çok kötü bir durumdur. ne yapacağınızı bilemezsiniz. koğuş ağasına kafa atsam mı atmasam mı ikileminde kalıp bir anda koğuş ağası ile kanka bile olabilirsiniz. sakıncalı bir durumdur.
ilerde çocuğunun üzerinde derin etkiler bırakacak bir davranışı gerçekleştiren düşüncesiz ve piskopat ebeyendir. aslında insan bile denemez buna.
öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım. genel görüşün aksine lunapark'a çocuklar gitmez. yetişkinler gider. şimdi neden diye sorup da beni sinirlendireceksiniz ama sizi aydınlatmak adına açıklayayım nedenini. zira lunapark denilen yerler aslında son derece tehlikeli mekanlardır. çocuklar orda eğlenemez. çocukluğunu yaşamayaz. gidip normal çocuklar gibi bilye, ebelemeç filan oynasınlar.
lunapark'a ise sadece ve sadece yetişkinler gitmelidir. eğlence yetişkinlerin hakkıdır. çoluk çocuk ne anlar lan? dediğim gibi çocuklar, siz gidip ebelemeç oynayın bundan sonra. şerefsizim lunapark'ın birinde bi çocuğa rastlarsam önce annesini/babasını, sonra da çocuğu döver, ağzına ağzına vururum.
vefasızlık göstergesidir. ben böyle bir şey görmedim arkadaş. insanın önce kendisine, sonra da bakkalına saygısı olmalıdır. gidip bi bakkala "abi sen bana şu dükkanı ver. yarın ben sana borcumu getiricem" demek kolay. peki ya icraat? ha, nerde lan icraat? nerde bu borç?
yani ne bileyim, bir türlü kavrayamıyorum bu durumu. o insanların halini hiç mi düşünmüyorsunuz? bedaya mı iş yapıyor o orda?
bakkaldan ya veresiye istemeceksiniz ya da borcunuzu hemen ertesi gün verecek, tüm mahalle esnafının güvenebileceği bir insan olduğunuzu göstereceksiniz.
borcuna sadık olmayan ama saçını kestirirken "abi jimi hendrix gibi oldum. kurtar beni bu dertten" sözleriyle yalvaran edepsizdir.
madem o saçını kestirdin, insan gibi yaşamak için gerekli bi adım attın, o zaman borcunu da vereceksin. o berber zaten zar zor, güç koşullar altında mesleğini en muhteşem bir şekilde icra etmeye çalışıyor. çaba sarfediyor. sen de önce kendine saygılı olduğunu gösterek, önce dükkana efendice girip "abi kusura bakma. biraz geç kaldım ama bu borcum. bu da bahşişin" diyerek eline aşağı yukarı 50 lirayı sıkıştırıp, gideceksin. başka türlü olmaz lan bu işler.
berberlerin genelde arabesk vb müziklere ilgi duyduğunu sanacak kadar dar dünya görüşüne sahip, berberi metallica dinlerken gördüğünde "sen ne anlarsın lan denyo" bakışlarıyla o saygıdeğer insanı tepeden aşağı aşağılarcasına süzen ve bi "neyse abi. hadi görüşürüz" cümlesini bile çok görecek kadar yavşak olan saygısızdır.
halbuki onlar kültür düzeyleri, entelektüel seviyeleri en yüksek insanların içinde yer alırlar. bakmayın lan öyle mal gibi bütün gün saç kestiklerine filan. adamlarda aslında olaylara geniş bir bakış açısıyla yaklaşıp, derinlemesine analiz edebilecek kapasite bile var. gerçi metallica dinleyen her insan bu dediklerime uygun oluyor mu? hayır. ama berberler oluyor. dinlese de, dinlemese de oluyor. bu söylediklerimi kabullenmeyenlere rica ediyorum, bundan sonra berberlere 20 lira bahşiş bıraksınlar. hiç olmazsa bi işe yaramış olurlar.
zaten bir sürü derdinin arasında yorgun düşmüş olan berberlerin kafasını iyice karıştıran hırttır. lan olm, o nezih ortama sahip dükkana girmeden önce düşünsene saçını hangi modelde kestireceğini, nasıl şekil vereceğini filan? o saygıdeğer insan senin bıdı bıdılarını çekmek, senin saçına hangi şekil vereceğini düşünüp, planlayıp uygulamaya koyabilmek için gerekli şartların oluşmasını beklemek zorunda mı? ohoo mına koyim. ölme eşeğim ölme.
insanlarda genelde mantık olur ve mantıkla hareket etmesi gereğini bilirler. ama sende bu dediğimin f si bile yok?(şimdi hıyar gibi f ne alaka yaa diyenler de bu dediğim insan tarifine uygun oluyor. asjkasdjkasdjas)
saygıdan yoksun, esnafların tek tek halini hatrını sormayı üşengeçliğinin ve hayvanlığının karışımından ortaya çıkan bir netice olarak gerçekleştirmeyen vefasızdır. lakin işleri düştüğü zaman, süpürge gibi olan saçlarını kesmesi, o hayvani saçlarla uğraşması için berbere yalvarırlar. yalvardıktan sonra bir daha da sohbet etmezler ve tıraşın sonunda, bu kadar eziyetin ardından bir bahşişi bile çok görürler.
