Bu yıl tiyatro festivali kapsamında Maslak Uniq istanbul sahnesinde izlediğim muhteşem tiyatro oyunu. Oyunculuklar absürd oyunculuğun dersi niteliğindeydi. Kurgu çok sadeydi ve "bu oyun böyle oynanırsa güzel olur" dedirtti. Yaklaşık 900 kişi Godot' yu merakla ve keyifle bekledik. Şahika Tekand ve oyuncuları bu eşsiz performanstan dolayı kutluyor ve Godot'yu beklemenizi tavsiye ediyorum.
Dün akşam Üsküdar Tekel Sahnesi' nde prömiyerini izlediğim sözüm ona festival oyunu. En edepli ve kısa haliyle söyleyeceğim. Sizin festivalde yer işgal etmeye ve insanların 2 saatini çalmaya ne hakkınız var? Böyle bir oyuna festivalde yer veren kişiyi kınıyorum. Bir çift laf da dramaturg, yönetmen ve oyunculara... Bir yıl festivali bekleyen seyirci karşısına böyle bir oyunla çıkmak büyük saygısızlık...
Shakespeare' in bu sezon moda sahnesinde Kemal Aydoğan yönetiminde sergilenen oyunu. iyi bir reji ve oyunculukla seyirciyi içinde tutan oyun, izleyicilere keyifli vakit geçirtiyor. Başrol oyuncularının yanında yardımcı oyuncuların oyun için konsantrasyonları ve oyunculukları izlemeye değer. Bilet bulabilirseniz kaçırmayın.
Wolfram lotz' un yazdığı, Nurkan Erpulat' ın yönettiği, Bakırköy Belediye Tiyatrosunda ve Kadıköy Moda Sahnesinde üç kez izlediğim ve en az üç kez daha izleyeceğim, dili Türkçe olmasa kendinizi Berlin' de bir oyun izliyormuş gibi hissedeceğiniz mükemmel tiyatro oyunu. Analize girmeyeceğim, merak edin ve gidin...
Daha bilinçli, ucuzluklara izin vermeyen, sırf yakışıklı ya da güzel olduğu için oyuncuya prim vermeyen seyirci kitlesi oluşursa türk sineması gelişir.
Daha önce kocasının metresine akşam yemeği hazırlayıp çay servisi yapan kadındır. intikam için en az 10 erkekle birlikte olup sonrasında en cevval olanını kocasının karşısına çıkararak kendince intikamını almıştır.
Söylemeyi değil, dinlemeyi bilen insandır. iyi anlaşmak suçmuş gibi bir çok iletişim yoksunu insan tarafından hor görülür, art niyetli olduğu düşünülür. Adam öyle pozitif yaklaşımdadır ki eleştirenler de zamanla pes edip kendilerini onun yanında bulurlar.
Tanımadığınız, karakteri sizinkinden çok farklı olan birisiyle kesinlikle çıkmayın. Kirası çok olan biyere çıkmayın, görünmeyen masraflarda çıkınca hesap şaşabilir. En kötü odayı alın ki misafir geldiğinde sizin oda dağılmasın, okula yakın yerde ev tutun. Şimdiden iyi eğlenceler.
Bir üniversiteliye yakışmayan tarzda sert bir söylem. Üniversite demek hayatının birçok yerinde kullanmayacağın derslerde bilmem kaçtane net yapmak değildir. Üniversiteli olmak hayata başka ve daha geniş bir açıdan bakmak demektir. Düşünce özgürlüğünüz başka bir kişinin eğitim hakkını kısıtladığı zaman üniversitede olsanız dahi biter.
Üzerine bolca şeker dökmeden tadı birşeye benzemeyen, azıcık durdumu yufkası hemen sertleşen ve bayatlayan, börekçilerde tahta bir mastarla boyuna kesilip dilimlenen börek çeşididir.
Telsim, gece 24 ten sonra telefonla konuşmak bedava kampanyası yaptığında, kampanyadan faydalanmak için sevgililerin yarışa girdiği ve sabah olunca birbirlerine konuşma sürelerine göstermek suretiyle nispet yaptıkları eziklik hali.
Raiden karakteriyle ağzını burnunu kırdığım, her seferinde "finish him" yaparak madara ettiğim, sözüm ona buz kullanan mortal kombat oyununun lüzumsuz karakteridir.
"içkiyi bırakmanın zamanı geldi." Şeklinde bir iç sesle başlayıp; kahvaltı sırasında "sen daha iyilerine layıksın, arkadaş kalalım." şeklinde bir klişeyle son verilmeye çalışılan içler acısı durumdur.
Dün akşam izlediğim Haydar Zorlu' nun oynadığı tek kişilik tiyatro oyunu. Oyun almanca ve türkçe karışımı sergileniyor. Almanca bilmediğim halde almanca kısımlarını daha çok beğendim. Türkçe bölümlerin çoğunu başarısız buldum. Eseri anlatmaktan çok uzak bir konuşma dili vardı. Diksiyon o kadar problemliydi ki oyunun ne anlatmaya çalıştığını kitabı okumamış olsam anlamazdım. Oyunun repliğinin yarısı oyuncu çok sessiz ya da sahneye arkası dönük oynadığı için kaçıyor, diğer yarısı da noktalama işaretleri kullanmadan bir müzikal dil oluşsun çabasıyla yarım yamalak anlaşılıyor. Oyuncunun yıllardır bu oyunu oynadığı çok belli ama ara sıra çıkan koro çok acemi ve özensiz duruyor. Şeytan, anlatıcı ve faust arasındaki oyunculuk geçişleri ışık farklılıkları olmasa anlaşılmıyor, onlar da ara ara yanlış girince seyirci oyuna girmekte zorlanıyor. Oyunun konusuna adapte olamayan bir seyirciye yabancılaştırma efekti de seyirciyi oyundan iyice soğutuyor. Oyunun ortasında bir yerde oyunun kesilip verilen ilber ortaylı' nın reklam kokan görüşleri seyirciyi ne kadar ilgilendiriyor düşünmek lazım. Şeytan ve faust' un kitapta ilgi uyandıran bölümleri yeterince iyi vurgulanmamış, ya da sahnelenmemiş. Faust' u merak ediyorsanız bence iyi bir çevirisinden kitabı okuyun ya da almanca öğrenip almanca temsilini izleyin, zira sahneye vücut formlarıyla yakışan bu oyuncunun almanca performansının çok daha iyi olacağı inancındayım.