son zamanlarda rap şarkılarına da konu olmaya başladılar. izin vermem lan bu asimilasyona. "zeynebim zeynebim allı zeynebim" lan.
bi de illa bu kızları tavlamak için, gitar çalmak falan mı lazım ya. eskisi gibi harmandalı oynasak olma mı? lisede folklör grubundaydım olum, pardon kızım ben.
bende lise yıllarımda böyle bir kamplaşma içindeydim. leninisttim ama odamda atatürkçü düşünce derneği nin verdiği atatürk fotoğrafı vardı. hemen yanına annem diyanet takvimini asmıştı. kitaplıkta da das kapital le sahih-i buhari yanyana duruyordu.
kısacası, annemin islam senteziyle yoğrulmuş neo-kemalist düşüncelerine karşı direniyordum.fazla direnemedim tabi. bir sabah, ansızın kafama güdümlü anne terliğini yiyince annemin darbe yaptığını anladım
çarşaflı kadınlara rozet taktıktan sonra, cüppeli ve sarıklı erkeklere de rozet takarsa isabetli olur kanımca. kuran kurslarından sonra da tekke ve zaviyeleri açması lazım. bi de zahmet olmazsa atatürk ü mezarında ters çeviriversinler. nasıl olsa başları sıkıştı mı anıtkabir den beri gelmiyorlar.
her ne kadar yeh mına key demek istesem de alanları tebrik ediyorum. şayet, kendilerine "devlette çalışıp ne yapacan olum. bu kadar puan almışın. gir özel sektöre ooohh" diyen varsa bana söylesin.
zirveye gelir, en ucra köşeye oturur bok varmış gibi. kimseyle konuşmaz. kimseyle konuşmayacaksan ne gelirsin zirveye? bilgisayar başında da konuşmuyorsun zaten kimseyle. evinde kal sen. 5 vakit namazını kıl. namazdan arta kalan vakitlerde teknolojiye merak sal. yemekteyiz izle. sözlüğe gir.
ayrıca, sözlük zirveleri alkollü mekanlarda olur zaten. tüm sözlük yazarlarının ortak yönüdür bu. her zirve başlığında, zirve başlığının altına yazılanlarda görürsün. "izmir, ağzımız göt olana kadar içiyoruz zirvesi", "ooo, bira varsa geliriz hacı.", "son param yaşasın haram". zirve dedin mi içilecek kardeşim. taviz yok. ne işin var senin zirvede?
küfür falan da etmezsin sen şimdi. ohooo, hala zirve diye uğraşıyorsun ya. kibar kibar konuşmaya çalışmalar falan. küfretmesen bile "ya abi ne yaptın sen ya" diyeceksin diğer kız arkadaşına, ki biz senin sosyal bir insan olduğunu anlayalım. "siz" ne lan? lahey de miyiz amına koyim?
yani türbanlı kardeş, gelme zirveye falan. git evinde paşalar gibi otur, çay demle. entry oyla falan. hem zirve sonrası muhabbetinde dönmez. biz seni chatpod sanalım hep. öyle kal sen.
suikast riski bu meslek sahibi kişiye ayrı bir karizma katar. mesela, geçenlerde durduk yere burnum kanadı, "hadi lan doktora gidelim" demelerine rağmen gitmedim. allah ım scofield gibi ya.
böyle bir durumda tavsiyem şudur, sakın yazmayın. sürekli kişisel iletinizi değiştirin. ya da bu kişiyi sürekli "engelle - engeli kaldır" bombardımanına tutun. kızlar gururlu erkekleri sever.
"sol" kavramı liderler ile değil fikirler ile tanımlanır, tartışılır. tartışacaksam, savunacaksam benimsediğim ideolojiyi savunurum. liderinden bana ne? marx babamın oğlu mu ki savunayım.
fişe takılan raidler var ya, onlarla temizlenebilir bu yazarlar. şöyle ki, en başta gaza getireceksin bunları, "olum, geçen gün dincinin birine sordum, "tanrı kendi kadar büyük bir taşı yaratabilir mi" diye. herif mal gibi kaldı lan. cevap vercem diye ağzı göt oldu şerefsizim" diyerek. sonra tansaşın önüne toplayıp, servise bindirip bunları boş bir eve toplayacaksın. takacaksın tüm fişlere raidleri. sabah gelip toplayacaksın ölülerini.
en güzel çözüm budur bak. lafla falan başa çıkamazsın. öyle recmdir, asmaktır falan da olmaz. teknolojik olun oğlum biraz. tak fişi, bitir işi.
-merhaba. siz "ateistlerin sorularına cevap veremeyecek ama yine de dininden taviz vermeyecek" birine benziyorsunuz.
+evet o benim. buyrun.
-tanrı kendi kadar büyük bir taşı yaratabilir mi?
+ya aslında yaratır da... ama niye yaratsın ki, aslında yaratabilir sanırım, fakat şöyle ki...
-lan bi kere de yanıltın beni be.
+ama hala müslümanım bak. sor mesela.
-elhamdülillah?
+müslümanım.
-eşhedü?
+en la ilahe illallah.
-oo... helal.
bu felsefi görüşü paylaşan filozoflara hiçbir şey beğendiremezsiniz. yemek seçer bu imansızlar. sen o kadar emek sarfet hazırla, elin hiççi yazarı gelsin laf etsin. divit kaleminin mürekkebinde boğarım lan onu.
-turgenyev patatesli tavuk sote var yer misin?
+yok. sevmem.
-yanında şehriyeli pilav da yaptım.
+şehriye ne ki?
-oğlum annem komposto gönderdi lan. hangi öğrenci evinde var komposto?
