bu adambilgehan demir ilk öğretimdeyken ben, bizim okula gelmişti. muhabbeti kıyaktı, gülüyordu epeyce. o zamanlar da alt kademeydi biraz.
o gün yangın tatbikatı yapılacaktı. biz de konferansta bir bölüm seçilmiş* öğrenci ve birkaç öğretmen, ne konferansıysa artık, izliyorduk. tabi tatbikattan da muafız. e hal böyle olunca yangın zilinde kimse oynamadı yerinden. akşamında haber yaptılar 'öğrencileri unuttular' diye. bu da böyle bir anımdır.
vaktiyle birkaç defa katılmıştım. yağmur vs. olmadığında gayet eğlenceli geçebiliyor. genellikle ünlü karadenizli şarkıcılar birkaç şarkı/türkü patlatıp iniyorlar. yağmur varsa popüler olmayanlarına yazık oluyor. onun dışında genel şenlik alanında birden fazla horon çemberi olabiliyor.
ayrıca bir defasında 'davut güloğlu' gelecek demişlerdi, artık ne için gelemedi bilmiyoruz ama yayılan dedikodu davut güloğlu'nun ayağından vurulduğu ve bu yüzden gelemediği yönündeydi.*
galatasaray nasıl futboldan uzaklaşıp da şirketleşiyorsa şu dönemlerde, chp de uzun süredir memleket meselelerinden uzaklaşıp şirketleşmeye başlıyor. kimse alınmasın, ne şeriatçıyım ne en ufak sağ görüşe sahibim, chp memleket meselelerinden uzaklaşıp egoizme yönelmiş ve 'çözüm' pazarlamaya, 'ben daha iyisini yaparım' diyerekten ihaleye katılmaya karar vermiş durumdadır. chp ilkelerinden taviz vermiş, siyasi çizgiden uzaklaşmış ve psikoticari* bir konuma yerleşmiştir. cumhuriyet halk partisi a.ş. şeklinde bir hal almaması sadece prosedür ve korku gereğidir desek yeridir. sebebine karışmıyorum, amaçları bu mudur eminim diyemem ancak gidilen yol budur, geçmiş olsun.
şiddetli bir ayrılık yaşayıp, geçimsizlikleri iğnelemeler ve laf sokmalarla devam etmekte olabilir. bu gibi durumlarda iki tarafın da birbirini sevmesine karşın, yenen laflardan ötürü 'bu kız bana bir daha bakmaz' yahut 'bu çocuk beni silmiş' izlenimi doğabilir. ah bırakabilseydik egolarımızı...
belki ekonomik yönden bi nebze iyileşirdik ancak karakteristik yönden düşük bir seviyede olurduk. şöyleki bizim ülkemizdeki gençlerin çoğu özenmekten bir hal oluyorlar, bu özenmeler 20li yaşlarda askeri nizam tarafından -evet belki son derece sert ve baskıcı- yok edilebiliyor. kişi askerde sadece 'her türk asker doğar'ı değil, bi nevi biraz kaba bir tanımda olsa 'delikanlı' olmayı öğreniyor. zengin aptal olmak istiyorsak askerlik kalksın, ha kimse 12-15 -artık kaçsa- ayını harcamak istemez, ben de dahil, ancak 90 yıllık bile değiliz henüz; bir şeyler kesinlikle tam oturmadı.
uludağda mesela, sol framedeki başlıklar çoğunlukla 'bekariyet', 'türban', 'ateist', 'cemaat', '... ... kemalist' vs. şeklindedir. ekşi daha gündemseldir yahut daha 'kişisel' konulara bakar. ama özele girmez mesela.
garsonları problemlidir. zeka geriliği saptanmıştır, tamamen gözlemsel yöntemlerle. gitmeyiniz, gittiyseniz kahve, nargile almayınız. alırsanız köz beklemeyin zira getirmiyorlar ve kahvenizin de yarısında falan alıp götürüyorlar yüzüne yüzüne bakın garsonun, sesini çıkartmıyor yüzsüz. ayrıca sıcak içecekleri sıcak beklemeyin. aslında siz garsondan hiçbir şey istemeyin ve ne alırsanız gidip kendiniz alın çünkü adamlar getirmiyor. ağızlarına yapışan bir söz var ki 'gönderiyorum', 'yok abi ben alırım' diyesiniz geliyor en sonunda.
edit: ha bi' de 'çay isteyen var mı?' dedikten hemen sonra 'ben veriyorum buraya üç* tane' der ve bırakır. akabinde adisyona üç* çarpı atılır. kupa çay da istemeyin, getirmiyorlar. çok doldum yahu.
21. yüzyılda dinlere inanmaktan, onlara bağlılık göstermekten kat kat mantıklı olan davranıştır. ayrıca bilim evrim teorisini kabul etmiş olup, biyoloji evrim teorisi olmaksızın hiçtir.
herkeste vardır bu lafın sahibi bir arkadaş, bir eş dost. hani bir gösteriş meraklısı, sosyal statü kıç yalayıcısıdır genelde bunlar. ha istisnalar yok değil ama bunlar böyledir. bir de bunların ülkücüleri vardır, içer içer sonra 'vatan millet allah'
bunlar bir ayrı topluluktur. hani baksan adam içiyor, çok ya da az içiyor ve onu bunu bırak içerken de bir övünüyor. "ya baba ben çok içerim heaöyöaöyt" falan diye. sonra başlıyor "geçen şu kızı bi düzmüşüm aboaaaaaav" e biter mi? "arkadaş kıbrıstan geliyor jack daniels getiricek"
hahaha. sorsan bu adam islamcı, türkiyenin islam ülkesi olduğunu savunan bir tiptir. hani her tartışmada sağcı argümanlarını ortaya koyar. saçmalar durur, kendince haklıdır hep. ama içki masasına oturunca başkasın yavrum? nedir senin sorunun?
sizi yobaz olduğunuz için aşağılayabilir mesela.
tutup da ona 'kaç kişi seni kullandı?' diye sorarsanız bu daha vahim.
zira 'kullanılmak' kavramını bu durum için kullanırsanız hele bu en vahimi.
izmir kızını değil de sizin psikolojik durumunuzu irdeleyelim arkadaşım.
fesin, kavukun bizim kültürümüzle alakası ne bilinmiyor. hani hunlarda mı vardı? göktürkler mi takıyordu? arap kültüründen etkilenince bizim kültürümüz oluyor, eski türklere kimse bakmıyor değil mi? arap sempatizanı çok bilmiş kitlemiz ancak demogoji yaparak çözmeye kalkışıyor bazı işleri. "Ama öhühühü kültürümüzde yok öhühü."
hadi ordan! sizin kültürünüz bir tek osmanlı safsatası değil mi? bir tek o arap özentisi büyük kocaman sömürücü imparatorluktan hoşlanırsınız. ingiliz seni sömürmeye kalkınca sorun var, bağımsızlık ön planda ama senin o kocaman islamofaşist osmanlın birini sömürünce çok büyük, helal olsun!