ülkesinde ideolojik ve diğer malüm sebeplerden ötürü yer yerinden oynuyor havası varken. dış basım ve siyasiler üstlerine düşmeyen tavırlarla onu eleştirirken mükemmel bir siyasi güçle harika bir strateji izleyerek dik duruşunu koruyarak gücünden taviz vermeyip kuklaların ve onları oynatanların ekmeğina yağ sürmeyen bir insan evladıdır kendisi.
kıl arkadaşım. içkiliyken kıl, abdestsiz kıl kimse milletin kafasıni secdeye degmesin diye tutmuyor. önemli olan kabul görüp görmeyeceği. bir ayette secdeye giderken en güzel elbiselerinizi giyiniz diyor. yani ter temiz Allah ın huzuruna çıkmalı. Allah bunu istiyor bundan daha memnun kalacağını daha hoşnut olacağını söylüyor. nahoş kafayla ya da içki kokusuyla namaza durmak allahla kulun buluştuğu yerde olmak hiç hoş bir durum değil. allah kulunun her halukarda kendisini zikretmesini ister.
yapilan bir arastirmaya gore gelir artisi bi zamandan sonra mutlugu artirmiyor hatta gelir artisi mutluluk seviyesinin dusmesine sebep oluyor. bunun iki sebebinin olduguna dair iki teori ortaya atilmis.
+ goreli geril: birey kendi gelirinden cok cevresindeki insanlarin ya da is arkadaslarinin gelirine bakiyor eger kendi geliri yuksek olsada arkadaslarinin geliri daha yuksekse mutsuz oluyor. yapilan bir calismada katilimcilara soyle sorular sormuslar. sizin maasiniza bin tl artis yapilacak ama diger is arkadaslarinin maasina bin besyuz tl zam yapilacak. hangisini istersiniz. katilimcilarin cogu zam artisini istememis.
+adaptasyon: var olan duruma ayak uydurma aliskanliktir. birey gelir artisina adapte olduktan sonra eski durumuna geri donmesidir.
1954 yılında tuzla'da topçu yüzbaşı dündar seyhan notlarına şunları yazıyordu. "bir pazar gecesi okulda nöbetteyken orhan kabibay'la gazinoda oturuyorduk. beraberce sucuklu yumurta yerken bir taraftanda herzamanki gibi memleketin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarma çalışmalarını tartışıyorduk. o gece ilk defa ihtilali konuştuk. demokrat partiye karşı bir askeri müdehale fikri ilk defa orda bir yumurta sağanın başında gerçekleştirildi." iki yüz başı altı yıl sonra gerçekleşecek olan darbenin ilk tohumlarını atıyordu. gün ağarırken tabancalar çıkarıldı eller üst üste konuldu ve ihtilal için yemin edildi.
demokrat partinin başa gelmesinden beri var olan darbe fikri o gün ciddi manada ilk kez konuşulmuştu. aslında darbeci zihniyete sahip kişilerin aklında darbe vardı ama kimse bunu su yüzüne çıkarmıyordu.
14 mayıs 1950 seçiminin akşamında dp ipi göğüsleyince dönemin birinci ordu komutanı inönüye bir mesaj göndererek "isterlerse koministler seçime hile karıştırdı deyip müdahale edelim." inönü bunu reddetti. ta ilk günden akla getirilen dp ye müdehale fikri o günlük kapanmış başka bir mayıs sabahını beklemiştir.
ordu içinde ciddi oranda dp partili subaylarda vardı o dönemde. hatta 14 mayıs seçimlerinde chp nin iktidarı devretmeyeceği durumuna karşılık asker içinde müdehalede bulunmak için oluşturulan bir grup vardı.
askerin ilk en büyük tepkisi 1932 yılında arapça olan ezanın türkçeye çevrilmesinden sonra menderesin tekrardan arapçaya çevrilmesi olmuştur. asker bu duruma baya öfkelenmiş irtica söylemleri baş göstermeye başlamıştır. yasayı ilk fırsatta cumhur başkanı celal bayar kabul etmeyip bekletsede menderesin tutumunu görünce kabul etmek zorunda kalmıştır. hem zaten yasaya chp li millet vekilleride destek vermiştir. meclisin çok büyük bir bölümü yasayı desteklemiştir. neyin hesabı yapılıyor akıl erdirmek imkansız.
