Yıldız teknik üniversitesi'ne adını veren , 100 yıllık okul geleneğinin başlıca figürlerinden yıldız kampüsünün , yıldız sarayına eklemlenmesi gerekçesiyle boşaltılması durumudur. öğrenciler sosyal medyada ve kampüste protestolara başladı.
cumhuriyet devrimlerini destekliyorum ancak sanılanın aksine cumhuriyet döneminde kadının rolü , eğitimli , kültürlü bir birey olmak ve bununla beraber kültürlü türk gençliğini yetiştirmekti. özellikle feminist kaynaklara baktığımızda , kadına tepeden inme hakların verildiğini , ancak genel itibariyle belirli bir alana sıkıştırıldığını görüyoruz. cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmak istenen bir feminist parti teklifi de ''kibarca'' reddediilmiştir.
Geçmişi 1950 yıllarına dayanan , Anadolu'dan gelen ve Kartal civarında fabrikalarda çalışan işçiler tarafından kurulan Maltepe ilçesine bağlı mahalledir.Uzun yıllar varoş olarak tabir edilmiş , kamu hizmetlerinden mahrum bırakılmıştır. Dolayısıyla mahalle pek çok siyasi oluşuma da ev sahipliği yapar. Kısa süre önce Gülsuyu- Gülensu bölgesi imar projesi iBB meclisinden geçmiş , kentsel dönüşüm çalışmaları başlamıştır. Sonucu ne olacak göreceğiz.
Yeter artık dursun dediğim kar yağışı. Tamam ben de seviyorum kar filan. Evinde oturup işi gücü evde halledenler için sorun yok. Benim son dört günüm rezil oldu. Eve gitmek saatlerimi alıyor. Her sabah kar yağdığını görünce "hassiktir" diyorum. Her sabah daha güçlü bir "hassiktir"..
ideal saç şampuanlama sayısı ikidir. ayrıca her sabah saç yıkanmamalıdır. saçı besleyen ve canlı tutan en önemli şeylerden bir tanesi saç yağıdır. saç yağ üretmeye devam ettiği sürece canlılığını sürdürür. ancak her gün saç yıkandığında , saç hücreleri ürettikleri yağ anında yok olduğu için daha fazla yağ üretmez. bu da saç dökülmesiyle sonuçlanır. ideal saç yıkama iki günde bir ve birer defa şampuan , banyoda iki defa şampuan kullanmak suretiyle haftada üçtür.
türk tiyatrosunun dümbüllü'den sonraki kavuklusudur. ölümü üzerinden yapılan şakalar bile iğrenç. bu adamın her bakışında gözümüzde bir film bir oyun canlanır. hatıralar canlanır. bu adamı böyle anan beş para etmez insanları yarın başkaları nasıl anar kim bilir.
neden ayrıldığınıza göre değişebilen durumdur. bazı işler öyle ''tarihi geçmiş ilişki yeaaa'' filan gibi basit olmuyor. çıkma durumundan ziyade bir aşk durumu varsa , taraflar yaptıkları hatalardan ders almışlarsa devam edebilir. çok da güzel olur.
ulan görmek zorunda mıyım ben senin cinsiyetçiliğini. ulan görmek zorunda mıyım ben senin bıyığını. ulan görmek zorundayım ben senin gömleğini. hiç kimse hiç bir şeyi çok nadir örnekler hariç görmek zorunda kalmaz. görmek durumunda kalır. sen belli ki merak edip okumuşun hikayeyi sonuna kadar. katlanacaksın. ben sana nasıl katlanıyorsam...
düşünüyorum. aklımın ermeye başladığı ilk yılları. dertlerimizi tasalarımızı. ekonomik krizler olurdu , ecevit'e yazar kasa fırlatılırdı. kardak'ta bayrak savaşları verilirdi. en büyük derdimizdi bunlar. şimdi bakıyorum , sanki dünyanın sonu gelmiş gibi. kıyamet kopuyor gibi. bombalar patlıyor , başlar kesiliyor , masumlar yakılıyor. güzel olan hiçbir şeyi artık hatırlamıyoruz bile. sanki hiç yaşanmamış gibi. insanlar el ele vermiş , insanlığın sonunu getirmeye çalışıyor gibi. bir filmin son sahneleri gibi. sevindiğimiz , başımızı yastığa belki aç ama korkusuz koyduğumuz güzel günler , mahallenin muhtarları , yedi numara , eskidendi.
