sevgili sözlükdaşlarım!
değerli vaktinizden çalacağım için affınıza sığınıyorum lakin bir kardeşinizin saadeti için 5 dakikacık ayırmaz mısınız? kısa tutuyorum ve hemen başlıyorum.
bugün ankara seyranbağları civarında saat 13:15 sularında 317 numaralı özel halk otobüsünde karşılaştığım beyefendiyi harıl harıl aramaktayım. kendisi kumral ve kalbimi oracıkta çalıverecek kadar tatlıydı. üzerine superman logosu olan bir beyaz tişört giymişti. benim üzerimde de kadere bakar mısınız, beyaz ve üzerinde batman logosu olan bir tişört, bej rengi yağmurluk ve kahverengi bir güneş gözlüğüm vardı. saçlarım dalgalı ve topluydu. bir kaç kez göz göze gelmemize rağmen kahpe kader ağlarını ördü ve pazar günü olması sebebiyle çılgın tunalı-kızılay trafiği olmadığından kendimizi otobüsten inerken buluverdik. heyecandan basıp gitmişim ben orada, kaybettim adamı. şimdi allah rızası için şu entryi elden ele ve hatta sözlükten sözlüğe bile taşıyıversek ne büyük sevaba gireriz değil mi? hadi be dostlar, mürüvvetim beni bekler.
evimde, sokaklarda ve burnuma gelen her kokuda seni düşünüyorum. güzel kara gözlerini, her zaman anlatacak bir şeylerinin olmasını, beşiktaşa olan sevgini... yanına gelemiyorum. gelemiyorum çünkü korkuyorum. bir mesaj atamıyorum çünkü duygularımın karşılığı var mı bilmiyorum. keşke o ortak arkadaşımızla görüşmeseydim, konuşmasaydım. 6 aydır seni düşünmediğim an olmadı ve nasıl devam ettirebildim bilmiyorum. neyse ki bir şekilde döndüm hatadan. şimdi bekliyorum. elim kolum bağlandı.
yaşadığım şehirde düzenli görüşüp dertleşebileceğim hiç arkadaşım yok. üniversitede vardı, hepsi gitti buradan. koca şehirde kaldım yalnız. sevgili olursa, o oluyor işte arkadaş. o da gidince böyle kalıyorsunuz. ben de isterdim bir pazar günü seğmenlerde arkadaşlarımla oturayım. (bkz: bu bir dramdır)
bazı zayıf zekalılar bekaret önemli 'patlak kızlar' şeklinde ötmüşler. içinizin ve dışınızın çirkinliğinden kızlar sizinle birlikte olmadığı için kin kusuyorsunuz değil mi? Yazık size. Aileniz köyden kız bulsun acilen. Elinize boşalmaktan nefret dolmuş içiniz dışınız.
ayrıca ister bakire olur ister olmaz, ister açık giyinir ister kapanır. siz kendinize uygun olan insanı seçer, onunla bir ömür birlikte olursunuz inşallah. diğerlerini de rahat bırakın artık. kimse ne yaşamak istediği zevki ne acıyı ne de mutluluğu size soracak değil. bu zekayla bunu nasıl anlarsınız bilmem ama.
tanım: olmayan avunma yöntemleridir. başlık da açana girsin. bunları düşüneceğinize az terbiye öğrenin.
zor adamlar. bir düzine kadar tanıdım bunlardan hepsi zor ve kendine güveni bir hayli fazla olan tiplerdi. öncelikle (bkz: her şeyin fazlası zarar)
arkadaş olarak şahaneler. çok aslan erkeği var arkadaşım. güvenilir ve koruyucular. lakin ilişkide biraz oyuncu. ilk adımı o atar ama sonra kök söktürür. çok sever ama herkesten önce kendini. narsistler biraz. eksilemeyin boşuna, bu sizin de gayet iyi bildiğiniz bir şey.
keyiflerine çok düşkün. güzel, kaliteli ve estetik açıdan doyurucu mekanları hep bunlar bilir. paraya ve güce çok önem verirler. parası yoksa zayıf hisseder. mantığı kuvvetli. sabit fikirli demek istemiyorum kızarlar zira onların fikirleri zaten doğru olandır. iyi baba olurlar ama eş kısmı tartışılır. hep üzerinde düşünmeleri gereken mühim konuları vardır. sanata düşkün olanlarını kaçırmayın çok keyifli vakit geçirirsiniz. boğa burcu ve aslan burcu kadını için hem dövmelik hem sevmelik. en tutkulu aşkların adamı. sözde kıskanç. ben şahsen o egolarının başkasını gerçekten kıskanmalarına izin vereceğini sanmam. ayrıca öyle çok pohpohlamayın. yapın derler ama yapmayın arada bir çarpın duvara dünyaya dönsün. yoksa kedi kafası var bu adamlarda. evet kedi. döner der ki 'x bensiz yapamıyor yapamaz'. sonra vay efendim niye terk edildik. egosuna sıçtıklarım.
bu zorlukların ardında inanılmaz keyifli bir ilişki var ama. iddia ediyorum en unutulmaz ilişkiler bu adamlarla yaşanır. her anlamda evde, sokakta bu adamlar sizi havalara uçurur. karakteri de iyiyse al eve koy aşık ol hiç çekinme. ama önce dağları aş, kolay gelsin.
doğru olduğuna inandığım önerme. al sana karma işte.
ne yaşattıysan onu yaşarsın, insan hak ettiğini yaşar, kul kınadığını yaşamadan ölmez vs.