türkiye kore savaşı katılmasından sonra ve notaya üyelğinden sonra yönünü batıya çevirerek siyasi olarak yanlızlığını giderince artık yeni dengeler ve siyasetler izlenmeye başladı. marshall yardımı türkiye oluk oluk aktı. abd bu yardımların sadece tarımda kullanılmasını dayatıyordu. türkiye yi avrupanın ve abd nin ambar deposu yapmak istiyorlardı. menderes alt yapı çalışmalarına ve sanayi kollarına yatırımlarını artırınca büyük tepki çekti. finansman artık sağlanmadı. yaşanan kuraklık finans eksikliği yatırımları sekteye uğrattı.
ordu içinde irili ufaklı onlarca cunta oluşmuştu. istanbul ve ankarada iki tane büyük örgüt kurulmuştu. 1955 li yıllarda bu örgütler üsküdar'da toplanarak birleştiler. örgütün başınada binbaşı faruk güventürk getirildi. görüldüğü gibi bu darbe tabandan gelen bir darbedir. emir komuta zinciri olmadan gerçekleştirilen tek darbe özelliğinide taşır. bunun sebebi ordunun üst kademelerinin iktidar yanlısı olmasıdır. örgüt şunun çok iyi farkındaydı üst düzey bir liderimiz olmadan darbeyi başaramamayız. bu yüzden sürekli olarak bir lider arayışı içindeydiler.
örgüt emir bekleye dursun 15 temmuz 1958 yılında çok önemli bir olay yaşandı yanlız yurt içinde olan bir olay değildi ama türkiye'yi çok içten ilgilendiren bir olaydı. tamda istanbul'da bağdat paktının olacağı gün ırakta darbe olmuş hükümet devrilmişti. ırak paktın en önemli üyelerindendi. bu haber menderesi çok tedirgin etmişti. haklıydıda bir şeyler dönüyordu. çünkü orta doğuda güzel bir biliktelik oluşturuluyordu. menderes bu haber sonra şu lafı etmiştir "ırak kaybolursa bende kaybolurum." ıraka müdehale fikri orataya paktın toplantısında atıldı ama ingiltere ve abd yeni hükümeti hiç zaman kaybetmeden tanıyınca bu plan suya düştü. aynı zamanda menderesin orta doğu planıda suya düştü.
1958 yılında başka önemli bir olay ise devalüasyondur. bilindiği üzere türkiyede 6 devalüasyon olmuştur ve her devalüasyon 6 rejime mal olmuştur. 1946 recep peker devalüasyonu. düşürülmüştür. 1958 menderes devalüasyonu. darbe sonrası idam edilmiştir. 1970 sülayman demirel devalüasyonu. düşürülmüştür. 1980 sülayman demirel devalüasyonu. düşürülmüştür. 1994 tansu çiller devalüasyonu. düşürülmüştür. 2001 bülent ecevit devalüasyonu. düşürülmüştür. görüldüğü gibi bütün devalüasyonlar rejim değişikliğine yol açmıştır bunlardan üçü darbe ile sonuçlanmıştır. bunların hiçbiri tesadüf değildir tabiykide. (bkz: devalüasyon)
bu iki olay darbe için yeterli idiler. birde menderes hükümetinin ısrarla tahıl deposu olmak istemeyişi, alt yapı çalışmalarını ve sanayi yatırımlarını artırması açıkcası abd yi tedirgin etmiştir. 1950 yıllarında uçak yapacak konuma gelmiş bir ülkeydik biz. daha bir çok şey var sayılacak.
ihtilalin ilk fişeği beyazıtta istanbul üniversitesinin önünde atıldı. öğrenciler bitmek bilmeyen gösterilere başladılar. polis müdahaleleride onları izledi doğal olarak. gazeteler yalan yanlış bir sürü haber yaparak kaos ortamı oluşturmaya çalıştılar. velhasıl planlar tuttu ve 1960 geldi.
27 mayıs sabaha doğru saat 3.00 da ihtilal için harekete geçildi. ilk olarak merkez komuta ele geçirilecekti çünkü çok kilit bir noktaydı karşı saldırı olabilirdi. merkez komutanın lideri darbeye dünden razıydıda söyleyemiyordu merkez komuatayı sıkıntısız ele geçirdiler. ikinci önemli yer radyoydu. radyo için alpaslan türkeş görevlendirilmiştir. kendisi bu işi ben hallederim demişti. radyoda okunacak metnide kendisi akşamdan hazırlamıştı bir kısmınıda sonradan tamamladı. radyoya gidip açtırdıktan sonra anonsunu yaptı. türk silahlı kuvetlerinin yönetimi devraldığını kimsenin dışarı çıkmaması gerektiğini filan açıkladı. orada kullanılan türk silahlı kuvvetleri çok önemli bir kilit oluşturmuştur. silahlı kuvvetlere mal edilerek herkes piskolojik olarak sindirilmiştir. anodoluda komutanlıklar bu yüzden hiçbir hareketlilikte bulunamamışlardır. sonuçta silahlı kıvvetler kendi komutanları yönetimi ele geçirmişlerdi. o dönemde iletişim kanallrıda gelişmiş değildi. söylenen neyse ona inanılıyordu.
