Fransa'daki luis'lerden biri vakti zamaninda ziyafet vermis. O zamanlar tuz cok degerli tabii. Bütün yemekler de cok tuzlu oldugundan, ziyafet epey masrafli olmus. Ordan geliyormus bu deyim diye duydum.
Gayet de mantikli diil mi, hemen inanasim geldi benim de.
bir william blake siiri.
cok emin degilim, sanirim siiri Tuğrul Asi Balkar cevirdi.
bir de siiri okurken fonda istemsizce bir müzik caliyor sanki. birden zuhal olcay beliriyor gözümde falan, deliriyorum galiba..
senden bütün istedigim
kücük bir sevgidir
gelen ve agir agir büyüyen
degil, gelen ve giden
ve senden bütün istedigim
ümit dolu günesli bir gün
sevgi dolu bir kucaklayis
degil, kucaklayis sonra da gidis
senden bütün istedigim
beni kirmamak
beni bekletmemek
yarin cok gec olabilir
unutma ki vermek almak demektir
senden bütün istedigim
kücük bir sevgidir
gelen ve agir agir büyüyen
degil, gelen ve giden.
bu ev beni basiyor sevgilim
bir kere de sen basmistin
cok hüzünlü bir sarkiya benziyor odalar
duvarlar kendi aralarinda dedikodu yapiyor
lamba, kirildigi yerde duruyor
ben, seni hatirladigim her yerde
günlerimiz cd olsaydi, istedigimizi calardik
bir yeniden bir eskiden birbirimizi yasardik
hirsizi olurdum piriltinin, gözlerinden cakan
basimi alip giderdim senin ayaklarinla
yatistirirdin beni, corba icirirdin, öperdin
ben seni evde, sen beni her yerde
bugün canim biraz aglamak istiyor
biraz dedimse haykira haykira, sen yoksun
sen belli ki uzaklarin olmussun
ben yakininda bir yere gömülmüsüm
seni bana vermemisler, önemsememisler
cezaliymisim meger her yerde
beni bir kizil hatmi büyüttü
özlemim disarida kaldi
Lütfü gültekin ve oglu Emre Gültekin'in "türküce" adli albümde cok güzel calip söyledikleri bir türkü. sözleri fikret dikmen'e, müzige ise lütfü gültekin'e ait.
bir damla su iken tene karistim
akip calkalandim bir nehir oldum
kendim bildim özüm ile baristim
on iki kapili bir sehir oldum
maddede aradim yillardan beri
insan mayasinda olan cevheri
ezbere okudum yüz bin eseri
ilim kitabinda bir mühür oldum
cöz fikreti bir bilmece misali
bazi gündüz bazi gece misali
yunus divaninda hece misali
yazildim cizildim bir siir oldum
söz ve müzigi cem karaca'ya ait bir sarki. müsaadenizle copy paste yapiyorum:
o gözlüklerinin arkasından bakıp niçin ağlıyorsun
nerde o eski istanbul diye hayıflanıyorsun
vallahi zor iş doğup büyüdüğün bu şehirde
dımdızlak bir yabancı gibi kalmak
bir tabureye tüneyip akşamları kadehlerde boğulmak
lakerda kokmuyor artık istanbul şehri
paskalya yumurtası bile yok şart mı ki
o eski bostanlar ağzına kadar blok apartman şimdi
seninse dikili bir ağacın bile yok
kaçırılan bir trenin ardından koşup
yetişmeye takatin yok
bir yeni sahibi var artık bu şehrin anlasana
kimselerden korkusu yok
duvara astığın o çorapların sahibi geldi
altına aldığın o kilimlerin sahibi geldi
kıro keko hırbo zonta maganda
kıro keko hırbo zonta maganda
-ah ah nerede o eski istanbul
-o eski Kalamış o boğaz o güzelim sahiller
-vallahi haklısın azizim
halk sahilleri doldurdu vatandaş denize giremiyor
-kültürsüzlük canım nolacak bir sürü köylü işte
-kızım koş sular geldi sular gözünüz aydın ayol
kes lan
sen ülkedeki halkım savaştaki askerim
ekinim ve ekmeğimsin. Sen üretenimsin
birisi söylemişti hatta bir zamanlar sen efendimsin
ve bu bizans eskisi şehir
Ve bu bizans eskisi utansın kendi kimliksizliklerinden
siz uğruna neler çektiklerimiz
bana göre vallahi hoşgeldiniz.
genc w.'nin yeni acilari ulrich plenzdorf'un yazdigi bir modern klasik. 1970'lerde dogu almanya'da yasayan edgar w. adli gencin hikayesidir anlatilan. kücük burjuva baskisindan kurtulmaya calisan genc w.'nin eline günün birinde goethe'nin genc werther in acilari adli kitap gecer. kitabi okudukca kendi hayatiyla benzerlikler tasidigini fark eder ve olaylar gelisir