muallaya karşı üst üste yaşadığım mahcubiyetler sonucu kendimi çok kötü hissediyordum. elime kadın eli değmemişken üst üste gelen taciz olayları sonucu onun gözünde seks manyağı bir sapığa dönüşmüştüm. kara kara düşünüyordum kendimi nasıl aklarım diye. bi bilse aslında 28 yaşına kadar kimseyle birlikte olmadığımı, bi bilse gönlümün ondan başkasına karşı görme bozukluğu çektiğini, ah bi bilse.
yaşanılan 2 olayda da gerçekten hiç kabahatim yoktu. (#20265969) (#20299269) en büyük mal varlığım olan namusumu korumuştum ben ama cenabet giden şansım yüzünden adım sapığa çıkmış, muallanın gözünde ırz düşmanı olmuştum.
tüm bu durumu nasıl kurtarırım diye parkta oturmuş düşünürken çocukluk arkadaşım muhittin ile karşılaştım. muhittin cabbar bi çocuktu ve kıvrak bir zekaya sahipti hemen anladı ters giden bir şeyler olduğunu.
+anlat olum bişiyler olmuş işte.
-sorma muhittin biliyosun ben evlenmeden cinsel sekse karşıyım ama önce sevdiğim kızın önünde sonra da annesinin önünde taciz ettiler beni. üstelik suçlu da ben oldum. napıcam da kendimi aklayacam onu düşünüyorum.
+olum sen siftahsızsın, ya evlendiğinde beceremezsen?
-beceririm ya bir sürü porno film izledim ben.
+bu böyle olmaz hadi kalk mektebe götüreyim seni.
-olum ne okulu mektebi? liseyi bitireli 10 sene oldu napacam mektebe gidip.
+yüksek ihtisas yaptıracam sana kalk hadi gidiyoz.
muhittinin mektep dediği genelevmiş meğersem ne biliyim. beni bi korku aldı ama muhittinin zoruyla girdik sokağa. 8-10 kadar ev var ve her evin önünde bir sürü erkek. pembe ışıkların aydınlattığı bi evin kapısına yanaştık içerden orta yaşlı bi teyze bana seslendi.
+kocacım gel hadi uçurayım seni.
-yok teyze ben bakirim ve evlenmeden böyle şeylere karşıyım.
+ananı mı aramaya geldin lan o zaman buraya? siktir git evinde 31 çek. bi de teyze diyo utanmadan.
çevremizdeki tüm erkekler kahkahalarla gülmeye başlamıştı. muhittin koluma girip kalabalığın içinden beni çekti.
+ulan gerizekalımısın sen? burdaki kadınlara abla diye teyze diye yada yenge diye hitap edilir mi hiç.
-edilmez mi? saygıdan demiştim ben.
+sen karıyı siktikten sonra ellerinden öper başına koyarsın demekki?
-benden büyükse saygıdan dolayı...
+sus lan sus. olum bak burası başka bi dünya. az önceki teyze dediğin kadına bile kadının gibi davranmak zorundasın.
-neden?
+burdaki kadınlar annenin altın gününden arkadaşları değil, bunlar esnaf kadın anladın mı?
-anlamadım?
+boşver anlama. sen sadece kadınlara teyze abla yenge deme tamam mı.
-tamam bunu anladım.
muhittin sanırım bir hayli akıllı çocuktu, bana yeni şeyler öğretiyordu. bi başka evin kapısına doğru sürükledi beni. tam kadınlara bakacaktık ki kapı açıldı ve evin içinden çıka çıka muallanın babası mestan amca çıktı. eyvah dedim korkudan.
şöyle bi baktı, kulağıma doğru eğildi;
+sağda solda karılara tacizde bulunacağına buraya gelmen daha mantıklı.
