Ailelerin alışveriş kılavuzu olmaya aday site.
En ucuz, kaliteli, sağlıklı, sosyal, çeşitli, pratik olan ve olmayan, yorumlar, kampanyalar, etkinlikler, duyurular bu sitede.
sözlük formatında yorum sitesi. ebeveynler kullandıkları ürünler hakkında tecrübelerini yazıyorlar. faydalı bir site olmuş.
Dikili ilçesi'nde, 10 tona kadar şebeke suyunu halka ücretsiz veren ve bu yüzden yargılanan Belediye Başkanı CHP'li Osman Özgüven, suya 'zam' yaptı. Özgüven başkanlığındaki belediye meclisi, 10 ton su için halktan 1 kuruş ücret alacak.
"tuncelili avukat hüseyin aygün'ün kaleme aldığı, üzerinden 71 yıl geçtikten sonra ilk kez ortaya çıkan belgelere dayanılarak yazılan "dersim 1938 ve zorunlu iskan" adlı kitap, modern türkiye tarihinin en kara sayfalarından biri olan 1938 dersim sürgünlerine ilişkin önemli bilgiler içeriyor."
"sayın .....
size sabah-atv'de hala devam eden grevden duyduğum rahatsızlığı dile getirmek için yazıyorum. anayasal haklarını kullanan gazetecileri işlerinden atmanızı, sendikadan ayrılmak için "ikna" etmenizi ve çalışanların toplu iş sözleşmesi hakkına saygı göstermemiş olmanızı şiddetle protesto ediyorum.
sizden acil olarak işyerinizde yetkili sendika olan tgs'yi görüşmeye çağırmanızı, grevcilerin taleplerini kabul etmenizi ve bu grevi sona erdirmenizi istiyorum. ayrıca, işyerinizde sendikalaşma sürecinin başlangıcından beri yürüttüğünüz hukuksuzlukları sona erdirmenizi ve yasalara saygılı davranmanızı talep ediyorum.
artık insan haklarının sadece kağıt üzerinde kalmadığı ve uygulandığı bir ülkede yaşamak istiyorum ve bu yüzden de grev süresince turkuvaz grubuna ait hiç bir yayını okumayacağımı ve tv kanalını izlemeyeceğimi bilmenizi istiyorum.
isim-soyad
meslek
şehir"
-YARIŞMASIZDIR
-BiLETSiZ ÜCRETSiZDiR
-SENDiKALAR ve DEMOKRATK KiTLE ÖRGÜTLERi TARAFINDAN GERÇEKLEŞTiRiLMEKTEDiR
-AYNI ANDA 3 ilde birden başlayan ve süren tek ve ilk festivaldir.
Üç il için de (istanbul, ankara ve izmir) gösterim çizelgesi açıklanmıştır.
17 yaşında kafası kesilerek öldürülmüş bir kız çocuğunun katilini yakalayacağına "ailesi takip etseymiş" diyen kendi ahlakının bekçisi olan emniyet müdürü istemiyoruz.
adli gerekçe ile götürülünen emniyet müdürlüklerinde boynundan vurularak öldürülen festus okey'lerin olmasını engelleyeceğine, "yanlışlıkla olmuş" diyen emniyet müdürü istemiyoruz.
herhangi bir sebeple gözaltına alınanlara işkence uygulanmasını destekleyen, uygulayanları koruyan, kollayan emniyet müdürü istemiyoruz.
sinagog saldırılarıyla ilgilenmek için maç keyfini yarıda bırakmayan emniyet müdürü istemiyoruz.
"benim emrimdeki kişi kanunsuz dahi olsa emirlerimi yerine getirmek zorundadır." diyen emniyet müdürü istemiyoruz.
en doğal hakları olan protesto hakkını kullanan gençleri linç etmeye kalkanlar için " vatandaşlarımız çok güzel bir tepki gösterdi." diyen emniyet müdürü istemiyoruz.
lokantada ücret ödemeden yemek yemek isteyip, itiraz edilince esnafı döven polis memurlarını var eden, koruyan, kollayan emniyet müdürü istemiyoruz.