berberler bu dünyadaki saygıyı en hakkeden kişilerin önde gelenleri oluşturan bir topluluktur. geçen gördüm topluca birkaç berberi. o kadar keyiflendim ki anlatamam. hemen girdim içlerine şarkılar eşliğinde yürümeye başladık. sonra mutluluğun doruk noktalarına ulaştık ve depar atmaya başladık. işte gördüğünüz gibi berberler çok iyi, vefalı, saygı değer insanlardır. fuleli adımlarıyla depar bile atabiliyor, kıvrak hareketlerle koşabiliyorlar.
ama siz, bir gün bile tıraş olmanın dışında bir berbere uğrayıp "abi nasılsın ya" diye sordunuz mu? lan ancak gidip kafanıza jöle sürersiniz tıraş olmanın haricinde. berber lan orası. jöle dükkanı mı yazıyor kapıda?
burdan tüm vefasızlara sesleniyorum: bundan sonra berberlerinizi her gün, düzenli olarak ziyaret edecek, ziyaret esnasında da hediyenizi vereceksiniz.
uzun bir aradan sonra kestirmeye karar verdiği saçının tüm yükünü zavallı berberin omuzlarına yüklemesine rağmen üç beş kuruş bahşişi çok gören pintidir. ama berberin de çay ikramını geri çevirmez. bu kadar da arsızdır.
parasızlıktan saçını kestiremeyip de insanlara şekil diye yutturmak isteyen sözlükçüdür. niye mi? çünkü bu adamlar üstün vasıflarından dolayı berber muhabbetini de bilmezler. uzun bir aradan sonra oturdukları berber koltuğunda elleri ayaklarına dolanır, dilleri tutulur bu hayvanların. hayvan diyorum çünkü o saçı gören kim olsa hayvan der.
hayvansınız çünkü üç beş kuruşu bir araya getirip de bi saç kestirebilecek kadar potansiyele sahip değilsiniz. hepsini geçtim, madem insan gibi yaşamaya, adam olmaya karar verdiniz, oturduğunuz berber koltuğunun hakkını verin. konuşun lan o berberle. insan olduğunuzu gösterin ona. neşe içinde şarkılar söyleyin, keyifli bir tıraşın tadını doyasıya yaşayın. dünya hakkında uzun uzun görüş alışverişleri yapıp, aslında son saç modellerinin çok dandik olduğundan bahsedin. fıkra anlatın.
aslında orjinal hali parasızlıktan saçı kestiremeyip şekil diye yutturmak olacaktı. olmadı ama. olduramadım.
"imajımı yeniliyorum, çok daha süper oluyo böyle abi" sözlerini ağızlardan eksik etmeyip, etrafta arsızca dolaşan insanın yalan dolan eylemi. yok böyle bir şey arkadaş. o saçın aslında ben ya da benim gibi zeki birçok insan, parasızlıktan kestirilemediğinin farkında. biliyor bunu. ama seni kırmamak için bu acı gerçeği senden saklayıp, götüyle gülüyor sana. biliyor ki, aslında sen evde yalnız başına kaldığında saçlarına bakıp hüzünleniyorsun ve "lan mına koyim artık kestireyim de kurtulayım şu saçı. çakma jimi hendrix ayaklarına yatmaktan bıktım" şeklinde debeleniyorsun. madem paran yok, gel benden borç iste de kestirelim lan saçını hayrına. hiç olmazsa etraftaki çakma hendrixlerin sayısında azalma olur.
baha ve orhan ölmez dinledikten hemen sonra bu adamları dinlerseniz kendinizi bir anda balkondan sarkarken bulabilirsiniz. baha gidin hayatımdan bitsin bu kasvet.
küçükken bildiğin soğuk çay zannedip evde çayı soğutarak yaptığım ama tadı hiçbir şeye benzemeyen ve ailedeki herkesin benle dalga geçmesine neden olup şahsımı travmalara sürükleyen bir içecek.
youtube'a girmek için kullanılan ve yalnızca host dosyasını değiştirerek girmenizi sağlayan bir program. yani kendi başınıza çok az bir işlemle yapabileceğiniz işi, hazır bir şekilde kendisi hallediyor bu güzide program.
ligin açılış maçıydı. beşiktaş geçen sene ligi şampiyon bitiren bir takım ve bir bakıma haklı olarak stesli çıktı maça. zira dediğim gibi geçen senin şampiyonu olma yükü vardı omuzlarında. neticede bu stres ve yük, 2 puan kaybettirdi kendilerine.d
efsane olacak kadar kaliteli bir futbolcu olmasa da, yeteneği ve kritik anlarda yaptığı asistler, attığı gollerle anılacak futbolcudur. kariyerinde ulaştığı doruk nokta ise fiorentina'dır. rui costa'nın, rui costa olmasının en büyük etkenlerinden biridir. milan kariyeri ise ne yazık ki başarıyla sonuçlanamamıştır.