videodakiler türk askeri midir isid figüranı mıdır bilemiyorum. Ama izlediğim görüntülerde iki insan yanarak ölüyor. Ağır prodüksiyon var. Planlar filan baya uğraşılmış. Ama bu oradakilerin gerçekten öldüğü sonucunu değiştirmiyor malesef. Velev ki video sahte bile olsa , bu caniliğin filmini dahi çekenlerin o toprak başlarına geçmeli. Yarım saattir adamın ölürken söylediği sözler dönüyor kafamın içinde.
öyküler, hep uzaklarda geçer. uzun kırsallarda , küçük şehir bürokrasisini çok güzel resmeder. kasaba memurları , yoksul esnaf , göbekli toprak ağaları ve onların dünyalar güzelli genç kızları.
1970'lerde ortaya çıkmış , politik hedefleri desteklemek adına para toplamak ve harcamak için siyasal partilerden bağımsız olarak, bir çıkar grubu tarafından oluşturulmuş örgütlerdir.
kaynaklarının çok büyük bir kısmını kendi çıkarlarını destekleyecek adaylara yönlendirirler. bugün itibariyle abd'de sayıları 4.000'in üzerindedir.
eğer kalburüstü bir üniversitede okuyorsanız dersler inanılmaz zordur. okulu uzatmanız durumunda çevrenizdekiler sizi hayatı boyunca tek bir grafik çizmemiş açıköğretim iktisat mezunu kuzeninizle kıyaslar. yerin dibine sokulursunuz. ancak bölümün sözel dersleri baya zevklidir.
1820'de fidelio operasının temsilini yönetmek istemiş , temsilin henüz ilk dakikalarında sağırlığı yüzünden çuvallamıştır. birinci perdenin sonunda salon müdürü beethoven'e "rica ederim devam etmeyin" yazılı bir not gönderir. beethoven'ın gözyaşları içinde mekanı terk ettiği söylenir.
üç yıl sonra dokuzuncu senfoni ile eşe dosta sağlam ayar vermiştir o ayrı.
muazzam bir tarkovsky filmi. film çekildikten sonra kaset yanmış , filmi ikinci kez çekmek zorunda kalınmıştır. bir rivayete göre film içine sinmediği için kaseti bizzat tarkovsky yakmış ve yapım şirketini yeniden çekmeye mecbur bırakmıştır.
edebiyat kariyerinin zirvesindeyken bile doktorluk yapmaya devam etmiştir. hatta bir sözünde ''tıp nikahlı eşim , edebiyat metresimdir. Birinden sıkıldığımda geceyi diğeriyle geçiririm'' der.
Vladimir ve Estragon her gün aynı ağacın altında Godot'yu bekler. Dün nerede uyuduklarını bile hatırlamazlar , tek hatırladıkları Godot'yu bekledikleridir. Gelmeyeceğini akıllarına bile getirmezler. Çünkü Godot onlara bir söz vermiştir.
--spoiler--
1.Dünya Savaşı'nın sonunda Harlem'in , fakir ama kültürel açıdan canlı bir Afroamerikan topluluğuna ev sahipliği yapması sonucu ortaya çıkmıştır. Şiirle müziğin devamlı iç içe olduğu bu dönem , caz müziği de oldukça geliştirmiştir. Çoğunlukla edebiyat temelli devam eden bu değişim , Palmer Hayden gibi pek çok isim sayesinde resimde de önemli eserler vermiştir. Maalesef ekonomik kriz Harlem bölgesini çok büyük etkilemiş ve bu 10 yıllık devrin sonunu getirmiştir.
(bkz: 1929 ekonomik krizi)