1 mayıs'larda halka terör uygulayan, şehri savaş alanına çeviren emniyet müdürü istemiyoruz.
istifa etmesi için yüzlerce neden sayabileceğimiz emniyet müdürü istemiyoruz.
senin işsizlik rakamalarından ya da insanların kaç paraya çalıştıklarından haberin yok galiba.
asgari ücret: 527 tl (net) Bu ücretin içinde sigorta da olması lazım, ama çoğu işyeri bunu vermiyor.
bu ücrete iş bulamayan işçi sayıda (bak bu resmi rakam) : 2.6 milyonu aştı http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/446403.asp
eğer 2.6 milyon devrimci olsaydı merak etme çoktan devrim olmuştu.
başbakan da istese tatil olmasını fark etmez, işçiler yıllarca bunun için mücadele etti. tatil olsun sen de bavulunu topla 3 gün tatiline git.
korkulacak bir durum değildir. 9 gün küçükbaş ve büyükbaş hayvanların katledildiği (adına da bayram diyorlar) bir ülkede işçiler için 1 gün resmi tatil olması gayet normal bir hak. avrupa birliğine gireceğiz diye kıçımızı yırtarız ama onların sosyal haklarından bir nebze örnek almayız. işimize gelince doğulu işimize gelince batılı oluruz. yok öyle yağma!
italya'da resmi tatil 14 gün, 1 mayıs'da resmi tatilin içinde. üstelik orda da hafta sonu tatil. bir de italya'da öğle tatili 3 saat.merak edenler için italya'daki resmi tatil günleri. bilgi olsun.
Türkiye tarımının şirketleştirilmesi karşısında çiftçiler/köylüler örgütlenerek ürün bazında sendikalarını kurmaya başlamışlar, ortak sorunlarının çözümünde birlikte hareket edebilmek için platform oluşturmuşlardı. Çiftçiler 21 Mayıs 2008 tarihinde bir adım daha atarak Çiftçi Sendikaları Konfederasyonunu ( Çiftçi Sen) kurdular. Çiftçi Sen, Cumhuriyet tarihinde bir ilkti.
Şimdi bu ilki kapatmak istiyorlar. işçiyi bitirdiler, sıra çiftçide.
"Çiftçi-Sen'in kapatılması için açılan davanın bugünkü duruşmasında karar çıktı.
Ankara 8. iş Mahkemesi'nde görülen davanın bugün yapılan duruşmasında Çiftçi-Sen'in kapatılmasına karar verildi.
Duruşmaya davalı Çiftçi-Sen vekili olarak Avukat Emre Baturay Altınok ve Çiftçi-Sen Başkanı Abdullah Aysu ile diğer sendika yöneticileri katıldılar.
Avukat Altınok, uluslararası düzenlemelerde kabul edilen bir konuda devletin pozitif yükümlülüğünü yerine getirmeyerek düzenleme yapmamış olmasının yaşanan mağduriyetin nedeni olduğunu ifade etti. Çiftçi-Sen kararı temyiz edecek."
"israil ordusunun Gazze'ye düzenlediği saldırılar için yedek askerleri de çağırmasının ardından, silah altına alınmak istenen bir yedek asker "Filistinli sivillerin öldürülmesini" protesto ederek, savaşmayı reddetti.
Haaretz Gazetesi'nin internet sitesindeki habere göre, operasyona katılmadığı gerekçesiyle söz konusu yedek asker, 14 gün hapis cezasına çarptırıldı. Askerin operasyonun başladığından bu yana, emirlere karşı çıkan ilk kişi olduğu ifade ediliyor."
