hakkında çok şey duyduğum AB Hukuku hocası. yani bu demektir ki ününüz uludağ üniversitesinin dışına taşmış. öğrencilerinizin bir kısmı derslerinizi dördüncü beşinci ve altıncı kez alıyor. peki yazık değil mi hayata atılmak varken AB Hukuku veya hukuk derslerine çalışmak. sizi siz yapan öğrencileriniz lütfen geriye dönüp bir bakın ama tarafsızca bir insan gözüyle bakın bir hoca gözüyle değil.
edit: böyle bir eğitim sistemiyle AB' ye zaten giremeyiz. *
büdüt: sınav sonuçları 0 ile 10 arasındadır. 10 puan alan kişiyi ellerinden öpüyorum.
- hanımm biri seni ödemeli arıyor.
+ allah allah kim ki acaba? bıktım şu ödemeli arayanlardan.
- bak işte bir.
+ aloo! kimsiniz?
-- başbakanım ben.
+ bende tansu çillerim zaten.
-- yok tansu pek ortalarda gözükmüyor bu aralar ev kadını oldu o. başbakanım ben.
- hanımm kimmiş ödemeli arayan?
+ başbakanım diyen biri bey.
- onun ben ödemeli aramasının mia koyim!
+ aloo
-- akp size iyi günler diler. dıtdıtdıt.
sevgilisinden ayrılmış bünyenin klişe lafıdır. iyi de niye bu kadar yaygara yapılır bu bilmem ve anlamam da. çoğu kez o kadar arayışta olunur ki bunun sonucunda başımıza kötü şeyler gelebilir.
- burcu bir sevgili ariyorum ben.
+ manukyana benzer bir halim mi var?
- ya biliyorsun işte arkadaş arkadaşın birşeyidir.
+ kızım git başımdan işin gücün yok mu?
- off karşıdan gelene bak tam bana göre kara kaş kara göz uzun boylu.
+ hülyaaaa.
- ne var burcu ya yakışıklıya bakmak sevap hem sevgili arıyorum ben.
+ o gelen benim sevgilim. allah belanı versin hülya...
atatürkü sevmiyorum ve düşünce özgürlüğü vardır diyenlere ithafen...
"Vicdan hürriyetine asla müdâhale edilemez, zira bu ferdin tâbiî haklarının en mühimlerinden biri addedilir... Her fert, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyâsî bir fikre mâlik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sâhiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. Türkiye de her yetişkin (reşit) dinini seçmekte hürdür. ibâdet hürriyetine gelince, insanlar hangi dine mensuplarsa o din ile ilgili âyin ve merasimleri yapmakta serbesttir. Fakat, âyinler asayiş ve genel adaba aykırı olamaz, siyâsi gösteri şeklinde de yapılamaz"
türkiye cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılması gereken kişi. düşünce özgürlüğü var ülkemizde bildiğim kadarıyla bir kominist televizyona çıkıp ben rte'yi sevmiyorum dese hemen tutuklarlar, mahkemelerde süründürürler peki o halde Atatürkü sevmiyorum diye televizyonda provakatörlük yapan bu kişiyi niye tutuklamıyorlar sorarım size. bu kişi zaten ingiliz himayesinin daha iyi olabileceğini savunan bir kişi. o zaman türkiye cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılsın. kendisi de gidip ingiltere vatandaşı olsun.
yazıklar olsun insanıdır. Atatürk olmasaydı bu sözü sarfedemezdiniz. türbanla başörtüsünü ayırt edemeyen zihniyetin yobazca bir düşüncesidir. neymişmiş Atatürk laiklik adı altında padişahtan yetkiyi almış halbuki onlar islamiyet için savaşıyorlarmış. Atatürk olmasaydı da padişahlık devam etseydi yabancı ülkelerin himayesi altında olacaktık. o zaman başörtülü gezemeyecektin belki de. bir de üstüne ingilizler başımızda olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı diyorsun. o zaman git ingiltere de yaşa sen niye Türkiyemin ülkemin topraklarını kirletiyorsun ki. insanlar bana atatürkçülük adı altında zülmediyorlarsa cümle aynen budur. kimse kimseye zülmedemez. ancak siz türbanı siyasete sokup ileri geri laf atıyor ve bir takım provakasyonlara başvuruyorsanız evet kesinlikle ATATÜRKÇÜYÜM. ayrıca türbanlılardan bazıları şeriat ve göya islamiyet adına başı açık insanları yargılıyorlar ya. ilk önce herkes kendini bilecek ve ona göre konuşacak ek olarak namus başını kapatmakla olmuyor. öyle provakatör konuşmalarla da olmuyor. Türkiye Cumhuriyeti laiktir ve laik kalacak. Nuray Canan Bezirgan sen asla bu ülkenin Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı olamazsın. en iyisi mi sen git ingilterede yaşa.