hepsi aynı yere çıkıyor gibi aslında. bir insanı üzüp kırıp o ahhların yerde kalmasını beklemiyorsunuz herhalde değil mi sayın amına koyduklarım?
severek ayrıldıysan bu duruma alışana kadar çektiğin acı işte ne bileyim bir ciğer sökülmesi, göğüste hayvanat bahçesinin komple yuvarlanması ya da kendini duvardan duvara çarpma isteği olarak boy gösterir. içinden 'lan artık sevgilim yok. o yok hayatımda artık' dediğiniz her an bir şok dalgası yayılır vücutta. afedersiniz makatta bir yusuflama bile hissedilebilir. çok garip ama bunu yaşadım, oradan biliyorum. ne yapıcam dedim, elimi kolumu kaybetmişim gibi. bu arada ne çok sevmişim be.
aradan zaman geçtikçe, her gün, her saat azalmaya başlar bu hisler. eğer sebebin mantıklıysa iyi bile hissedersin. hatta çok yanlış olduğunu bildiğin, takıntı derecesine getirdiğin, bol bol kullanıldığın, sevilen kişinin geleceğinde bir kedi kadar yerin olmadığını bildiğin bir ilişkiyi bitirdiysen kendinle gurur duyman bile mümkün olabilir. 'sevdim, sevilmedim. olsun, sevgimle gurur duyuyorum ama bitmeli' durumu yani. aklını kullanabildiğini tekrar görmenin verdiği sevinç.
ama bir anlık öfkeyle, boşlukla bitirdiysen orasını bilemem. hiç o kadar mal olmadım.
yine de illa ki geçiyor. sadece ilk günlerde sıkı tutunmak lazım. kendinizi yıpratmayın. yeniden seveceksiniz.
bazen kendini kaybedip stalklanan kişinin gittigidiyor, hepsiburada gibi alışveriş sitelerindeki yorumlarına kadar bulmaktır.
jübilemi yaptım, gidiyorum.
kıskançlık ve cimrilik.
cimri erkek gördüm mü tokatlarım. kıskanç kadını ise aynada her gün görüyorum. mümkün olsa onu da bir tokatlamak isterim doğrusu.
her ikisi de çok zararlı.
bir de kibir. insan istemsizce yapar bunu bazen. farkında bile olmazsın. yaptığın fark ettiğin an bu saçmalıktan uzaklaşmak gerek.
2 ay sonrasında kursuna başlamayı düşündüğüm tutkulu dans. lakin ben aşkın dansı olduğunu falan düşünmüyorum. zaten kökenleri de aşka dayanmıyor ki. şahsen show tango olan kısmı beni heyecanlandırıyor. su gibi akan bir dans resmen. şimdiden çok heyecanlıyım inşallah kazmanın teki olmaz partnerim.*
tam 10 dakika önce yaptığım şey. bir süredir bu tarz başlıkları okuyup ne yalan söyleyeyim, içimi rahatlatmaya çalıştım. şu anda bir parça alkollü ve gaza gelmiş durumdayım. sabah uyandığım zaman göte gelmiş olur muyum bilmiyorum. fakat yapmam gereken şeyi yaptığıma inanıyorum. inanmak istiyorum. sevmiyor muyum? çok seviyorum. fakat ne ailem ne çevrem ne ben uygun görmüyoruz bizi bize. hayata bakış açımız, tarzlarımız çok farklı üzgünüm. en acısız şekilde olsun istedim, yine acı verdi. tarifsiz bir duygu. olmayacağını bildiğin bir şeyi oldurmaya çalışmak da bir o kadar yorucu.
zamanında ailem bana sevgi yeterli değil dediğinde çok eleştirdim. pişmanım. sevgi yeterli değilmiş demek. sevmekle olmuyormuş. birlikte aynı anahtar deliğinden bakar gibi geleceğe bakabilmek lazımmış. canım acır mı? acıyacak elbette. hazır mıyım acaba? bilmiyorum. ama ne istediğimi biliyorum. hayal ettiğim bir çalıkuşu kadar masum bir aşkken, karşımda beni devamlı azarlayan bir sözde sevgili bulduğum için üzgünüm. kendi geleceğim, özsaygım için bunu yapmaya mecburdum. çok seviyorum lan seni, yalan değil yemin ederim. seve seve ayrıldım. uyandığımda karşımda görmemem lazım seni, görürsem sarılırım biliyorum. sen yine arkanı dönersin ama. bunu da biliyorum. maalesef.
unutmayın arkadaşlar, dostlar. büyükler haklıymış demek. sadece sevmekle olmuyormuş. tek taraflı çaba ile olmuyormuş. üzgünüm ki herkes bu duyguyla savaşmak zorunda kalıyormuş. hiç ihtimal vermeyenler dahil.
umarım herkes kendisinin daha fazla sevdiğini fark etmediği bir ilişkiyi hak edecek duruma gelir. ben daha çok sevdim, kötü etmişim demek ki ağlıyorum eşşek gibi. ama gurur duyuyorum hislerimle.
velhasıl kelam, sevmek güzel iş. sevgiliden ayrılmak en fenası. ama hak ettiği takdirde, kaçmanın en manasız olanı.
mutlaka güzel günler göreceğiz. mutlaka.
seni o salak karıdan kıskanıp sırtına vurduğum için özür dilerim. çok acıdı biliyorum çok utandım. çok sağlam koydum valla. utancımdan bayılabilirim bile. dün yaşadıklarımızı derhal unutmak istiyorum. sen gülüyosun ama, hala acıyor mu?