inşaat sektörünün geliştiği bu coğrafyada ardı sıra gelişecek en önemli iş sektörlerinden birisi iç dekorasyon. insan oğlunun barınma ihtiyacıyla birlikte gelişen iş kollarından biri olan ve herkesin muhtaç olduğu bir iş evinizi boyatmak, tadilat ettirmek. en önemlisi de evinizi kimin boyaması gerektiğidir.
bu sektörden pay almak isteyen bir iş dekorasyoncusunun da ihtiyacı olan reklam ve slogandır. yaratıcı ve özgün ifadelerle bu sektörden payını almak için söylenecek en iyi slogan olmalıdır.
ahmet abinin önerdiği boyacı.
evin boyaları dökülmüş arayın artık.
boyacı arıyormuşsunuz numarayı çevirin.
maharet boyada değil bende.
tanıdıklarınıza önerebileceğiniz boyacı.
mobilyada bu duvarlar uymadı ki.
yeni bir dekorasyon tatilden daha iyidir. huzur verir.
türkçe konuşulması gibi yazılmasıda 13 yıllık bir ders gerektirecek kadar zor olması gerçeği. özne yüklem, bağlaçların ayrı yazılması noktalama işaretleri gib bir çok kurama sahip olmasıdır.
bağlaçları ayrı yaz. soru kelimelerini ayrı yaz. özel isimden sonraki ekleri ayrı yaz, ayır da ayır.
on dokuz ana haber bültenlerinde hemen hemen her aksam istisnasız yurt genelinde yapılan ve bazen uluslararası yapılan en profesyonel en başarılı hırsızlığın kanallarda yayınlanmasıdır. süreç hiç değişmez ve tüm çıplaklığıyla ve açıköğretim için televizyonda yayınlanan ders anlatımından daha başarılı bir anlatımla; hırsızlığın yapıldığın saatten, kişi sayısına, kullanılan metalara kadar tüm detayıyla gösterilmektedir. bu gösterim bir uyarı mıdır, teşvik midir tartısılır fakat uzun bir süre daha hırsızlık haberlerini izlemeye devam edeceğiz.
kore demokratik halk cumhuriyeti lideri kim'in vefatı üzerine zor günler geçiren halkın ve sevenlerinin gözyaşlarını bir türlü anlayamayan, çıkarcı sevgiyle körelmiş duygularına bunu kabul ettiremeyen uluslararası sermaye ve abd gibi jandarma kuvvetlerinin bu durumu propaganda karalama cabaları içerisinde basına verdiği demetçelerde akan gözyaşlarının yalan oldugunu ispatlama peşindeler. siz bilmezsiniz bağımsızlık ve özgürlük liderlerinin kaybının ne demek olduğunu.
benimde gözyaşlarım bağımsızlık sevdalısı kore'ye ruhun şad olsun Kim Jong-il.
dört kişilik ortak bir evde kullanılan ortak bilgisayarın açılan pornografik sitelerden virüs kapmamasını ve bu abazan arkadaşları bu tür girişimlerden uzak tutmak için bulunan çözüm.
internet başında geçen mastürbasyon sürecidir. sağ el mouse ile sürekli video peşinde koştuğundan bir hayli meşgulken bütün işlem sol ele yüklenmiştir.
ilkokuylda suratına bile bakılmaz. ellenmez saka yapılmaz bir acayiptir ilkokulda. lakin zaman lise çağı olupta biraz olgunlaşınca seni bile tanımaz haline gelmesi.
akp'nin ülke yönetimini belirli bir baskı altında kanatları altına alırken kullandığı kitleler. bu iki kitleler bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetini bedenlerinde taşıyan kişilerin sessizliğinde gerçekleşti.
akp ki bir taraftan ergenekon terör örgütü derken akp karsıtı kemalistleri toplarken kürtler seyretti.
akp ki diğer taraftan pkk terör örgütü dedi akp karsıtı kürtleri toplarken kemalistler izledi.
bir bireyin sağlığı için pazarlık söz konusu oluyorsa nasıl kul hakkından veya insanlıktan bahsedebiliriz. bir taraftan tedavisi için ilaç satın alan diğer tarafla lüks araç satın almak için ilaç satan nasıl açıklanabilir ki.
dinin düşüncelerinin evrensel olduğu dünya topraklarının üzerinde sınırların farklı idealar uğruna çizilmiş olması, bu gezegende nasıl bir tek doğrunun olduğunu açıklayabiliriz ki.