"bu katliamı izleyecek miyiz uzaktan yoksa yapabileceklerimizi hayata mı geçireceğiz... bir film gibi izleyeceğimiz her dakika, filistinli kardeşlerimiziden bir tanesi daha aramızdan israil bomba ve füzeleriyle alınıyor..."
"http://www.savsat.Com projesi olan Şavşat Türküleri (Meskhetian Songs) Albümü, 2006 yılında başlayıp ve iki sene süren bir çalışmanın ürünü. 12 adet şarkı içeren Albüm 1970'li yılların ikinci yarısında Şavşat Halkevi'nde yapılan derlemeleri temel alarak işlendi."
Albümde Yeralan Eserler
1. GÜNEŞ VURDU DAĞLARA
Söz - Müzik: Anonim
Derleyen: Ziya Aytekin
"işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan Philips Türkiye işçileri mücadelelerine destek bekliyor.
Philips yöneticilerine göndereceğiniz e-postalarla direnişe destek olabilirsiniz.
Philips Group, Gebze Organize Sanayi Bölgesinde yer alan Philips Türkiye fabrikasını 31 Aralık 2008 tarihinde kapatmaya hazırlanıyor. işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan Philips işçileri ise yaptıkları eylemlerle kapatma kararına karşı direniyor.
Kapatma kararının alındığı günden bu yana "Philips Kapatılamaz" sloganıyla eylemler ve yürüyüşler gerçekleştiren Birleşik Metal-iş Sendikası’na üye 150 Philips işçisi mücadelelerine destek bekliyor.
Aşağıda bulunan mektubu iletişim bilgileri kısmını doldurarak Philips Group Yönetim Kurulu üyelerine göndererek Philips işçileriyle dayanışma içinde olduğunuzu gösterebilirsiniz.
"Bizler işleri için mücadele eden Türk Philips işçilerinin mücadelesini sonuna kadar desteklediğimizi açıklarız.
Philips Türkiye fabrikası müşteri memnuniyeti, kalite, verimlilik ve karlılık açısından dünyada ön sıralarda olan Philips Group işyerlerinden biridir.Birleşik Metal-iş Sendikasından Philips'in Gebze'deki fabrikayı kapatacağı bilgisini aldık. Ancak gerek tedarikçilerinizden gelen bilgi gerekse sizin gazetelere yaptığınız açıklamalar Türkiye'de üretime farklı yollarla devam edeceğinizi göstermektedir(taşeronlar yoluyla)
Bizim açımızdan fabrikayı kapatma ve 150 işçiyi işinden etme çabanız kabul edilemez.
Sizlere 24 milyon Euoluk üretim hacmini Philips işçileri sayesinde elde ettiğinizi hatırlatmak isteriz. Ve bugün emek maliyetlerini düşürmek amacıyla onlardan kurtulmak istemeniz sendikasızlaştırma çabasıdır. Bu durum Philips Grup'un güvenilirliğini zedeleyecek ve bizlerin tüketim tercihlerini de etkileyecektir.
Phlips Grubu'u kınıyor ve sizleri acilen Türkiye'deki kapatma kararından vazgeçmeye çağırıyoruz.
"bütün dünya ekonomik krizle sarsılırken, türkiye son 1 yıldır zamlar, işten çıkartmalar ve ekonomik durgunlukla yüz yüzeyken başını kuma gömerek krizden saklanabileceğini düşünen akp hükümeti bir kez daha yanıldı. hükümet şimdi imf ile stand by anlaşması yaparak bu yanılgısının üzerine mum dikmek istemektedir. bugüne kadar iki yanlıştan bir doğru etmeyeceğini anlamayan hükümet, ekonomik krizi, toplumsal bir trajediye dönüştürmek üzeredir.
uluslararası krizin patlak vermesinin hemen ardından ilk icraatı, sermaye hareketleri üzerindeki vergileri indirmek olan akp'nin basına sızan yeni kriz paketi de ne yazık ki sadece “sermaye kesimlerini hoş tutmayı amaçlamaktadır. üstelik bunun bedelini de emekçilere ödetmek istemektedir.