radyoda ele geçirildikten sonra geriye çankaya kalmıştı. çankaya köşkünü önceden halletmişlerdi diyebiliriz. muhafız alayının başına darbe sırasında celal bayar'ı teslim olacak olan bir darbeci getirilmişti. celal bayar milli mücadeleden gelen atatürk'ün silah arkadaşı bir askerdi direnişe geçmeyi kafaya koymuştu. çankayanın çevvresi sarılmıştı, sarılmıştı derken üçtane tank gelmişti oysa muhafız alayının içinde yirmi tank ve bir ordu vardı ama işte muhafız alayının başındaki şahsiyet darbecilerden olunca karşı koyma gerçekleştirilemedi. celal bayar silahı kafasına dayayıp intahar edecekken son anda tabanca elinden alınıp yakalandı ve çankaya düşürüldü.
menderes bu sırada eskişehir'de idi. darbeyi haber alınca güvenli bir yere gitmek için kütahyaya doğru gidiyordu. menderesi tutuklayacak olan muhsin batur (havacı) eskişehirden uçağına atlayı kütahyaya gitti ve mendereste tutuklandı.
sonrasında uzunca süren yassı ada sorgulmaları işkenceler, çirkinlikler, haysiyetsizlikler, anti demokratik yöntemler peşi sıra geldi. ve tarihimize kara bir leke olarak yazdığımız o hazin sonuç...
edi: anlaşılmayan entrilerime eklenmiş. tarih, yer, zaman ve isimleri kullanarak herkesin bildiği şeyleri yazdım anlaşılmayacak hiçbir şey yok.
derslerini çok çok sevdiğim, çok değerli hocamdır daha doğrusu hocamdı artık değil. kendisi doçenttir. osmanlının ekonomisini anlattığı ingilizce bir kitabı vardır. bize çok şeyler öğretti. para teorisi, iktisadi okullar modeller ve politikalar, oyun teorisi, iktisat tarihi derslerimize girdi. size buradan sevgilerimi saygılarımı gönderiyum hocam.
olabilecek bir durumdur. yapabilecek hicbir sey yoktur. bu muslumanlarin inancinda olan bir seydir bende dahil (col sukurki). rahatsiz olanlar icin soyluyorum. birazcik saygi duyun, ayni bayrak altinda ayni vatani paylasiyoruz. ezanin ya da selanin kimseye zarari dokunmaz. insanlarin manevi degerleriyle alay etmek, rahatsizligini bildirmek ahlak disi bir durumdur. bunu ne bizim dinimiz ne baska dinler ne de evrensel etik kurallar kabul eder. asirlardir bu topraklarda muslumanlar hukum surdu, ezan sesi hic dinmedi bugunden sonrada dinmeyecektir. saygi.!!
içinde fazlaca reklam barındıran john verdon polisiye romanı. 566 sayfadan oluşan hemen her sayfasında sıkılmayacağın çok güzel bir kitap. baş kahramanımız dave gurney. emekli dedektif kendisi ama ben arkadaşı komiser harwcik'i daha çok sevdim.
müslüman olan toplumdur. kimseye zorla namaz kılınmıyor isteyen derki benim ölümümün ardından namaz kılmayın arkadaş. kimsede kılmaz. kılanlardan ne istenir anlamadım şimdi.
duaların kabul olması halinde meydana gelebilecek herhangi birşeylerin yazılması için açılmış ama alt tanımlamasında farklı bir boyuta taşınmış cahil cühela başlığı.
allah bütün duaları kabul eder. yanlız bu üç şekilde gerçekleşir. birincisi, dua hemen kabul edilir(arzu edilen şey gerçekleşir). ikincisi, hemen kabul edilmez belli bir zaman geçer sonra yapılan dua gerçekleşir. üçüncüsü, öteki dünyada kabul görür.
duanında ne olduğu çok önemlidir. istenilen veya arzu edilen şeyin allahın takdirine uygun olması gereklidir. ve en önemlisi duaların içten olanı kabüldür.
