dedikodu nedir? sorusuna cevap bulabilmemize yardımcı olmuş kızdır. kime nedir?
sorun adamın zengin olması mı? evli olması mı? pasta mı? yat mı? gecekondu çocukları gazi ya da şehit olursa bu eylemleri yapabilme hakkı olduğunu mu düşünmemiz gerekiyor?
bütün bunlar sana ters geliyorsa yapmazsın. sadece bir objektif kadar fikir edinilebilen konularda yargıya varabilmek ne kadar üstün bir beceri.
arkadaşlarla sohbet halindeyken tanıdıklardan birinin yanında getirdiği arkadaşını gruba tanıtması ile beraber el sıkışma, selamlaşma faslından sonra hem tebessüm ederek hem de gözlerinin içine bakarak "senin ciğerini skim" denir. kulaklarına inanamayan kurban yanlış anladığını yahut başka birine söylediğinizi düşünerek sağına soluna bakar. siz ustaca bir manevra ile tanışma sohbetine nazik bir şekilde devam edersiniz. tam yanlış anladığına emin olduğu sırada eşiktekinden başlayıp beşiktekinden çıkarsınız. ama yine tebessüm ederek. tebessüm işin püf noktasıdır.
sonunda kafası karmakarış halde aranızdan ayrılır. o arkadaşla ilerde de görüşülür ve samimiyet ilerlerse durumu itiraf edersiniz.
dede korkut hikayelerindeki gibi imkansızı başarmak değil, bir tiyatroyu öldürme içgüdüsünü tatmin için sergilemektir.
hasmının karşısında cesur, gururlu omuzları dik dolaşan matador bu tiyatronun sefil aktöründen başka hiçbir şey değildir.
arenaya matador çıkmadan saatler önce çıkan boğa pikadorlar tarafından yorulur, yaralanır. kan kaybı zaten bitkin düşürür zavallıyı. sırtından kalbine giden yol mızraklarla yumuşatılır ve renkli oklarla matador için işaretlenir. buna rağmen ender de olsa boğanın kazandığı (en azından matadoru altettiği) karşılaşmalar da olur.
tiyatronun sonunda onurunu koruyan tek varlık canını veren boğadır.
yaşama karışmak yerine yaşamı izlemeyi seçen kişidir. arada yapılan ikramları kabul eder. çiğdem çitler, çay içer. kahvehanelerdeki yancılardan farklı olarak kimse kendisinden rahatsız olmaz.
tutkularıdır. her açıdan en dipte ya da en yukarda olanlar onlardır. standart sıkıcı ve rutin bir skala oluşturmazlar. kadın şarapçı görmek ne kadar olağandışı bir şeyse kadın dahi görmek de o denli sıradışıdır.
ırkçıların yapamayacağı birşeydir. insanları sınıflandırırken ırk unsurunu kategoriler arasına almaz hatta insanları sınıflandırmaz bile. sadece düşüncelerine göre mide bulandıranlar ve bulandırmayanlar diye iki kategoriye ayırır.
filmi beğenmemiştir. 300 spartalıyı da beğenmemiştir belki. puanlama sistemi varsa ve o sistemde "1" oyu da varsa kullanması normaldir. kendini elit zanneden seçme arkadaşlarımızın saldırıya geçmesi asıl garip olan şeydir. işi dış hayranlığa ve orta "tek" ingilizcesine kadar getirmek ise oldukça eğlencelidir. yoruma belki ben de yarılırdım ama ingilizce olarak buraya kopyalanmış.
nerden aklıma geldiyse; aysu kayaci bir ara dağdaki çobanın oyu benimkiyle bir olamaz gibi birşey demişti öyle değil mi?