referandumda akp ye artık yeter demeye katkı saglaması acısından hayir oyu kullanıcam. zaten evetle hayır arasında derın ucurumlar oldugunu düşünmüyorum. akp nin türk halkının cehaletinden faydalanması hoşuma gitmiyor. Herşeyi bir yana bırakıp referandumun yapıldığı tarihe bakın: 12 Eylul. Neymiş kısıtlanan özgürlüklerin intikamı için, aynı günü seçmişler. iki cahil iki cahildir diyen bir zihniyet. Arkadaş bu hükümet değil mi, darbe yaptığı aleni şekilde belli olan adamlar dışarda gezerken, yapma ihtimali olanları hapse atanlar, soruşturanlar... iki apolitik, iki apolitiktir düşüncesiyle ufak nöanslarla sözde hür iradelere baskı değil de nedir bu tutum. Demedi demeyin, AKP referandum günü sandıkların oldugu okullarda birer çuval da kömür dağıtır. Milletin cehaletini kullanan insanlardan oldum olası nefret ederim. Cünkü cahil bir topluma hükmetmeyi isteyen lider ya da siyasi parti önce o cahil, aciz toplumu daha doğrusu sürüyü yaratır.
Söyle bir hikaye hatırlıyorum; Sanıyorum 86 seçimleriydi, bazı siyasetçiler o dönem ki Turgut özalın ve anavatan partisinin hegomonyasından nemalanmak için "Banap" ( büyük anadolu partisi) adında bir parti kurup pusulada insanların kafa karışıklığından faydalanmak istediler. Daha sonra anap ın itirazları sonuc verdi ve partinin adını "Bap" olarak, amblemini de tepki göstermek için "davulu delen bir jaguar" olarak değiştirmişlerdi : ) Bunun sebebiyse turgut özalın o dönemki davulcu damadı ve kızına jaguar marka bir otomobil almasına atıfta bulunmaktı : ) (tabi gugıla sorarsanız konuyu daha doğru ve ayrıntılı anlatacagına eminim )
Sözün özü, siyaset ülkemizde yıllardır bir rant kavgasıdır. ülkesine fayda için çalışma fırsatı ve yetki isteyen insanlar bu kadar hin fikirlilik yapıp aciz durumlara düşer mi? haliyen her aydın bu iğrenç düzenden uzak durmak için kendini özerk ilan ediyor. bazıları da ben değiştirebilirim umuduyla halaya girip, başı dönene kadar mendil sallayanlara eşlik ediyor. Boşuna kimseyi savunmayın, sevmeyin, desteklemeyin siyaset kadar kirli bir suya girip te temiz kalabilmek imkansız çünkü.
--spoiler--
temel tekel işletiyormuş. bir gün adamın biri gelip, " çok efedersiniz bir malboro sigarası rica edebilir miyim acaba? teşekkürler." demiş. Temel kıllanıp, sormuş adama "parasını vermeyecek misin ?" adam "vericem neden ki? "demiş.
Temel:"Pek bir kıvırtarak istedin de, şüphelendim!".
--spoiler--
Hikayemizin anafikrinde de olduğu gibi, türk insanı için kibar olmak samimiyeti değil, kurnazlığı getirir akla. soğanı yumrukla ezip, yerde yemek yiyen adam misafirperver. Gumus catal bıcakla servis yapansa içten pazarlıklı ve kendini beğenmiştir.
Şimdi ey azrail konumuzla tüm bunların ne alakası var diyenler için, "Teşekkür ederimin" dilden "eyvallah"ın daha bir gönülden geldiğine dikkat etmelerini istiyorum. Kültür dedikleri elde şampanyayla gezilen sergi değil, ücra mahallelerde oynanan saklambaç, düğünde çekilen halay, yayıkta çalkalanan ayrandır çünkü.
29.06.2010 tarihli ispanya - Portekiz macında Cristiano Ronaldonun bir serbest vurusu sonrası; "o kadar uzak mesafeden kaleye vurulmaz, gol olsa da vurulmaz." diyerek kendine güvenenleri bir kez daha yanıltmamıştır.
müessesesinin tanıtımını, bir ucu bileğine, diğer ucu, helyumla doldurulmuş bebeklere bağlı iplerle, kahve, birahane ve iddaa bayiisi gibi erkek egemen mekanların önlerinden geçerek yapmasına şaşırmayacağımız zihniyettir.
halı saha maçında çağırdığın adamın gelmemesi. 1 kişinin eksik olması nedeniyle devrelik oyuncu olman, tüm hırsın, kazanma arzusunun ve keyfinin piç olması.
doğadaki canlıları özelleştirme, farklılaştırma, kişilik kazandırma eylemi. birini gördüğümüzde "- aa insana bak" denilmediği için de gayet makul karşılanabilir.