hükümetin reçetesi, işten çıkarılmış yurttaşlarımızın ve ailelerinin yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamak için oluşturulmuş işsizlik fonu'nun yağmalanması, yurt dışındaki kaynağı belirsiz kara paraların aklanması, 2b orman arazilerinin haraç mezat satılması ve bankaların risklerinin üstlenilmesini kapsamaktadır. işçilerin alın terine, kara paraya, orman alanlarının satışına dayalı bir ekonomik programın hakkaniyeti, inandırıcılığı ve uygulanabilirliği yoktur.
aylardan beri, krizde temel önceliğin emekçi ve yoksul kesimlerin korunması olması gerektiğini dile getiriyoruz. zamların geri alınması, işten çıkartmaların yasaklanması, gerçek gelire dayalı adil bir vergi sisteminin kurulması, kayıt dışı ve yasadışı ekonomik faaliyetlerin önlenmesi, yolsuzlukların önün geçilmesi, iç ve dış borçların yeniden düzenlenmesi, kamu hizmetlerinin ücretsiz olması ve yoksul kesimlere doğrudan gelir desteği sağlanması gibi tedbirlerin alınması ekonomik krizin toplumsal bir trajediye dönüşmesinin engellenmesini sağlayacaktır. bu ekonomik tedbirlerin uygulanabilir olması ve toplumsal destek kazanabilmesi için bir demokratikleşme ve barış programıyla bütünlüklü olarak hayata geçirilmelidir.
aylardır türkiye’nin tüm illerinde işyerlerinde ve alanlarda dile getirdiğimiz bu taleplerimizi tüm toplumsal kesimlerle birlikte yan yana haykırabilmek için 29 kasım'da ankara' da buluşacağız. bu çağrımıza bugüne kadar destek veren başta aydın ve sanatçılarımız olmak üzere meslek odalarına, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine ve siyasi partilere çok teşekkür ederiz. 29 kasım'da yapacağımız eylem, emekçileri ve yoksulları görmezden gelen akp hükümetine ilk ihtarımız olacaktır. bu ihtarımızın gereği yapılmadığı takdirde, eylemlerimiz büyüyerek artacaktır.
tüm halkımız geleceklerine sahip çıkmaya ve eylemlerimize destek olmaya çağırıyoruz"
"Sendikaya üye oldukları için işten atılan Yörsan işçilerinin 5 Aralık 2007'den beri sürdürdüğü direniş ve hak arama mücadelesi kazanımla sonuçlandı.
Mahkemenin işvereni haksız bularak 384 işçinin işe iadesini isteyen kararı kesinleşti. Sendikanın halen devam eden yetki davasının da Tekgıda iş Sendikası lehine sonuçlanması bekleniyor.
Sendikanın yetki davası halen sonuçlanmadı
Yetki davası ise halen sürmeye davam ediyor. Kesinleşen bu karardan sonra 16 Aralık 2008 deki yetki davasının da Tekgıda iş Sendikası'nın mahkemeye sunduğu deliler ve belgeler doğrultusunda lehlerine sonuçlanması bekleniyor.
işveren 22 Kasım 2008 tarihi itibari ile işten attığı tüm işçiler için adlarına Susurluk Ziraat bankasına 4 er aylık ücretlerini yatırdı. Direnişin 355.gününden itibaren (24 Kasım Pazartesi) sendika avukatlarının ve yetkililerin yasal prosedürü uygulayarak mahkeme kararını alıp bu kararla birlikte işe iade için girişimlerde bulunacak.
Bu girişimden sonra işveren yasal süre içinde ya işçileri geri alacak yada yukarıda belirttiğimiz mahkeme kararlarını uygulayarak tazminatlarını ödeyecek.
Yörsan direnişi, ne olmuştu?