üç gün oldu, vicdansız kitapsız. üç gündür dil döküyoruz. şekilden şekile sokuyoruz kelimeleri. kullanmadık smile kalmadı mesenger neylesin. kamerayı aç dedik sadece bir korkudur ki bu telaşın neya. bu zamanda böylesi.
van deprem felaketinden sonra okul talebesi terimiyle gelişmemiş ülkelerinde görülen tehdit ve tehlikeler umarım van da görülmez. bunların başında çadırlara gıdaya gelen tüm yardımlara karşı ortaya çıkan izdiham. çöplerin toplanmasının yetersizliği. salgın hastalıklar. eğitimin duraksaması. sağlık hizmetlerinin aksaması. yıkılan enkazdaki yağmalar. tüm bunlara karşı van halkının özellikle bu tür konularda bilinçli koordinasyonlu bir şekilde hareket etmeleri gerekir.
sosyalist ekonomi sisteminin bir kez daha güçlü bir şekilde insanlık için tek sistem oldugunu görebiliyoruz. tüm programlar duygusal hikayelerle tüm fabrikatörleri belediye patronlarını inşaat ağalarına karşı vicdan oynayarak, devletin vergilerinin ve organizasyonun yetersiz kaldığını görerek kapitalist sistemin ne kadar çürük olduğunu görebiliyoruz.
merkezi ekonomi sisteminde en büyük felaketlerde bile nasıl bir bütün olarak kalkındıklarını 2. dünya savası sonrası sosyalist ülkelerde ve kübada görmek mümkün. aynı sekilde bütün üretim araçlarının merkezi ekonomi sisteminde oldugunu düşünürsek herkesden vicdani yardım talebi yerine bu yıkımı kısa sürede tekrar inşa etmek için herkesden biraz daha fazla calışma istenir ve bu gibi doğa ve savas gibi yıkımlarda insanlık onurunu kaybetmeden cıkmak mümkün olurdu.
tnt kanalında gösterilen dr. gürkan kubilay'ın sunduğu doktor ve sağlık programıdır. her sağlık programı gibi sabah saatlerinde başlar.
dr. gürkan kulibay' ın diğerlerinden farkı sürekli somut örnekler arayışı içerisinde olarak izleyiciyi gerizekalı yerine koyarak,affedersiniz, programa konuk olarak gelen katılımcıları bezdiren tavrı, somut olarak, nedir, biraz daha açalım, yani hocam gibi tümleç kalıplarıyla seyircinin hiç birsey anlamadığını vurgulayan bir sunucu. be adam bıraksan adamlar anlatacak ve onlar anlattıkça seyircide anlama kabiliyeti artacağı gibi çok sinir bozucu durumlarda ortaya çkmaz. hayır adam güzel gayet herkesin anlayacağı dilden anlatıyor, daha bunun somut örneği nedir, kubilay hocam bırakın anlatsınlar, rahat rahat anlatın sizi anlıyoruz biz.
gün ışığının var olduğu sürece ramazan ayında, gerek telefonda gerek msn ve facebook yazışmalarında gerek sms iletilerinde, ne yapıyorsun sorusuna verilmeyecek cevaptır. mümkün oldukça telafüz edilmemesi gerekir.
sadece yemek değil, su, sigara, dondurma, deniz ve seks gibi akivitelerinde süren eylemlerinin bildirilmemesi önemle rica olunur.
evet kısalıyor ve ihtimali yüksek bir sekilde yakında bitecek.
seçimlerden önce meclise sunulan teklif ile ilk etapta 15 ay olan uzun dönem askerlik 12 aya 2-3 ay sonrası ise 9 aya kadar kısalacağını, kısa dönem olarak bilinen üniversite mezunlarının askerlik süreleri ise 6 aydan 4 aya kısalacağını,
AK Parti kurmaylarından alınan bilgilere göre Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, askerlik süresinin düşürülmesine yönelik teknik çalışmaların sürdürüldüğünü açıklamıştı. teklif meclise seçimden önce sunulmuştu.