+şarap yapılan üzüm değil mi o? hani şu içip günah dediğiniz...
-eeehhh...... kalk siktir git lan masadan. sktiğiminin pişmaniye saçlısı.
devlet ideolojisine yakın duran tarihçilerin hastalığına yakalanmış olan milletvekili.
üniversite 1. sınıfta tarih hocama "hocam, halil berktay ı tanır mısınız? geçenlerde "sözde ermeni soykırımı" ile ilgili yazdıklarınızı okudum. daha sonra karşıt görüşleri de merak edip araştırmak istedim. karşıma ilk çıkan isim o oldu." dediğimde kendisinden şöyle bir cevap aldım;
"halil berktay asilzadedir. soyu saraya dayanır. sosyalist bir geçmişi var ama okunabilir."
kendisinden bu cevabı aldıktan sonra yazdıklarından tamamen soğudum tarih hocamın. yazdıklarının osmanlı arşivlerine dayanıyor olması, hayatını bu işe adamış olması umrumda olmadı o dakikadan itibaren. çünkü, bu kadar sığ düşünen, birinin soyundan gelmenin ya da herhangi bir milletin üyesi olmanın kişinin elinde olmadığının, o zümreye ya da topluluğa ait insanların hepsinin prototipine benzemeyeceğinin farkında olmayan birinin titri ne olursa olsun, düşünceleri artık önemsizdi benim için.
kısacası, 500 senelik arşivin içinde hayatını harcasan da, anadilin gibi farsça, arapça bilsen de eğer sen bir odunsan, odunluğun baki kalıyor. tarih hocamın bana lisans sürecinde öğrettiği tek şey bu oldu.
canan arıtman ın da yaptığı tam bu.
içinde biriktirdiği sinirin dışavurumu böyle oluyor onun nazarında. "soyu ermenilere dayanıyor" derken kavga ortamı yaratamamış, tek çaresi konuşarak kendini savunmak olan liseli ülkücü çocuklara benziyor canan arıtman. karşısında onu sinirlendiren bir durum var, cevap vermek istiyor ama dar ideolojik kalıplara o kadar sıkışmış ki, beyni sadece ağzından bu sözlerin çıkmasına izin veriyor.
çünkü, mensup olduğu milletin hasletlerini yıllardır öven bir gelenekten gelmesi ihtimali çok yüksek sayın canan arıtman ın. bu kadar mesnetsiz, temelsiz konuşmasının başka bir açıklaması olamaz kanaatimce. çünkü, o kadar dar ki bu fikirler, yıllar yılı canan arıtman ın ağzından dökülen sözler kadar tekamüle uğrayıp, gelişebiliyorlar. arpa boyu bile değil yani.
velhasıl, şu an bizi temsil ettiğine inandığımız, sosyalist enternasyonel üyesi bir partinin milletvekili olan canan arıtman ne tarihinden, ne savunduğu fikirlerin temellerinden, ne de bu fikirleri destekleyecek ve onu geliştirecek olan bir metodolojiden haberdar değil. ama, hala kürsüden parmağını sallaya sallaya konuşabiliyor.
belki şartlar oluşsa canan arıtman ın işini hakkıyla yapacak binlerce insan vardır bu ülkede. ama, demokrasi işte, demokrasi.
"türkiye cumhuriyeti tehlikeye girdiği zaman türk ordusu müdahale etmiştir."
"ilker paşa hazretleri ..."
"ışık paşa hazretleri ..."
"benim gibi orducu - sosyalistler ..."
ne diyeyim? daha ne diyeyim yahu? adam kendi kendini rezil ediyor zaten.
hadi bütün bunları geçtim. bu adam profesör değil mi? kitaplar yazıyor katır yüküyle. al bak şimdi,
"mustafa bizde islami bir isimdir. kemal ise türkfiye olmuştur"
Kemal Köken: Ar.
Cinsiyet: Erkek
1. Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik.2. En yüksek değer.
son zamanlarda harun tekin, nejat işler, nejat yavaşoğulları ve bülent somay a fena halde kafayı takmış taraf gazetesi yazarı.
öncelikle, nejat yavaşoğullarını, harun tekin i ve diğerlerini savunacak değilim. bundan yaklaşık 2 sene evvel tuncay özkan ın yanında şarkı söylyen nejat yavaşoğulları nı da izledim televizyondan. harun tekin in her taraf ta çıkan yazısını ve barış sanatçıları olarak örnek verdiği grup yorum (hani şu "vur ha vur. mitralyözle vur ha vur." şarkısını söyleyen) örneğini de okudum.
fakat, bu örneklemelerden sonra rasim ozan kütahyalı ya da pek yanaşamıyorum. "rahmetli kaya haricinde" diye ikiye ayırıyor yazar sanatçıları. hani şu, "kürdüz ölene kadar, kürdüz sonuna kadar" diyen ahmet kaya.
"pkk lıdır, apocudur" diye yargılamıyorum ama, yazarın yukarıda adını verdiğim yazarları suçlamasının tek nedeni milliyetçilik. e, peki ahmet kaya nın yaptığı nedir? en banal kürçülük-milliyetçilik değil mi? yoksa, "ezilen ulusların milliyetçiliği hoş görülmelidir" tezine mi sığınacak rasim ozan kütahyalı? eğer, öyle yapacak ise 1915 yılında ezilen ulusun milliyetçileri olan talat paşa ve kurmaylarının planı olan ermen techirini hoş mu görecek şimdi?
rasim ozan kütahyalı düşünürken mi taraf olmuş yoksa taraf olurken düşünmeye mi çalışmış, bu durum pek anlaşılmıyor açıkçası.