Vakti zamanında kullandığım arabadır.Olumlu yönleri:kaportası kalın ve sağlamdır,asla çürümez.Makaslıdır,jeep gibidir.Bagajında bir buzdolabı taşımışlığım vardır.(Arka koltuk yatar)Aslında oldukça da güvenlidir.Önden çarpıştığında siizi korur.Çünkü önde dikey olarak istepne konuşlanmıştır kaputun içinde.Sacı kalındır.Takla attıktan sonra arabasını düzeltip yoluna devam eden sürücüleri de vardır.içi çok rahattır aslında.Kaloriferi çok sıcaktır.Park sounu yoktur.Sade ve müthiş sevimli bir araçtır.Hızlıdır.Arkadan çekişle ramda ve buzda,karda avantajlıdır.Tabii ki yeni nesil bir araç değildir.Tek eksisi,conta yakar,yüklü rampada sıkışır.Parçaları pahalıdır.Yakıtta sanıldığı gibi cimri değildir.ikinci araba olarak hala almak isterim.Öylesine severim onu.(Beyazıt'tan 8 arkadaşla Çağlayan'a gelmişliğim vardır.)
Son zamanlarda çok revaçta olan doğal,güzel ve huzurlu bir bahçe çeşitidir.Kayalar aynı cins olacak,sarıcı ve bodur bitkiler olacak.Yanın da su da akarsa cennet gibi olur.El değmemiş,sanki doğal olarak,tesadüfi gibi olursa çoook hoş oluyor.
Peşine düşen evli çocuklu ve 42 yaşındaki takıntılı bir sapık tarafından cadde ortasında satırla katledilerek öldürülen 24 yaşında güzeller güzeli bir hanım öğretmendir.Sapığından kurtulmak için 1300 km uzağa, Ardahan' ın Göle ilçesinin bir köyüne tayin olduğu halde cani onu orada yakalamıştır. Daha önce defalarca emniyet birimlerinden koruma istendiği halde korunamamıştır. Voleybol maçı, futbol maçı, toplantılar, açılışlar, konserler, kongreler nedeniyle meşgul olan emniyet birimlerinin bir özürüdür. Adli makamların bir özürüdür. Bizde sağ insanın önemi olmaz. Ancak ölünün önemi vardır maalesef. Mekanın yıldızlar içinde olsun Saadet Öğretmen.
Çift sürülen öküzlerin boyunlarının boyunduruktan çıkmaması için, öküz başlarının her iki tarafna yapılan ağaçtan yapılan eğri, dayanıklı ve sert çubuk.
Kastamonu'nun cennet ilçesi Cide'de el değmemiş, 11 km. sahilinin herhangi yerinde yıldızlı ve ay ışıklı gecede. Eşi benzeri yoktur buraların. Giden ve içenler bilir ancak. Gündüz ise, ormanların aksi denize vurur. Bu nedenle denizin rengi bile değişiktir buralarda.
Eskiden daha iyi hissedilen nefis bir kokudur. Açıkta kutuda satılan bisküvülerin, taze sıcak çıtır ekmeklerin, açık teneke peynirinin, sabunların, sanayağı paketlerinin, gofretlerin ve tabii ki hacı bakkalın sürdüğü miski amber kokularının karışımıyla oluşan kokudur. Günümüzde bu kokuya her şey paket ambalajlı olduğundan pek rastlanmıyor. Geçen sene Kastamonu' nun Azdavay ilçesinin bir köyündeki köy bakkalında bu kokuya rastladım. kokuyu ambalajlayamadım ama anında çocukluğuma döndüm. Hey gidi günler hey.
Aydınlık yüzlü olmaktır. Yılın 360 günü paso güneşlenmektir. Hemşehrimiz olan 12 bini bulan ingiliz'lerle birlkte yaşamaktır. Karakışı yalnızca tv' den izlemektir. Palto, bot, eldiven, kaşkol hatta kazak giymemektir. Sürekli yanık tenle gezmektir. Her sabah pırıldayan güneşe uyanmaktır. yılın altı ayı denize girmektir. Aralık ayında bile balkonda yemek yemektir. Ağaç deyince; akla gelen; zeytin, nar, keçiboynuzu, iğde, portakal, mandalina, limon, turunç, üzüm hatta muz ağacıdır. Tarih, güneş, deniz ve doğayla iç içe yaşamaktır. 3-4 saatlik uykuyla 8-10 saatlik uykuyu almış olmaktır. Romatizma ve astımlı olmamaktır. Odun kömür almamaktır. Bacasız bir evde yaşamaktır. Meyve sebzeleri taze ve çok ucuza yemektir. Emekli olmak demektir. Sıkmabaş ve çember sakal görmemektir. Kısaca yaşamak demektir. Evet yaşamak. Yaşamak... Homeros' un dediği gibi; "En güzel yeryüzü ile en güzel gökyüzünün olduğu yerde yaşamaktır."
Kastamonu ilinin sahil ilçelerindeki dağlarda yetişen bir tür dikenli sarmaşıktır. ilkbaharda bu sarmaşık dikenlerinin taze sürgün uçları toplanır suda haşlanır sonra sıkılarak yeşil soğanla hafif kavrulur.Tuz, zeytin yağı ekilerek yenir. Müthiş bir salatadır.
ilginç ve değişik kavatlardır. ilgi çekici ve oldukça da iddialıdırlar. Ama ben beğenmiyorum o da ayrı bir meseledir. insanın gözünün içine içine giriyor sanki. Fazla harcı alem.
Genellikle yufka ve hamur işlerine dayalı bir mutfaktır. Başlıca meşhur yemekleri de şunlardır: Etli ekmek, tirit, banduma, ekşili pilav, pırasa dolması, kestane aşı,kabak paçası. Benim favorim banduma yani ıslamadır. Ahan da yapılışı. Deneyin ama yedikten sonra parmaklarınızı tekrar sayın. Gerçekten.