tsk'da neler oluyor demeden bu habere sevinenlerin olduğunu ve bu haber ile ümitlenen bir çok genci düşünmeden kendimi alıkoyamıyorum.
bu durumda teskere hesabı yapan facebook ve er ve erbaş artık sayımı 450 den değil 360dan geriye sayımı başlatacak. burdan askerde bulunan gençlerimize sabır diliyorum.
malumunuzun bir çok kişinin merak ettiği kendine ve eşine yasaklar koyduğu şu sıcak yaz gününde gelen açıklama yüreklere su serpti.
--spoiler--
Ramazan ayında cinsellik bir suç, bir günah ya da çok kötü bir eylemmiş gibi algılanabiliyor
Cinselliğin ülkemizde hala bir tabu olduğunu ifade eden CiSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; Cinsellikte topluma hâkim olan abartılmış ayıp, yasak ve günah kavramları, kişinin nikâhlı eşiyle yaşadığı normal cinsel ilişkileri bile gölge altına alabiliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri Ramazan ayında yaşanan cinsellik tartışmalarıdır. Ramazan ayında cinsellik çok yanlış bir şekilde, sanki bir suç, bir günah ya da çok kötü bir eylemmiş gibi algılanabiliyor ve bu da cinsel dengenin bozulmasına yol açabiliyor. Cinsel dengenin bozulmasıyla sadece cinsel hayat değil, toplumsal yapımızı bir arada tutan saygı, güven ve en önemlisi sevgi kavramı da olumsuz etkilenebiliyor. iyi dengelenmiş bir ilişki hiç kimsenin ruhsal, düşünsel, duygusal veya cinsel olarak diğerine hükmetmediği bir ilişkidir. Ancak, günümüzde herhangi bir çift için cinselliği dengeli bir şekilde ifade etmek ve yaşamak çok zordur. Bu durum sevgisiz, saygısız ve birbirine güvenmeyen bir toplum haline gelmemizin de bir sonucudur. CiSED olarak; ilişkilerimizin sevme ve denge durumundayken, cinselliğimizin sevgi dolu ve dengeli olacağına inanıyoruz. Yaklaşan Ramazan ayının; sevgiyle, huzurla, güvenle, yardımlaşmayla ve şefkatle, Türk insanını ihtiyaç duyduğu bu alanlarda desteklemesini ve cinsel hayatlarında dengeli bir alana taşımasını bekliyoruz. Birlik ve dayanışmanın pekiştiği, insanlarımızı birbirine daha çok yakınlaştıran, günlük kaygı ve sıkıntılardan uzaklaştıran, yardımlaşmaların arttığı, barış, kardeşlik ve hoşgörünün yaşanmasına vesile olan Ramazan ayı; geleceğe olan güvenimizi tazeleyen çok özel günlerdir. Bu nedenle Ramazan ayının yarattığı birlik ve dayanışma alışkanlıklarıyla, başta cinsel hayat olmak üzere, tüm yaşamda iyiye ve güzele yönelmek gerekir. Türk halkının daha sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olması, cinsel sorunlarımızın aşılması, bireyin ve ailenin cinsel sağlığının iyileştirilmesine katkıda bulunma, cinsel konularda bilgisiz ve eğitimsiz hızlı nüfus artışına engel olma, temel insan haklarından olan cinsel sağlık, aile planlaması, üreme sağlığı ve eğitimi konularında hepimize her geçen gün daha fazla görevler düştüğüne inanmaktayız. Bu yüzden Ramazan ayını önemine ve ruhuna uygun olarak yaşamalıyız. Dünyada ve ülkemizde zaman zaman meydana gelen deprem, tusunami gibi doğal afetler, terör, savaş ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar sonucu birçok insan hayatını kaybetmiş, yaralanmış veya yakınını ve yuvasını kaybederek ortada kalmıştır. Bu durum insanlığı büyük acılarla karşı karşıya getirirken, bizlere de daha önce yaşamış olduğumuz felaketleri ve bize uzanan yardım ellerini hatırlatmıştır. Öyle inanıyoruz ki; bu hatırlayış, Ramazan ayında dargınlıkları, kırgınlıkları bir yana bırakarak barış ve hoşgörü içerisinde, sevgi ve saygı ile bizi, birbirimize daha sıkı bağlayacaktır. Yoksullara, öksüz ve yetimlere, düşkün ve yaşlılara, huzurevi sakinlerine, engellilere, sokak çocuklarına, şehit ailelerine, öğrencilere, gurbettekilere, hastalara ve ilgiye muhtaç herkese Ramazan ayının güzelliklerini yaşamanın ve yaşatmanın küçük bir fırsatını sunmamız gerekiyor. dedi.
