ancak dini tam olarak bilmeyenin söyleceği, yapacağı eylemdir. orda amaç dine vahşi diyenleri engellemek değil, vahşi diyenlerin çoğalmasını sağlamaktır.
zaten boyun uzun daha ne topuklu ayakkabı giyiyorsun e be hatun diye sorası gelir insanın. ayrıca da pek yakışmaz, zarif durmaz. şöyle ki, uzun boylu kadınların ayakları da haliyle büyüktür o bedeni taşıyabilmesi için. o kocaman ayaklara bir de topuklu ayakkabı giyince ayaklar daha da bi büyük duruyor.
üzerine bi sürü hikaye uydurulabilecek cümleler bütünüdür.
iki sevdicek pencerelerden bakışırken biri eliyle havaya kalp çizip onu sevdiğini anlatabilir.
karşısıdnaki de aynı kalbi çizip sen de benim kalbimdesin diyebilir.
sonuç olarak sözlerin susturup el diliyle anlaşma haberleşme şeklidir.
eğer sessizlik içine gömüldüyseniz karşıdakinin yaptığı kırıcılık karşısında o zaman böyle direk aklınıza geliveren bi şarkı. hani cuk oturur derler ya tam da içinize oturur öyle.
...
gözüm aynı göz ruhum eski,
sözüm aynı söz susmam yeni..
...
battaniyede sallanmak bebeği kahkahalara boğuyorsa feci derecede eğlenceli bir durumdur. hem bebek eğlenir hem sizi eğlendirir. tabii o battaniyeden hiç inmek istememesi de vardır ki işte o zaman yorgunluk belirtileri baş gösterir.
hayatı yanlış yaşadığımızı sanmaktır belkide. her şey yerli yerindedir ama bi türlü kendimizi kendi hayatımızın merkezine oturtamayız. ya biz yanlışızdır ya hayat yanlıştır ya da olaylar yanlış gelişmiştir. ama farkına varılmadık bi kuytu köşede illa ki doğruya giden bi yol vardır ve mutlaka bulmalıyız bu yolu. başka çare yoktur. çünkü ya biz doğrulup hayatımızı da düzene koymalı, ya da hayatımız düzelip bizi dosdoğru yapmalı..