bir ilginç el clasico daha... lige havlu atan, şampiyonlar liginde yoluna devam eden fakat çalkantılı bir süreçten geçerken takımın önemli bir parçasını, casillas'ı, kaybeden real madrid ile bildiğimiz barcelona karşı karşıya gelecek. yalnız şunu söylemeliyim ki; pep varken bu el clasico'nun tadı bambaşkaydı.
yemişim sneijder'i melo'yu muslera'yı... beykan'ı tam izleyemedik ama bu üç gencin de çok iyi topçular olacağı hissediliyor. hem genç hem yetenekli hem de üçü de yerli futbolcu. daha ne olsun? ha bir de: sow, meireles, volkan, yobo da boruydu.
ben 7. sınıftayken bizim okula konferans için gelmişti. bize bir yetişkinmişiz gibi, bir arkadaşıymışız gibi bir şeyler anlatarak deprem bilinci aşılamaya çalışmıştı. çok hoşuma gitmişti. allah rahmet eylesin.
çok öncelere ait bir söylem. kürt açılımı tartışmaları başladıktan sonra bu söyleme son darbe de vurulmuştur. türk-kürt kavgasının önüne geçeceği beklentileriyle birtakım girişimlerde bulunulmuştur ama bu girişimin temelinde bir ayrım bulunduğu apaçık ortadadır. açılım safsatasıyla devlet-hükümet ve sonradan da halk bu plana ortak olmuştur. en azından çocukluk ve ilkokul arkadaşları kürt olan ben öyle düşünüyorum.
not: o ilkokul günlerimin her zaman özlemini çekiyorum, bundan sonra da hep o özlemle yaşayacağımı hissediyorum.
üniversite hocaların artık ayaklarını denk almasını gerektirecek uygulamadır. o kaprisli hareketlerin ve sürekli öğrenciyi küçük düşürme çabalarının sonunu getirecektir.
başlarda bir zevk olarak takıldığım fakat sürekli check-in yapan bir arkadaşımın beni soğuttuğu uygulama. arkadaşım gibi diğer çoğu kullanıcının amaçlarının da sade ve sadece 'ben geziyorum, takılıyorum yeaaa' olduğunu düşünüyorum.
"parayı kazanmak kolay, harcamak zor." kulağa ilk başta çok saçma gibi geliyor fakat düşündüğünde doğru şimdi. bu ülkede isteyen hemen herkes bir yolunu bulup para kazanıyor öte yandan icra depoları yüzde yüz doluluğa ulaşmış.