efendim, malumualiniz dün garip bir olay yaşadım sözlükte. bir yazı yazan kişiye (yazar diyemiyorum) attığım tamamiyle espri amaçlı mesajımın ardından, kompleks ve hırsının eline düşmüş bu kişi şahsıma ayar veeceğini sanıp özel mesajlarımızı burda ifşa etti. sessizce izledim tabloyu. profesyonelliğe yakışmayan bu davranışın altında kişinin kendisine duyduğu özgüven eksikliğini benim üzerimden sağlamak için oldukça basit bir yol olan '' bakın ben neler yaşadım'' maskesine sığınarak yaptığı bu çocukça davranışı sesim çıkmadan okudum.cevap vermek açıkçası basitlik olurdu. o seviyeye inemezdim elbette ki. ama neden? bunu neden bir hırsla saldırarak buralarda duyurması ne sağladı o kişiye? hiç bir şey. şu an sinirden eli ayağına dolaşmış çaylaklığının bitmesini bekliyor eminim.
ben olsam, adımı sildirirdim. onurluca bir davranış ve yapılması gerek bir şey bu çünkü. ayar vereyim derken ayarı yiyip sonrasında haklı olmuyorsunuz işte. haksızsın ve haksız kalacaksın.
tanım: ayarın nereden geleceği belli olmaz demektir.
hemen söyleyim bildiğimiz türk erkekleridir bunlar. şimdi anlayamadığım bir olaydır. kadına sadece ''verecek'' gözüyle yada ''vermeyecek'' gözüyle bakmak nedir ve ne anlama gelir. sonra kadın neyi ''veriyor'' ya da neyi ''vermiyor''. işin cinsellikle olan ilintisini elbette ki biliyoruz, o kadar da saf değiliz fakat işte ne verdiklerini bilmiyoruz. hani hep erkekler arası muhabbete konu olmuştur ya;
-- abi bu kız bana verecek gibi valla, az kaldı eli kulağndadır hahhhhah.
ya da,
-- olm, kız 2 aydır inletti beni, verecek göz yok bunda.
pardon da, kim kime ne veriyor, ya da verecek?
siz şimdi diyorsunuz ki; kızlar verir, erkekler alır.
hıı, alır alır. gelsin bana bakalım ne alacak? ne mi? okkalı bir tokat alır. * üstüne de ayaklarıma kapanıp neyi var neyi yok döker saçar etrafa,hayatını da bana verir ayrıca.
bir davranış biçimidir. en kısa anlatımla, örneğin kızdığınız bir kişi var ve siz pasif agresif davranışa sahipsiniz. kızdığınız kişiyle konuşmazsınız, soğuk davranırsınız, buluşmaya bilerek geç gidersiniz gibi. yansıtma halidir. kısaca ''sizi sinir etmesi''dir diyebiliriz.
eksiyi basmadan söyleyim, sözüm konusu geçen erkeklere. yahu bir insan evladı ayda bir dişlerini fırçalar mı hiç? ama yok ''sevgilimmm, hadi sevişelimm'' dese bir kız, atlaya-zıplaya koşacaklar taa fizan'a kadar. yalan mı?
hadi donunuzu yıkanmadan yıkanmaya değiştiriyorsunuz bana ne de; dişler ya, 3-4 öğün yemek yiyorsunuz, sigara-alkol vs. oralara hiç girmiyorum, fakat ille de dişler ille de dişler. sonra da diyorsunuz ki ''vay efendim kızlar beni niye öpmüyor''. öpmez tabii, niye öpsün ki?
aman durun önce, baştan söyleyim bugün aldığım özel mesajlarımdan birinde geçti bu konu ordan açtım başlığı. şimdi efendim konu şu; bir kıza aşıksınız, çok güzel. kız da size aşık, o da tamam. velhasıl ortada 5 kuruş paranız yok ve kızla evlenmek istiyorsunuz. bakınız evlenmek diyorum, gezme tozma, ya da flört değil bu; evlilik. yani bir ömür aynı yastığa baş koyma durumu. yani acısıyla tatlısıyla, iyisiyle kötüsüyle bir olma hali. kızımız önceleri ''para pul önemli değil, bizim aşkımız yeter'' demiş, e hadi dedi diyelim. tam evlenecekken vaz geçmiş sonra bizim kız. şimdi kıza kin besliyor, biraz daha ileri gidersek nefret ediyor belki de. kim suçlu burda sizce?
