfürler ediyor kim bilir. sonra terbiyesiz emre.
çıkar üzerine kurulan arkadaşlıktansa çıkarsız yalnızlığı tercih etmiş erkektir. ayrıca mezun olduktan sonra unutulacağını biliyor ve unutulmaktansa hiç arkadaş olmamayı tercih ediyor olabilir.
kendisi soğuk, insanı soğuk bir şehir. Hiç sıcak kanlı bir ankaralıya rastlamadım. arkadaş hepsi mi buz gibi olur? Bide "angara bebesiyiz la biz" deyip götler ağrı dağının zirvesinde dolaşırlar. Hitab şeklinize sokayım sizin bebe nedir amk.
eskisi kadar gelmiyorsun aklıma ve ben buna çok üzülüyorum. bazen de seviniyorum. ama çoğunlukla üzülüyorum. sabah sevinip akşam üzülüyorum diyelim. akşam da sevinsem tamamen unutmuş olacam. neyse amk uyumam lazım ya. rüyama gelsene. bi uğra git az göreyim lan hadi. gelirsen konuşma çünkü sesini unuttum, başka sesle düblaj yapmak zorunda kalıyorum. sadece gözlerime bak yeter prenses. hadi bekliyom bak.
akşam ezanı okunana kadar sokaklarda oynamak, misketlerim, tasolarım, bisikletim, ninja kaplumbağalar ve en önemlisi sobadır. o sobanın üstünde ekmek kızartıp tereyağı sürer yerdik. bir de kestane kavururduk. ah ulan ya...
doğrudur. on birinci nesil olarak nesildaşlarımın entrylerini "ahan bu kesin on birinci nesil" diyerek ayırabiliyorum. on entryden sekiz tanesi tutuyor diğer ikisi de onuncu nesil zaten.
acının, çaresizliğin, korkunun tarihi. yaşayanların ruhunu halen derinden etkileyen deprem günü. o 45 saniye hayatımızdaki en uzun zaman dilimiydi belki de. allah ölenlere rahmet eylesin, yakınlarını kaybedenlere de sabır versin.
efkar dağıtmaya yarayan tütün şeysi olduğu içindir. örn: kızdan yediği siktir öylesine okkalıydı ki bu acıyı ancak bir sigarayla söndürebilirdi. evet tütünü yakıyordu belki ama bu o anlık efkarını söndürecekti. belki de o öyle düşünüyordu. neyse siktir et dedi ve sonuç olarak bu cevabın üstüne bir sigara yakmak gerekirdi.
şaşırılmaması gerekendir. insan düşünürken aklına alakasız şeyler gelebiliyor. mesela şu an yumurta sarısının nasıl civcive dönüştüğünü düşünüyorum. ben olsam zimbabwe başlığını açardım.
tayyipten önce bu ülke dinsiz değildi. adam tayyip olmasa dinsiz olacaktık belki de diyor. acaba yaş kaç veya araştırıp öğrenmek gibi bir huy yok mu? ulan bu nasıl propagandadır ya hayret ettim. bu dini kullanmak değilde nedir. atatürk asmışsa inşallah bu düşüncedeki dini alet edenleri asmıştır.