Yörsan da çalışan kayıtlı 384 işçinin 226 sının Tek Gıda iş Sendikasına üye olması ve sendikanın yetki için çalışma bakanlığına başvurmasıyla başlayan süreçte işveren türlü oyunlar ve siyasi müdahaleler yaparak Tekgıda iş Sendikası 'nın yetki almasını engellemiş, sendikaya üye oldukları ve üye olanları ihbar etmedikleri için çalışanları hukuk dışı bir yöntemle işten çıkarmıştı. Yörsan işçisi bu durumu protesto etmek ve işe dönmek için 5 Aralık 2007 tarihinde fabrika önünde direniş başlatmıştı.
Çalışma bakanlığı SSK da kayıtlı olan bilgiler ile Maliye Bakanlığının bilgileri doğrultusunda yetki vermek yerine dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir şey yaparak kendi kayıtlarına değil işverenin bilgisine başvurmuş, adeta işçileri işverene ihbar etmişti. Bunun üzerine Tek Gıda iş Sendikası konuyu yargıya taşımıştı. Yürütülen soruşturma denetim ve nihayet her türlü olumsuz girişime rağmen mahkeme kararıyla sonuçlanan davada Yörsan haksız bulunarak 384 işçinin işe iade kararı çıkmıştı.
Susurluk Sulh Hukuk Mahkemesinde sonuçlanan davada Mahkeme, isçilerin ise iadesine karar vermişti. Karara göre; işveren işe aldığı takdirde 4 ay maaş verecek, eğer ise almamakta diretirse isçilerin kıdemine göre 4 ay artı fazladan 14 aydan başlayarak ödeme yapacak. Bu karar bugüne kadar verilen benzeri kararların en iyisi özelliğini de taşıyor. Daha önceki benzeri kararlarda ise iade davasını kazandığı halde ise alınmayan her isçiye kıdemler hariç 4+ 12 ay ödeme hükmü veriliyordu. Bu kararda kıdeme göre artan oranlı ödeme hükmü verildi. 1–5 yıl arası çalışmış isçiye 4+14 aylık, 5-10 yıl arası çalışmış isçiye 4+16aylik, 10-15 yıl çalışmış isçiye 4+18 aylık, 15 yıldan daha fazla çalışmış isçiye ise 4+20 yıl aylık tutarında işveren tarafından ücret ödeme hükmünü verdi.
Haklılıkları mahkeme karı ile kanıtlanan ve işverenin mahkeme sonucunu temyize göndermesi ile devam eden süreçte sürdürdükleri hak arama mücadelesinin 352.gününde ilgili mahkemenin kesinleşen işe iade davasının gerekçeli kararının Susurluk'a ulaşmasıyla birlikte kesinleşen işe iade davası zaferle sonuçlandı."
yine yeniden berbat bir polis dizisi. espirileri çok kötü, bir de nerden çıktıysa polis dizilerini sitkom kıvamı onu da sormak istiyorum. adanalı dizisindeki sitkom kıvamı gece gündüz dizisinde de deneniyor ama her ikisinde de çok başarısız. dizi bu tabiki de gerçek hayata benzemeyecek ama bu kadar espirili türk polisi de var mı diye geçiyor aklımdan. varsa da bize neden hiç rastlamadı?
genelde her türk vatandaşı bilir, tanır polisi.
polisi komedyen (kötü komedyen) misali sunum baydı. biraz amerikan dizilerindeki polisiye dizileri izlesin de yönetmen ve yapımcılar örnek alsın derim. iyi polis, polisiye dizisi nasıl olur diye.
güzel bişey sabahtan aksama kadar sevismek sevismek sevismek.
ama bu düşünmekle ya da yazarak olmuyor üzgünüm. yaşayıp görmek lazım.
sevişmek cezalandırmak için, hakaret etmek için değil güzel bişeyler yaşamak içindir.
keşke bütün dünya sevişse de savaşlar olmasa.,
bu arada tecavüz, taciz, hakaret demedim, sevişmek dedim.