be adam, hadi bu kız aşktan, kelebeklerden, böceklerden sanıyor belki de hayatı, e sen de hiç mi akıl yok? hadi evlendiniz, para yok pul yok, ne yiyeceksiniz sabah kahvaltısında, öğle yemeğinde? ne mi? birbirinizi tabiiki. sonra başlayacak o sevmelere kıyamadığınız sevgiliniz gözünüzde bir canavara dönüşecek, kızın cephesi daha kötü. anası babası, konu komşu ne diyecek bu kıza? her gün aşağılanacaksınız kızın ailesi tarafından muhtemelen. sizin aile zaten size gardını almış, açıktan açığa kızıyor evlendiğiniz için.
sonra diyorsunuz ki; ''vay efendim beni para yüzünden terk etti bu kız''. terk etmeseydi de ne yapsaydı? şöyle sordum ben de; ''peki sen aynı koşullarda kızkardeşinni böyle bir adama verir miydin?''
hala cevap yok. *
konuyu bir fıkrayla bitirelim. adamın biri akşam olmuş eve gelmiş. karısına, karıcım hadi yemeği ısıt da yemek yiyelim. karısı hiç kıpırdamamış yerinden, kaloriferin üstünde oturuyormuş. adama bir daha yinelemiş . kadın basmış cevabı. ''hayatım zaten akşam yemeğini ısıtıyorum...''
ondan sonra kızlar paraya- mala mülke düşkün diyorsunuz. canım, üç öğünde kalorifere oturulmaz ki.*
dikkat bu entry bilgisayarınıza zarar verebilir!*
şimdi sözüm türk kızlarını beğenmeyen çok sevgili büyük türk erkeklerine. bir türk kızı sizin neyinizi beğensin sorarım size. küfürün bini bir para sizde, aldatmaya meyil deseniz, ne diyeceksiniz yahu alenen aldatıyorsunuz ve üstelik bu kızlara da bir çeşit peynir adını reva görüyorsunuz. yalan dolan desen ohooo sizden daha ustası var mı bilmem. unutmadan karılarınızı dövüyorsunuz da siz. çoluk çocuk buna engel değil işin acı tarafı da. evdeki karınızı kendi kaderine terk edip utanmadan başka kadınlar tatmak için aç tavuklar gibi debeleniyorsunuz. kibarlıktan nasibinizi de almamışsınız. yok şöyle çirkinmiş kızlar, yok kiloluymuş, yok boyları kısaymış ViK ViK ViK...
neymiş; türk kızları şöyleymiş, böyleymiş, bilmem neymiş...
elin gavuru size yanlışlıkla bir baksa hemen hindi gibi kabarıp '' laa olm kız bana bi baktı, ben yüz vermedim ama, yoksa yengendi...'' nidalarını gökkubede çınlatıyorsunuz.dişlerinizi fırçalıyor musunuz allah bilir artık, oralara hiç girmeyim.sonra okumuyorsunuz doğru dürüst de. sizin için ''kurtlar vadisi'' izlemek daha mühim. daha mı, ohooo dahası çook.
hani türk kızlarını beğenmiyorsunuz ya; sormak lazım sizi kim beğensin acaba?
efendim gene gündemi bir süreliğine meşgul edecek bir başlık daha. erkeklerdeki boy sorunu. hemen hemen hengi erkeğe sorsanız boyuyla ilgili takıntı sahibidir.bir memnun olanı, bir kendine güveni tam olanı göremeyeceğiz şu ahir ömrümüzde sanırım. vay ayhan'ın boyu benden bilmem kaç santim uzun kendimi onun yanında ufak bir çocukmuş gibi hissediyorum mu dersiniz, ah yaa ne vardı ki şakir'inki kadar boyum olsaydı mı dersiniz ne derseniz diyin ama kabul edin ki bir çoklarının içindeki eziklik hiç geçmemekte. siz ne söylerseniz söyleyin bir türlü ikna edemezsiniz karşınızdaki erkeği. hayata küserler, sevgililerinden ayrılırlar hatta boğaz köprüsünden atlayanlar bile olabilir, o derece yani.
aa tabi ya unuttum bu arada, boy derken fiziksel görüntü boyunuzdan bahsediyorum burda, hemen aklınıza başka bir şey gelmesin.
fesatsınız siz ya! *
aman sakın ola boyu değil ,işlevi önemli tarzında entryler girmeyin, buradaki boy nitelik açısından ve reel anlamıyla kullanılmıştır. yoksa bize ne sizin boyunuzdan bilmemnenizden.*
kompleksli erkeklerden korkacaksın abicim. bunlar günlük hayatta kızlardan ilgi göremediği için sağda solda, hatta sözlükde durup dinlenmeden kızları aşağıladığını sanarak döktürüp dururlar. çok çekici, cazip ve hatta çok zenginler ya hani; aaa unutmadan keskin ve üstün zekalarından bahsetmeden geçmemek gerekir elbette.kim inanır bu masallara? 0- 12 yaş grubu kırmızı başlıklı kız ve kurt masalına inanan (o da gönüllü değil yani) saf ve masum kız çocukları. madem çok üstünsün sen bu kızlardan, ne diye bunun altını çize çize her seferinde kendini bi matahmış gibi gösterme gayreti niye?
