vücudunda herhangi bir benzetmeye dahi girecek uzvu bulunmayan, olsa olsa bamya ile ilişkisi gündeme gelen, bol sesli kafatasına sahip türk erkeğinin ya da çanak yalayıcılarının sözde tespiti. öpsün biri hepsi geçer. *
şu anda yapıyorum. ağzımın açık kaldığı ve ellerimin sinirden titrediği şu günde ağlamak yerine gülüyorum ve saçmalamanın tadına varıyorum. hangi birine o cezayı kessem bilemediğim için şu an gülüyorum. halime gülüyorum. düştüğüm duruma gülüyorum.
uyanık kişilerin kullanabileceği durum. çok eğlenceli oluyor. en son kardeşim üzerimde denedi bunu. bilinçaltı denilen şeylerin yanında saçma şeyler de çıkıyormuş açığa.
- abla mesaj geldi sana. bu saatte kimdenmiş, uyan!
- avrupa yakası'ndan gelmiş.
- ne diyorlarmış?
- aslı sen ol, beyaz elbisem nerede?
yolda gece yarısı çok güzel oluyor. hele de kaliteli bir yayıncılık varsa ne kadar unuttuğunuz ve sevdiğiniz şarkıya ulaşıyorsunuz bir anda. trt ise bu konuda hele de gece ise bir numara.
pentagram ın gerçekçi bir dost gibi beni kendime getiren şarkısı. hayatta koşturmacalar, üzüntüler her zaman iyi sonlara varmaz. bazen dener dener yanılırsın ve yenilirsin. dünya durmaz, hayat geçiş konusunda uzman. her ne kadar kaçsan da o seni bırakmaz.
nimet çubukçu nun "prensipte evet" dediği yobazlaşma yolunda atılan adımlardan biri daha. hayır bunlar evet kelimesine o kadar çok alıştılar ki bu ara her ne sorsanız evet diyecekler. o nedenle ciddiye almayınız. bunlar daha sınav yapmayı beceremiyorlar.
ha bu arada ben de prensipte birçok şeye "evet" diyorum ama "hayır"da her zaman "hayır" vardır. hayır demeyi öğreniniz. sizin yararınıza olacaktır. yoksa kafanıza çok vurup, ekmeğinizi çok alırlar elinizden.
tenekenin iyi iş çıkardığı şarkılardan biridir. umudum var yani onlardan. bu şarkı yer yer açıp dinlemek isteyeceğiniz cinsten. açtım dinliyorum şu an. öyle yani.
"araba dediğin işte budur" tanımına erişmiş efsane araç. karizması bambaşka. bir kez görüp anında yok olmuşluğu mevcut. ölmeden önce o benim olacak! hrrrr....
yine bir hayal alemindeyken adeleli kolları ile mükremin ona eşlik etmektedir. numan da denizde boğulmakla meşguldür. feriştah bu durumu farkedip, numan'a öneride bulunur:
bu sene kpss olaylar zincirinde yerini almış, "yok artık" dedirtmeyi başarmıştır.
- sevişmek: 1 dk
- sevmek: bir ömür sürer
- kpss'de fullemek: paha biçilemez!
alınanlar coşmuş. arkadaşım ben mi dedim full yapın diye. bari kafayı basıp bir iki yanlış yapsaydınız da dilime düşmeseydiniz. *
ayrıca evlenecek insanların, eş hayallerini değiştirmiştir bu çift: " böyle birini alıcam arkadaş netleri netlerime uyan" geyikleri başlamıştır. helal.
"beni çıldırtsan da senden başka kimse yok içimde, aşığım ulan sana. gel de al gönlümü." şarkısı. tabi bu kadar kaba tabirler içermiyor. daha güzel bir aşk şarkısı var mı bunun üzerine bilemiyorum.
şimdiye kadar ösym ve meb'in sessiz kalması, herhangi bir açıklama yapmamasıyla iyiden iyiye sinir katsayısı artmaktadır. hayır üç beş kişi kendini assın, üç beş kişi soyunma eylemi mi yapsın isteniyor?
bir de full yapanlar, eğer kopya olayı varsa bari bir iki yanlış yapsaydınız be kardeşim. hep birlikte naptınız siz böyle?
başkaları ile olabilme ihtimali varken, sadece onun adını duyunca bile uzun huzurlu yolculuklara çıkıyorsanız ve etrafınızdakileri toplayıp kenara atıyorsanız, en önemlisi bunları tek saniyede yapıyorsanız, aşıksınızdır.
ringler üniversitede herkesin kullanımına açıktır. hocalar da öğrenciler de aynı araçları kullanmaktadırlar. zaman zaman ki bunlar yaz okulu dönemlerine doğru tenhalaştıkları görülmektedir. işte o vakitlerden birinde hoca olduğunu anladığım birisi ve öğrenci olmadıkları bilinen birkaç kişi ile ringin hareket etmesini bekliyorduk. derken olayın kahramanı, eşofmanı, parmak arası terliği ile sahneye çıktı. hoca ile günaydınlaştılar. hoca geçen derse neden gelmediğini sordu, genç bahanelerini sıraladı derken; hocanın süzüşünden bir anlam çıkaramadım. pusuda onları izledim. olayın kahramanı ring hareket etmeden geri indi. geriye öğrenci olarak sadece ben kalmıştım. hoca başladı çocuk hakkında konuşmaya:
--"şuna bak terlikle okula gelmiş bir de eşofman var üzerinde. ben de bunu dersten geçireceğim öyle mi?"
bu cümleyi duyduktan sonra dışarıda arkadaşını bekleyen kahramana "sıçtın" bakışı attım. sanırım anlam veremedi hüzünlenmiş halime ama ben görevimi yerine getirdim. sonra hareket etti. edepli edepli fakültemin önünde inerek örnek öğrenci tablosunu da hocanın gözüne iliştirdim. *