Ramazan ayı, cinselliği yasaklamadan kalpleri arındırma zamanıdır
Ramazan ayının cinselliği yasaklamadan kalpleri arındırmak için bir fırsat olabileceğini söyleyen CiSED Genel Sekreteri ve CiSED Medya ve Halkla ilişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; islam inancına göre; oruçluyken cinsel ilişkiden kaçınılmalı ve iftarla imsak arasında ilişkiye girilmelidir. Ruhsal ve bedensel bir arınma yaşanması gereken Ramazan ayında cinselliği yasaklamak yerine; gönüller ve beyinler arındırılarak huzurlu ve dengeli bir ruh hali yaratılmaya çalışılmalıdır. Doğadaki bütün canlılara şefkat ve merhamet esasının egemen olması gereken Ramazan ayı boyunca, sağlıklı ve mutlu bir cinsellik yaşanabilir. Kişi beynini kapatarak duygularına odaklanabilir, endişe, korku ve kaygılarını bir tarafa bırakarak anın tadını çıkarabilir. Çünkü insanın maddi ve manevi gelişmesinin yanı sıra ruh ve beden sağlığının korumasında önemli bir yer tutan cinsellik; islam dini tarafından, insan doğasının en temel ihtiyaçlarından biri olarak görülmüştür. insanlar için cinsel arzu ve istekler; açlık, susuzluk gibi doğal olgulardır. Bu nedenle arınma ve arındırma ayı olan Ramazan'da, insanlar cinselliği yasaklamadan; gönüllerini, kalplerini ve beyinlerini arındırmalıdır. içlerindeki kötü duygu ve düşüncelerden kurtularak olumsuzlukları bir kenara bırakmalı, cinsel yaşam ve partnerleriyle ilgili iyi düşüncelere sahip olmaya gayret etmelidirler. iftar sonrası tokluk hissiyle beraber cinsel isteğin artması sık rastlanan bir durumdur. Çünkü insanın temel dürtüleri olan yemek, içmek, barınmak, korunmak ve cinsellik bir zincirin halkaları gibidir. Ancak aşırı yemek yiyerek, tok karnına veya soğuk içecekler içtikten ya da dondurma yedikten sonra cinsel ilişkiye girmek sağlıklı değildir. Hazımsızlık ve soğuk yiyecekler cinsel enerjide dengesizliğe yol açabilir. Aşırı tok karın performans düşüklüğünden başarısızlığa kadar birçok cinsel soruna neden olabilir. Bu nedenle iftardan hemen sonra cinsel ilişkiye girilmemesi gerekir. dedi.
kaynak: Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği.
--spoiler--
Genelkurmay Başkanlığından sürpriz bir şekilde istifa eden Orgeneral Işık Koşaner, internet üzerinde Türk Silahlı Kuvvetleri Personeline yayımladığı belirtilen veda mesajından çok sert ifadeler kullandı
--spoiler--
Bazı haber ajanslarına ve internet sitelerine düşen mesajında Koşaner, muvazzaf personellerin tutuklu bulunmasının evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olmadığını vurgularken, Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSKnın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır dedi.
Koşaner, Yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkanını ortadan kaldırmıştır ifadelerini kullandı.