komiksin.
edit: Erkek her zaman düşünen hayvan olarak tanımlanmıştır, ama düşünceli davranması gerekince sinirden kuduran bir hayvan. OSCAR WILDE
neymiş kadın kudururmuş.ya bi git işine arkadaşım. her yazdığıma da sazan gibi atlama artık.
incinmiştir muhtemelen, kırılmıştır sevgilisi gittiği için. bunun ihtimali bile ne kadar korkutmuşsa artık içini, sevgilisine çocukca bir masumiyetle '' sevseydin bırakmazdın beni'' der kırık dökük bir sesle. dudaklarını büker,ağlayıverir birden.acaba gerçekten sevgilisi sevseydi bırakmaz mıydı bu narin kızı? bırakmazdı elbette. zorunluluklar olsa bile, gerçekten sevgi varsa arada bunu kimse birbirine söylemezdi, söyleyemezdi hatta. gidiyorsa sevgili tüm bunlara rağmen,
bırakın gitsin o zaman, nasıl olsa umduğunu bulamayıp tekrar size geri dönecektir zaten
güzellik herkese göre değişse bile, bir kadının kalbinin yüzünden ve vücudundan çok daha güzel olması onu diğer ''güzel'' dediğimiz ögelerden ayırır. insan hergün güzele bakabilir; ama karnı acıktığında kalkıp size bir kase çorba yapamıyorsa, üşüdüğünüzde üstünüzü örtmüyorsa, ağladığınızda sizle ağlamıyorsa, üzüntünüzü paylaşmıyorsa...
bu kadın hiçbir zaman ''güzel'' olamaz.
sanmasıyla avunan erkektir. bide zırt-vırt ben şu kadını reddettim de aman sonra geldi neler yaptı da yok efendim delirdi de gibi salak saçma lafları yazar dururlar.(söylemeleri konumuz dışı)
bana baksana sen!
gel de gözlerime 1 dakikalığına bak; korkudan kaçacak delik ararsın.
neymiş bir kadını reddetmiş; tüm kadınlar poposuyla güler bunu söyleyen erkeklere. * *
sevimli edit: madem reddettin, ne diye kendini savunuyosun.kendi kendine gelin güvey diye işte bunlara deniyor sevgili yazar arkadaşlarım.bu kez anlayan anladı!
önce şaşırırsınız.''nooluyo yaa rüyamı görüyorum'' falan dersiniz. sonra aval aval bakarsınız ve başlar içine düştüğünüz boşluk. gece uyuyamazsınız, gündüz uyuyamazsınız, yemeden içmeden kesilirsiniz. sonra biri çıkar ''ben romio gerçek aşkın savaşçısııııııııı'' der size (artık öyle duyarsınız yahut) koşa koşa yeni romionuza sarılırsınız.
yalan be yalan.
geberirsiniz günlerce, ağlaya ağlaya haliniz kalmaz. hele sizin için bitmediyse bi de hepten mahvolursunuz.zordur yani.zorlatır size de yaşamı.
aslında tüm kadınların bir tarafı acımasızlıkla işlenmiştir. arada meydana çıkartır, fakat çoğunlukla gizlemeyi başarabilme yeteneğine sahiptirler. en acımasız halleri de şöyledir örneğin.
ayrıldığı sevgilisini ayrılığın acısıyla boğuşurken, o elinde yedek tuttuğu yeni sevgilisyle gününü gün etmektedir. korkulur bu kadınlar, korkulur.
çoğu erkek aldatıldığını anlayamaz, fark edemez bile. kadınlar ince ince, sessiz sessiz aldatır eşlerini çünkü. sevgilisiyle birlikte olup aynı akşam kocasıyla beraber olan bir kadın olamaz mı sizce?
olur, hem de bal gibi olur. erkek aleni yaparken, kadının gizlice olur ihaneti. hele ki kadın aldatılmasının acısıyla ihanet etmişse birde değmeyin keyfine.
şu bir gerçek ki, erkeklerin hemen hepsi de lezbiyen kızların ilişkilerini hem merak eder, hem de estetik olarak izlerken zevk alırlar.sahiden de görüntüler hem çekici hem de güzeldir. gözlerinizin önüne gelsin bakalım kızıl bir kızla, sarışın bir kızın şefkale birbirlerini sarıp sarmalama görüntüleri.
çok güzel değil mi?