Malzemeler:
1 adet yarım hindi veya bütün tavuk
7 adet kuru yufka
500 gram dövülmüş ceviz
500 gram tereyağı
50 gram pul biber
1 çorba kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
Hazırlanışı:
Yarım hindi veya bütün tavuğu tencereye koyun, suyunu da ilave ettikten sonra tuzunu ve pul biberini atıp kısık ateşte yaklaşık 90 dakika süreyle pişirin. Pişen tavuğun suyunu ayrı bir tencereye alın, tavuğu iyice didikleyip karabiberle harmanlayın. Tencereye aldığınız tavuk suyuna 250 gram tereyağı ekleyip kaynatın. Yuvarlak börek tepsisinin içini güzelce yağlayın. Yufkaları 10 santim uzunluğunda 2 parmak genişliğinde kesin, kestiğiniz her parçayı hazırladığınız tereyağlı ve tavuk sulu tencereye batırarak dürüm yapın. Yağlı tepsiye ufak dürümler halinde dizmeye devam edin. 250 gram tereyağını iyice kızartın, tepsiye dizdiğiniz dürümlerin üzerine fırçayla tereyağı sürün. Didiklenmiş tavuğu dürümlerin üzerine serpiştirin. Dövülmüş cevizi ilave ettikten sonra tekrar üzerine dürüm dizip, tekrar fırçayla yağlayın. Aynı şekilde tavuk ve cevizi ilave ettikten sonra işlemi bitirin. Ocağı yakıp kısık ateşte altı kızarıncaya kadar pişirin ve sıcak olarak servise sunun.
Kastamonu Cide yöresinde kadınların başına taktıkları çok güzel bir yazmadır. Adına romanlar, şiirler yazılmıştır. Yörede Sarı Yazma folklör oyunu da ünlüdür. Cide' de adına festivaller düzenlenir. Sarı yazma desenlerini Cide' de yetişen, asıl adı katır tırnağı, halk arasında barok çiçeğinden almıştır.
Yurdumuzda karadeniz, ege bölgesi civarında yetişen, mayıs ve haziran aylarında yeşillenerek sarı çiçek açan, güzel kokulu bir tür çalı çiçeğidir. Batı Karadeniz yöresinde barok çiçeği oarak adlandırılsa da aslında "katırtırnağı" olarak bilinir. Kastamonu'nun Cide ve yöresinde denize bakan yamaçlarında oldukça sıktır ve çok güzel bir manzara oluşturur. Bu çiçek, yörenin sarı yazmalarında desenlenerek, kök boyalarıyle yaşatılmaktadır. Cide doğumlu şair-yazar Rıfat Ilgaz' ın romanlarında ve şiirlerinde oldukça yer alır bu çiçek. Ayriyeten de kendi nikimi buradan almışımdır.
Kastamonu Taşköprü' de yetişen en meşhur sarımsaktır. Selenyumu en yoğun ve en dayanıklı dünyaca ünlü sarımsaktır. Adına festivaller düzenlenir. En güzel ilaçtır. Yiyiniz ve akabinde sevgilinizle öpüşünüz.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın il ve ilçelerdeki kurumudur. Başlarında birer müdür bulunur. Şube Müdürleri de vardır. Odalarına girerken "Selamün aleyküm" denir. Telefonda da öyledir. Tabi bu selamdan ziyade bir paroladır. Yani ben de sizdenim gibi. Bu kurumlarda bol seyrek ve badem bıyıklı, imam Hatip kökenli amcalar vardır. Her şey emir ve yönetmelikler çerçevesinde yürütülür. Müdürlerin hiç biri liyakat, puan ve sınavla işbaşına gelmezler. Öğretmen, Okul Müdürü, Şube Müdürü sınavla alınır ama bunlar siyasi iradenin işaret parmağıyle müdür olurlar. Haydi hayırlı traşlar.
Ne işe yarar bilemediğim bir adettir. Bakan ve vali odalarında bile var. Oysa Bakan ve valinin adları bilinir yanına giden tarafından. Metal, ahşap, mermer gibi çeşitleri vardır. Hele mermerden yapılanların bazıları mezar taşını anımsatıyor.
Didim' in Akköy Köy'nde ülkemizin, belki de dünyanın en kapsamlı ve hacimli bir köy kütüphanesi, kitap müzesini kuran ve yaklaşık 11 yıldır buradan ışık tutan ilkeli, ilerici bir şair-yazardır. Çoban ateşi misali köyünü ve çevresini aydınlatıp, kültür organizasyonları düzenliyor. Köy çıkışlı ilk dergi olan "Akköy Dergisi" adı altında gerçek bir kültür-sanat dergisi çıkartıyor. Çevrede 3 köy de daha köy kütüphanelerini de kurmuştur. Kendisine Akköy'ün Diyojeni de diyebiliriz. Gerçek entellektüeldir. Reklama, magazine, meşhurluğa hiç mi hiç prim vermez. Bir hırka, bir lokma örneği... Ama onun etrafında binlerce kitap dolu. Yolunuz düşerse bu gerçek filozofla mutlaka tanışın derim. O zaman bu dünyayı daha iyi sorgularsınız. Gerçek zenginliğin ne olduğunu öğrenirsiniz, bu çivisi çıkmış yalama olmuş dünyada.
2008 yılında açılmış, Kastamonu Cide ilçesindedir. Cide'li şair- yazar, edebiyatın koca çınarı Rıfat ılgaz' ın adı verilmiştir. Okulun arkası orman, önü hemen denizdir. Bu konumuyla da eşi benzeri yoktur sanırım. Ama kıymetini bilirlerse tabii ki.