edit: eksilemeniz umrumda bile değil. yazıklar olsun ki böyle iğrenç ötesi sözleri de duyduk.
eskilerin kadir kıymet bilen çocuğudur. bayram sabahına kadar sabredilmez evin içinde dolaşılırdı bir müddet. öyle güzeldir ki o ayakkabı başucuna konur ve bayram sabahı olması beklenirdi. bayram sabahı olunca bir an önce bayramlaşmaya gidilir ve yeni alınan ayakkabılar bir nevi görücüye çıkmış olurdu. galiba bayramı da bayram yapan bu tip şeylerdi. şimdi ki çocuklara bakıyorum da onlara kendi dönemimizden hiç birşeyi aktaramadığımızı farkediyorum.
patronların ve yöneticilerin gözünde ikinci sınıf insan olmakla eşdeğerdir. etinizden sütünüzden bol bol yararlanılır bunun karşılığında elinize geçen miktar ise kargaların bir yeriyle güleceği trajikomik rakamdır. emeğinizin karşılığını mı soruyorsunuz sizin yerinizde olup o işe sahip olmak isteyen binlerce işsiz insan var ve ne derler bilirsiniz biri gider gelir biri.
gidiyorum belki de hiç ummadığın bir anda herşeyi geride bırakıp ama inan bana kalbim seninle olacak. arkama dönüp bakmazsam bu sefer ne olur gitmeme izin verme. sıkıca tut ellerimden ve sarıl bana. bir kez daha gözyaşlarım süzülecek bu kentin soğuk ve ıssız sokaklarına. meğer ne kadar çok alışmışım sana. bir türlü kopamıyorum senden. bu sefer koparılacağım o huzur bulduğum sımsıkı beni korurcasına sarılan kollarından. beni unutma nolursun. kalbinin ufacık bir köşesinde veya anılarımızda yaşamaya devam edim. çünkü ben senden uzaklarda o anılarla yaşamaya devam edeceğim. giderken sende bir parçamı ve tüm o güzelliğiyle yaşanan anları, anılarımızı bırakıyorum. her zaman bana söylediğin gibi güçlü bir kız olacağım nolursa olsun, başıma ne gelirse gelsin yılmayacağım ve sende bana söz ver mutluluğu bir kere yakaladın mı ellerinin arasından kayıp gitmesine izin vermeyeceksin. işte şimdi gidebilirim belki hüzünle belki de mutlu olacağını düşünerek çocuksu bir sevinçle.
iş başvurusu yapan binlerce insan arasından alınacak o tek kişi olabilmek için iç geçireceğimiz zaman dilimi. ülkemizde kriz var kimi kısım kabul eder kimisi etmez ama olan yine iş arayan o gencecik insanlara oluyor. iş görüşmesine gidiliyor direkt soru şu ne kadar maaş istiyorsunuz? benim gönlüm bol sıfırlı rakamlardan geçer ama bir kere mecbursunuzdur ya iş hayatına atılacaksınızdır ya normal bir ücret talep edersiniz. karşınızdaki insan ise size aşağılık bir varlık gibi bakar. özellikle bayansanız güzelliğinize ve fiziğinize göre eleneceksinizdir ya da devam edeceksinizdir. hangi üniversite veya hangi bölüm mezunu olduğunuzun bir önemi yoktur. ortada bir kriz varsa baştan kaybetmişsinizdir. kazananlar yok mu var tabii ki. şu anda ülkemizin başında bulunan insanların akrabaları, tanışları ve yandaşları. potansiyel iş gücü olan genç nüfusu harcamak bu kadar kolay olmamalıdır. işte herşeyin bir bahanesi var şu aralar moda olan ise kriz var. maksat işveren kazansın işci zaten işverenin eline mahkum. tek kelimeyle yazıklar olsun!
sözlükte tanınan yazarların bir başlık açması ve entry girmesi sonucu peşinden bir sürü yazarın ona eşlik etmesidir. ona eşlik eden yandaşları ise objektifliği bir kenara bırakarak tanınmış yazarımıza harfi harfiyen katılırlar.
büdüt: peki arkadaşım beğenmediğin yazarları ve entry leri sürekli eksilerken tanınmış bir yazarın açtığı başlık veya girdiği entry i beğenmediğin halde niye artılıyor ve ona katılıyorsun. *