elimden neredeyse her iş gelir ama bilgisayar programcılığı mezunuyum. iş arıyorum. eleman arayanınız varsa yazınız. dijitap pazarlama uzmanıyım, firmanızın diital pazarlama elemanı da olabilirim.
benim işime yaramadı. hala bakirim. ama anın görüntüsü başlığından bir kıza mesaj attım bekliyorum, hayırlısıyla yakında ben de yapacağım o eylemi. müthiş olduğunu anlatanlar oluyor. şaşırıyorum. bir hanım göbeği tatlısı yemeden kendime gelemiyorum. ingilizce de biliyorum, biliyor muydunuz? nasıl bakir kaldım anlamadım amk?
ödüyorsun, her gün ödüyorsun. ödemeyeni imroz götürüyorlar ve zorla tatil yaptırıyorlar, eski köy meydanı fotoğrafçısı ediyorlar, bir meyhaneye sokuyorlar sonra. bir kadınla başbuaşa kalıyorsun ama seni sevmediğini söylüyor kadın.
düşündüğünüz kadar kötü durumdadırlar, olmadık yerde sertleşebilirler ve insanların tuhaf bakışlarının altında ezilirler. ama entelektüellerdir, entelektüel yazabilmelerinden anlayın.
izmir'e diye çıkıp kadıköy'e gittim. yine hedeflerim doğrultusunda ilerleyemiyorum. az önceki başlıkta da dediğim gibi kafam çok karışık. kadıköy'de ne yaptım dersiniz? önce fenerbahçelilerin toplandığı bir barda hızlıca bir bardak bira, sonra o civardaki bir barda da bir cam bardak fıçı bira. bunlar neden oluyordu? neden pozitif bir etki bırakan biri olamıyordum yine. neden mutlu olamıyordum, mutlu edemiyordum insanları. bu sorular çok fazla geliyordu, havanın sıcaklığı da ağır geliyordu. kimsenin bakmaması, merhaba dememesi de ağır geliyordu. bir barda selam veren oldu gerçi ama o da bir erkekti. bir kadına selam verdim, o nasıl kızgın bakıştı, ne iğrenç bir yaklaşımdı anlamadım. sonra sanırım zincir'de güzel bir hanfendinin yanına oturdum, ikimiz de demedik bir şey. diyecek bir şey yoktu. anlamıştım. eve döndüm.
film izlerken uyuyakalınmış olabilir, hemen yanlış düşünülmemelidir. neden beraber yatıyorlardı derseniz; evde sadece bir yatak var, hiç kanape ya da koltuk yok. yerler yatmak için çok kirli, yemek masasında zaten uyunmaz, uyunmamalıdır.
bir ara yemek masasında uyuyan bir arkadaşım olmuştu tabi. izmir günlerimizde ne görmedik ki, bunu da gördük. eskişehir'in de kızlarını özlüyorum. gördüğünüz üzere kafam çorba gibi. iyileşmek için yazıyorum.