12 eylül darbesinin görünürdeki yöneticisi ve yönlendiricisi. 12 eylül refarandumuyla sözde darbeyle yüzleşmek adı altında yargılanma yolu açılan şahsiyet. sözde dedim çünkü yüzleşilmesi gereken ve sorgulamaya açılıp darbenin izlerinin kaldırılmasını sağlayacak olan 24 ocak kararlarıdır. neyse konuşmak istemiyorum. yinede sembolik olarak oluyor bişeyler.
bir keresinde yediğim tokattır. altıncı sınıftayım ramazan ayı sahura kalkmışız. bir önceki gün ingilizce sınavı olmuşum. gece gece nerden aklına geldiyse "sınavın nasıl geçti?" diye sordu bana. ben, "kolaydı baba dört veya beş alırım" dedim. "kolay olmasa beş alamayacakmıydın" diyerek tokatı indirdi. kalktım gittim yattım. zaten oruçta farz olmamıştı daha.
neyi nasıl itiraf edeceğimi bilmiyorum. itiraf edilecek bir yanı yok. bende zaman durdu. zaman nasıl geçiyor söyleyeyim mi dostlar? ona kadar say onla çarp sonra kalp balkonda bir sigara yak otur. bunların hepsi bir saniye. işte ben böyle zamanın geçip yaralarıma merhem olmasını bekliyorum.
arkadaş listemde bulunan x şahsı ilişkisi yok olan durumunu ilişkisi var olarak değiştirince hemen altına başka bir arkadaşından doğal olarak yorum gelir;
+hayırlı olsun allah tamamına erdirsin kardeş.
-yok olum kimse kızlardan uzak durmak için yaptım.
kendisi lise birinci sınıftır. burada bu şahıs kızlardan uzak durmak için kendince ilişki durumunu değiştirmiş aynı zamanda altta yorumunda "yinede beni rahat bırakmayın ha" dercesine yorum yapmış.
uc kutusuyla oynanınca sert kaçıyordu sonuçta paralar metal sert şurtlarda parmaklar çok acıyordu o yüzden bazen eldiven kullanıyoduk bazen de sözde erkeklik uğruna çıplak ellerle oynuyorduk perişan oluyorduk valla.
çok sempatik ve neşeli bir insan evladı. aynı zamanda itü rektörü.
kendisinin ingiltere'deki öğrenim dönemindeki bir anısını size anlatayım.
bugün bir vakfın yemeğinde kendisi bizzat anlattı.
ingiltere'de okurken bir türk arkadaşıyla bara gidip kız tavlamaya karar verirler (kız tavlamaya gittiğini kendisi söyledi). giderler bir bara yük ses, disko filan bar ortamı malüm. bu iki kişi üç kız düşürerek konuşmaya çalşırlar. yanlız ortam çok sesli olduğu için bir türlü anlaşamazlar. sesten kaçmak için bir üs kata çıkmaya karar verirler (bu üs kat nasıl bir yer bilmiyoruz ama kendisi bişey yapmadıklarını söyledi). üs kattada ses yüzünden bir türlü anlaşamazlar. hocamızın arkadaşı iki yıldır ingiltere'de olduğu için ingilizcesi daha iyidir ama o da iletişimi sağlayamaz. sonunda yazıyla anlaşmaya karar verirler ve birbirlerini anca anlarlar. meğer bu üç bayan sağır ve de dilsizmiş. bunu öğrenince ayrılmışlar.
23 aralık cuma günü saat 23.00 da tgrt canlı yayında sözde ermeni soykırımını anlatacak olan maltepe üniversitesi öğretim görevlisi.
sözde ermeni soykırımına dair bilmediği hiçbir şeyin olmadığına inandığım söylediği bütün sözleri belgeleriyle ortaya koyan nadir insan. asala olaylarında bir çok diplomat sınıf arkadaşı katledildi. en sevdiği sıra arkadaşıda aynı şekilde asala tarafından katledildi. bunun haberini gazeteden öğrenmiştir. bu olaylarında etkisiyle ermeni sorununu araştırmaya başlayan hocamız bütün belge ve çıplaklığıyla gittiği her yerde ermeni sorununu anlatır. bu alanda ödül almış bir kişidir.
not: sözlükte sözde ermeni soykırımına inana yazarların orhan çekiç hocamızı okumalarını ve akşamki programı izlemelerini tavsiye ediyorum.