Hürriyetlerinden yoksun
Koşaner, veda mesajında şunları kaydetti:
Şu anda 173ü muvazzaf, 77si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır. Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek, bir çok hukukçunun da ifade ettiği gibi, mümkün değildir. Bu durum, bir çok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır. Haklarında henüz hiç bir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tehdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şurada değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır.
Yanlı medyaya çattı
Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSKnın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır.
Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkânını ortadan kaldırmıştır. Şartlar ne olursa olsun TSKnın kahraman mensuplarının kutsal görevlerinde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da üstün disiplin, cesaret ve fedakarlıkla başarıya ulaşacaklarına olan kesin inancımı bir kez daha güvenle ifade ederken, TSKnın tüm mensuplarına sağlık ve esenlikler dilerim.
kaynak:milliyet haberde bulunan açıklaması.
--spoiler--
koskoca akp hükümetinin onayıyla genelkurmay başkanı olmuşsun yandaş medyadan yakınıyorsun, paşam beklediğin neydi, sen yanlı medyaya kendini sevdirememişsin, zekatını vermemişsin, bi kaç kemalist haşlamaışsın, rtenin aldrıdığı askeri personele sahip çıkmışsın. yanlış yapmışsın general ama dua et emekli maaşını verecekler, zira biraz ileri gitseydin silivride koğuş sayımında olacaktır. buna şükret ve orucunu tut, namaza başla.
yazın sıcak havalarda vucudun yapış yapış olmasından istifade ederek vucuda yapışan tozların is ve dumanların deri üzerinde oluşturduğu kirdir. bu kiri işaret parmağı ile vucudun yapışlı kısma sürttürmek süretiyle parmağın altında biriken siyah kir kalıntısıdır. bu işlemler sırasıyla gerçekleştiği vakit o bölgede bir temizlenmişlik hissi uyandırır.
tanım: osmanlı devleti zamanında osmanlı devletine savaş malzemeleri üretmesi için kurulan endüstridir. günümüzde makine kimya endüstrisi olarak geçmiştir.
Futbol oyunu, padişah Abdülhamit'in yasak kararına rağmen Dersaadet'in uzak bölgelerinde Zeytinburnu Makriköy (Bakırköy) ve civarlarında Türkler tarafından da etrafa gözcüler konularak oynanıyor ve maçlar kıran kırana geçiyordu.
(...kim ki kale kurup top endah ederek, tepük oynaya, boynu vurula...) Fermanını dinlemeyerek futbol oynamayı sürdürenler Zeytinburnu imalat-ı Harbiye tamir atölyesi mensuplarıydı. Yasak kararının gevşemeye başladığı 1903 yılından itibaren aralarında çeşitli kulüpler kuran imalat-ı Harbiye mensupları yasak kararının 1904 yılında kaldırılması üzerine Zeytinburnu ve civarındaki sahaları doldurmaya başladılar.
Altınörs idmanyurdu, tertip komitesinin talebi üzerine istanbul Cuma Ligi'ne "Sanayii Mektebi" adı altında katılmıştı.
Zeytinburnundaki imalat-ı Harbiye Tamir atölyesinde 1904-1910 tarihleri arasında kurularak aralarında maçlar yapmak suretile faaliyetlerini sürdüren kulüpler şunlardır:
1.Rehber-i Sanayigücü
2.Albayrak Spor Kulübü
3.Gayret Gençlik
4.Numune-i Sübyan Spor Kulübü
5.Besalet Spor Kulübü
6.Tapa Gençlikgücü
Bu kulüpler imalat-ı Harbiye Tamir Atölyesi'nin değişik ünitelerine dağılmıştır. Bir başka deyişle her ünite ve tezgah mensupları aralarında bir kulüp oluşturmuşlardı. Örneğin, Rehber-i Sanayigücü, imalat-ı Harbiye Tamir Atölyesi'nin değişik ünitelerindeki ustalar tarafından kurulmuştur. Numune-i Sübyan Spor Kulübü, usta ve büyüklerin aralarına almadıkları çırak-çocuk düzeyindeki personelin kulübü idi. Besaletspor, adını Arnavutça'daki "besa" yani "beraber olmak, ayrılmamak" kelimesinden almıştı ve atölyelerin değişik ünitelerindeki Arnavut asıllı usta ve işciler tarafından kurulmuştu.