-benim o olaylarda günahım yok mestan amca
+kes lan herşeyi duydum ben. neyse beni görmedin burda.
dedi ve çekti gitti arkasına bakmadan. önce muallaya sonra annesine şimdide babasına rezil olmuştum. benim bakir düzgün birisi olduğuma asla inanmazlar artık.
geçtiğimiz günlerde apartman boşluğunda azgın bir kadın tarafından tacize uğrayıp namusuma leke gelmesi an meselesiyken çok hoşlandığım 18lik komşu kızı mualla tarafından basılmıştık. o gelince namusumu kurtarmıştım ama muallayı kaybetmiştim.
ben ki 28 yaşına kadar elime kadın eli değmemiş sadrazam, ben ki gönlünü muallaya kaptırmış bir garip saf aşık. şimdi muallayı nasıl ikna edecektim? neticede kafirden hacı komşu kızından bacı olmazdı, onu ikna etmem şarttı.
ağlak sulak gezinirken muallanın yolunu kesmeye ve ona gerçekleri anlatmaya karar verdim. apartmanın köşesinde soteye yatmışken 40 yaşlarında bir kadın elinde torbalarla ''bana yardım eder misin yakışıklı'' dedi. ben de tüm iyi niyetimle kabul ettim. başıma geleceklerden dolayı pişmiş tavuğa gıpta ile bakacağımı nereden bilebilirdim o an.
kadın önde ben elimde torbalarla arkasında merdivenleri tırmanırken gözümün önünde sallanan kalçalara ister istemez takılıyordu gözlerim. arada bir kendime böyle göz zinaları için izin veriyordum, heyecanlı oluyordu. yuvarlak geniş kalçalar çamaşır makinesi gibi bir sağa bir sola sallanıyordu karşımda. küçük sadrazam kıpırdandığında namusumla yaşadığım aklıma geldi ve bakmayı kestim. oysaki daha bıngıl bıngıl sallanan memelerini inceleyecektim, bu kadınla sevişmenin nasıl olacağını düşünecektim ama yapmamalıydım. ah muallayla evlensem ve sevişmeye başlasam ne güzel olurdu. kış uykusundan yenice uyanmış ayının açlığı gibi bir açlık vardı sevişmeye karşı içimde. her neyse bu da ayrı bir dert zaten.
kapıdan içeri girdik. kadın bana ''sen torbaları mutfağa bırak ben üzerime rahat bişiyler giyip geliyorum'' dedi. rahat bişiyler sözünden de kıllanmadım. ne biliyim bakir birisiyim aklım ermezki böyle şeylere.
2 dakika geçti geçmedi kadın kapıda belirdi. üstünde uzun bir gömlek vardı ve altında bişiy yoktu, bacakları gözüküyordu.
+nasıl buldun beni?
-ben sizi değil siz beni buldunuz.
+öyle değil geri zekalı. beğendin mi beni onu soruyorum.
-bakın ben bakirim, anlamam. gidiyim ben.
+bakir mi ahahaha. bakirliğini yirim senin gel bakayım buraya taze şey.
kadın beni duvara yasladı, eliyle küçük sadrazamı avuçlarken bir yandan da boynumu yalıyordu. yalvarıyordum ''yapma nolur bana hiçbir kadın dokunmadı daha'' diye ama dinlemiyordu. namusum elden gitmek üzereydi ve tek yapabileceğim namusumun arkasından el sallamaktı.
tam o sırada bir başka kadının çığlığı duyuldu. ikimiz de kafaları sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimizde bize şaşkın gözlerle bakan mualla nın annesi mübeccel teyzeyi gördük. beni taciz eden kadının aklı bafileşmekte olduğundan sokak kapısını kapamayı unutmuş ve o kapıdan içeriye mualla nın annesi mübeccel teyze girmişti. bendeki şansın amına koyim e mi.
*puuuhh ahlaksızlar utanmazlarrrr!
+benim günahım yok mübeccelcim, bu delikanlı torbalarımı taşımıştı içeri girer girmez üzerime atladı.
-ne atlaması ya havuz musun sen atlıyım sana. mübeccel teyze benim hiç günahım yok valla.
