doğru bildiğin şekilde yaşayıp sinek vızıltılarına kulak kapamak. ha bu arada yapıcı eleştirilere de açık olmak. tevazu, açık fikirlilik, mücadele gücünü elden bırakmamak ve sadece bir insan olduğunu unutmamak. en baba plazalarda yaşayan, şık takımlar ve elbiseler giyen insanların bile bir nefeslik canı olduğunu unutmamak. Allah'a yakın, hırs ve kibire uzak olmak. ya da sadece aptal olmak, o da geçici mutluluk getiriyor.
ben hayatımda senin gibi bir kadın ne gördüm ne duydum, keşke şimdi uzatmadan bitirip gideydin. bir halt değilsin bunu bildiğin için herkesi aşağılaman, herkesle dalga geçmen, herkesin yarasına tuz basman. Hayatındaki tek başarın uysal bir eş bulmak, onu da gitgide kendine benzetiyorsun, daha acımasız daha ruhsuz oluyor sana baka baka, ha unutmadan onu da aşağılıyorsun, çünkü istediğini alamamışsın, aldığın da sana yetmemiş. Namusa iftira, etrafındakileri yaftalama, bunları yaparken de histerik bir zevk duyma nasıl bir düşünce akışı ile oluyor Allahını seversen. El pençe divan durayım sana yine de bana iyi davranabilecek misin, iyi davranma hadi, yine de bana çamurunu bulaştırmayabilecek misin. Arkamdan ettiğin lafları bir zaman bana saygı ve sevgi duyan insanlardaki davranış değişikliklerinden anlayabiliyorum da yine çamurun bana bulaşır diye elimden bir şey gelmiyor. oysa ki etrafındakilerin tek bir amacı var, ekmek parası, o kadar, daha fazlası değil. Bir kere de insanların güzel yönlerini gör, o kin dolu gözler etrafa sevgiyle baksın, vallahi iyi gelecek sana. Beni göndermek için, istifam için elinden geleni ardına koymuyorsun, bazı yaptıkların o minnacık boyunu da aşıyor. Ben başka yere gitsem yine canımı dişime takar çalışırım, yine etrafa umutla sevgiyle bakarım şimdi senin çabanla solmuş gözlerimle de sen kimi takacaksın o kanlı pençelerine, kimle o vahşet ihtiyacını karşılayacaksın, o merakım. Gitme fikri de koymuyor değil, emeğimle geldim buraya, senin hasedin fesadın yüzünden niye gideyim sevdiğim alıştığım yerden, onu yediremiyorum, bunları rahatlamak için yazdım, sana da söylerim de başlattığım konuşmalarda topu hep taca atıyorsun, senle dürüst tartışılmıyor. Allah'a havale ettim seni, acı çekmeden ıslah olasın, onu diyorum.
bmw leri aydınlık'taki gelerilerden ödünç aldıkları belli olan grubun şarkısıdır, ankara dolmuşlarını anımsattıkları için teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
gerçek aşkı bulmak diye birşey yoktur, aşka yüreği yetmeyen kişiler vardır, ki kibar olmaya çalıştığımdam yürek diyorum. emek yok, yemek yok, herşey gibi aşkta da böyle. aşkı bulmaya çalışmak bir yerde gömü hazine aramaya benzer, ya da piyango beklemeye. aşkı tatmak istiyorsanız eski radyoları atmak, yenisini almak yerine tamir edin atalarımızın yaptığı gibi. 'ali bana kaba davranıyor, veli de olur, aysun kaprisli, çekemem gelsin aslı' ile olmaz bu işler, yürek ondan önce ama illa ki de emek gerek. sevdiğine taktik yapmadan neyse huzursuz olduğun onu söylemek gerek, bazen göz yummak bazen de göze göz dişe diş çekişmek gerek. ama neme gerek di mi, laylaylom şimdiki sevmeler, hopaşinanay şimdi herkese göre sevilmeler.
dediğim dedik bir arkadaşa sahip olmaktır ki bazen saatlerce süren keyifli fikir tartışmalarına neden olur, her değinize 'peki, olabilir' diyen biri de yalnız hissettirir.
Aktarım bireyin çocukluk çağında kendisi için önemli kişilerle yaşamış olduğu duygu ve tutumları şimdi ilişki kurduğu kişi ya da kişiler ile yeniden yaşaması; bu kişileri kendi çocukluğundaki algı ve duygulara göre değerlendirerek tepkiler göstermesidir.
türk turist, aynı otele 2-3 kat para ödeyip aynı itibarı ve özeni göremeyen topluluktur. Yabancı turistlerin memnuniyeti onları getiren acentaların güvencesi altındadır çünkü, gavur oteli beğenmezse parasını da aynen geri alır, bunu bilen işletmeciler de onlara el pençe divan durur, durum bu.
bazen bu kişi can dostum filmindeki gibi hayattan geçip giden biridir. biri size at gözlüklerinizi çıkarttırır, potansiyelinizi keşfettirir, yani kendisi balık değildir, balık tutmayı öğretendir.