sadece biraz egoisttir. Birine bakmakla bağ olmayacağını bilir. Kadınlar özellikle kendilerini güzel hissettikleri, kendilerini beğendikleri zamanlarda bu durumun sadece tek bir kişi tarafından farkedilmesiyle yetinemeyebilirler. Onlar tüm gözlerin üzerinde olmasından hoşlanır, egolarını böyle tatmin eder, bataryaları fuller ve yine yaşamayı sürdürürler. Super Mario oynarken tehlikelerden kaçarak altınları toplamak gibidir etraftaki insanların ilgisini gözlemlemek. Engeller aşılır, etaplar geçilir, altınlar toplanır ama oyunun sonunda tek bir prens ya da prensese ulaşmak hedefi güdülür.
At binenin, kılıç kuşananın, sadık kadın ise, etraftakilere ihtiyaç duymadan, ona kendini özel hissettirmeyi başaran erkeğin harcıdır.
dünya kupasını izleyenlerın halı saha macı ayarlaması gibi, her yarışından sonra caddedeki motorcu tayfasını, ulan imkanım olsa kralını yapardım, söylemleriyle gaza getirmesinden korktuğum yetenekli super bike sporcusudur.
herkese haber verilmiş, herkes davete icazet etmiş ve kimseye ayıp olmasın diye 20 şerden oynandığını düşündüğüm maçtır. ekipler 3 er kalecı 7 şer defans ve 10 ar kişilik hucum hatlarıyla sadece karşılıklı 2 penaltı atışını gole çevirmişlerdir.
taktirden ziyade eleştiri, övgüden ziyade kınamanın yüksek sesle söylenip ön plana çıktığı toplumumuzda, beğenisini kibarca belirtip insanı yüreklendiren yazar. Kendisine de söylediğim gibi, bir cümlede yazan kadar okuyup anlayanların da payesi vardır bu nedenle yazarlığı kadar okuyuculuğu da taktir edilesidir. Nice entrylerde görüşmek üzere.
son üç maçını da 90 dakika canını dişine takarak oynamış ABD li oyuncuların su kaynatacağını düşündüğüm maçtır. iddaa oynayacak arkadaşlara ek bilgi olarak vermem gerekirse son avrupa şampiyonasına Türk Milli takımını ABD li kondisyonerler hazırlamış, her maçta 90+ larda gol atacak kadar götümüzü yırtar hale gelmiştik. çek cumhuriyetihırvatistanalmanya Ancak her maçta bir kaç sakat verdiğimiz için bir ara orta sahada kalecinin oynayacağı dialoglarına tanık olmuştur. Aynı akıbete bugün yarın ADB nin de uğrayacağını düşünüyorum. 2
PKK nın gerçekte hangi milletlerin maşası olduğunu bilinmiyormuşcasına, kürt halkının hakkını savunmak gibi bir misyonu olduğunu sanan, özde birleştirici ve etkili ama ayrıntıda maalesef boşa sarfedilmiş cümle.
an itibariyle dedikodular gerçeklik kazanmıştır. Her ne kadar insana "hay yapacağınız işi..." dedirten bir gelişme olsa da yine de başarılı olması dileklerimizle.
insanlar üzerinde yarattığı etkilerden kurtulacağımızı düşünürsek, bitişiyle sevinç naraları atmak istediğim dizi. bütün kışı bihter gibi giyinen, behlül gibi bakınan dişi ve erkeklerle iç içe geçirdik. geçtiğimiz yol kenarlarındaki mağaza vitrinlerinde "bihter çizmesi gelmiştir", kuaför camlarında "behlül saçı 10 tl" yazılı kartonlara rastladık. internette, adnana, beşire ve evin diğer eşrafına görükmeden bihteri öpme amacı güden oyunlar oynadık. kitap evlerinde dolaşırken, ülkemin genç insanlarının rafta aşk ı memnu romanını görünce "aa görüyor musun daha dizi bitmeden kitabını çıkarmışlar, sonuna baksak mı? kikir kikir" dialoglarına dehşet içinde tanıklıklık ettik.
Şimdi bitiyor. Acı ama gerçek, bu akşam bazı yurdum insanları haftalardır ölen şehitlerden, kalkan cenazelerden daha fazla ağlayacak bihterin, kuvvetle muhtemel intiharına. Adnana inen felce kahrolacak. Beşirin ağzından çıkan cigerlerine ya da nihalin gelinlikle ortada kalışına ağıtlar yakacak. Acı ama gerçek, bu suni karakterler, yazılmış hayatlar her zaman daha fazla önemsenecek yaşanan hayatlardan.