*suuus terbiyesiz. mualladan duymuştum geçen gün apartmanın girişinde bir başka kadına saldırmışsın!
-ya valla onda da günahım yok. benim elime kadın eli...
*sus dedim ahlaksız! burda günahın yok, orda günahın tabi ulemasın sen? polis çağıracam!
-ne polisi ya? hem siz nerden tanışıyosunuz?
+biz mübeccelle altın gününden arkadaşız.
-bende mualla...
*sus muallanın adını ağzına alma sakın. annen baban hatrına polisi çağırmıyorum defol sapık!
-ama valla benim elime...
*başlatma eline, defol dedim!
kovaladı mübeccel teyze beni. böyle şans olmaz olsun diye diye indim merdivenlerden. hayır cenabet de gezmiyorum ki nedir bu talihsizlik.
şimdi mübeccel adisi muallaya anlatacak bunları ve ben iyice sapık durumuna düşecem. oysaki ben namusunu iffetini nice azgın kadınlara karşı nefsi müdafaa yapmış, 28 yaşına kadar bakir kalmış birisiyim. allam nasıl düzeltecem ben bu rezil imajımı.
benim gibi 28 yaşına kadar bakirliğini muhafaza etmiş bir erkeğin başına gelen hadisedir.
bu hanım ablanın çok azgın olduğuna dair rivayetler dönüyordu zaten mahallede. hatta geceleri kocasıyla birbirlerini tutukluyorlarmış. kelepçe fantezisi yani.
son bikaç aydır mahalle bakkalında bir karşılaşma hasıl oldu. kapıdan geçerken memeleri sürtmeler falan derken ellemeler değdirmeler arttı.
ben ki bu yaşıma kadar iffetimi bakirliğimi böyle azgınlardan korumuşum, ben ki tutup çatır çatır sikmemişim bununla siftahımı başlatacaktım?
bi karar vermem lazımdı ve verdim. kadın eli değmemiş bakirliğimi muhafaza etmek için babamlara baskı yapıp mahalleden taşınmaya ikna etmiştim. nihayet yeni bir semtte oturuyorduk ki 1-2 hafta sonra bu kadınla apartmanımızda karşılaştık. bok var gibi misafirliğe gelmiş.
hatırlatayım diyerek küçük sadrazamı avuçlamaya kalktı. ben bile ona dokunmazken o okşuyordu, kendimi kirlenmiş lekelenmiş hissediyordum. okşamaları ve öpmeleri arttıkça yalvarıyordum ''yapma etme ben bakirim'' diye.
tam o sırada karşı komşumuzun 18lik çıtır kızı mualla apartmana girdi ve pişti olmuştuk işte. benim gönlüm mualla diye titrerken küçük sadrazam tacizci kadının elinde titremekteydi. manzaraya şahit olan mualla ağlayarak yanımızdan merdivenlere doğru koşup geçerken ''seni adam sanmıştım tımam mııı'' diyordu.
oysaki biraz lekelenmiştim ama bakirliğimi korumuştum kaçıp kurtuldum azgın abladan. namusumu, iffetimi kapsama alanı dışında bırakmamıştım. muallaya bunu anlatmaya çalıştıkça beni dinlemedi amk. tamda aşık olmak üzereydim ona ama o artık beni apartman boşluklarında azgın ablaları sikerten birisi olarak tanıyor.
ben bu yaşıma kadar ilk defa ve sadece bu muallayı sandala atıp ruhunda hicranını söyletmeyi düşünmüştüm ama mualla nın gözünde herkesin ruhunda hicranını söyletir durumdayım.
vaziyet kel yani. nasıl ikna edecem ulen muallayı.
kendi başlığını açmaya gelen ama maşşallah 3 yıl öncesinden gelişimi hissedenlerce başlığımın startının verildiği gören yazar. mutlu mesut ve sol taşağın hegamonyasında yazacak yazardır.