Tapa Gençlikgücü, top dökümhanesi mezunları tarafından kurulmuştu. Tapa, top mermisinin ucuna yerleştirilen ve mermi atıldıktan sonra merminin patlamasını sağlayan ayarlı kapağa verilen isimdi.
imalat-ı Harbiye Usta Mektebi talebeleri ile top dökümhanesi mensuplarının da yer aldığı, bu gayri federe kulüplerin aralarında yaptıkları maçlar zaman zaman sürtünme ve tartışmalara neden oluyordu.
Bu böyle olmayacaktı...
istanbul Ligi kurulmuş, maçlar başlamıştı.
Kendileri de bir çatı altında toplanarak kulüp kurabilirlerdi; böylece lige katılır, adlarını daha iyi duyurabilirlerdi. Bu maksatla 1910 Haziranın 14'ünde imalat-ı Harbiye Mektebi işcilerinin de katıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantı, bir sonuç alınamadan dağıldı. Aynı yıl ve ayın 19. günü yapılan toplantıda da bir sonuç alınamadı ama, mektebin son sınıf öğrencileri kararlı idi. Kulüplerini kuracaklardı. Aynı sınıfın iki güzide öğrencisi Agah Orhan ve Şükrü Abbas'ın yıldızları bir türlü barışmıyor, anlaşma sağlanamıyordu. Futbola yatkın ve meraklı talebe sayısı ise oldukça fazla idi. Atölye ve dökümhanede çalışanları da yanlarına aldılar mı, sırtları yere gelmeyecek bir kuvvet olabilirlerdi. iki taraf ayrı ayrı ve harıl harıl hazırlıklarını sürdürüyorlardı. Ve nihayet, Agah Orhan'ın başını çektiği grup hazırlıklarını tamamlamış "ALTINÖRS iDMANYURDU" nun evraklarını mutasarrıflığa vermişti.
Tarih, 31.08.1910 idi. Bunu haber alan, Şükrü Abbas'ın başını çektiği grup, son hazırlıkları bir kez daha gözden geçirdikten sonra evraklarını mutasarrıflığa teslim etti. Böylece "TURAN SANATKARAN GÜCÜ" de kuruluşunu tamamladı.
Tarih, aynı tarihti yani, 31.08.1910.
Değişik ünitelerde faaliyette bulunan gayri federe kulüpler bu iki teşekküle ithak ettiler. Aynı müessesenin çatısı altındaki iki kulübün rekabeti sonraları bazı sürtüşme ve hatta kavgalara neden olacaktı. bu sürecin sonunda ise Ankaragücü, yine 1910 Yılında imalat-ı Harbiye adı altında kuruldu.
tanım:söylenmek istenen şeylerin kağıda dökülmüş halinin hitap edilen kişiye garanti bağlamında okutmak.
çok şey anlatmak istedim..
daha ilk yudum biramda kafam deliye dönmüştü. her şeyi anlamaya başlamıştım. o kadar net görünüyordu ki her sey. basitliğiyle yalınlıyla anlatabilirdim. anlatmak için sana dair başlık açacaktım ve yazacaktım. yazmayı düşündüğüm andan itibaren o kadar hızlı çözülmüştün ki her sey kolay olacak sanmıştım. muhtelif kelimelerle söz öbekleriyle değil, sana dair kullanılması gereken hangi kelime varsa sadece onu kullanarak yazacaktım. artık ilk bardak bittiğinde biramın sana dair düşüncelerim öyle bir seyr almaya başlamıştı ki zaman kavramını yitiriyordum. neler düşündüğümü neler hissettiğimi biliyorum ama ne zamana dair düşündüğümü..
düşündüklerimi yazamadım. sadece bir kaç cümle sonrasına yetişebildim.. sonrası senden hızlı gitti düşündüklerim.
sözlüğün bir parçası olan karmaların yerinde saymasından rahatsız olan ile sözlükte oylama yapılmıyor yazdıklarımızın durumu ne diyen bizlere kızan yönetim ve yazar kadrosuna verilebilecek masumiyet tadında bir cevap.